Şoför olarak çalıştığı şirkete ait otomobille, annesini ziyaret eden işçi, tazminatsız şekilde kovuldu.
İş Mahkemesi’nin yolunu tutan mağdur şoför, şirket aracını kendi işi için kullandığı gerekçesi ile iş akdine son verildiğini, söz konusu aracı özel işlerinde kullanmadığını, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürdü. Davacı şoför; kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, ücret, ulusal bayram, genel tatil, hafta tatili ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı şirket avukatı ise davacının iş saatlerinde kullanmak üzere teslim edilen aracı kendi özel işlerinde kullandığını, uyarılmasına rağmen defalarca davranışından vazgeçmediğini dile getirdi. Davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savundu. Mahkeme; davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, ulusal bayram, genel tatil ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsiline hükmetti. Kararı davalı avukatı temyiz etti.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza atarak, işyeri aracını özel işlerinde kullananların tazminatsız şekilde işten çıkarılmalarının önünü açtı. Yargıtay kararında şöyle denildi: “4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan İşçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. Somut uyuşmazlıkta, dosyadaki bilgi ve belgelerden şirket aracının davacı İşçi tarafından özel işlerinde kullanıldığı sabittir. Davacının bu eylemi doğruluk ve bağlılığa aykırı olup, mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararının oy birliği ile bozulmasına karar verilmiştir.