ALTIN
 2.449,87
DOLAR
 32,8463
STERLİN
41,6020
EURO
 35,1808

Cihat Yaycı: Bu coğrafyada güçlü ordusu olmayan hiçbir devlet yaşayamaz

Doç. Dr. Tümamiral Cihat Yaycı "Türkiye hakikaten çok kritik bir coğrafyada yer alıyor. Bu coğrafyada güçlü silahlı kuvvetleri olmayan hiçbir devlet yaşayamaz. Büyük Ortadoğu Projesi denen şey, Büyük İsrail Projesidir" dedi. 

18 Ekim 2024 11:31
Cihat Yaycı: Bu coğrafyada güçlü ordusu olmayan hiçbir devlet yaşayamaz

Malatya Turgut Özal Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi ile İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi iş birliği ile bu sene 5.’si düzenlenen Uluslararası Turgut Özal Ekonomi ve Siyaset Kongresinin açılış oturumu Kale ilçesinde yaşanan deprem nedeniyle online sistemle gerçekleştirildi. Kongreye katılan Doç. Dr. Tümamiral Cihat Yaycı “Mavi Vatan Bağlamında Hukuki, Siyasi, Ekonomik Gelişmeler ve Jeopolitik Öneriler” başlıklı konuşmasında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. 

SON 30 YILDA TÜRKİYE'NİN ETRAFINDA 20 SAVAŞ OLDU"

“Türkiye hakikaten çok kritik bir coğrafyada yer alıyor. Jeopolitik ve jeostratejik açıdan geçmişten günümüze gerek hayat alanı teorisi, gerekse deniz hâkimiyet teorisi vb. tüm hepsinin merkezinde aslında Avrasya ve Avrasya’nın merkezinde de Türkiye oturuyor. Türkiye hem Avrupa’yı hem Asya’yı hem Afrika’yı birbirine bağlayan çok önemli bir coğrafyada yer alıyor. Son 30 yılda dünyadaki en önemli savaşların 20 tanesi Türkiye’nin etrafında olmuş.” İfadelerine yer vererek konuşmalarına başladı. 

"GÜÇLÜ ORDUSU OLMAYAN HİÇBİR DEVLET YAŞAYAMAZ"
Türkiye’nin etrafında sürekli savaşların olduğunu belirten Doç. Dr. Tümamiral Cihat Yaycı,  “Etrafımız bir cehenneme dönmüş, bir çöl iken biz bir vahada yaşamışız ve yaşıyoruz da. Bütün savaşlar bizim sınırlarımızda olurken; bizim sınırlarımızdan içeri bu savaşlar sirayet edememiş. Bunun iki nedeni var. Birincisi güçlü devlet yapımız, ikincisi güçlü devlet yapımızla bağlantılı olan güçlü silahlı kuvvetlerimiz. Bu coğrafyada güçlü silahlı kuvvetleri olmayan hiçbir devlet yaşayamaz. Devlet geleneği bizim gibi binlerce yıla dayanmayan devletlerin yaşaması söz konusu değildir. Bu savaşlarda her iki alanda zafiyeti olan devletlerde oluşuyor.” dedi. 

"BOP BÜYÜK İSRAİL PROJESİDİR"
Doç. Dr. Tümamiral Cihat Yaycı konuşmalarına, “Biz devlet ve silah yapımızı her bakımdan güçlü tutmak zorundayız. Büyük Ortadoğu Projesi denen şey, Büyük İsrail Projesidir. Bizim ülkemiz maalesef kritik bir coğrafyada, kesişim kümesinde yer alınca, ülkemizde birtakım ülkelerin, devletlerin ve grupların uzantıları var. Bunu medyada, bürokraside, akademide görebilirsiniz. Bunlar fon alırlar, onların etkisiyle konuşurlar ya da bir şekilde bu grupların adamları olmuşlardır. Türkiye bir NATO üyesidir. Bir NATO üyesine İsrail doğrudan saldıramaz. Ancak dolaylı olarak saldırabilir. O da PKK, YPG ve onların türevleri vasıtasıyla olur.” devam etti. 
Doç. Dr. Tümamiral Cihat Yaycı konuşmalarına kongrede emeği geçen kurum, kuruluş ve düzenleme kuruluna teşekkür ederek son verdi. 

KONGREYİ İNÖNÜ VE TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTELERİ DÜZENLEDİ

Online olarak gerçekleştirilecek olan kongrenin açılış oturumuna Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Orhan Gündüz ve Prof. Dr. İlhan Erdem, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuzhan Göktolga, İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökhan Tuncel, genel sekreter Doç. Dr. Ahmet Selim Özkan, genel sekreter yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Abuzer Yeşil çok sayıda akademisyen ve öğrencinin katılımı ile gerçekleştirildi. Kongreye açılış konuğu olarak Doç. Dr. Tümamiral Cihat Yaycı katılım sağladı. 
Düzenleme Kurulu Adına,  Malatya Turgut Özal Üniversitesi Sosyal Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuzhan Göktolga açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. “5.sini düzenlediğimiz Turgut Özal Kongresinin bu seneki ana başlığı “küresel ve bölgesel tartışmalar”. Malumunuz üzere, küreselleşme, kabaca Batı’nın dünyanın geri kalanıyla irtibatının arttığı 15. yüzyıl sonunda başladığı varsayılan, sanayi devrimiyle hızlanan, iki dünya savaşı sonrası hızını arttıran ve nihayet bilgi işlem teknolojisindeki gelişmelerle de birlikte dünyanın adeta küresel bir köye döndüğü bir sürece tekabül ediyor.” dedi.
 Prof. Dr. Oğuzhan Göktolga, “Küreselleşme paradoksal bir biçimde “benzeşme” ve “ayrışma” süreçlerini eş zamanlı olarak barındırıyor. İletişim ve etkileşim halinde olan insanlar, hegemon kültürler ve belki medeniyetin lehine olacak şekilde birbirlerine benziyor giderek. Mesela, uydu yayınlarını alan bir televizyonu sessize alarak dinlediğinizde o ülkeye ait temel figürler olmadığı müddetçe, izlediğiniz kanalın hangi ülkenin kanalı olduğunu anlamak bile zor. Gerek kılık, kıyafet, gerek program formatları birbirine oldukça benziyor.” ifadelerine yer verdi. 

 

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.