Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder sözünü pek sakınmaz, doğru olanı da söylemekten geri durmaz.
Battalgazi Belediyesinin yapmış olduğu hizmetleri tanıtım gezisi ve toplantısında Malatya da kimsenin pek de söyleyemeyeceği bir doğruyu anlattı bize:
"6 Şubat depremlerinden sonra Malatya Merkezinin altının su olduğunu 8 ay sonra da olsa öğrendik.
Suyun drenaj kanallarıyla toplanarak sulamada kullanılması tartışıldı ancak büyük obruklar oluşacağı söylendi vaz geçildi.
Akpınar'dan başlayarak bu bölgenin altında 25-30 metreye kadar su olduğu rapor edildi.
Malatya merkezinin altının su kaynaklarının üzerinde olduğu ortaya çıktı.
Bu nedenle yapıların yapılması için binlerce fore kazıkların çakılmasına karar verildi."
Nihayet bir tespit ortaya çıkmıştır.
Malatya merkezinin altı su kaynaklarıyla doludur. Suyun üzerine beton dökerek yapılan binaların kağıt gibi yıkılmasının sebebide buymuş.
Dünya'da önce su kaynakları, sonra tarım arazileri Devletler tarafından korunur.
Ama Malatya'da ise küçük çaplı da olsa derelerin geçtiği Kışla ve Fuzuli Caddelerinin üzerine Apartmanlar yapılır, Akpınar'ın üzerine işyerleri kondurulur, Cirikpınar'ın üzerine Çarşılar kurarlar, Sıtmapınarı'nı kurutup mülk yaparlar, Suyun akarak Çarmuzu'ya kadar giden yönünün önüne, Çevre yolunun altına alt geçit yapmak için yolun her iki tarafında fore kazıklar çakıp yerin altında birde göl oluşmasına sebep olurlar.
Ancak su akarını hep bulmuştur.
Su üzerinde cambazlık yapmanın sonucu da hep ağır olmuştur.
Bu nedenle bu su kütlesinin üzerinde yapılması düşünülen Çarşılardan, binalardan ve her türlü yapıdan süratle vaz geçilmesi en doğru olanıdır.
Sayısı henüz belli olmasa da en az 10 bin adetten başlayarak 50 binlere kadar çıkacak Fore kazıklardan bahsedilmektedir.
Yerin üstünden 3 metre derine inildiğinde su kaynamaya başlayıp gölet olurken, yerin altında 25 metreyi bulan suyun altındaki sert zemine 30 metreden sonra ulaşılıyorsa kazılacak fore kazıkların yerin altındaki derinliği 40-50 metreyi bulacaaktır.
Bu durumda Malatya Çarşısının yapılacağı alana çakılacak fore kazıkların maliyeti büyük rakamlara ulaşmaktadır.
O zaman suyun üzerinde yeni bir senaryoya gerek yoktur.
Şehir merkezindeki yapılaşmayı en aza indirmek zorundasınız.
Hadi başladı Hükümet Binasını yaparsınız, Yeni Cami'de yapılır geriye kalan alanı Yeşil alan ve dinlenme alanı olarak planlayın. İçinde gölü olan bir Millet Bahçesi yapınız.
Hatta Bakırcılar Çarşısı için yaptığınız kazı alanını daha da genişletin, devasa bir göl alanı yaratın, kenarlarını sahile dönüştürün, ortasından su kendiliğinden kaynayarak gölü doldurur, kayıklar, motorlar, hatta sürat tekneleriyle turlar düzenleyin.
Adına da Malatya Gölü adını verin.
Etrafına binlerce çınar ağaçları dikin, vatandaş gelip gölün etrafında dinlensin.
Uygun bir yere de Deprem anıtı yaptırın.
Selahattin Alpay Gelsin birde türkü yaksın...
Malatya Gölüne derin dediler...
Bırakın beydağlarından çıkan kernek suyu akarını bulsun, yerin üstünde yaptıklarınızı yerin altına yapmayınız.
Malatya Çarşını yapmak içinde Sümer Parkı feda edelim, Büyükşehir Belediye Binası etrafına da zorunlu olacak çarşıları veya işyerlerini yapalım.,
Malatya merkezinde de sular bildiği gibi aksın.
Nedir bu inat, nedir bu öngörüsüzlük.
Bakın 1935 Yılında Hükümet Binası nereye yapılmalı diye tartşılırken, bugünkü yere 12 Meclis üyesi hayır demiş. Burada su kaynağı var, bu bina eninde sonunda yıkılır demişler. Hayır demişler bu bina Sıtmapınarı civarına giderse orada yeni bir rant alanı oluşur denilerek inatla ve ısrarla mevcut yere yapmışlar.
Hükümet binası yapılıp 1941 yılında hizmete açıldıktan 82 Yıl sonra depremde ağır hasar alarak yıkıldı.
Su affetmez... Suyla oynanmaz... Su akarını bulur... 
İşte Malatya İl olurken, Şehir merkezi bu bölgede kalsın diyen, ileriyi görmeyen yöneticilerin yüzünden su kaynaklarının üzerine kuruldu. Dereler kapatıldı, köprüler yıkıldı adları kaldı. Büyük ve Küçük Hüseyinbey köprülerinin yerini bilenler var mı? 
Su kaynaklarının, pınarların üzerine binalar konduruldu. Hala altından suları motorla çekip kanalizasyonlara veriyorlar.
6 Şubat depremleri tüm bu yapıları yıktı geçti.
Şehir merkezi adeta yok oldu. 
Yeni Malatya'yı kurarken geçmişten ders alalım, yarınlarda yeni facialara yol açacak projelerde ısrar etmeyelim.
Bilim ne diyorsa orada kalalım.
Çıkar uğruna, menfaatleri korumak adına yeni Malatya'yı da feda etmeyelim.
Faturası çok ağır oluyor.