Türkiye, farklı kültürlerle zenginleşerek gelişmiş, insanlık tarihine damga vurmuş bir medeniyetin mirasçısıdır. İfadelerini kullanan Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut konuşmasında, “Ecdadımız, mimariden musikiye, görsel sanatlardan edebiyata kadar kültürün her alanında çok önemli eserler ortaya koymuştur. Kültürün her alanında birikimimize sahip çıkacak, değerlerimizi yaşatacak çalışmaları ön plana çıkarmalı ve desteklemeliyiz. Bu büyük mirasa, sahip çıkmak ise bizlerin görevi, geleceği şekillendiren, gençlerimize yön veren akademisyenlerimizin görevi. Bizler bu görevi en layıkıyla yerine getireceğiz.” sözlerine yer verdi.
Mehmet Akif Ersoy’u Anma Haftası
Mehmet Akif Ersoy’u Anma Haftası’na değinen Rektör Karabulut, Ülkemize Kültür Mirasımız , İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un gözünden bakamazsak sadece binaları, taş yapıtları görebiliriz, ifadelerini kullandı ve
“O Akif ki, vatanımızı ve milletimizi yüksek bir sanatın hamuruyla yoğurmuştur!
O Akif ki, millî ruhun görkemini ölümsüz mısralara tercüme etmiştir!
O Akif ki, millî sanatımız denildiğinde akla gelen isimlerin başında yer almaktadır.
İstiklal Marşı’mızı okuduğumuz vakit içimizin titremesi, gözlerimizin nemlenmesi ve omuzlarımızda taşıdığımız yükün ağırlığını daha güçlü bir şekilde hissetmemiz kuşkusuz nedensiz değildir. Bu vesile ile Milli mücadele ve bağımsızlık destanımızın ebedi simgesi olan İstiklal Marşı'mızın şairi Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle ve minnetle anıyorum.” ifadelerine yer verdi.
Kültür, bütün bunları içine alan bir hayat biçimidir.
Kültürün bir hayat biçimi olduğunu belirten Rektör Karabulut, “Kültür, sadece kitap, sadece müzik, sadece mimari değildir. Kültür, bütün bunları içine alan bir hayat biçimidir.
Selamlaşmamızdan başlayan, oturup-kalkışımıza, giydiğimize, yiyip-içtiğimize, evimizin düzenine kadar, kimliğimizin tüm unsurlarını, sahip olduğunuz kültür belirler. Kültür ve Turizm bu anlamda önemli kavramlardır. Kültürümüzün aktarılması anlamında turizm de önemli bir yere sahiptir.” dedi.
Malatya Kültür Turizminde bir markadır.
Rektör Karabulut, “Malatya bu noktada bir çekim merkezidir. Kayısımız nasıl bir marka ise, Malatya Kültür Turizminde bir markadır. Kültür turizmi keşfedilmesi, desteklenmesi ve alternatif olması gereken bir noktaya mutlaka ulaşmalıdır, yaygınlaşmalıdır. Ülkemizin doğal, tarihsel ve kültürel turizm potansiyeli; turizme dayalı yerel ve bölgesel kalkınma için önemli bir imkan vermektedir.
Her alanda gelişen tarihini bilen bilinçli nesiller yetiştirmek en büyük amacımız.
Konuşmasında öğrencilere hitap eden Rektör Karabulut, öğrencileri için her konuda destek olduklarını belirterek MTÜ öğrencisi olmanın bir ayrıcalık olduğunu, yapılan programlar ile kişisel gelişim sağlamayı hedeflediklerini belirtti. Aynı zamanda yabancı dilin önemine de değinen Rektör Karabulut, “İlerlemek ve başarı göstermekte sizlere düşüyor. Bu anlamda sizin için çok büyük öneme sahip olan yabancı dilinizi mutlaka geliştirmenizi, hatta ikinci bir yapancı dil öğrenmenizi tavsiye ediyorum.” dedi.
Kültür ve sanat aslında aynı şey, ikisi birbirinden farklı değil.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, “Kültür ve sanata kavramlar üzerinden konuşarak gitmek lazım. Çünkü şunu gözlemliyorum, kültür deyince ne anlıyoruz, sanat deyince ne anlıyoruz. Buraları sürekli anlatmakta fayda var gibi geliyor.
Bir anket ile karşılaşmıştım; kültür ve sanattan ne anlıyorsunuz? Diye soru sorulmuş. Anketin %50’sine cevap verilmemiş. Niye vermemiş, demek ki daha çok anlatmamız lazım.
Gençler içerisinde kültür ve sanat deyince cevap verenler de Ahmet Kaya, Zeki Müren demişler.
Doğru cevap ama tabii ki eksik. Peki bir Kültür ve Turizm Bakanlığının gözünden baktığımızda kültür neye karşılık geliyor, sanat neye karşılık geliyor buna bakmak faydalı olur diye düşünüyorum.” dedi ve “Kültür ve sanat aslında aynı şey, ikisi birbirinden farklı değil. İlkokul da ilk çağ, orta çağ diye çağlar anlatılır ya; orada da insan yaşıyor, orada da insan yaşıyor bugünde ve gelecekte de. Geçmişte ürettiğimiz ne varsa kültür diyoruz, ama bugün dahi yaşarken üzerine koyduğumuz her yeni şeye de sanat diyoruz. Yaşam da bir sanattır.” ifadelerine yer verdi.
Sanatsız hiçbir iş olmaz.
“Bugün ortaya koyduğumuz yeni değerler; bu yemek de olabilir, içmek de olabilir, giymek de olabilir
bina da olabilir, bir sistem de olabilir, yaşam tarzı olabilir. Ortaya koyduğumuz her yeni model toplum tarafından kabullenilip, içselleştirilip yaşam tarzına dönmüşse o da bir kültürdür ve bugün yaptığımız iş on yıl sonra sanat olmaktan çıkıp kültür olarak tanımlanabilir ve on yıl sonra o yaptığımız şeyin üzerine koyacağımız her yeni şey de sanat olarak tanımlanabilir.” İfadelerini kullanan Bakan Yardımcısı Demircan, “O halde demek ki önce öğrencilerimize şunu söylemek lazım, bugün 20 yaşına gelinceye kadar annemizden, babamızdan, öğretmenlerimizden, çevremizden etkilenerek; yaşam tarzı, çalışma tarzı, öğrenme tarzı, hayatımızı biz yapan ne kadar değer varsa, bu kültürümüze karşılık geliyorsa onlardan ilham alarak bugün, her yeni gün, giyinerek, yiyerek, içerek hayata katıldığımız yaşam sanatımız, bilimsel/teknolojik her şey de sanat olacaktır. Elbette güzel sanatlar var, pratik sanatlar var. Kültürü ve sanatı müziğe tahvil etmek yeterli değildir.
Bu bir sanattır ama iyi bir yemek yapmak da sanattır, iyi bir tasarım yapmak sanattır, iyi bir bina yapmak da bir sanattır. Sanatsız hiçbir iş olmaz.” dedi.
Sıfatları itibari ile bir şehre ad koy dersem, kültür ve sanat ismi ve soy ismidir.
Kültür ve sanatı insana benzeten Bakan Yardımcısı Demircan konuşmalarında, “İnsan gerçekten ruhtur ve insan gerçekten bedendir. İkisi bir arada olunca canlıdır. İkisi ayrışınca ölüm olur.
Peki ruh nedir, akıldır fikirdir, bizi biz yapan değerlerdir yani kültüre tabiidir.
Beden de daha canlı ve dinamik tarafımızdır. O ruhun etkisi ile beden harekete geçer.
İnsan ruhtur ve bedendir ve bir çıktısı vardır, eylemi vardır.
Bir belediye başkanı olarak benzetirdim; peki şehir nedir, toplum nedir?
İnsanların bir araya getirip oluşturduğu toplumu nasıl tasvir ederiz.
O zaman ruhun yerine kültür, eylemin yerine sanat, bedenin yerine de şehir diyoruz.
Bir gün, en kısa kelimelerle şehir nedir diye bir soru sorulduğunda cevabı ararken bunu bulmuştum.
Sıfatları itibari ile bir şehre ad koy dersem, kültür ve sanat ismi ve soy ismidir.” ifadelerini kaydetti.
Korumak ve kullanmak kültür, yaşatmak ve çoğaltmak da sanattır.
Demircan, “Beyoğlu’nda belediye başkanlığı yaparken şunu söylerdim; bir mimar gelecekte bina yapacaksa, bir eski eseri anlamalı. Çünkü o bir kültürdür.
Kültür sanatta dört tane kavram vardır. Korumak, kullanmak, yaşatmak ve çoğaltmak.
Bina üzerinden anlatayım; bir konağa, mimar bir genç geleceğe yönelik yeni yapılar yapacaksa eski eserler bakmalı. Çünkü o toprakta, o coğrafyada hangi taş kullanılmış, hangi iklim özelliklerine göre katlar çıkılmış, giriş sofası, odaları mutlaka bir ihtiyaca taalluk ederek yapılmıştır. Onu korurken kullanma kaygısıyla anlarsa, oradan anladığı ilhamla yeni tasarımlar yapsın ve o ruhu yaşatsın.
Korumak ve kullanmak kültür, yaşatmak ve çoğaltmak da sanattır.” sözlerine yer verdi.
Kültür ile bağınızı koparttığınızda sanat da yapamazsınız.
“Unesco diyor ki, somut miras; binalar, höyükler, kazı alanları. Geçmiş medeniyetlerin bize bıraktığı alanlar. Neden kıymetli çünkü coğrafya bir kader ve orada yaşanılanlar önemli. Her dönemin artıları ve eksileri var, geçmişteki tecrübeleri geleceğe bilinçlice taşımak kıymetli bir şey. Kültür ile bağınızı koparttığınızda sanat da yapamazsınız.” İfadelerini kullanan Bakan Yardımcısı Demircan, “Unesco diyor ki; bütün şehirler kendi kültürel değerleri üzerinde sanat yapabilir.
Somut miras değerlidir. Somut mirası kıymetli yapan ise sanata ilham olmasıdır.
Her insan özeldir, Cenab ı Allah öyle yaratmıştır. Her şehir de özeldir. Oranın sesi, nefesi ışık ile alakalıdır. İbni Haldun boşuna coğrafya kaderdir demiyor. Kültür dediğimiz şey yereldir zaten, medeniyet dediğimiz şey de geneldir.” dedi.
'Kitap Okumak Engel Tanımaz' sloganı ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesine kitap seferberliğine Merhum Emekli Cami imamı Abdulkadir Uçkaç’ın oğlu Muaviye Uçkaç tarafından gerçekleştirilen kitap yardımına ev sahipliği yaptıklarını belirten Rektör Karabulut, 24.000 el yazması eserinde dijital ortam da yayınlamak adına alt yapı hazırlıklarının tamamlandıklarını belirtti. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan da bu hazırlıkların önümüzdeki süreçte aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi online kitap alt yapısında yayınlanacağı müjdesini verdi.
Kitap Seferberliği
Programda kapanış konuşması yapan Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Dilerim ki Bir yenisini gerçekleştirdiğimiz Kariyer ve Marka Sohbetleri programımız her anlamda yol gösterici olmuş, öğrencilerimizin kültürümüz bakış açısında yeni ufuklar açmıştır. Bu vesile ile bugün aramızda olan ve değerli katkılarını sunan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcımız Sayın Ahmet Misbah Demircan ve tüm katılımcılarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum.” ifadelerine yer verdi.
Program Rektör Karabulut’un, “Vatan aşkı imandandır.” ve “Kavme hizmet eden, kavmin efendisidir.” hadis-i şeriflerinin yer aldığı el yazması tablo ve MTÜ Ziraat Fakültesi tarafından üretilen mevye kurusu hediyelerinin takdimleri ile son buldu.