MALATYA CUMHURİYET CARŞISI...Mustafa Korkusuz

Geçmiş zaman olur ki !Hayali cihan değer...

Acı tatlı günlerin birlikte yaşandığı,bazen neşe bazen hüzün dolu günlerimizin geçtiği çarşımız..!

Çarşımız mütevazi asil kibar gururlu ve hoşgörü boyutu had safhada olan insanlardan müteşşekkil bir oluşuma sahipti...Çarşımızın en büyük özelliği her hangi bir sınıf farkı gözetmeksizin bir evin bireyleri gibi senli benli oluşları idi, muhabbet ve dertlerin paylaşıldığı bir toplumdan bahsediyorum...

Şahsen ben çarşımızı 8-9 yaşlarımda tanımaya başladım, ilk zamanlar yaşımızdan dolayı Söğütlü camii akar çeşmelerinden testi küçük tenekelerle su getirir dükkanımızın önünü sular süpürürdük, bazende çay yemek söyleme ve ekmek v.s.ihtiyaçları temin etmekle görevlendirilirdik.

Yaşımız büyüdükçe hem tahsilimizi hem de fırsat buldukça dükkana gelir aile büyüklerimize yardımcı olurduk..! Tabiidir ki geliştikçe kumaş katlama ölçme biçme müşteri buyur etme gibi konularda da kendimizi geliştirmeye çalışırdık...

Haliyle zaman ilerledikçe yaşıtlarımızla dostluk ve arkadaşlıklar kurmaya büyüklerimizin de engin hoşgörüleri sayesinde herkesle hem hal olmaya başladık, birlikte kahvaltılar öğlen yemekleri çay kahve v.s.ikramlarla günlerimizi dosthane bir şekilde sürdürmeğe başladık, tabi ki tabloyu hep pembe gösteriyoruz arada bir kırğınlık ve sitemlerimizde olurdu, olmazdı desek yalan olur tabiyatıyla...

Birde herkesin sefer tası dediğimiz yemek kabları vardı birbirine geçmeli evlerden yemek getirilir herkes ikram için birbirini buyur ederlerdi. İşte buna benzer bir çok özelliği barındırırdı çarşımız..!

Kimsenin kimseden kolay kolay yüz çevirmediği, Şakalar ve iddiaların yapıldığı bir özelliği de vardı, hem de ne şakalar ve iddialar, şimdi olsa aman yarabbi kan gövdeyi götürür...Birkaç örnek verirsek esnaf kendi aralarında işi kurmuş böyle telefonlarda çok yaygın değil pastacı Rıfat Arıca adına Feti ...... abimizi arıyorlar “Feti bey ben pastacı Rıfat, sizlere ömür bir yakınımız vefat etti, kefen için bir hazırlık yapıp gönderir misiniz..!

Efendim başınız sağ olsun o nasıl söz ben kendim getiririm. O zamanlar sigorta hastenesi şehrin dışı istasyon münübüslerine binecen virajda inecen biraz yürüyecen... Fethi abi 10 m. Olan kefeni 15m. İki havlu yerine 4 havlu, kafirunu, buhuru, sabunu, iğne, iplik derken iyi bir iş çıkardığı düşüncesi ile doğru Sigorta Hastanesine. Hastahane de danışma ve yetkililerden aldığı cevap yok öyle bir şey o hızla Rifat abiye. Rıfat abi işi bilen seni işletmişler diyor tabi esnaf takipte gülüşmeler ve bozuntuya vermek yok..

Yine Hacı ..... abimiz sabahları erken gelip dükkan açıyor bazen uykusu çok bastırınca içerden darabayı çekip köceklerde kenarda uyuyor sabah dükkanını açmaya gelen Ömer Topdağ derin uyku ve horultuları duyunca kaçırır mı köçeklerle kapıyor cenaze dolayısı ile kapalıdır diye yazıyı asıyor..!

Efendim Hacimi öldü, kimi öldü diyen diyene uyanan Haci abi ulan Ömer onun bunun çocuğu Ömer kaçıyor 2,3 gün sonra ne görsek oturmuş çay içiyorlar. Dedik ya hoşgörü ve tahammül...

İnsanlar size kendilerini anlattıkları gibi değil, size yaşattıkları gibidirler, kimini erken kimini geç öğrenirsin neticede öğrenirsiniz...Resit Zafer abilerimiz iddiaya girmişler iddia Rıfat ustadan bir kilo bol şekerli bülbül yuvasına kaybeden bir tepsi bülbül yuvası ikram edecek. İddia kızışmış, bir gurup ye ye derken diğer gurup daha baskın aman ha şekerin var ölürm ölürsün şaşırdın mı sen diye korku pompalıyor. Abimiz korkudan yiyemiyor gelsin tepsi esnaf muhabbetle yiyiveriyor...

Veysel Erdönmez abimizden bir gencin referansı soruluyor cevap nebilem çağam kısa boylu enine şişmanleyin biri esnafın diline düşmeyesin gırıla gülmeler...

Fahrettin H........ Abimle bayan elbisesini topuklu ayakkabıyı giyecen kapalıçarşıda tur atacan atarım diyor akşam saati ve turu attı dondurma ve tatlıları bayılı verdim...

Muharrem abimiz dedesinin bir tesbahı var ondan bahssediyor herbir habbesi bir okkaydı diyor hemen oha sesleri yükseliyor o kaptırmış vallahi diyor... Faik amca ve oğlu ve biz iki komşu ayak üstü sohbet ederken bizimki birden gaz kaçırıyor etrafın havası bozulunca önümüzden geçen şahsa kabahatini yıkmak istiyor amcamızda siz buna bakmayın bu pis metangazcı diyor gülüşmeler...

Anlatmakla bitmez, bir güzellik yap kendine, keşkeleri hiç düşünme mutlu ol seçimlerinde, bırak keşkeler üzülsün seninle...

Böyle bir ortamdan nasip kalktı terki diyar ettik eh bizde yavaş yavaş sınırlara yaklaştık bazen gurbette aklımıza geliyor yazıya döküp paylaştık idolimiz Atilla abi o profosyonel. Biz amatörüz esinlenip bazen duyğuları paylaşıyoruz.

 AZİZ ve Sayğıya değer hemşehrilerimize en derin muhabbetlerimizle.

Selam güzel Malatyamıza...

CUMHURİYET ÇARŞISINA KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ

Bir zamanlar Cumhuriyet çarşısı bu çarşıya kimler geldi kimler geçti,şu an bakıyorum da çoğu yok aramızda..!

Geldi geçti yalana benzer derdi rahmetli babam, şu an bakınca aklımızda kaldığı kadarıyla kimler gelmiş kimler göçmüş darı_bekaya vefat eden tüm amcalarımıza, dayılarımıza, abilerimize ve geçmişlerine Allahtan rahmet geride kalan tüm aile bireylerine sağlık afiyet ve huzur dolu hayatlar temennisi ile başlıyoruz.

İnşaallah sıkılmazsınız. Hey hidi çarşımız tüm güzelliklerin ve olumsuzluklarınla yad ediyoruz... Geçmişe şöyle sıralıyabilirsek bir başlayalım unutmuş olacaklarımızdan özür dileyerek..!

Kuyumcu Azmi, Kuyumcu Hüseyin Altunbüken, Vahap Kıskaç, Ahmet Özhüsrev,,Kuyumcu Lütfü ve Faruk Akbez, Eczacı abimi ve emektar elamanı abilerimin isimlerini hatırlayamadım..!

Kuyumcu Mükremin, Kuyumcu İrfan Kösem, Pehlivan oteli iki kardeş amcamız oğlu Mehmet, Orduzulu kuyumcu Vahap dayı, Kuyumcu Nurettin oğlu Murat Koçyiğit, Saatçi Kemal amca, saatcı İbrahim ve Mehmet Turğut, arada Nurettin Faris Firuz, Nusret Nebioğlu, kuyumcu Ayhan Timuçin, kuyumcu Seyfettin Gülbay, Abdulvahap,  M.Ali Aliekber Pektaş yerine H.Hüseyin Kazım Çakıl yerine Muharrem Demez yerine Tahsin Turgut ve abisi, Kahtalı Osman yerine Mustafa Korkusuz, Abdurrahman Banazılı yerine İhsan Günel, yerine şimdi iki kardeş kuyumcu isimlerini hatırlayamadım. Faik Ercan Adnan Abdullah Almendi, Melita restorantı açan Hasan Öztürk ve babası, Atif Ahmet Korkmaz yerine Oben kundura, yerine kuyumcu Sıddık , Çırmıktılı Hamid hoca, yerine Sait Köse, İsmail Öztoprak yeğeni Ahmet, Haci Kral yerine Yusuf Elbir, Arapgirli Cezmi Emiroğlu, Metin abinin babası, Zihni Duman yerine Erol Çalışkan, Arpgirli Lütfü abi yerine Reşit Zafer, arkada ahçı Ramazan Keskin Osman Altun, işçiler çay evi Mahmut çaycı, çaycı Osman abi ve kardeşi, kitapçı Hasan Arkın, amigo Ayhan, Penguen pastanesi oglu Hamit,  Ezc Mehmet, Güneş ve Cumhuriyet bakkaliyeleri.

Berber Fahrettin, Pastacı Rifat ve dondurmacı Ahmet, Fethi Gülçek, Şevket Gülçek, Kamil Erdoğan, Yeni sevim lokantası Hüseyin, Mehmet, Muharrem, M ustafa Özpolat, Mehmet Haskoloğlu, Mustafa Çuhadar, Mustafa Beyhatun, Haci Durak, Ömer Topdağ kardeşi, Sefer Ortaç yerine Hacı Demirhan, yerine Orduzulu Zeki, Cici taksi Haci Tural, Sun taksi Nevzat abi,

Sıkılmadınız değilmi güzel hemşehrilerim, canlar daha yolun yarısındayız...

Abdullah, Nuri, Hikmet, Resul Karakuş diyor karşı sıradan devam..!

Lütfi Elbir, Kurşunlulu Osman ve oğlu, Beşir Korkusuz, Ecz.Ülke ve eşi, çaycı Vahap Aycan, Mete Sungur, Altınova Nurettin ve İzzettin, Söğüt lokantası Mustafa Karaduman, Ramazan Batur, berber Abdullah Çakı, kardeşi ve oglu.

İstidacı Ahmet Tuna, Söğüt sofular çay evi Habib Hoca ve oğlu, Almancı ve oğlu Ramazan, Mehmet, Söğütlü cami Ali Seydi, Yusuf,Hüseyin, Süleyman hocalar, Terzi Hüseyin Korkusuz, yerine. M.Zeki Korkusuz, Terzi Osman, Kasım Ortaç yerine terzi Bekir ve kardeşi, Mehmet Kutlu Erdoğan ve Ali Kutlu, yerine Haci Kutlu ve oğlu.

Hüseyin, Hasan ve Nevzat Akın, Hüsnü Kırçuval,  Avni, Azmi, Muzaffer, Zafer ve Saffet, Mehmet, Nejdet ve Çetin Narin, Veysel Şahin Mehmet Erdönmez Amcanın ismi gelmedi, oğlu Haci ve Mustafa Özpolat, İbrahim Alıcı yerine Osman amca ve oğlu. Aziz, İbrahim ve Fahrettin, Haci Hanlıoğlu, Mehmet Erol, Erdal Çalışkan, Mustafa Sait Çekmeğil, Nevzat Palu ve ortağı.

Karşıdan kasap Hacı ve ortağı Mustafa, çökelekçi çavuş dayı, lezzet lokantası Halis abi, kavaf Muhittin Tirit oğlu, H.Ahmet Diltemiz ve oğlu. Darendeli Mevlüt Özpolat, Hüseyin, Seyfettin Benli, Mecit ve Ohannes Alıcı, Ağan kardeşler Hulisi, Sami, Talat Ağan , Dernpınarlar; Edip, Mustafa ve çocukları,Hasan, Cafer, Salman,Lütfi, Faik, Adil, Sami, Hasan, İbrahim Akbezler, Mehmet, Kemal, Kenan Yılmaz, Kuyumcu Süleyman amca ve oğlu.

Kuyumcu Kirkor Usta, Gani Çalışkan daha sonra İsmet ve Yaşar ağabeyler. Nevzat, Yılmaz, Tahsin, Metin Elmalı ,kuyumcu Asım Kösem, Sami abi ve kardeşi, Abdullah Gürer ve oğlu., Edison, bezci Abdullah Aslan, Mehmet Hasğül, Halis İlhan, Abdullah Günel, Kolukısalar, Mehmet Marasalı, İzzet Özpolat, Şahin Kölük, bezci İbrahim Hüseyin Şendoğdu, çaycı Şükrü, Necati Ethem Keçeci, terzi Ramazan Çalışkan, kuyumcu Nedim ve Nihat..

 Daldık gidiyoruz dur diyen yok mu ne çok özlenen günler... Niceleri geldi neler istediler, sonunda dünyayı bırakıp gittiler, sen hiç gitmeyeceksin değilmi? O gidenlerde hep senin gibiydiler..

SONRADAN HATIRLADIKLARIM...

Bazı hemşerilerimi sonradan hatırladığım için hoşgörünüze sığınarak tamamlamak istiyorum, hazırmıyız..?

Kuyumcu Faik Soysal ve oğlu, kuyumcu Hikmet Ceyhan, kuyumcu Orhan Hoşhanlı, kuyumcu Haci abi, Halk bankası personeli, Müdür Mehmet Baydan, Beydağı turizm. Kemal, Hüsnü ve Şahin Mutlu,Cüce Abdullah abi, piyangocu Osman amca, Ziraat Bankası Müdürü ve parsoneli. Bekçi Haci abi, bakkal abi ve oğlu hatırlayamadım. Bakkal Recep oğlu, Burhan.  Çınar oteli, Çınar lokantası. İhsan, kireçci ve borsacı Mehmet Tercan, amca oğlu Şahin, amigo Ayhan, Uğur palas, çaycı Osman ve Haci Çevik, tek siğaracı Bekir, mutfak ocak ve tüpleri Hüseyin amca. Lütfi, İhsan Yeşilyurt, İşciler kahvesi, lokantacı Sıddık Beyhatun, kitapçı Hikmet ve Bekir, terzi Hasan, Mustafa korkmaz, terzi Hacıbayram, terzi Mamoş ve Vahap dayı oğlu.

Zülfü, istidacı Doğan Karaaslan, Çöşnük muhtarı Abdullah, Zafer mahalle muhtarı Abdullah Karaca ve oğlu. Mesture giyim, Şaban Balyemez, Mehmet damadı, kitapcı Süleyman amca, H.bayram Tetikoğlu, çaycı Muharrem ve Mahmut, İnşaat malzeme satıcısı ve müteahhit Mehmet Doğan ve Şemsettin. Lostra boyaları toptan Abuzer, kitapçı Kemal amca oğlu Mehmet. Kahtalı Abuzer, Çelikhanlı Şeyho ve İmam, seyyar halı mezat Bedri abi, halıcı İsmet, Nejat Antepli, Urfi Çetinkaya, çakmakcı cüce ve oğlu. Mehmet gottomino, Münefer Alıcı, pamukcu Dikran, terzi Fikri Öğretecek, Seyyar Paşo oğlu. H.Mehmet, tesbihci 6 katların Yaşar abi,  G.antepli tatlıcı Hasan amca oğlu. Biri bademli, G.antep. Meyancı Hacı amca, simitçi Mişmiş, yassı kadayıf şambali Hasan, limonatacı Haci, Neşeli Mehmet limonata ve sahlep.

Ünlü delilerimiz Faro, Gaffar, Şorikli Yaşar, gız Mahmut, İzzo, Cevdet, Mustafa,Mehmet, Kadir, 17-18 Zülfü,v.s.birde Tüccarlar oteli, Çalışkanın yanında tabelacı abimiz, işte böyle bir mozaik.

 Yunus diyor ki; “İşte geldik gidiyoruz ,Kalanlara selam olsun, Bizim için hayır dua, Edenlere selam olsun...”

Selam güzel Malatyam ve Malatyalı hemşehrilerime saglıcakla kalın...