Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve aynı zamanda gazeteci kimliği ile tanınan Atilla Sertel, Malatya Gazeteciler Cemiyeti (MGC)’ne ziyaret etti. Vefat eden MGC Başkanı Haydar karaduman'ı her zaman andıklarını kaydeden Sertel'i MGC Başkanı Vahap Güner, yönetim kurulu üyeleri Bektaş Karaduman ile Remzi Hayta karşıladı.

Ziyaretlerinden dolayı Sertel’e teşekkür eden MGC başkanı Vahap Güner: “Türkiye Gazeteciler Federasyonu genel başkanlığı yaptı. Daha sonra İzmir gazeteciler cemiyeti başkanlığını yaptı, son olarak ta parlamento da gazetecilerin haklarını savunma konusunda da mücadelesini veriyor. Aynı zamanda bizim MGC kurucu başkanımız Haydar Karaduman’ın kadim dostlarından bir tanesidir. Bir yerde taziye vermek için burada. Bizde Ankara’ya gitmiştik, çok değerli gazeteci eşini kaybetmişti. Bizde bu vesileyle kendisine yeniden baş sağlığı diliyoruz. Ziyaretleri için teşekkür ediyoruz. Parlamento da basının sorunları konusunda vermiş olduğu mücadeleden dolayı da kendisine ayrıca teşekkür ediyorum.” dedi.

“HAYDAR KARADUMAN KADİM DOSTUMDU”

 MGC’nin kurucu başkanı Haydar Karaduman ile dostluk ve anılarını paylaşan CHP’li Sertel ise; “Vahap Başkanım anlatı. Haydar Karaduman ile biz Güneş gazetesinde beraber görev gördük. Ben İzmir’de haber müdürlüğü yaptığım sırada o Malatya’da Güneş gazetesinin çok kıymetli bir muhabiriydi. Malatya gazeteciler cemiyetinin kurucu başkanlığını yaptığı gibi, Türkiye gazeteciler federasyonunun kuruluşunda da imzası olan Anadolu basının çok kıymetli, değerli bir temsilcisiydi. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Cenazesinde bulunamadım. Malatya’ya yaptığım il ziyarette Vahap başkanımı ve yönetim kurulu arkadaşlarımızı ziyaret edip taziyelerimi bildirmek istedim. Onu sevgiyle, saygıyla anıyoruz. Ayrıca Akif Çelik kardeşimizi de rahmetle anıyorum. MGC Türkiye’de bu bölgede, Anadolu’da çok etkin bir cemiyettir. Doğruları yazan, gerçekleri dile getirmeye çalışan, Anadolu basının örgütlü olduğu bir kurumdur. Her daim MGC’nin yanında olduğumu, onlarla temasın bana güç kattığını, onların temsilcisi olarak mecliste onların dili olmak benim için büyük bir onurdur.” dedi.

 “BASIN ZOR DÖNEMDEN GEÇİYOR”

Basının sorun ve sıkıntılarını gündeme taşıyan ve basının zor bir dönemden geçtiğini söyleyerek sözlerini devam ettiren Sertel; “Tabi Türkiye’de basın çok zor bir dönem geçirdi ve geçiriyor. Anadolu basının gerek ekonomik koşulları, gerekse siyasi baskılar altında zor günler yaşıyor. Ama bu günler gelip geçecektir. Eski güçlü günlerimize döneceğiz. Ayrıca ben illerde cemiyetlerin tek olmasından, çok uzun yıllarca köklü bir cemiyet olan MGC’nin önemli bir kurum olduğunun da altını çizerek bütün meslektaşlarımızı bütünleşmeye, birliğe davet ediyorum. Sadece bu ilde değil, birçok ilimizde değişik nedenler ve gerekçelerle bazı oluşumlar oluyor. Bu oluşumların basın meslek örgütüne zararı olduğu, basın mesleğine de çok büyük zararı olduğunu düşünüyorum. Demokrasi kazanır. Herkes gelir bir yerde bir çatı altında toplanır seçimler olur. Kim kazanırsa onla beraber omuz omuza yürünür. Ben İzmir milletvekiliyim ama benim gönlüm hep Anadolu’dan yana oldu, hep Anadolu’nun sesi olmuşumdur. Basın ilan kurumunda genel kurul üyeliği yaptığım sırada 6 yıl boyunca Anadolu’daki gazetelerin, cemiyetleri basın ilan kurumundan gerekli payı almaları için, Anadolu gazetelerinin basın ilan kurumundan gerekli payı ve hakkını alabilmeleri için çabalarımız çok oldu. Basın kartları komisyonunda 6 yıl görev gördüm. Orada da çabalarımız çok oldu. Şimdi 7 yıldır milletvekili olarak bu çabalarımızı sürdürüyorum. Tek istediğim herkesin özgürce yazabildiği, düşüncelerini özgürce ifade edebildiği ve ekonomik koşullar altında ezilmediği bir dünyayı çok istiyorum.” diye konuştu.  

“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ” VURGUSU

Basının mutlaka özgür olması gerektiğine işaret eden Sertel konuşmasının sonunda ise şu ifadelere yer verdi; “Basın yeni bir yasayla büyük bir sıkıntı altına sokulmak istendi. Yeni bir baskı yasası. Bu yasa gazeteciler cemiyetlerinin ortak çabası ve mücadelesiyle durduruldu. Çünkü 29. Madde o madde sadece yoruma dayalı ve gazetecilerin ‘3 yıldan başlayarak yargılandığı ve hapse atılabileceği bir madde dezenformasyon’ diyorlar. Bir örnek vermek isterim, işte meteoroloji dedi ki ‘yarın Malatya’da bir yağmur ve fırtına olacak, sel baskınları bekleniyor’ gazetecide bunu yazdı ve bu doğa olayı gerçekleşmedi. O kanun maddesinde ‘halkı infiale sürüklemek, korku ve paniğe sürüklemek suçtur’ deniliyor ve ‘3 yılla yargılanır’ diyor. Onu haberleştiren gazeteci veya onu söyleyen televizyoncu 3 yılla rahatlıkla yargılanabilir. Dezenformasyon yasasının niyete ve yoruma bağlı olmasının çok büyük bir sıkıntı yaratacağını anlattık ve anlatmayı sürdüreceğiz. Zaten bir adım geriye çekildiler ama dezenformasyona zaten gazeteciler, kendisine ‘Gazeteciyim’ diyen hiç kimse dezenformasyon yapmaz, yapmamalı da. Gerçek bilgilere dayalı, teyit edilen bilgilere dayalı haberlerdir. İnternet yasası mutlaka çıkmalıdır. Ama çıkarken de baskı politikası haline getirmekte hiç doğru değildir. Bu açıdan mecliste çalışmalarımız sürüyor. En büyük gücümüzde Anadolu basınıydı. Ankara’da büyük bir toplantı organize edildi. Bütün kuruluşlar ve basın meslek örgütleri bu yasanın çıkmasına engel teşkil etti. Ekim ayında bunu tekrar gündeme getirmeye kalkışabilirler. Ama bilsinler ki basın özgürlüğünden doğacak mahsurları giderecek tek şey yine basın özgürlüğüdür. Bu noktada basın özgürlüğünü engelleyecek hiçbir maddeyi kabul etmeyeceğimizi ifade ediyorum.”

 Haber: Onay Ozan Yeni Malatya Gazetesi