Slav kültüründe güzelliğe, tazeliğe, saflığa ve temizliğe işaret etmesinin yanında mayhoş tadı ile birlikte aşk acısına da göndermede bulunan gilaburu, geleneksel el sanatlarında kullanılan en yaygın bitki motiflerinden biridir.
Hanımeligiller familyasına mensup olup farklı bölgelerde girabolu, gilabada, dağdığan ağ, geleboru, gildar, giligili ve gilaboru gibi isimlerle de bilinen gilaburu (vibrunum opulus), anavatanı Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Asya olan çiçekli bir bitkidir. Kuşlar ve böcekler tarafından tozlanmakta, tohumları kuşların marifetiyle yayılmaktadır. Beyaz renkli çiçekleri kartopuna benzemektedir. Kışın yapraklarını döken ve 4-5 metrelere kadar boy veren çalımsı bir tür olan bitkinin parlak kırmızı renkli, küre biçiminde bir meyvesi vardır. Hasadı yapıldığı sırada, ortalama bir ay içerisinde kaybolan acı bir tadı olan ve bu yüzden de su içerisinde salamurası yapılarak serin bir ortamda yaklaşık bir yıl boyunca tazeliğini muhafaza edebilen kırmızı salkım şeklindeki meyveleri sonbaharda toplanmaktadır. İlk bakışta akçaağacınkileri andıran bombeli yüzeyli ve damarlı, çanak biçimindeki karşılıklı yapraklarının kenarları tırtıklı ve tabanları yuvarlaktır. Erken dönemde eşkinlenen dalları ilkbaharda soyularak ince ince kıyılmakta ve gölgede kurutulduktan sonra kullanılmaktadır.
Slav kültüründen Anadolu'ya
Eski zamanlardan beri Kuzey Amerika yerlileri tarafından kullanılan birçok ilacın etken maddesi olduğu bilinen ve terapötikler içerisinde değerlendirilen gilaburu, özellikle Amerikan farmakopesinin 19. yüzyıldaki baskılarında dikkat çekici bir yere sahiptir. Amerika'ya ilave olarak Karadeniz'in kuzeyinde kalan coğrafyalarda da eski dönemlerden itibaren bilinen bitkinin söz konusu bölgelerin kültürleri üzerinde önemli iz ve etkiler bıraktığını da belirtelim. Örneğin gilaburunun evrenin doğuşuyla ilişkilendirildiği ve özellikle de meyvesinin bireylerin genlerini, aile köklerini ve vatanlarını sembolize ettiği Ukrayna geleneğine ait şiir, şarkı ve manilerde sözel olarak, yine bu geleneğin süsleme alışkanlıklarında ise görsel olarak yer almaktadır. Aynı şekilde Rusların ulusal sembollerinden de biri olup genel olarak Slav kültüründe böğürtlen ve ahududu gibi kırmızı meyvelerle birlikte güzelliğe, tazeliğe, saflığa ve temizliğe işaret etmesinin yanında mayhoş tadı ile birlikte aşk acısına da göndermede bulunan gilaburu, geleneksel kıyafetlere işlenen ve gerek ahşap süslemelerinde gerekse değişik el sanatlarında kullanılan en yaygın bitki motiflerinden biridir.
Faydalı asitler deposu
Anadolu florasında da çalı biçiminde bodur bir ağaç olarak önemli bir yeri olan gilaburunun Kayseri, Nevşehir ve Ürgüp başta olmak üzere İç Anadolu bölgesinde yetiştiğini ve kültürünün yapıldığını biliyoruz. Bölge halkı tarafından şifalı bitki olarak bilinmekte ve çeşitli hastalıkların tedavisi için alternatif bir tababet yöntemi olarak kullanılmaktadır. Nevşehir ve Ürgüp havalisinde özellikle meyvelerinden yapılan turşu oldukça sevilmekte ve yaygın bir şekilde üretilip tüketilmektedir. Taze meyve olarak da yenen gilaburunun aynı şekilde salamurası ve şurubu da yoğun bir talep görmekte, bu şekilde acılığını da kaybettiği için hoş ve keyifli bir tüketim sunmaktadır. Tıpkı diğer meyve sularında olduğu gibi sıkıldığı gün ivedilikle tüketilmesi tavsiye edilen meyvesinin bal, tarçın veya karanfil ile tatlandırılabileceğini de vurgulamadan geçmeyelim.
Yetiştiği bütün bölgelerde şifalı bir bitki olmasıyla bilinen gilaburunun içeriğinde insan sağlığı açısından faydalı olan birçok önemli madde bulunmaktadır. Muhtevasında havuçta bulunandan yaklaşık olarak on kat daha fazla A vitamininin yanı sıra C vitamini de olan ve magnezyum, kalsiyum, potasyum, selenyum ve silikon gibi (aynı zamanda kollajen üretimini de destekleyen) kimyasal elementleri de barındıran bitkinin yapısında kateşin, epikateşin, beta-sitesterol ve pektin türünden maddeler ile birlikte ellajik, kafeik, klorojenik, neoklorojenik, p-kumarik, ferulik, gallik, protokateşik, homogentisik, siringik türünden asitler de yer almaktadır. Gilaburunun yüksek antioksidan niteliği, içeriğindeki çeşitli asitlerin Tanin, Sukroz ve Ursolik gibi kanser ilaçlarının etken maddesi oluşuna da yansımıştır.
Doğal kas gevşetici
1966 yılında Nature dergisinde yayınlanan bir bilimsel çalışmada insan sağlığına faydalarına dikkat çekilerek kas gevşetici, kas spazmı giderici ve uterus gevşetici olduğu ortaya konulan gilaburunun antispazmodik ilaçların da etken maddesi olduğu bilinmektedir. Kabuğu uterus gibi düz kaslardaki gerginliği azaltarak kramp oluşumu engellemekte, kadınların özellikle adet dönemlerinde ya da hamilelik süreçlerinde yoğunlaşan ağrılı kramplarını azaltmakta, aşırı kanamaları kontrol altına almakta ve olası düşük yapma durumuna karşı koruyucu bir etki oluşturmaktadır. Dolayısıyla ağırlıklı olarak kramp çözücü, yatıştırıcı, dokuları sıkılaştırıp sağlamlaştırması bakımından yapıştırıcı ve sinir sistemini güçlendiricidir. Bitkinin İngiliz dilindeki isminin "Camp Bark" (Kramp Kabuğu) oluşuna da aksettiği üzere, gilaburunun ayrıca kabuklarının romatizmal rahatsızlıklar için önemli bir tedavi unsuru olduğunu, örneğin romatoid artrid olarak bilinen iltihaplı eklem romatizması ile kemik ve eklem kireçlenmelerine iyi geldiğini belirtelim. Aynı şekilde kemik ve eklem ağrılarına faydalı olduğunu, ayrıca kemik erimesinin tedavisinde de kullanıldığını not edelim.
Kansere karşı da etkili
Gilaburunun insan sağlığına başka faydaları da bulunmaktadır. Ateş düşürücü, kolesterol düşürücü, safra kesesi taşlarını engelleyici ve böbrek taşlarının oluşumunu önleyici olmasının yanında gribe karşı da koruyucu olan bitki, özellikle taze olarak tüketildiği vakit kış aylarında yaygınlaşan viral rahatsızlıklarla savaşmaktadır. Diyabete ve insülin direncine karşı da mücadele eden gilaburu, aynı zamanda antitumoral olup uyuyan tümör hücrelerini baskılamak suretiyle büyüyüp yayılmalarını engellemektedir. Kanser tedavisi sırasında uygulanan kemoterapinin yan etkilerini azaltmakta, kanserin yayılım sürecini yavaşlatmaktadır. Selülit önleyici nitelikleri de olan bitkinin ayrıca böbrek hastalıklarına iyi geldiğini, özellikle erkeklerde prostat rahatsızlıkları ile mücadelede yararlı olduğunu ve gıda takviyesi olarak önerildiğini, androjenik ve östrojenik olup andropoz sürecindeki erkekler ile menopoz dönemindeki kadınlar üzerinde etkili olduğunu da vurgulayalım. Öte yandan, gilaburunun insan sağlığı açısından oldukça dikkat çekici bir öneme sahip olmakla birlikte bitki ile alakalı daha fazla bilimsel çalışmanın yapılması gerektiğini, bir başka ifadeyle, gilaburunun insan sağlığına faydalarının henüz bütünüyle ortaya çıkarılabilmiş olmadığını da unutmayalım.
Gilaburu çayı
Gilaburu bitkisi, yukarıda özetlemiş olduğumuz kullanım alanlarının yanında çay şeklinde de tüketilmektedir. Oldukça lezzetli ve sağlıklı olan gilaburu çayının yapımı için ince doğranmış bitki kabuğunun demlenerek içerisine tarçın kabuğu ve karanfil eklenmesi yeterlidir. Bu şekilde içimi çok hoş ve pek çok faydası olan bir içecek elde edilecektir. Yine yarım kaşık gilaburu kabuğunun yarım su bardağına konulmasıyla da hazırlanabilecek olan gilaburu çayına bir tutam kediotu kökünün yarım bardak kaynatılmamış suda on dakika bekletilmiş şekliyle eklenmesi ile elde edilecek olan içeceğin kuşkusuz doktor kontrolünün ihmal edilmemesi koşuluyla düşük tehlikesi olan kadınlar tarafından içilebileceğini ve bu şekilde söz konusu tehlikenin önüne geçilebileceğini de son olarak ifade etmiş olalım.