Rektör Prof. Dr. Karabulut, Hayatın tüm alanlarında sporda, sanatta, edebiyatta, siyasette, eğitimde, sivil toplumda, iş dünyasında tüm zorluklara rağmen engelli kardeşlerimizin çabası takdire şayandır. Eğitimin engelliler için bir hak olduğu yaklaşımı içinde, Malatya Turgut Özal Üniversitesi, engelli bireylerin eğitim, araştırma, sosyal ve kültürel yaşama katılımı konusunda “Engelsiz Eğitimi” ve “Engelsiz Üniversite” olmayı hedeflemekte ve bu hedef doğrultusunda ilerleyişini sürdürmektedir.” ifadelerini kullandı.
“Şehit Yakınlarımızın, Gazilerimizin Yanındayız”
“Biliyoruz ki Cumhuriyetimiz yüzbinlerce şehit verilerek, yüzbinlerce gazimizin kanı akarak kuruldu. Cumhuriyetimiz yine bugün on binlerce şehit ve gazi verilerek yaşatılıyor, tehditler bertaraf ediliyor.” İfadelerine yer veren Rektör Karabulut, “Çanakkale’de onca zorluğa karşı diz çökmeyen, Kore’de ülke çıkarları için kahramanca mücadele veren, Kıbrıs’ta vatanın bölünmez bütünlüğünün vesikasını çizen bu millet 15 Temmuz günü 251 şehit, 2700 gazi vermiş ama namerde fırsat vermemiştir. Bu bilinç ile Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak her zaman şehit ailelerimizin, şehit yakınlarımızın, gazilerimizin yanında olduğumuzu bilmenizi istiyorum.” dedi.
“Taşın Altına Elimizi Koyacağız”
Hayatın her alanında Mobbing’in olumsuz etkilerinin olduğunu ve çalışma hayatında da buna sık sık karşı karşıya kalındığını belirten Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Çalışma hayatı, insan yaşamının ana merkezidir. En çok zaman geçirilen, emek verilen ve geçim kaynağı alanıdır. Bu alan için yolda duran en önemli taşlardan biri, iş yaşamında karşılaştığımız; baskılar, ötekileştirmeler, yok saymalardır. Hayatın her alanında Mobbing’e karşı göz yummayarak Taşın Altına Elimizi Koyacağız” dedi.
“MTÜ Duvarları Olmayan 5. Nesil Bir Üniversitedir.”
Rektör Karabulut konuşmalarına şu şekilde devam etti, “Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin öncelikli hedefi; şehrimizle, bölgemizle ve yaşadığımız toplumla bütünleşmek, topluma her anlamda hizmet etmektir. Üniversitemiz duvarları olmayan günümüz dünyasının gerçeği olan 5. nesil bir üniversitedir. MTÜ olarak ulusal ve uluslararası ihtiyaçlar ile evrensel gerçekler doğrultusunda bilimsel ve akademik çalışmalar gerçekleştirmek ve öğrencilerimizi bu bilinçle yetiştirmek öncelikli sorumluluğumuzdur.”
Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Genel Başkanı Gazi Lokman Aylar şu şekilde konuştu, “Bu ülkeye bedel ödeyen, evlatlarını şehit veren kahraman şehitlerimizin kıymetli emanetleri, ülkemizin refahı, al sancaklı bayrağımızın dalgalanması, şehitlerimizin bize emaneti olan bu kutsal vatanımız için, uzuvlarını bu kutsal topraklara bırakan kahraman gazi arkadaşlarım, dava kardeşlerim. Öncelikle sizlere hoş geldiniz sefa getirdiniz diyorum. Sayın Rektör hocam, bizim de vakfımızın kurucu üyesi olan, şehitlik ve gazilik deyince gözünden bir damla yaş akacak kadar hassas olan hocama da buradan teşekkür ediyorum.” dedi.
“Gazi Ve Şehit O Ülkenin Onuru Ve Gururudur.”
TÜGŞAV Genel Başkanı Gazi Lokman Aylar, “Bazen televizyonlarda seyrediyoruz; Şehitlerimiz var, on tane yaralımız var, on saniye, bir dakika ve geçiyor, şehitlerimizi toprağa defnediyoruz. Bizim başımızın tacıdır yaralı aileleri. Bu vatanda, bu toprakta yaşayan herkes ama herkes, gazi ve şehit dediği zaman bu vatana borçlu olduğunu, bu bayrağa borçlu olduğunu bilmeli. Adım attığımız, vatan dediğimiz bu toprakları vatan yapan bu kahramanlar ve bu yiğitlerdir. Kahramanlarımızı ve yiğitlerimizi her an saygıyla anmak zorundayız. Bu ülkenin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygı ile anıyorum.” İfadelerini kullandı.
Ülke yönetiminin, akademisyenlerimizin, gazi ve şehit dediğimizde onurun en yükseğini, mertebenin en kıymetlisini her zaman Gazi ve Şehit yakınlarına verdiğini belirten Başkan Aylar, “Ben 1996’da yaralandım. Bugün 2021. Eski ile yeniyi çok iyi kıyaslayabiliyoruz. Devletimizin en tepesi, devlet başkanımızın gazi ve şehitlerimize verdiği kıymetten biz memnunuz. Üniversitelerimizde vatanını milletini seven gençlerimizin yetişmesini istiyoruz. Üniversitelerimizde şehit ve gazinin ne olduğunun anlatılmasını istiyoruz. Yaşadığı topraklarda kimlerin nasıl bir bedel ödediğinin anlatılmasını istiyoruz.” İfadelerine yer verdi.
“Yeter Ki Ülkemiz Milletimiz Bayrağımız Şanıyla Dalgalansın”
Başkan Aylar, “Bu ülkeye bedel ödeyen kahraman şehit ve gazi aileleri olarak söylüyorum. Bu ülkenin tapusu şehit ve gazilerindir diyor sayın cumhurbaşkanımız. Bu ülkeye herkesin ama herkesin sahip çıkması gerekiyor. Üniversitelerde anarşi istemiyoruz, teröre destek veren akademisyen istemiyoruz. Vatanını milletini seven gençlerin yetiştiği, hocaların olduğu üniversiteler istiyoruz.” dedi ve “Şehit evladı demek o yüzüne bakmaya kıyamadığımız evlatlarımız demektir. Allah tüm şehitlerimizden ve gazilerimizden razı olsun. Biz bu ülkeden, bu devletten razıyız. Bu bedeli öderken de hiçbir karşılık beklemedik ve beklemiyoruz. Yeter ki ülkemiz milletimiz bayrağımız şanıyla dalgalansın, milletimiz barışla yaşasın, bu ülke hep daim olsun, devletimiz var olsun.” şeklinde konuştu.
“Model Alan Değil, Model Olan Üniversite.”
MEYAD Başkanı İsmail Akgün, “Aslında Malatya Turgut Özal Üniversitenin yaptığı çalışmaları izleyince altınız çizmek istediğim birkaç cümle oldu. “Model alan değil, model olan üniversite.” Bu onur duyulacak, gurur duyulacak bir slogan. Tanıtım filmini izlerken de bu sloganın içini doldurduğunuzu gördüm. Sayın rektörümüz burada açılış konuşmasını yaparken, konuşmasını dinledim hem de mimik ve jestlerini gözlemlemeye çalıştım. İşini aşkla yapan bir rektör gördüm. Bundan dolayı çok mutlu oldum.” dedi.
“Yeter Ki İnsana Ve Ülkeye Bir Katkımız Olsun.”
Başkan Akgün, “Sosyal medyada şöyle bir paylaşım yaptık, 50’den fazla şehri gezdik, 70 binden fazla her kademedeki çalışana yüz yüze eğitimler verdim. Ama Malatya’yı sanki biraz ihmal etmişiz. O da sayın rektörümüze nasip oldu. Mobbing deyince sürekli yönetici yapar anlayışı var. Patron yapar, müdür yapar, rektör yapar, daire başkanı yapar. Biz buna yukarıdan aşağıya dikey mobbing diyoruz. Yatay mobbing dediğimiz, eş değerler arasındaki mobbing de var. Bir diğeri de alttan yukarıya dikey mobbing. Patronun/amirin verdiği işi yapmamak, dedikodusunu yapmak, yanlış bilgilendirmede bulunmak gibi birçok yöntem olduğunu belirtmek isterim. Bu da karşınıza çıkıyor ve literatürde var.” İfadelerini kullandı.
“Zulmetmek Allah’ın Gücüne Gitmez Mi?”
Akgün, “Ekmek çok kutsaldır, nimet çok kutsaldır. Elbette kutsaldır ama bütün o kutsallardan daha büyük kutsal vardır. O da insandır. Yiyiniz içiniz fakat israf etmeyiniz diyor ya. İnsanı da israf etmeyelim. Zulmetmek Allah’ın gücüne gitmez mi. Mobbing bir kul hakkıdır.” İfadeleri ile sözlerine son verdi.
Programda konuşma yapan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Önal İnaltekin “Ben Malatyalıyım. 8. Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal’ın adıyla olan üniversitede olmaktan gurur duyuyorum. Kurucu rektör olmak zor bir olay. Her yerin kurucu olmak zordur, bütün sıkıntıları siz çekersiniz. Bu büyük sıkıntılar içerisinde üniversiteyi devlet kurumlarını bir araya getirerek belli konularda sizleri bilgilendirme noktasında da çaba sarf eden rektörümüze ayrıca teşekkür ediyorum.” dedi.
“Onların Bağımsız Olarak Yaşayabileceği Modeller Üretiyoruz.”
Genel Müdür Yardımcısı İnaltekin, “Engelli ve yaşlı bireylerimizin toplumsal hayata tam ve etkin katılımı için, onların bağımsız olarak yaşayabileceği modeller üretiyoruz. Ne üretirseniz üretin, insanlara ulaşması gerekiyor. Bu nedenle de engelli ve yaşlı konusunda erişilebilirlik çok önemlidir. 2020 yılını sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan erişilebilirlik yılı ilan etmiştir. Bu nedenle de biz çalışmalarımıza biraz daha hız vererek kapalı alanların, açık alanların, parkların, ulaşım araçlarının engelli ve yaşlı bireylerin ulaşımına, en iyi şekilde kullanımına açmak için çaba sarf ediyoruz.” İfadelerini kullandı.
“Engelli bakımı denince, biz devlet olarak engelli ve yaşlı bireylerimizin kendi aileleri yanında bakımlarının sağlanmasını amaç edindik ve hedefimiz de budur.” ifadesi Genel Müdür Yardımcısı İnaltekin, “Kurumsal bakımın en sonda olduğu bir düşünce ile çalışıyoruz. Bütünleşik bir bakım modelinden bahsediyoruz. Bizim kültürümüz de çok elvermiyor yaşlımızı bir kurumsal bakıma direkt götürüp koymaya. Fakat buna ihtiyaç duyan kesim var. Bu kesimin de insan onuruna yakışır bir şekilde o kurumlardan, kuruluşlardan hizmet alması gerekiyor. Bu anlamda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu.
Program hediye takdimi ve Battalgazi Yerleşkesi Hatıra Ormanı’na fidan dikimi ile sonlandı.