Elazığ’da meydana gelen 6,8’lik depremin ardından Elazığ halkının yaralarını sarmak için deprem bölgesine giden üniversiteliler gözlemlerini raporlaştırdı.
Kampüste toplanan kıyafet, battaniye, yorgan, yastık, bebek maması, bebek bezi, oyuncak, kuru ve konserve gıda, hijyenik ped, temizlik malzemeleri, kedi ve köpek maması yardımlarını bölgeye ulaştıran üniversiteliler, yardımları ulaştırdıkları 2 bölgedeki çadır kentlerdeki gözlemlerini şöyle aktardı:
Çadırlar kalabalık, Kızılay tek öğün yemek veriyor
Elazığ’da şu an 5 bölgede kurulan çadır kentler var. Bu çadır kentlerde yaklaşık 100.000 kişi bulunuyor. Kızılay’ın ve AFAD’ın götürdüğü yardımlar merkezde kurulan yaklaşık 1.000 kişinin kaldığı çadır kente dağıtılmış durumda. Çevredeki diğer çadır kentlere çok az yardım götürülmüş, AFAD çadır ve soba yardımı yapmış fakat bunlar yeterli olmamıştır. Kurulan sobalar da yanlış kurulmuş ve birçok kişi zehirlenme tehlikesi geçirmiştir. Çadırlarda insanlar kalabalık ve sıkışık halde kalmaktadır. Kızılay ise sadece günde tek öğün yemek yardımı yapmaktadır.
İnsanlar çadırlarda karton üzerinde yatmakta, enkazdan çıkardıkları ya da dışarıdan yardım için gelen battaniye ve yorganlar soğuktan korunabilmeleri için yeterli değildir.
Kıyafet sayısı yeterli değildir. Özellikle çok fazla mont ve bota ihtiyaç vardır. Elazığ’ın hava şartları da göz önünde bulundurulduğunda insanların üzerindeki hırka ya da kazaklar yeterli olmamaktadır. Birçok kişide ayakkabı bile olmadığı için terlikle dışarı çıkmaktadırlar. Çadır kentler çamurlu alanlarda kurulduğu için bot eksikliği günlük yaşamı daha da zorlaştırmaktadır.
Hasarlı binalar tehlike saçıyor
Bölgede çok fazla hasar görmüş kullanılamayacak durumda bina vardır. İnsanlar yeterli çadır kurulmadığı için hasarlı evlerde yaşamaya devam etmektedirler. Kullanılamayacak durumdaki hasarlı binalar hala yıkılmamış ve çevresinde yaşayanlar için tehlike oluşturmaktadır.
Tam anlamıyla depremin yoğun hissedildiği bölgelerde bina analizleri yapılmamış, hatta birçok köye gidilmemiştir. Hala o köylerde yaşayan insan olup olmadığı tespit edilmemiştir.
Hijyen koşulları uygun değil
Hijyen açısından çok sıkıntı çekilmektedir. Mobil tuvalet dahi kurulmamıştır. İnsanlar tuvalet ve banyo ihtiyaçlarını çevredeki evlerde ya da dükkanlarda gidermektedir. Bu bölgelere devlet tarafından hiçbir hijyen malzemesi yardımı yapılmamıştır.
Kadınların regl dönemleri soğuğunda etkisiyle çok zor geçmektedir ve bu nedenle ciddi ped ihtiyacı vardır.
En çok çocuklar etkilendi
Çadır kentlerde çok fazla çocuk yaşamaktadır. Çocuklar soğukta montsuz ve botsuz dolaşmaktadırlar. Çok fazla hasta çocuk vardır. Çoğu anne sütlerinin yetmediğinden ve mama yardımı olmadığından bebeklerinin aç kaldığından yakınmaktadır. Ayrıca bebeklerin altlarını değiştirecek yeterli bebek bezi bulunmamaktadır. Bu durum hijyen sorunu yarattığından bebekler kolayca mikrop kapıp hastalanmaktadırlar.
Çadırlarda oyuncak, okula giden çocuklar için kitap ve okul malzemeleri bulunmamaktadır. Bu durum çocukları psikolojik açıdan kötü etkilemektedir. Oyun oynayacak alanları olmayan çocuklar çadırların üzerine resim çizmekle yetinmektedirler. Hayal güçleri kaldıkları çadır kentlerle sınırlı kalmaktadır.
Sokak hayvanları
Bölgede yaşayan sahipsiz kediler ve köpekler bulunmaktadır. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamayan halk onlarla ilgilenememektedir. Bu hayvanlar için mama ihtiyacı vardır. Sağlık açısından da onlarla ilgilenebilecek veterinerlere ihtiyaç vardır.
Doktor ve ilaç ihtiyacı
Soğuk ve hijyen sıkıntısından dolayı çok fazla hasta insan vardır. Onlarla ilgilenebilecek doktorlara ve hastalara verilecek çok fazla ilaca ihtiyaç vardır.
Depremin yarattığı koşullar insanlarda da yıkıma neden olmuştur. Psikolojileri bozulmuş ve psikolojik yardıma ihtiyaçları vardır. Özellikle çocukların yaşadıkları travmalar ilerideki hayatlarını tehdit etmektedir. Bu açıdan düşünüldüğünde bölgede psikolog yardımına ihtiyaç vardır.
Yukarıda bahsettiğimiz gözlemler doğrultusunda bölgeye yapılacak yardımların yeniden düzenlenmesini ve yardım dağıtımı yapılırken özellikle yardım gitmeyen bölgelere ağırlık verilmesini öneriyoruz.
Sendika.Org