MALATYA’NIN “GİZLİ” ÜNLÜLERİ: PROFESÖRLER (1)
KAZANCIGİLLER
Tahir Abacı-
Alanlarında her biri bir değer olan bilim insanlarının adlarına “Malatyalı ünlüler” listelerinde pek rastlayamazsınız, bu tür listelere girmek için popüler olmak ya da sanatçı olmak gerekir. Dahası, o tarihlerde üniversite sadece iki büyük şehirde bulunduğu için, daha öğrencilik yıllarında şartlar onları büyük şehirlere göçmek zorunda bırakmış, çoğu oralarda ömrünü tamamlamıştır. Dolayısıyla Malatya halkı da onları pek tanıma şansı bulamamıştır. Oysa Anadolu’nun kavşak noktasında bulunan ve haliyle hareketli bir nüfusa sahip olan Malatya kökenli pek çok bilim insanı yetişmiş, bunlar çeşitli dallarda üniversite hocalığı yapmıştır. İstanbul Üniversitesi’nde Kadın – Doğum kürsüsünü kuran Tevfik Remzi Kazancıgil, ünlü filozoflardan felsefe dersi aldıktan sonra Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde “Fenomenoloji” kürsüsünü kuran Takiyettin Mengüşoğlu, Oğuz Atay gibi önemli bir yazarın hayatını romanlaştırdığı fizik profesörü Mustafa İnan ve daha niceleri... Üniversitelerin yaygınlaşmasından sonra ise sayı haliyle arttı. Üniversitenin iki büyük şehir ile sınırlı olduğu yıllarda adlarını duyurmuş, haklarında bilgi bulabildiğim ya da kimilerini tanıdığım hocalarımızı kısaca anımsatmak istiyorum ve Kazancıgiller ile başlıyorum. Bu özet bilgilerin katkılarla genişleyeceğini umuyorum.
Türkiye’de kadın hastalıkları alanında ilk araştırmaları yapan, ilk kürsüleri kuran Ord. Prof. Tevfik Remzi Kazancıgil’in (1894-1969) Malatya kökenli olduğunu pek az kimse bilmektedir. Babası Osman Remzi Bey, Malatya’dan sonra İstanbul’u mekân tutmuştur. Taksim’deki Kazancı Yokuşu da, adını, onların yokuşun başındaki ve dönemin pek çok sanatçısının, edebiyatçısının buluşma yeri olan evlerinden alır. İhtisasını Almanya ve İsviçre’de yapan Tevfik Remzi Kazancıgil, uzun yıllar İstanbul Üniversitesi’nde ders vermiş, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin kuruluşunda ve kadın-doğum kliniğinin oluşturulmasında da görev almıştır. Ayrıca özel doğum evleri ve hastaneler kurmuştur. Geniş kitaplığı başvuru kaynağı olmuştur. Dünya tıp literatürüne giren ve yabancı üniversitelerde okutulan kitapları vardır. Oğul Aykut Kazancıgil de (d.1930) baba mesleğini sürdürerek tıp profesörü olmuştur. Aynı sülaleden Ratip Kazancigil de (d. 1920) çocukluğunu ve lise öğrenimini Malatya’da tamamlamış, doktor olarak çeşitli illerde çalışmış ve son olarak Edirne’yi mekân tutmuştur. Onun yayımladığı anılarında da Malatya geniş yer tutar. Sülalenin bir kolu hâlâ Malatya’da yaşamaktadır. Rahmetli Avukat Fahrettin Kazancıgil, orta okulda öğretmenimiz de olmuştu. Mücelli Caddesi’nde geleneksel tipte güzel bir konakları da vardı.
Ratip Kazancıgil’in Malatya anılarını içeren bir fotokopiyi de ekliyorum:
T.Remzi Kazancıgil Taksim Kazancı Yokuşu adını Malatyalıdan almış (1960)
Ord.Prof.Dr.Tevfik Remzi Kazancıgil
Tevfik Remzi Kazancıgil (D. 1894, İstanbul – Ö. 19 Ocak 1969, İstanbul), Türk doktor, bilim adamı. Kadın hastalıkları ve doğum konularının Türkiye’de geliştirilmesinde öncü olmuş bir bilim adamıdır.
Yaşamı
1894 Yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Dr. Osman Remzi Bey, annesi Zahide Hanım'dır. Tıbbiye'yi bitirdikten sonra Almanya ve İsviçre'de kadın hastalıkları ve doğum konusunda ihtisas yaptı. 1924 yılında İstanbul'a döndü. Tıp bilimi dışında felsefe, tarih, sanat konuları ile ilgilendi. Kazancı Yokuşu'ndaki konağı, devrin aydınlarının sıklıkla buluştukları bir mekan oldu.
Ülkenin tek doğum kadın kliniği olan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin Doğum Kadın Kliniği'ni 30 yıl boyunca yöneten Kazancıgil; çok sayıda kadın doğum uzmanı yetiştirdi. 146 adet bilimsel eser verdi.[2] 1928 yılında Taksim’de özel bir doğumevi, 1956’da Nişantaşı’nda Güzelbahçe Hastanesi adlı bir hastane açtı. Güzelbahçe Hastanesi'ni 1965'e kadar yönetti.
1950 yılında Ordinaryüs Profesör unvanını alan bilim adamı, 1954 yılında Fransız devlet nişanı Legion d’Honneur madalyası ile ödüllendirildi. 27 Mayıs Darbesi'nden sonra üniversiteden ihraç edilen 147 bilim adamı arasında yer aldı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları Kliniği Direktörü iken 1969’da kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti.
Kitap tutkusu ile tanınan Kazancıgil, ölümünden önce kütüphanesini direktörlüğünü yaptığı kliniğe bağışladı. Adı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde bir amfiye verilmiştir.
Kaynak Wikipedi