İnönü Üniversitesinde Radyo Kampüs’te Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ikinci yıl dönümü sebebiyle “Depremin Soğuk Yüzü: Risk Almayın, Önlem Alın!” başlıklı özel yayın gerçekleştirildi.
Sunuculuğunu Sevgi Yılmaz’ın yaptığı programa konuk olarak Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Önal ile Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Mekanik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Onat katıldı. Yayında, 6 Şubat depremleri ve sonrasındaki süreçler ele alındı.
Radyo kampüs’e çevrim içi olarak katılım sağlayan Prof. Dr. Mehmet Önal, 1988 yılında Malatya’ya geldiğini ve 30 yıl boyunca çeşitli bölgelerde çalışmalar gerçekleştirdiğini ifade etti. Malatya'nın farklı alanlarındaki bilimsel verilerini Japonya, Amerika, Rusya ve İngiltere gibi birçok ülkede yayımlayan Önal, Malatya’nın dağlarından yeraltı suyuna, tektoniğine ve depremlerine kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yaptığını belirtti.
Prof. Dr. Önal, “Malatya, Türkiye'nin en fazla fay hattına sahip yerleşim alanlarından biridir. Malatya'nın kuş uçuşu 28 kilometre güneyinden Doğu Anadolu Fayı geçiyor. Hemen batısında Akçadağ, Doğanşehir, Hekimhan, Arguvan gibi bölgelerden geçip kuzeye doğru uzanan Malatya Fayı var. Ayrıca, benim adlandırıp yayınladığım Çöşnük Fayı da bulunuyor. Malatya'nın içinde irili ufaklı pek çok fay hattı mevcut.” dedi.
1513 yılında Kahramanmaraş merkezli 7,4 büyüklüğündeki depremi hatırlatan Önal, “510 yıl sonra bu büyük deprem gerçekleşti. Malatya'ya bağlı Yedisu Fayı, 6 Şubat’ta saat 13.24’te meydana gelen depremi üreten faydır.” şeklinde konuştu.
Önal, bazı yer bilimcilerin Malatya Fayı’nın aktif ve büyük depremler üretebileceğini savunduğunu belirtti, ancak kendisinin ve birkaç meslektaşının bu fayın ölü bir fay olduğuna inandığını söyledi. “Malatya Fayı'nın sadece Doğanşehir civarındaki uç kısmı hareketli ve bu bölgedeki fay hattının 45 derece batıya dönmesi bölgedeki sık depremleri açıklıyor.” dedi.
“Depremler Dünya’nın Yaşadığının Bir Göstergesi”
Yayının ilk konuğu olan Doç. Dr. Onat, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını deprem mühendisliği üzerine yaptığını belirterek, dolgu duvarlar, tarihi eserler, betonarme yapılar ve yapı sağlığı izleme gibi çeşitli konularda çalışmalar yaptığını ifade etti.
Depremin doğası ve Türkiye’deki etkileri hakkında önemli açıklamalarda bulunan Onat, depremin yeryüzünü oluşturan kabuk katmanlarının birleşim bölgelerinde meydana gelen gerilmelerin ani kırılmalarla açığa çıkması sonucu gerçekleştiğini belirterek şunları söyledi:
“Deprem, dünyanın varoluşundan bu yana süregelen ve gelecekte de devam edecek bir olaydır. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok yerinde meydana gelmektedir. Bu gerçeği
Depremin, dünyanın aktif tektonik yapısının bir sonucu olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Onat, depremlerin devam edeceğini söyledi ve şunları ekledi:
“Bundan maalesef kaçış yok. Aslında depremlerin olması, dünyanın yaşadığının bir göstergesidir. Ülkemizde geçmişte 7 ve üzeri büyüklükte yıkıcı depremler yaşandı; 6 Şubat'ta da benzer bir felaketle karşılaştık. Üzülerek söylüyorum ki gelecekte de büyük depremler yaşanacaktır.”
6 Şubat depremlerinin öngörülen senaryoların ötesinde gerçekleştiğini belirten Doç. Dr. Onur Onat, bu felaketin bin yılda bir yaşanabilecek türde bir olay olduğunu ifade etti. Felaketin boyutunu artıran unsurları anlatırken, eski yapılar, tasarım ve işçilik hataları ile kötü zeminlere inşa edilen binalara dikkat çekti. Ayrıca “Maalesef ülkemizde sıkça kullanılan 'boşver, bir şey olmaz' anlayışı, felaketin boyutunu artıran en büyük etkenlerden biri oldu.” diyerek bu anlayışın ne kadar tehlikeli olduğunu vurguladı.
“Malatya Üzerine Az Konuşulduğunu Düşünüyorum”
Doç. Dr. Onat, Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş ve diğer illerdeki yıkımların çok büyük ve üzerinde konuşulması gereken konular olduğunu ancak Malatya’da da kayıpların yaşandığını, ağır hasarlı çok yapının olduğunu ve Malatya'nın yeterince gündeme gelmediğini ifade etti.
Deprem öncesi ve sonrası süreçlerin etkin bir şekilde yönetilmesinin önemine dikkat çeken Doç. Dr. Onat, deprem anında hızlı ve etkili müdahale ile sonrasında hasar tespitlerinin doğru yapılmasının gerektiğini belirtti. Onat, 6 Şubat depremlerinden sonra 3 hasar tespit incelemesinin ardından iskân amaçlı kullanılan yapıların hasarsız ya da az hasarlı olarak tescillenmesi durumunda bu yapıların güvenli olduğunu söyledi.
“Konut Seçiminde Güvenlik Ön Planda Olmalı”
Onat, genellikle insanların daha şık, geniş hacimli ve ferah evlere yöneldiğini ancak bu tür yapıların deprem gibi afetlere karşı daha zayıf olabileceğini vurguladı. “Kutu şeklinde, kare ya da dikdörtgene yakın daha basit tasarımlar, aslında güvenlik açısından daha avantajlı olabilir. Bu tür detaylar göz önünde bulundurularak konut seçiminde daha dikkatli olunmalıdır.” şeklinde konuşarak, bu konuda duyarlı olunması gerektiğini belirtti.
Muhabirler: Betül Kenesarı- Burcu Ülkü