ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

Malatya’da 8 Yıl Hapis Yatan Selçuklu Sultanı

Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat Malatya'daki Masara Kalesi zindanlarında 7 yıl hapis yattıktan sonra, hapisten alınarak tahta çıkarıldı. Masara kalesi bugün Karakaya Barajı suları altında kalırken, kale kalıntıları hala yerinde duruyor. 

27 Ağustos 2022 13:14
Malatya’da 8 Yıl Hapis Yatan Selçuklu Sultanı

Tarihi gerçekler ne kadar görmezden gelinse de  bir gün ortaya çıkıyor.

Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat’ın Malatya’da Masara Kalesi zindanlarında 7 yıl hapis yattığını, tekrar Sultan olunca da Eskimalatya’da Ulu Camiyi (1224), yaptırdığını. Türkiye’nin başlangıç tarihini Malatya’dan başlattığını, adım adım tüm Anadoluya yayıldığını öğreniyoruz. Sultan Alaeddin Keykubat, tekrar Selçuklu Devletinin başına geçince Selçuklu Malatya’dan başlayarak şahlanış dönemine geçmiştir.

Anadolu Selçuklu Devleti'nin unutulmaz sultanı Alaaddin Keylubat tarihte inşa ettirdiği ve çoğu günümüze kadar erişen eserler, idari ve askeri bakımdan hem şahsına hem de devletine kazandırdığı prestij nedeniyle Türkiye tarihinde önemli bir yere sahip liderdir

Tarihi belgelerde “Malatya'nın doğusunda bulunan, Muşar dağındaki Masara Kalesi Zindanları” diye yazıyor. Kale kalıntıları şuanda ise Baskil ilçesine Bağlı Suyatağı köyü sınırları içerisinde yer alıyor. Kalıntılar Karakaya Barajı suları altında kalmıştır.

Selçuklu Sultanı Keykubat, Masara’da 8 Yıl Hapis Yatmış…

Sultan Alaeddin Keykubat’ın Masara zindanlarında 8 yıl hapis yatması ise çok yakın zamana kadar bilinmiyordu.

Bakın tarihçiler bu konuda ne yazıyor:

“Baskil ilçesine Bağlı Suyatağı köyü sınırları içerisinde yer alan tarihi Masara Kalesi Zindanları, Anadolu tarihinde önemli bir konumdadır. Urartu Dönemi'nde yapıldığı bilinen bu zindanları önemli kılan ise Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat’ın 7 yıl boyunca burada tutuklu kalmasıdır. 8 yılın sonunda bu zindandan kurtulan Alaeddin Keykubat daha sonra dağılan Selçuklu Devleti'nin başına geçerek adeta şahlanış dönemine geçmiştir. Ayrıca birçok tarihçi ve araştırmacı yazar Masara Zindanları'nın Türkiye tarihinin başlangıç noktası olarak kabul etmektedir. Zindanların büyük kısmı ise günümüzde Karakaya Baraj Gölü sularının altında kalmıştır.”

 Türk Tarih Kurumu'nun yayınlamış olduğu “Abül Faraç” tarihi adlı eserde Masara Zindanları ile ilgili olarak şu ifade yer almaktadır:

"Selçuklu sultanlarından İzzettin Keykavus, kardeşi Aladdin Keykubat'ı Ankara kalesinde yakalayarak Malatya'nın doğusunda bulunan, Muşar dağındaki Masara Zindanları'nda hapsetmiştir."

Bir diğer kaynak:

Selçuklu Sultanlarından İzzeddin Keykavus, kardeşi Alaeddin Keykubat’ı Ankara Kalesi’nde yakalayarak Malatya’nın doğusundaki Mukaddas Dağı (Eşraf Briha Dağı)’ndaki Mar Ahron manastırının altındaki Masara (Muşar) Kalesine hapsetmiştir.

Mor Ahron Manastırı ile ilgili ilk bilgilerden biri Ab-ul Farac tarafından aktarılmıştır:

-Selçuklu sultanı Alâeddin Keykubad tahta geçmeden önce I. İzzeddin Keykavus tarafından 8 yıl bu Masara Kalesi zindanında hapsedilmiştir. Ab-ul Farac ise, Alâeddin Keykubad’ın, kardeşi İzzeddin Keykavus tarafından iktidardan uzaklaştırılıp Malatya’da Masara Kalesi’nde hapsedilmesi olayını anlatırken, Masara Kalesini “Mor Ahron Manastırı’nın altındaki Masara Kalesine kapadı. Bu manastır Malatya civarındaki Mukaddes Dağın yakınlarındadır” şeklinde tarif eder. Ab-ul Farac, İzzeddin Keykavus’un ölümü üzerine kardeşi Alâeddin Keykubad’ın Malatya’daki Masara Kalesi’nde mahpus iken tahta çıkarılmak üzere çağrılışını anlatırken; “Eşraf Briha dağındaki Masara Kalesi'nde mahpus olan Alâeddin Keykubad’ı getirttiler” ifadesini kullanır. (Engin Örüm)

AĞABEYİ TARAFINDAN HAPİSE ATILDI

Babasının ölümünden sonra devlet erkanı Sultanlığa ağabeyi I. İzzeddin Keykavus'u seçti; Kayseri'de yapılan bir törenle tahta çıkardı. Bunu kabul etmeyip tahta geçmek isteyen Keykubad, Erzurum meliki olan amcası Tuğrul Şah ve Ermeni Kralı II. Levon ile anlaşarak ağabeyinin bulunduğu Kayseri’yi kuşattı. Fakat taraftarları ağabeyi ile birleşince zor durumda kalarak Ankara Kalesine sığındı. Ankara Kalesi ağabeyi Keykavus tarafından kuşatıldı. Alaaddin Keykubad, bir yıl süren direnişten sonra erzak tükenince; kendisine ve Ankara halkına zarar verilmemesi şartıyla 1213 baharında teslim oldu. Ağabeyi onu önce Malatya’daki Mazara (Minşar) Kalesi’ne daha sonra Kezipert Kalesi’ne hapsetti. İzzeddin Keykâvus'un Keykubad'ı öldürmesine hocası Mecdüddin İshak engel olmuştur.

Hapisten Tahta çıkışı

Selçuklu Sultanı Keykavus’un oğlu olmadığından 1220 yılında ölümü üzerine Beylerbeyi Seyfeddîn Ayaba, Emîr-i Âhûr Zeyneddîn Beşâra, Emîr-i Meclis Mübârizeddîn Behramşâh ve Bahâeddîn Kutluğca gibi devlet adamları ve komutanlar, Kezirpert Kalesi’nde tutuklu bulunan Alâeddîn Keykubad’ı tahta çıkarma kararı aldı. Kimi kaynaklara göre İzeddin Keykavus ölüm döşeğinde iken Aleaddin Keykubad'ı çağırtarak varis ilan etmiştir[kaynak belirtilmeli]. Yeni hükümdarı tutuklu bulunduğu yerden çıkarıp Konya’ya getirme görevi Seyfeddin Ayaba’ya verildi. Böylece İzzeddin Keykâvus’un yüzüğünü yanına alan Emîr Seyfeddin Ayaba, Alâeddin Keykubâd'ı, tutuklu bulunduğu Kezirpert kalesinden çıkararak Sivas'a getirdi. Melik Alâeddin Keykubâd Sivas'ta tahta çıkartıldı. Ardından Konya yolunu tutan Alaeddin Keykubad’a Kayseri, Akşehir ve Konya'da muhteşem karşılama törenleri yapıldı. O tahta çıktığında Abbasi Halifesi Nâsır, İslam filozoflarından Şihabeddin Sühreverdî ile menşur, hil‘at, çetr ve diğer saltanat alâmetlerini göndererek hükümdarlığını tasdik etmiştir.

ALAADDİN KEYKUBAT NASIL ÖLDÜ?

Amid seferi için hazırlıklara devam ederek Hârzemli, Ermeni, Rum, Gürcü, Frank, Rus, Kıpçak ve Kürtlerden oluşan ordusuna Kayseri'nin Meşhed ovasında bir resmi geçit yaptırdı. Büyük oğlu Gıyâseddin Keyhusrev’i eskisi gibi Erzincan meliki olarak bıraktı; küçük oğlu İzzeddin Kılıç Arslan'ı veliaht ilan ederek ve bütün devlet ileri gelenlerine bu veliahtlığı kabul için yemin ettirdi. Ramazan Bayramı'nın üçüncü günü Kayseri’de huzurunda bulunan yabancı elçiler için büyük bir ziyafet verdi ve bu ziyafette yediği kuş etinden zehirlenerek o gece öldü (31 Mayıs 1237). Oğlu Gıyâseddin Keyhusrev tarafından zehirlendiği ileri sürülmüştür.Sultan Mesud (1116-1157) tarafından zamanında Alâeddîn tepesinde yaptırılmış olan ve “Kümbed-hâne” adı ile anılan anıt mezarda defnedilmiştir. (Kaynak: Alaaddin Keykubat kimdir? Nasıl öldü? Sultan Alaadin Keykubat'ın hayatı ve oğulları)

Eski Malatya Ulu Cami Keykubat'ın Malatya'daki en önemli tarihi eseridir.

Masara Kalesi Karakaya Barajı sularına gömüldü. Ancak kalıntılar hala yerinde duruyor.

 

FOTOĞRAFLAR: MUSTAFA YILMAZ

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.