CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Malatya İl Başkanlığı’nda gerçekleştirdiği basın toplantısında, gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı, salgın döneminde esnafın yaşadığı sorunları açıkladı. CHP’li Ağbaba basın toplantısında şu ifadeleri kullandı:
Hızlı tren 2023’teolmadı, 2071 yılı için inşallah!
“Malatya milletvekili her seçimde değişse de vekillerin bir vaadi hiç değişmiyor. Güya Malatya’ya 2014’te hızlı tren gelecekti, ben vekil olduğum günden bu yana tren sözü hiçbir şekilde yerine getirilmedi. AKP’li vekiller her yıl müjde veriyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan Sivas-Malatya ve Malatya-Elazığ treni için ‘etüt çalışmaları devam ediyor’ dedi. Her geldiğinde hızlı tren müjdesi veriyor.Etüd çalışmaları için startı 3 yıl önce verdiler. 3 yıl sonra hala etüt çalışmaları devam ediyor.Görünen o ki hızlı tren 2023’te değil, inşallah 2071’de Malatya’ya gelecek. AKP vekillerinin ömrü yetmez. AKP’li vekillere tavsiyem tren için hedef 2071 desinler.Hızlı trenimiz kaplumbağa gibi.Kaplumbağayı Ankara’dan yola çıkarsaydınız, şimdi Malatya’ya gelmişti.
TREN YOK UÇAK DA YOK
Trenimiz yok ama uçak da yok. Hani herkesi uçakla buluşturan AKP’li arkadaşlar da çok iyi biliyor ki Malatya’ya uçak yok. Ben dün Malatya’ya gelmek için önce İstanbul’a gittim, sonra Malatya’ya gelebildim. 2020’de geldiğimiz nokta budur.Malatyasporumuz var. Hepimizin gururu.Süper ligde. Dünyanın en önemli karaciğer merkezi Malatya’da. Dünyanın dört bir yanında hasta geliyor. Uçak yok. Kalple ilgili başarılı operasyonlar yapılıyor. Uçak yok. Malatya’yı bırakın hızlı trenle buluşturmayı elimizdekini de aldılar. Şükür Karayolları var. Tüneller de kapalıydı. Yeni açtılar.
VİRÜS “YERLİ VE MİLLİ” OLDUĞU İÇİN SADECE HAFTASONU VE GECE BULAŞIYOR!
“Salgın başladığından beri hastalık tüm Türkiye’de pik yapmış durumda. Hastaneler hekim yakınları bile yer bulamıyor, alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu görüyoruz. Dünya’da Türkiye gibi bir ülke yok. Virüsü saat dilimlerine göre kontrol ediyorlar. Bizi yöneten dehalar virüsün haftasonları sabah 10 ile akşam 8 arasında virüsün uyuduğunu düşünüyorlar. Türkiye’deki virüs yerli ve milli olduğu için sadece hafta sonu ve gece bulaşıyor ama gündüz 10 ile akşam 8 arası bulaşmıyor. Lokantaya bulaşıyor ama 2000 kişilik fabrikada bulaşmıyor. Toplu taşıma araçlarında bulaşmıyor ama kahvehanelerde bulaşıyor. Hem vaka sayıları bakımından hem test sayısı bakımından rezil olmuş durumdalar. Vatandaşlarımıza sesleniyorum. Siz ‘virüs saat 8 ile akşam 20 arası bulaşmıyor’ dediklerine bakmayın, iktidara inanmayın, önlemlerinizi alın.”
ARINÇ AKP’DE SİYASİ RİSKİ SİGORTA EDİYOR!
“ABD seçimlerindebizim için Trump veya Biden’ın başkanlığı fark etmezdi. Ama troller ve AKP’li köşe yazarları Trump için gece gündüz dua ettiler. ABD Başkanı Biden olunca da Erdoğan başta olmak üzere, Bakan Gül, Cemil Çiçek ve şimdi Bülent Arınç’ın başına sanki taş düştü. Arınç ‘Kavala ve Demirtaş bırakılmalı’ diyor. Arınç 18 yıldır siyasette var, şimdi iyi polisi oynuyor, siyasi riski sigorta ediyor. Arınç’ın dediği olursa AKP’nin sözü gerçekleşmiş oluyor; eğer Arınç’ın dedikleri yapılmazsa bu sefer yine AKP’nin dediği gerçekleşmiş oluyor. Biden etkisi AKP’yi etkilemiş durumda. Cumhur İttifak’ında da çatlak var gibi görünüyor. 18 yıldan beri Türkiye’yi sanki CHP yönetiyormuş gibi şimdi ilk kez hukuk, insan hakları demeye başladılar. Yargının bağımsız olmadığını biz defalarca söyledik. Arınç ‘Ergenekon ve Balyoz’daki hâkimlerin durumu başınıza gelmesin’ diyor, aslında haklı. Bu yüzden hâkimler ve savcılar siyasi talimatla iş yapmaması gerekiyor.”
SİYASİ NAMUS VE ŞEREFİ OLAN HERKES TAVIR ALMALIDIR.!!
“Bir cezaevi kaçkınının siyasetçiyi tehdit etmesi, siyasi kurumu tehdit etmek anlamına gelir. Mafya bozuntusunun yazdığı mektup sadece Sayın Kılıçdaroğlu’na yazılmamıştır; o mektup Türkiye demokrasisine, milli iradeye yazılmıştır. Siyasetin namusunu şerefini koruyan kim varsa bu mektupa tavır almalıdır.Türkiye bunlara teslim olmaz. Meclis BaşkanıSn. Şentop’a çağrı yapıyorum, bu mektup siyasete ve seçilmişlere yapılmıştır. Bir cevap vermeniz gerekmektedir. Bunlardan korkup sözümüzü esirgeyecek değiliz.
Şimdi MHP sözcüleri diyorlar ki, ‘MHP’yi hukuk dışı göstermek isteyenlere izin vermeyeceğiz’. Bence Devlet Bahçeli’ye izin vermeyin, Bahçeli mafya için ‘benim dava arkadaşım’ diyor. Bu sözler Türkiye demokrasisi adına büyük bir yaradır. Siyaset dışı, ahlak dışı, meşru olmayan insanlara siyaseti teslim etmemeniz gerekiyor. Cumhurbaşkanıyla ilgili 14 yaşındaki çocuğu tutuklayan savcılar bu tehdidi de görsünler. Sadece ‘beğen’ butonuna bastığı için çocuk tutuklayanlar, 93 yaşında emekli öğretmeni tutuklayanlar bu tehdidi de görmeli.”
TERCİH YANDAŞTAN DEĞİL, EVİNE EKMEK GÖTÜREMEYEN ESNAFTAN YANA OLMALI
“Tüm siyasi partilere ve vekillere çağrı yapmak istiyorum. Esnafın günü gelmiş borçlarını gelin faizsiz erteleyin ve yapılandırın. Esnafın borçlarıyla ilgili kanunu getirin, 1 saatte Meclis’ten geçirelim. 369 bin işyeri kapatılıyor. En son alınan kararlar ile 369 bin iş yeri, 16 Marttan beri süren kapatma uygulaması ile 14 bin 224 iş yeri yani toplamda 383 bin iş yeri ve bu iş yerlerinde yaklaşık 2 milyon çalışan ve ailesi açlığa terk edildi. Esnafımız ve yanında çalışanlar için yeni bir ‘Gelir Kaybını Destekleme ve İşsizliğe Karşı Koruma’ paketi derhal hayata geçirilmelidir. Esnaflarımıza aylık nakdi destekle maaş koruma programına alınmalıdır. Dünyada bunun örnekleri var. Tercihimiz yandaştan değil, evine ekmek götüremeyen esnaftan yana olmalı.”
Acı reçetenin bedelini, krizin mağdurları değil, krizin faili Saray ödesin!
“Erdoğan 20 Kasım günü ‘Bazı acı ilaçları içmemiz gerektiğinin de farkındayız. Türkiye'yi kur faiz sarmalından çıkarmak gerekiyor’ dedi. Bu acı reçetenin birinci maddesi faizdir. Dünyada en çok faiz uygulayan ülkelerden biri Türkiye’dir. Krizin bedelini mağdurları değil failleri ödemelidir. Diğer maddeler esnafla ve yılbaşında işçi ve memura zam vermemek olacak. Bu krizin faili işçi, çalışan, emekli veya çiftçi değildir. Fail Saray’dır, bedeli o ödemelidir. Bizdeki Saray’ın, Beyaz Saray’dan, Almanya ve Fransa başkanlarından daha fazla masrafı var. Saray’ın 1,5 milyon lira içecek masrafı ve 13,5 milyon lira yiyecek gideri var. Erdoğan’ın Saray’dan kalkıp 5 kilometre ötedeki Meclis’e gelmesinin maliyeti 5 milyon lira; her kilometresi 1 milyon lira. Faiz iyiyse bu 120 milyar dolar ve 10 milyon 287 bin işsizin bedelini kim ödeyecek?”
Yandaşların sahibi var ama çiftçilerin yok!
“Türkiye’nin çiftçisi hem çalışıyor, hem aç kalıyor. Yandaşların sahibi var ama çiftçilerin yok. Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası faizci ve tefecilerden daha fena. Çiftçi borçlarını yarım saat dahi ertelemiyorlar. 6 gün sonra bütçe görüşmeleri başlayacak. Gelin nasıl yandaşların borçlarını affettiyseniz bu ülkenin toprağına namusuna sahip çıkan çiftçilerin faizlerini de silin ve borçlarını yeniden yapılandırın."