Malatya Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi Konferans Salonu’nda düzenlenen programa Malatya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı İnanç Kara Ölmeztoprak, Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Murat Kılıç, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kubat, Malatya Kent Konseyi Genel Sekreteri Av. Abdulkadir Artan, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, mahalle muhtarları, vatandaşlar, panelistler Doç.Dr Özlem Demirel, Dr. Öğretim Üyesi Emine Güzel ve panel programının moderatörü olarak İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Erdem katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra konuşmaları yapan Malatya Kent Konseyi Genel Sekreteri Av. Abdulkadir Artan, UNESCO’nun önerisi ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın himayelerinde 2021 yılının Yunus Emre ve Türkçe Yılı olarak kabul edilmesi dolayısıyla Yunus Emre’yi farklı yönleri ile anlamak ve anlatmak adına bu programı düzenlediklerini söyledi.
Artan, “Yunus Emre, Türk Hocası ve milletimizin manevi mimarlarından biri olmakla beraber, alevisi sünnisi her kesimden onun şiirlerinin okunması da büyük önem taşımaktadır” dedi. Malatya Kent Konseyi olarak Anadolu’yu Anayurt yapan güzel insanları genç nesillere anlatmak adına çalışmalar yapmaya gayret gösterdiklerini söyleyen Artan, “ Malatya Büyükşehir Belediyemize ve İnönü Üniversitemize vermiş oldukları destekten dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi.
İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kubat, İslam kültürünün en önemli şahsiyetlerinden biri olan Yunus Emre’nin Türk dilini arı ve yalın olarak kullanmasından bahsetti. Yunus Emre’yi doğru bir şekilde anlamanın ve anlatmanın önemli olduğunu vurgulayan Kubat, “ Yunus Emre din ve dil farkı gözetmeksizin bütün insanları kucaklayan hoşgörü ve tolerans sahibi bir şahsiyettir” dedi.
Kent Konseyi Tarih ve Kültür Mirası Çalışma Grubu Temsilcisi Orhan Tuğrulca, Anadolu’da başta İbni Arabi, Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus Emre’nin yaklaşımı olmak üzere farklılıklara karşı hoşgörülü bir yaklaşımın ortaya çıkmış olmasının Anadolu’nun o günkü etnik, kültürel ve sosyal yapısı ile ilgili olduğunu unutmamız gerektiğini söyledi.
Tuğrulca, “ Yunus’un halk ve Hak diline yakın üslubu, şiirlerinde aşk, can, canlar, dost, dil, gül, bülbül, hak ve gönül gibi kelimeleri yüzlerce kez kullanılmış olması aslında bugün bizim neye ihtiyacımız olduğu konusunda önemli ipuçları vermektedir” dedi.
Panelde moderatörlük yapan İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Erdem, Yunus Emre’nin kültür ve medeniyetimizin temel taşlarından biri olduğunu söyledi. Anadolu toprakları üzerinde yetişen kültür ve medeniyetimizin taşıyıcısı olan Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana, Yunus Emre gibi şahsiyetlere çok şey borçlu olduğumuzu ifade etti.
Panel programında “Yunus Emre’nin Yaşam Öyküsü” konusu üzerine konuşan İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk İslam Sanatları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Emine Güzel, Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsü, tasavvuf ve halk edebiyatının en önemli temsilcilerinden biri olan Yunus Emre’nin tarihi kaynaklarda yaşamı hakkında kesin bilgiler olmamakla beraber doğum tarihinin 1240/1824, ölümü ise 1240/1824-1321/1903 olarak kabul edildiğini söyledi.
Yunus’un duygu ve düşünce âlemini hazırlayan kültürün kaynağında İslam tasavvuf düşüncesi yer aldığını belirten Güzel, “Yunus, fakir, zengin Müslim ya da gayri Müslim ayrımı yapmaksınız insan olan herekse karşı derin bir sevgiyle bağlıdır. Ondaki insan sevgisi, insanda Allah’tan bir parça, bir cevher bulunduğu inancındadır. Yunus işte bu parçanın bütününe yani Allah’a âşıktır” dedi.
Türkçeyi güzel ve etkili bir şekilde konuşabilen Yunus, gerek eserlerinde gerekse ilim meclislerinde halka ve halkın diline hitap ettiğini vurgulayan Güzel, Yunus Emre'nin söylediği güzel, kısa, uzun sözleri ve şiirleri günümüzde de hala en çok araştırılan ve paylaşılan konulardan birisi olarak insanları etkilemeye devam ettiğini ifade etti.
“Yunus Emre ve Nefis” konusu üzerine konuşan İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Özlem Demirel Dönmez, Yunus Emre’nin, açgözlülüğünefsin en büyük şubesi, kibri gönül kiri, öfkeyi de aklın baş düşmanı şeklinde gördüğünü ifade ederek, açgözlülüğün ilacı kanaat, kibrin ilacının alçakgönüllülük, öfkenin ilacının sabır olduğunu, nefsin bu üç olumsuz yönünün ortak özelliği insanın yetersizlik duygusundan kaynaklandığını vurguladı.
İnsanın en çaresiz, en zor durumda bile yalnız olmadığını, insanı herkes terk ettiğinde dahi Yaradan’ın terk etmediğini vurgulayan Dönmez, “ Yunus Emre, Allah’ı seven kişinin; fani dünyayı istemediğini, karmaşadan uzak kaldığını, meşguliyetinin dünya malı değil iyilik için olduğunu, dünyanın başka nimetlerine gereğinden fazla değer vermediğini belirtir” dedi.
Panel programının akabinde Dr. Öğretim Üyesi Tacetdin Bıyık’ın şefliğinde İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Musikisi Korosu Yunus Emre’nin şiirlerinden oluşan bir tasavvuf musikisi dinletisi gerçekleştirdiler.
Programın sonunda panelistlere ve koro şefi Dr. Tacetdin Bıyık’a plaket takdim edildi.