Türkiye’ye güvenip hareket ettiklerini söyleyen Baştürk, “Aklı başında sanayicinin belki yapmayacağı bir davranıştı bu... Biz, merkeze önce insanı yerleştiriyoruz. Empati kuruyoruz. Belki satarken ülkemize bir birim döviz gelecek; ancak bu, dolu olarak girdiğinde üç birim olacak. Hem fabrikalarımız, hem de çiftçimiz para kazanacak. Böylece ülkemize de döviz girecek. Tüm bunları düşünerek hareket ettik. Dengeyi kendi ülkemizden yana kurduk. İnşallah bu süreçte hep birlikte büyüyeceğiz” diyor.
Malatya’da cam, un, yem ve sentetik çuval üretimiyle dikkat çeken Baştürk Şirketler Grubu, her platformda merkeze “insanı” koyuyor ve “kaliteli ürün” politikasından ödün vermiyor. Malatya’ya büyük değer katan bu şirketin yatırımları ise, kıtaları aşmış durumda.
Asya’dan Güney Afrika’ya kadar dünyanının dört bir yanına yayılmış yatırımlarıyla dikkatleri üzerine çekmiş durumda.Semerkant bölgesinde (Özbekistan) başlayan yurt dışı yatırımları, Güney Asya’da Sri Lanka ile devam etmiş. Fakat şirket, asıl yurt dışı atılımını Afrika’da gerçekleştirmiş durumda. Batı Afrika’nın en batısındaki Senegal’in Başkenti Dakar'a 25 km uzaklıktaki Rufisque Bölgesindeki FKS Un Fabrikası, 2009’dan beri “Türkiye'nin yüz akı” olarak gösteriliyor. Ülkedeki un talebinin çoğunluğunu karşılayan fabrika, yüzlerce kişinin de “Ekmek kapısı” durumunda. “Önce vatanımız, sonra şehrimiz, daha sonra da biz…” vurgusu yapan Mehmet Akif Baştürk ile; gayet sıcak ve samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Başarısının sırrıyla başladığımız sohbette Baştürk, yurt içi ve yurt dışı yatırımlarından da bahsetti. Sohbetimizde, şirket hedeflerinden sonra, Malatya’da tarımdan-ticarete, sanayiden-teşviklere kadar birçok konuyu ele aldık…
RÖPORTAJ: MURAT ÇETİN
Sayın Baştürk, öncelikle sizi kendi sözlerinizle tanımak isteriz.
Malatya Salköprü Mahallesi’nde, 1968 yılında dünyaya geldim. Hidayet İlkokulu, İmam Hatip Ortaokulu ve Turan Emeksiz Lisesi’ni bitirdim. İnönü Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra, askerliğimi İstanbul’da yaptım. Küçük yaşlarda başladığım 45 yıllık ticaret hayatım, Bereket Un Fabrikası’yla başlamıştı...
BABAM İLE KARDEŞ GİBİYİZ
Mehmet Akif bey, erken yaşta iş hayatına başladığınızı belirttiniz. Biraz daha detay verebilir misiniz?
Bir yandan tahsil hayatım sürerken, diğer yandan da babam ile beraber çalışıyorduk. Babam halen iş hayatının içerisinde ve bizim öncümüz olarak çalışıyor. Babam erken evlenmiş, onunla kardeş gibiyiz. Zaten soranlara da “Kardeşiz” derdi. Daha önce de belirttiğim gibi, işe biraz erken başladık. Bu süreçte ben ve kardeşim Faruk bey, babama her zaman destek olduk. Oluşan bu sinerjiyle şirketimiz, hızlı bir şekilde büyüdü.. Çok çalıştık, çoğu zaman hafta sonu ve bayramlarda da işimizin başında durduk. Hayatımızın odak noktası, her zaman işimiz oldu. Mesai mefhumu gözetmeden çalıştık, çalışınca Allah da nasip etti!
BAŞARIMIZIN ARDINDAKİ TEMEL SIR “DÜRÜSTLÜKTÜR”
Babanız; İşinize ve fikir dünyanıza neler kattı?
Babam “tecrübesi” ve “bilgeliği” ile bize, her zaman bizlere rehber oldu. Sıkıştığımız zaman da metaneti; her zaman bize güç verdi. Babam Mahmut Baştürk Bey’in en önemli özelliği, “dürüstlüğü” ve “disiplinli” çalışmasıydı. Mahmut Bey her zaman “En büyük hile, hilesizliktir…” derdi. Kendisi insani ilişkilere çok önem verir ve bize de her daim insani ilişkilerin; en önemli sermaye olduğunu öğütlerdi. Ürün alıp sattığımız firmalarla iyi diyalog kurmamızın önemini vurgulardı. Alçak gönüllü olmamızın ve insanların sevgisini kazanmamızın önemini aşılardı. Bütün bu öğrettiklerinin, hep artılarını gördük ve görmeye de devam ediyoruz…
KAZANDIĞIMIZI YENİ YATIRIMLARA YÖNLENDİRDİK VE MİLLETİMİZİN HİZMETİNE SUNDUK
Malatya’da, ticaret ve sanayi alanında; ilklerden birisiniz. Malatya ve dünya pazarındaki yerinizi anlatabilir misiniz?
İlk fabrikamız Malatya’da bulunan yedi fabrikadan biri olan “Bereket Un Fabrikası”ydı. Adı gibi bereketli olan bu fabrika ile başlayan sanayicilik serüvenimiz; yatırımlarımızı sürekli artırarak devam etmektedir. Daha sonra Fırat Un ve Yem Fabrikası’nı alarak, kapasitemizi on kat artırdık. Sonrasında da akaryakıt istasyonu ve çuval fabrikasını kurduk. Rahmetli 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın ülkemizi dünyaya açması ile birlikte, biz de yurt dışına açılmaya karar verdik ve ihracat yapmak için çalışmalarımızı hızlandırdık. İhracatımız önce Özbekistan’da Semerkant’a un satarak başladı ve o bölgede potansiyel olduğunu gördük. Çalışmalarımızı bu bölgede yoğunlaştırdık. Daha sonra Afrika’da un ve gıda konusunda çok büyük açık olduğunu farkettik ve Afrika’ya ihracat imkanlarını araştırdık. Afrika’ya un ihracatını başlattıktan sonra, Güney Asya’ya açıldık ve Sri Lanka’ya kadar gittik…
AFRİKA PAZARINDA TUTUNMAK İÇİN BÜYÜK MÜCADELELER VERDİK!
Yurt dışı pazarlarda, ne gibi zorluklar yaşadınız?
O dönemlerde Afrika’da gıda fiyatları hem çok yüksek, hem de çok değişkendi. Fiyatlardaki oynaklık; şirketimizin piyasadaki güvenilirliğini olumsuz etkiliyordu. Taşıma suyla değirmen dönmeyeceğini anlayıp, “Ya fabrika kuracağız, ya da geri döneceğiz” dedik. Ancak, o dönemde bazı ülkelerin Afrika’da, ciddi bir hakimiyeti vardı. Bu sebeple Afrika piyasasında tutunmamız; oldukça zor oldu. Ancak gösterdiğimiz azim ve karalılık, sonunda bizi başarıya götürdü. Bu başarı da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetlerimizin önemli katkısı oldu. Afrika’daki büyük elçiliklerimiz ve dış işleri çalışanları bu konuda çok yardımcı oldular. İnanın bir Türk iş adamı olarak, o bölgelerde bayrağımızı dalgalandırmanın gururunu yaşıyorum…
DOĞUP BÜYÜDÜĞÜMÜZ YERE VEFA DUYGUMUZ BİZİ MALATYA’DA TUTTU
Yurt dışında kendinizi nasıl kabul ettirdiniz?
Gösterdiğimiz azim ve devletimizin önemli desteğiyle kendimizi kabul ettirdik. Orta ve Güney Asya ve Afrika’da; un, yağ ve inşaat işleri yaptık. Büyümemizi Afrika’da devam ettirdik. Bir yandan yurt dışında büyümeye çalışırken, diğer yandan da Malatya’daki işlerimizi büyüttük ve organize sanayi bölgesine taşındık. Gıda sektörü ülkemizde herkesin kolayca girebildiği ve rekabetin yüksek olduğu bir alan, bu sebeple biz herkesin yapmadığı, ülkemizde üretimi az olan ve ithalatı yapılan bir ürün üretmek üzere araştırmalara başladık. Böylece hem yurt içindeki yıpratıcı rekabetten kurtulmayı, hem de yurt dışından ithalatı azaltıp, ihracatı artırarak ülkemizin ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyorduk. Seçtiğimiz ürün; ağır sanayi yatırımı gerektiren “Cam” sanayii idi. Malatya’nın ilk ağır sanayi yatırımı olan “Cam fabrikası”nın, Malatya’da kurulması fikrinin önünde bazı önemli engeller ve maliyet problemler vardı . Ancak hem Malatya’ya düşkünlüğümüz, hem de babamızın Malatya’dan çıkmamızı istememesi üzerine; kentimizde bu yatırımı yapmaya karar verdik. Biz, Malatya’yı seven bir aileyiz. Her şeyimiz Malatya’da. Yurt içinde Malatya’dan başka bir yerde yatırım yapmadık. Yurt dışında kazandığımız paralarla Malatya’da yatırım yaparak, Malatya sevdalısı olduğumuzu sadece sözde değil, uygulamada da gösteriyoruz.
HER ŞEY PARA DEMEK DEĞİL
İşinizin lojistik ve hammadde tedariki boyutu da var. Malatya; limandan, ham madde tedarikçisinden ve müşterilerinizden uzak bir şehir. Bu gerçekler, olumsuzluk teşkil etti mi?
Evet, bahsettikleriniz; yatırım kararı alırken önümüzdeki en önemli dezavantajlardı. Bazen paradan daha değerli şeyler vardır ve bu işin manevi hazzı paranın önüne geçer. Cam yatırımındaki temel motivasyonlardan birisi bizde bu oldu. İnsanlara ve çevreye faydalı olabilmek, mevcut sanayicinin ufkunu açmak çok önemli. Kolayı herkes yapar, önemli olan zoru başarmak. Biz, ismimizi sektörde ve tüm Türkiye’ye “Bilinir, tanınır ve güvenilir…” olarak duyurduk. Titizlikle çalışıyoruz, işimize emek veriyoruz.
LOJİSTİK SEKTÖRÜ GÜNDEMİMİZDE
Ürünlerinizin diğer şehir ve ülkelere ulaştırılması konusunda yaşadığınız sorunları ve bu konudaki hedeflerinizi öğrenmek isteriz.
Maalesef, şehrimize yetecek büyüklükte bir lojistik firması yok. İskenderun’daki gibi 300-500 TIR’ı olanlar da yok. Bölgemizde, 3-5 taşıma aracı olan insanlar, bu işi görmeye çalışıyor. Malatya’nın bir tane büyük firması mevcut. O da genelde tekstil sektörüne çalışıyor. Orada iş biraz daha risksiz. Her iki taraf da birbirini tercih ediyor. Grup olarak, taşımacılık ve lojistik sektöründe de gelişmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda, artık batıdan gelen araçların, dönüşte boş gitme endişesi de ortadan kaldırıldı. Malatya’ya gelen araçlar, artık dönüş yükü olacağını biliyor. Bu manada da ciddi bir nakliye desteğimiz var.
DENENMEMEŞİ DE DENEYECEĞİZ
Yatırımlarınız ve hedeflerinizden bahseder misiniz?
Ağır sanayide yatırımlarımız devam ediyor. Dünyanın en büyük hattını Malatya’ya getiriyoruz. Ayrıca denenmemişi de deneyeceğiz. Böyle bir riski aldık. Buna da cesaret ettik. Başarılı olursak, Malatya’ya ve Türkiye’mize de faydalı olacağımızı düşünüyoruz. İhracat rakamlarını artırma fırsatını bulup, ülkemize katma değer sağlayacağız.
MERKEZE “ÖNCE İNSAN”I YERLEŞTİRİYORUZ
Korona virüs salgını döneminde, grubunuzun ürettiklerinin yüzde 30’unu ihraç ettiğinizi görüyoruz. Neden yüzde 70’i iç piyasada kaldı?
Salgın sürecinde, ürüne ulaşma noktasında sıkıntılar oldu. Biz “Bu işin yurt dışında bağlantılarını kurarsak, içerideki firmaların sorun yaşayacağını” öngördüğümüz için, yüzde 70 gibi bir oranı iç pazara çevirdik. Dövizin hareketli olduğu bir dönemde, aklı başında sanayicinin belki yapmayacağı bir davranıştı bu... Biz, merkeze önce insanı yerleştiriyoruz. Empati kuruyoruz. Belki satarken ülkemize bir birim döviz gelecek; ancak bu, dolu olarak girdiğinde; üç birim olacak. Hem fabrikalarımız, hem de çiftçimiz para kazanacak. Böylece ülkemize de döviz girecek. Tüm bunları düşünerek hareket ettik. Dengeyi kendi ülkemizden yana kurduk. İnşallah bu süreçte hep birlikte büyüyeceğiz.
ÖNCE VATAN, SONRA BİZ!
Tam da bu noktada “Önceliğiniz Türkiye” diyebilir miyiz?
Elbette... Biz ülkemize güveniyoruz. Bu nedenle, pahalılığın olduğu şu süreçte; 100 milyon Euro’luk kapasitemizi, üç katına çıkarıyoruz. Bunun için ikinci yatırımımızı da yaptık. Kendimizi daha da ileri taşımayı amaçlıyoruz. Ülkemiz üzerinde türlü türlü oyunların oynandığı şu dönemde, biz yine ülkemize faydalı olmayı hedefliyoruz. “Önce vatanımız, sonra şehrimiz, daha sonra da biz…” diyoruz. Enflasyonu dengelemeye ve ülkemize katkı sunma gayret ediyoruz...
AVRUPA’YA İHRACAT POTANSİYELİMİZİ, BÜYÜTECEĞİZ
Avrupa’da, hangi ülkelere ihracat gerçekleştiriyorsunuz?
İngiltere, İtalya, Fransa, Yunanistan başta olmak üzere, Avrupa’nın bir çok ülkesi portföyümüzde bulunuyor. Var olan ihracat potansiyelimizi, daha da büyütmeyi hedefliyoruz. Ürünlerimiz kaliteli ve hizmette gayet iyiyiz. Bizimle kolaylıkla iletişime geçebiliyorlar. Onların taleplerine yönelik çözümler geliştirebiliyoruz. Bunun verdiği güvenle de endişe yaşamadan, bizimle rahatlıkla çalışabiliyorlar. Bu sebeplerden dolayı çok şükür tercih ediliyoruz.
ÇABALADIKÇA, ALLAH İŞLERİMİZİ KOLAYLAŞTIRIYOR!
Krizde fırsatçılık yapmadınız, bilakis çok duyarlı davrandınız…
Bu bir tercih meselesi. Bizim için öncelik, devletimizin ve milletimizin kazancı. Biz çabaladıkça, Allah işlerimizi kolaylaştırıyor. Yoksa ilk fabrika kurulduğunda “yapamayacağız” diye düşünülüyordu. Biz işimize ve yolumuza baktık. Rızkı verenin Allah olduğunun bilinciyle tevekkül edip; işimize sarıldık. Önce buna inandık. Onun için de hiç korku ve endişe yaşamadık. Kimsenin “cesaret” edemediği dönemlerde, yurt dışına çıktık. Fabrikalar açtık. Sabahın beşinde, bir yabancı olarak Afrika’da bilmediğimiz insanların yanında, onların başında durduk. İnşaat çalışmaları devam ederken; tanımadığımız kişilerle beraber iş yaptık.
AFRİKALI İNSANLARIN EKMEK KAPISI OLDUK
Herkeste olmayan cesaret, size ve Afrika’ya ne tür kazanımlar sağladı?
İnşaata, projektör ışığının altında sabaha kadar eşlik ettik. Allah bize nasip etti, biz de Afrika’da insanlara iş olanakları sağladık. Ülkedeki (Senegal) eylemler de bizimle beraber sona erdi. Gariban, fakir fukara rahatlıkla ekmek bulabildi. Şu anda hem hükumet, hem de oranın insanlarıyla iletişimiz çok güzel. Bilinilirliğimiz de en üst seviyede.
YAKLAŞIK OLARAK BİN 500 İNSANA FAYDALI OLMAYA ÇALIŞIYORUZ
Grubunuzun istihdama katkısı ne kadardır?
Malatya’da 700-800 kişiyi istihdam ediyoruz. Bir o kadar da yurt dışında var. Yaklaşık olarak bin 500 insanın ekmeğini kazanmasına vesile oluyoruz. Dolaylı olarak, bize hizmet veren ve “yan sanayi” olarak tanımlayabileceğimiz paydaşlarımız da var. Geçenlerde “Malatya’da kimler ile iletişim halindeyiz?” diye düşündük. Yaklaşık olarak her ay 500 değişik firmaya faydamızın olduğunu gördük. Nakliyeyi ayrı tuttuğumuzda, Malatya’da her ay 500 değişik firma bize ürünlerini satıyor.
TESİSİMİZ, TÜM SANAYİCİLERİMİZE BİR MESAJ NİTELİĞİNDE
Malatya özeline bakacak olursak; şehrimizin sanayi ve ticaretinin gelişmesi için neler yapılmalı?
Şu an Malatya’da büyük fırsatlar var. Malatya’nın, 6. Bölge Teşvikleri’nden faydalanması önemli bir avantaj. Ama biz bu bağlamda fazla ilerleyemedik. Kendimizi ifade edemedik. Yeterince yatırımcı çekemedik. Belki bazı yatırımcıları da küstürdük. Malatya olarak, sanayide bir geri kalmışlığımız var. Bizim kurmuş olduğumuz tesis, tüm sanayicilere bir mesaj niteliğinde… Burada bunca iş yapılabiliyorsa, diğer üretimler neden yapılamasın? Bu konuda en büyük cevabı biz veriyoruz. Ben bu şehir 200 milyon Euro yatırım riski alıyorsam, bir başkası bu riski neden almasın veya alamasın? Bizim, grup olarak teşvik ediciliğimiz var.
BİZ BAŞARDIYSAK, BAŞKASI NEDEN BAŞARMASIN?
Siz “İyi ki bu fedakârlığı yaptım” diyor musunuz?
İnsanlara cesaret vermek istiyoruz. Daha kolay ve avantajlı işler de var. Biz, her şeye rağmen başardıysak, herkesin de başarması mümkün. Malatya, korkmadan gelip yatırım yapılabilecek bir şehirdir. Biz cesarette öncü olduk. Yıkık dökük yerleri canlandırdık. Bu daha da anlamlı oldu. Her şeyi kendi öz sermayesiyle yapan bir firmayız. Doğru adımlar atmaya çalışıyoruz. Bizim yatırımlara bakış açımız bu yönde. Krediyle büyümeyi tercih etmedik. Hedeflerimiz arasında, yeni yatırımların adını koymak ve belirlemek de var.
ÇALIŞMA ARKADAŞLARIMIZI, MALATYA’DA YETİŞTİRDİK
Çalışma arkadaşlarınızın kalifiye olması için, izlediğiniz yöntemden söz eder misiniz?
Malatya’da bu işte tecrübeli ve deneyimli insanları, çalışanlarımızla bir araya getirdik. Bilgi akışını sağladık. Uyumu oluşturduk. Üretimimize problemsiz başladık. Birleşmeyi iyi sağladık. Malatyalı iş arkadaşlarımıza işi öğretip, onları yetiştirdik. İşlerinde başarılı oldular. Deneyimle birleştiler. Bunu daha da ilerletmeyi düşünüyoruz.
EN ÖNEMLİSİ EMEĞE SAYGI DUYMAKTIR
İş yerinizde, bireysel olarak belirlediğiniz etik kurallarınızdan bahseder misiniz?
İşimize her zaman saatinde gelmeye çalışıyoruz. Mesaiye sabah personelimizle birlikte başlıyoruz. Onlar gittikten sonra da, mesaimiz devam ediyor. Çalışanlarımıza, dolgun ücret veriyoruz. Düzenimize, işteki tertibimize, işe giriş-çıkışlara, yaşam alanlarına çok dikkat ediyoruz. Personelimizin rahatını ve konforunu düşünerek; tedbirler alıyoruz. Verimli çalışabilecekleri bir ortam sağlıyoruz. Emekçinin emeğine saygı duyuyoruz. Onlara, elimizden gelen her türlü desteği veriyoruz.
SADECE KAYISI, İNCİR VE FINDIKLA OLMAZ!
Enflasyonu aşmanın yolu sizce nedir?
Yurt dışında da üretim yapar, onun getirisini ülkemizde kullanarak geri yatırıma dönüştürebilirsek, en büyük kazanım bu olur. Belki enflasyonu aşmanın birinci yolu da budur. İç yatırım kadar, dış yatırım da önemli. Hem içeriyi; hem de dışarıyı büyütmeliyiz ki, yurt dışındaki sanayicilerimizden, Almanya’daki gurbetçilerimiz gibi para aksın. Sadece kayısı, incir, fındıktan gelir beklememek gerekiyor. Bu kurallar muvacehesinde büyük Türkiye olabileceğimizi ve daha çok gelişeceğimize inanıyorum. Bunu yapacak insan kaynağımız da var. Burada önemli olan, insanımız doğru yönlendirmek ve cesaretlendirmektir.
MALATYALI SANAYİCİ, TÜCCAR VE ESNAFIMIZIN YANINDA OLACAĞIZ
Sayın Baştürk, keyifli ve doyurucu bu sohbetimizin son sözlerini almak isteriz.
Bana, bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. İnşallah gurup olarak Malatya’ya faydalı olmaya devam edeceğiz. Merkezimiz Malatya’da . Elimizden geldiği kadar Malatyalı sanayicimizin, esnafımızın, tüccarımızın yanında olacağız. Fikir soran olursa, bilgi vermekten çekinmiyoruz. İnsanları teşvik ettik. Çoğu yurt dışı yatırımlarımızın mallarının tedariklerini Malatya’da yaptık. Yeni yatırımlarımızla Malatya’da istihdam artacak ve Malatya sanayisine yön vermeye devam edeceğiz. Biz istiyoruz ki, büyümeyi hem içeride, hem dışarıda yapabileceğimiz sanayicilerimiz olsun.
Grubun Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini; Mehmet Akif Baştürk üstlenmiş. Aynı zamanda Malatya 1. Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili olan Başarılı iş adamı Akif Baştürk, doğup büyüdüğü şehirde yatırımların artması ve daha fazla insana istihdam imkanı sağlanması için, gecesini gündüzüne katıp çalışıyor. Malatya’nın yetiştirdiği ender şahsiyetlerden biri olan Mehmet Akif Baştürk’e, babası Mahmut Baştürk’ün öğretileri yol gösterirken; bu zorlu maratonda en büyük destekçisi, kardeşi Faruk Baştürk oluyor.