Türkiye 40 yıldan sonra ilk kez altın madalyasız bir olimpiyat bitirdi ve toplamda 8 madalya ile 206 ülke arasında ancak 64’üncü olabildi..
Günlerce Yusuf Dikeç’in tabanca atışı sırasındaki havalı, karizmatik duruşunun verdiği gazla coştuk, o keyifle avunduk durduk…
Dikeç’in tüm dünyada viral olan pozu bizi o kadar kendimizden geçirdi ki, dışarıdan bakanlar sanır ki madalya sıralamasında ilk 5’e girmişiz.
Slovenya, Hırvatistan, İsveç, İsrail, Bulgaristan, Romanya gibi küçücük ülkeler sıralamada bizim çok üzerimizde yer alırken; Osmanlı İmparatorluğunun varisi, bölgesinde lider ülke konumundaki Türkiye’nin 1.4 milyon nüfuslu (ancak bir vilayetimiz büyüklüğünde ve geçmişte bizim ilçemiz statüsünde olan) Bahreyn’in bile gerisinde kalması ne kadar büyük bir başarısızlığa uğradığımızın resmidir…
Bizim yarımız kadar nüfusu olan ve 70’lerin ortalarında eşit kalkınma düzeyinde bulunduğumuz Güney Kore, 13’ü altın, toplam 32 madalya ile 8’inci sırayı aldı…
Güney Kore, 2024 yılı devlet bütçesinden spor hizmetlerine ayırdığı 1.5 milyar$’lık bütçe ile bu parmak ısırtacak yüksek dereceyi elde ederken; biz aynı yıl spor hizmetlerine Kore’ninkinin 2 katından fazla, yaklaşık 3.5 milyar$ harcadığımız halde ancak nal toplayabildik.
Olimpiyatlar, öyle bir birimize gaz vererek kendimizden menkul güç gösterisi yapacağımız yerler değil, spordaki gerçek başarının uluslararası ölçekte test edildiği rekabet arenalarıdır.
Bu başarısızlık “Ne diyelim? Kaderimiz buymuş…” diye üzerine bir bardak soğuk su içilerek geçiştirilecek kadar basit bir olay değildir.
Bu sonuç;
-Spor hizmetlerinin, uzun vadeli stratejiden ve rasyonel planlamadan uzak, başıboş ve amaçsız bir biçimde yürütüldüğünü gösteriyor
-Devasa teşkilatı ve 75 bine yakın personeli olan Gençlik Spor bakanlığının spor hizmetlerine ayırdığı yıllık 110 milyar TL’nin verimsiz ve çok kötü bir şekilde harcandığını, deyim yerindeyse havaya savurulduğunu ortaya koyuyor
-Türkiye’de spor adamları ve yöneticilerinin ehliyetsizlik, liyakatsizlik ve çapsızlıklarını önemli ölçüde tescil ediyor
Ortaya çıkan sonuçlar açık yüreklilikle, dürüst, gerçekçi ve samimi bir şekilde enine boyuna irdelenmeli; çözüm için gerekli tedbirler bir an önce alınarak bize yakışmayan bu olumsuz tablo değiştirilmelidir.