Bir futbol takımına, değişik dönemlerde teknik direktör olarak en çok görevlendirilen kişi kimdir? Bu sorunun cevabı Özkan Akbulut’tur.
Öyle ki 1966 yılında kuruluşundan başlayarak 1989 yılına dek Malatyaspor’un her kademesinde vardır Özkan Akbulut. Zaman zaman takımın başında teknik direktörlük yapmıştır, uzun zamanlar ise alt yapıyı ve genç takımı kurmuş, çalıştırmıştır. Her daim Malatyaspor’un içindedir Özkan Akbulut. Kendisini Malatyaspor’a adamış spor adamıdır. 1987 – 1988 Sezonunda Özkan Akbulut’un çalıştırdığı Malatyaspor’umuz ligi Galatarasay ile Beşiktaş’ın ardından 3. sırada tamamlamıştır. Malatya’da yaşamak ve Malatyaspor’da olmak onda bir tutku olduğundan dolayı, başka şehirlerin takımlarını çalıştırma tekliflerini hep geri çevirmiştir.
Futbol hayatı 1955 yılında Takım kaptanı Aziz Ovagül’ün teklifiyle Adafı Gençlik Takımına katılmasıyla başladı. 1957’de kurulan Şekerspor’a geçti. 1962 yılında Şekerspor’a geçti. Takımın Türkiye Şeker Fabrikaları Şampiyonası için antrenmanlarına katılıyordu. Bir antrenman dönüşü ablasının kızı kamyonun altında kalmak üzereyken yaptığı müdahale ile onu kurtardı. Ancak kendisi yaşadığı feci kaza sonunda ağır yaralandı. Tedavi için Ankara’ya gönderildi. Dört ay hastanede, bir yıl da evinde yatmak durumunda kaldı. Futbolculuk imkânı ortadan kalkmıştı ama futbol aşkı yok olmamıştı. Antrenör olmak hatta teknik direktör olmak istiyordu. Annesinin, babasının isteği ise oğullarının okul hayatını tamamlayıp, güzel bir iş sahibi olması idi. Özkan Akbulut hem anne, babasının hem de kendisinin isteğini gerçekleştirmek için zorlu mücadeleye girişti.
Sanat lisesini bitirdikten sonra, üç yıllık tekniker okulunu bitirdi. 1964’de Devlet Su İşleri’nde makine teknikeri olarak çalışmaya başladı. Annesi ve bu arada rahmetli olan babasının isteklerini gerçekleştirmişti. Sıra kendisinin isteğini gerçekleştirmeye gelmişti.
Teknik adamlar, genellikle profesyonel futbolculuktan sonra antrenör, teknik direktör olurlar. Profesyonel futbolculuğu olmadan antrenörlük kursuna katıldı. Sınavlarda başarılı olarak antrenör oldu. Hedefini büyüterek, teknik direktör kursuna katıldı. Burada da geçmişinde yalnızca amatör spor hayatı olan tek kişiydi. Tamer Güney, Erkan Kural, Necdet Niş, Turan Ağılday (Ali Baba) gibi futbol adamlarıyla birlikte aynı anda teknik direktör oldu. Malatya’nın diplomalı ilk antrenörü oldu. Anne babasının isteğinden sonra kendi isteğini de gerçekleştirmişti. Geçmişinde yaşadığı kazanın bıraktığı sakatlık durumundan haberdar olan Alman Hoca Kırharat, Özkan Akbulut’a “Atletiko Malatya” diye seslenirdi.
Malatyaspor’u çalıştırmak için önü açılmıştı. Malatyaspor 2. Lige alınınca Uğur Ersoy ile birlikte takımı çalıştırmaya başladı.
Malatyaspor dönemi ile ilgili olarak anılarını dinlemek istediğimi söylediğimde, birbirinden ilginç anılarını anlattı.
“Nurettin Soykan zamanında deplasman maçına gittiğimiz bir şehirde, onbeş gün önce o takıma bozuk yemekler yedirilmiş olduğunu, bu şehre gelen deplasman takımının futbolcularının yemeklerden dolayı rahatsız olduğunu duymuştum. Bizim sporcularımızın da başına böyle bir iş gelmemesi için, kulüp başkanımız rahmetli Nurettin Soykan’a durumu anlattım. Nurettin Soykan, o ilde tanıdığı bir müteahhidin 30 km uzaklıktaki şantiyesine götürdü takımı. Bu şantiyenin usta aşçılarının yemekleri çok güzeldi. Futbolcularımız yemekleri çok beğenmişlerdi. Tedbir amaçlı gittiğimiz şantiye yemeğini unutamadık.
Denizli’de oynadığımız bir maç çok önemli idi. Dört takımın küme düşme olasılığı vardı. Kümede kalmamız için bize iki puan yetiyordu. Denizli’de oynadığımız maç 1 – 1 berabere bitti. Puanımızı aldık. Çim saha değildi, toprak saha. Kulüp Başkanı Nurettin Soykan hızla sahaya daldı. Birbirimize sarıldık. Öyle ki ikimiz birden yere düştük. Üstümüz başımız toz toprak oldu. Futbolcular bizi kaldırdı. Üstümüzü başımızı silkelediler. Bu bizim için çok güzel anıydı.
Bir gün büyük bir Galatasaray maçına İstanbul’a gidecektik. O zaman her maça farklı otobüsle gidiyorduk. Tesislere gelen otobüs güzel bir otobüs değildi. Halk otobüsü idi. Son anda güzel bir otobüs bulmak mümkün olmadı. Madem öyle biz de taksiyle gidelim dedik. İstanbulda’ki otelden stada giderken otomobiller birbirinden kopmuştu. Erken gelen otomobildeki sporcular soyunma odasına girdi. Geciken otomobilleri stadın girişinde beklemek durumunda kaldım. Bu da benim unutmadığım anılarımdandır.”
İrlanda, İsviçre, Rusya, Almanya, Slovakya, Romanya, Kıbrıs, ve Amerika gibi ülkelere Genç Milli, Ümit Milli, A milli takımlarımızla yurt içi ve yurt dışı turnuvalara antrenör olarak katılan Özkan Akbulut’a;
Bölgeler arası seçmelere götürdüğü sporcuları vitrine çıkarıp, Genç Milli, Ümit Milli, U 21 Milli, A Milli takımlara çok sayıda futbolcu kazandıran Özkan Akbulut’a;
Malatyaspor’un zor zamanlarında her daim yanında olan Malatya’nın gururu Özkan Akbulut’a emeklerinden dolayı teşekkür ettim.
Özkan Hocamızla vedalaştığımız anda, konuşmamıza Malatyaspor’un ilk amigosu Rahmetli Babam İhsan Toy ile Gazi İlkokulu’nda aynı sınıfta okuduklarını, Malatyaspor zamanında da birlikte unutulmaz anılar yaşadıklarını tekrar ederek, babama rahmet diledi.
Malatya Söz Gazetesi