Malatya'nın Pötürge kazasına bağlı Keferdiz (Yenidoğan) nahiyesinin Mezraa köyünde doğdu. Babası, Hasan Bey; annesi Esma Hanım'dır. Doğumundan kısa bir süre sonra annesini, birkaç sene sonra da babasını kaybetti. Üvey annesiyle kalan Arkın, yedi sekiz yaşlarındayken dayısı tarafından İstanbul'daki akrabalarının yanına getirilerek darüleytama verildi. Bir sene Trabzon'da yatılı okuduktan sonra, Hopa'ya nakledildi. İlkokulu, Hopa Yatılı Okulunda bitirdi (1928). İstanbul'a dönerek Resimli Ay Matbaasında çalışmaya başladı. Burada günleri edebiyatçılar, eğitimciler ve yayımcılar arasında geçen Arkın, onların desteğiyle İstanbul Muallim Mektebine kaydoldu. Yatılı kısmı olmayan okula devam ederken çoğu gece matbaanın bir odasında kalıyordu. Zorlanan Arkın, Esat Mahmut Karakurt'un yardımıyla Ankara Gazi Muallim Mektebine yatılı olarak gönderildi (1931). Okuldaki kefili ve velisi, Peyami Safa'ydı.
Okulun ilkokul öğretmen bölümü kapatılınca Balıkesir Necati Bey Öğretmen Okulundan mezun olur ve Öğretmen olarak göreve başlamasından birkaç ay sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümünün sınavını kazanarak Ankara'ya gider. Yükseköğrenimini tamamlamasının ardından ilköğretim müfettişi olarak Mersin'e tayin olan Arkın, askerliğini yaptıktan sonra aynı görevle İstanbul'a atanır. Daha sonra tayin edildiği Van'a gitmeyince memurluğu son bulur ve kendisini tamamen yayımcılığa verir.
Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın "Yaşamım boyunca tanıdığım iki kişi vardır ki, bunlar tek başına eğitim bakanlığının görevini yapmışlardır: İlki Yaşar Nabi Nayır, ikincisi Ramazan Gökalp Arkın." (Kaynardağ 1985: 120) sözleriyle andığı Arkın; çocuk yaşlardan itibaren çalıştığı yayınevi ve gazetelerde öğrendiklerine eklediği başarılı eğitimi ve meslek yıllarındaki dikkatleri sayesinde 1944'te Bir Yayınevi'ni resmî olarak 1946'da üzerine alır.
Arkın Ofset Basımevi ile kendi matbaasını kurarak ilk ve ortaokul çocukları ile öğretmenlerine yönelik dergi, kitap, atlas, ansiklopedi, antoloji gibi türler de dâhil olmak üzere beş yüze yakın eser yayımlar. Sadece piyasa ihtiyaçlarını değil, yurtdışını da izleyerek sürdürdüğü yayımcılık hayatı boyunca Avusturya devletinin ders kitabı ressamına hazırlattığı ve İtalya'da bastırdığı Canlı Alfabe gibi kitaplar ve Frankfurt Kitap Fuarı'na katılan ilk Türk yayınevi olmak önemli başarıların sahibi olur. Aynı zamanda Resimli Ay Matbaasına girmesiyle dâhil olduğu edebiyat âleminde kurduğu ilişkileri hiç kesmez ve zor dönemlerinde sanatkârların yardımına koşarak dolaylı yoldan edebiyata daima hizmet eder.
İlkokul çağında edebiyata ilgi duymaya başlayan ve ilk şiiri, 1929'da Çocuk Esirgeme Kurumunun yayımladığı Çocuk dergisinde çıkan Arkın, yazarlığını, Balıkesir'de yayımlanan Türk Dili ve Savaş gazetelerine düzenli olarak şiir, öykü, tefrika roman, oyun ve fıkralar verdiği 1934'ten başlatsa da aslında, muallim mektebine girdikten itibaren hazırladığı duvar gazeteleri ve yazdığı oyunlarla sürekli yazı faaliyetleri içerisindedir. Köye Doğru, İnkılap Yolu, Bir Zaferin Yası gibi başlıklar taşıyan oyunların hemen hepsi İstiklâl Savaşı ve kahramanlıkla ilgili metinlerdir. Bazıları manzum ve müziklidir. Hepsi halkevinde yahut sinema salonlarında sahneye konulmuş; "Köye Doğru", Türk Dili gazetesinde yayımlanmıştır. Ayrıca daha önce bir yaz tatilinde Cumhuriyet gazetesinde çalışan Arkın, Savaş gazetesinin bir dönem başına geçmiş ve birinci sayfa yazılarını yazmıştır. Mezun olup İstanbul'a döndükten sonra kısa dönemler Son Posta ve Tan gazetelerinde de çalışmıştır.
Daha sonra kendi yayınevinde bastıracağı “Ezber İnşad Öğretimi ve Çocuk Manzumeleri” adlı teziyle bitirdiği pedagoji bölümde öğrenciyken çok sevdiği Rıza Tevfik'in şiirlerini topladığı Rıza Tevfik, Hayatı ve Şiirleri adlı çalışmasını yayımlar. Yine aynı yıllarda eşi olan Mefharet Hanım'a duyduğu aşkla kaleme aldığı şiirlerini Yüzgörümlüğü adlı kitapta toplayıp ona hediye eder. Şiiri çok sevdiğini, ancak şairlik iddiası olmadığını söyleyen Arkın'ın eserleri, Sadettin Kaynak ve Safiye Ayla gibi şahsiyetlerin ilgisini çekmiş; “Kara Bulutları Kaldır Aradan”, “Gönül Şarkıları” gibi bazıları bestelenerek bugüne kadar gelen şiirleri, Arkın'a ilk telif ücretini kazandırmıştır. Buna rağmen Arkın, müfettişlik yıllarında kaleme aldığı İlkokul Öğretmenine Temel Kitap ile gurur duyduğunu ifade eder.
Arkın'ın yayımlayan, hazırlayan ve yazar olarak onlarca eğitim ve meslek kitabında adı geçmektedir.
Ramazan Gökalp Arkın kendisini kültür ve edebiyata adayan bir hemşerimizdir.
Bu güzel hemşerimizi kaybettik. Her canlının tadacağı ölümü bizlerden önce tadan bir güzel insandır.
Allah’tan rahmet diliyoruz. Yine diliyoruz ki, mekanı cennettir.
Malatyalıların başısağolsun.
26 Eylul 2024 21:57