ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

Necdet Akboğa 'Mesut Parlak' a Kumpas İtirafını Yazdı

Gazeteci Necdet Akboğa, 1998 Yılında İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mesut Parlak'a, Malatya'dan giden Tv ekibi olarak din düşmanı diye nasıl tuzak kurmak istediklerini ve karşılaştıkları durumu 23 yıl sonra "BU YAZIM İNSANLIĞIN İTİRAF BELGESİDİR..." diye yazdı. İşte o yazı ve Prof.Dr. Mesut Parlak: 

02 Ocak 2021 13:19
Necdet Akboğa 'Mesut Parlak' a Kumpas İtirafını Yazdı

Yıl 1998... Demokrasinin kalbi Holanda’dan yeni gelmişim. Malatya’da “ İslami yayın yapan” yerel bir TV kanalında muhabirim. Avrupa özgürlüğü, insan hakları gibi konularda duyarlı birisi olarak, zıpkın, ele avuca sığmayan, gözü kara muhabirliğimi bilen TV sahiplerinden birisi olan ve bir kamu kurumu üst düzey yönetici Z.. Çalışan üç arkadaşı çağırdı. Beni, Ö.Ö ve A.C ( hepsi hayatta) şunları söyledi:

“Sizi İstanbul’a gönderiyoruz. Malatya’lı bir porfesör var. Adı Mesut Parlak. Bu kişi din düşmanı. Rektörlük yapmış, şimdi dekan aynı zamanda Turgut Özal’ın kurduğu MEV ( Malatya Eğitim Vakfı) başkanı. Bu kişi Malatyalı hayırsever iş adamlarının verdiği bursları başörtülü kızlara vermiyor. Başörtüsü düşmanı. Necdet Akboğa bunun hakkından gelir. Kameraya çekin günlerce TV den yayınlayacağız.”

Altımıza araba, cebimize para, cenke gider edası ile yola çıktık. İstanbula ulaştık. İlk işimiz Prof Dr. Mesut Parlak hocayı adım adım kameraya kaydetmek, konuşturmak, sormak, köşeye sıkıştırıp perişan etmekti. Dekan olduğu İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bulduk. Bina girişinde kameramızı açık tutup, ne varsa gizli çekim yapacağız, ne konuşursa full çekecektik. Kapıya vardık sekreter oturuyor.onlarca hasta sırada. Herkes şifa bulmak için Mesut Hocanın odasına girmeyi bekliyor.

Sekretere Malatya basını olarak geliyoruz, hoca ile görüşeceğiz. Dedik. Malatya sözünü duyunca hiçbir soru sormadan buyrun girin odasına dedi. Hoca talimat vermiş kim gerlirse Malatyalıyım derse hiç bir soru sormadan içeri al..Tamam dedik. Şimdi din düşmanı adamı suç üstü yakalarız. Ben kamera açık olarak elimde,üç arkadaş , adeta odayı basarcasına daldık...

Oda boş. Prof Mesut Parlak lavaboda abdest alıyor. Sakin bir şekilde abdestini bitirdi. Ellerini kurluladı “ Hemşehrilerim Malatyadan gelmiş”. Dedi. Sıkı sıkı sarıldı. Biz şaşkınız. Dilimiz tutuldu. Yanlış yere mi geldik. Din düşmanını basacaktık. Hoca “Çocuklar ben Cuma namazına gidecem. Siz gelecekseniz, lavabo burda abdest alın beraber gidelim. Yok biz gelmiyoruz deseniz, odam sizin çay kahve için, dinlenin, ben yarım saat sonra geleceğim. Ondan sonra herşeyi konuşuruz. “

Aman Allah’ım. (islami yayın yapan) TV den geliyoruz. Cumayı, camiyi unutmuşuz. Din düşmanı dediğimiz kişiyi abdest alırkan yakaladık, yetmez gibi bizi Cuma namazına davet ediyor. Üç arkadaş şoktayız. Abdest aldık. Hasnane karşısındaki tarihi camiye gittik. Cumayı kıldık. Hocanın odasına döndük. ..

Porf. Dr Mesut Parlak , bize hiç bir şey sormadan sekreteri çağırdı. “ Kızım benim canım topraklarım gelmiş. En güzel yerden dört kişilik yemek söyle. Bize yakın Malatyalılara ait olan Ilıca otelden hemen yer ayır. Kaç gün kalırsa hemşehrilerim hepsini benim hesabıma yazdır.bunlar benim misafirim.”

Hayda!.. Biz neye geldik neler görüyoruz. Bu işte bi yanlışlık var..Tüm bu yaşananları da saniye saniye kaydediyoruz...

Dışarı çıktım. Bi fırsat bulup Malatyayı bizi gönderen Z... aradım. Abi Mesut Parlak abdest alıp namaza götürdü bizi. Habersiz odasını bastık. Bize ilgi alaka, yemek otel sorgusuz sualsiz sunuyor. Biz ne yapacağız.

Z...” Konuşturun, dine imana girin. Bi açığını yakalayın. Boş gelmeyin.”

Evet... iki saat hocanın odasındayız. Kamera açık. Hastalar geliyor. Onlara baba gibi davranıyor. Bizimle konuşuyor. Ne sorsak cevap veriyor. O kadar insanca, o kadar merhametli, o kadar Malatya sevdası ile konuşuyor ki darmadağın olduk.

Uzun uzun sorduk, yemekler yedik, ikramlar gördük. İnsanlık dersi aldık. Peki bize tarif edilen kişi buysa, biz kimiz..

Hocam bize otel ayarlamayın. Kalacak yerimiz var. İşimiz çok. Çok gidecek yerimiz var. Dedik. Müsade istedik.

Porf Dr.Mesut Parlak “ Bakın çocuklar kaç gün kalırsanız kalın burası sizin. Parasız kalmayın. Telefonum 24 saat açık. Sizin için elimden ne gelirse yaparım.”

Kafamız allak bullak olmuştu. Tekrar Malatyayı aradık. Olup biteni anlattık. Dünyanın fırçasını yedik.” Beceriksizler. Şimdi Tarlabaşı caddesine gidin. MEV binasına girin. Burs verilen öğrencilerin listesi, fotoğrafları, okudukları üniversitenin yer aldığı kütük gibi defter var. Bayan öğrencilerin olduğu defteri tek tek çekin. Başörtülü tek öğrenci yok. Onu kayda alın”

Doğru Malatya Eğitim Vakfına gittik. Malatya ... TV den geliyoruz. Burs defterini çekmemiz lazım. Hiç itiraz gelmedi. Görevli bayan buyrun dedi. Tam 10 sayfayı tek tek inceleyip kameraya çektik. 10 sayfanın 8 tanesi başörtülü çıkmaz mı.

Deliye döndük. Malatya bizi sıkıştırıyor. Açık bulun. Açık yok. İki gün daha İstanbula takıldık ve döndük...

Dostlar. Bağnazlık, cahillik, yobazlık, gözü körlük, dini kullanma, insanı yok sayma adına ne derseniz deyin.

Yıllar sonra öğrendik ki Parlak ailesi ile ilgili imar problemi olan üst düzey siyasetçi, yöneticiler din kılıfı ile Türkiyenin en büyük üniversitesine rektör olmuş, hayatı şifa dağıtmak olan, bilim ve tıp insanına bizim tetikçiliğimizde alçakça saldırı düzenlemişler.

Ümmi( oku yazar olmayan) bir annenin evladı, Çırmıhtıdan Malatya’ya kış, kıyamet, çamur demeden 1960 ların şartlarında okumuş, ömrünü bilime vermiş, memleket sevdalısı Profesör olmuş insanlık örneği bir insana neler yapmak isteniyor.

Yıllarca Yeşilyurt kiraz festivalinde sunuculuk yaptım. Mesut Parlaklar, Kenan Işıklar, Zeki Akıncılar, Şahin Nalbantlar ile iç içe oldum. Her yıl mutlaka festival bahanesi ile gelip yaptırdıkları okulların, camilerin, çeşmelerin, köprülerin ya temellerini attılar, ya da kurdalelerini kestiler. Hepsini kazançlarıyla yaptılar.

Dinsiz, laik diye anlatılan Prof .Dr Mesut Parlak adına, eşi, annesi, babası adına kendi kazancı ile yaptırdığı okullarda binlerce vatan evladı eğitim görüyor.

Aynı şeye devam ediyorsunuz..Ben gencecik birisi olarak bunun ezikliğini haykırdım. Hocam ile helalleştim. Yeşilyurt belgeseli izleyip ağladık. Peki her gün kul hakkına giren, iman bekçileri siz kiminle helalleştiniz.

Ey bağnaz, üretmeyen, insanların haysiyeti ile oynayıp haysiyet cellatlığı yapan, kendini dinin Allahın banisi görenler soruyorum..

Sahi kim daha insan?...

Necdet Akboğa

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.