1966 yılının Kasım ayında, Türkiye İşçi Partisi 2. genel kurulunu Malatya’da, Renkli Sinema’da düzenlemişti. Kapıların ardına kadar açık olduğu, her isteyenin, sadece yandaşların değil, karşıt görüşlülerin bile girip kurulu izleyebildiği, delegeler arasında dolaşabildiği, parti içi tartışmaların yapıldığı, renkli bir genel kuruldu.
Dönemin gerçekçi edebiyatının tutkulu okurları olan biz gençleri heyecanlandıran bir başka durum daha vardı: Genel kurul, bir yazarlar derneği toplantısı gibiydi. Yaşar Kemal, Çetin Altan, Kemal Bilbaşar, Can Yücel, Şükran Kurdakul ve daha pek çok şair, yazar oradaydı. Çoğuna kitaplarını imzalatmış, Yaşar Kemal ile, parti içi tartışmaların ortasında, Lütfi Kaleli’nin tek yapraklık Sebat gazetesi için bir söyleşi bile yapmıştım. Can Yücel’in sakalına henüz ak düşmemişti, İbrahim Balaban’ın konuşturulmamasını protesto için ayakkabısını eline alarak kürsüye çıkmıştı. 1951’de yayımlanmış biricik şiir kitabını bulamadığım için, ona çeviri şiirler derlemesini imzalatmıştım.
Sıcak kanlı Yaşar Kemal, biz gençlerle en çok yakınlık kuran yazar olmuştu. Sinemanın girişinde, Ayşecik filminin afişleri önünde çekilmiş, 22 Kasım 1966 tarihli fotoğrafta bir çok gençlik arkadaşım da yer almakta. Adlarını hatırlayabildiklerim, ayaktakilerden Namık Kemal Bilen, Mehmet Şengül, Adnan Kısacık, oturanlardan İrfan Abacı, Nurettin Bozdemir, Burhan Tükel ve 15 yaş halimle ben...
(Bu genel kurulun hikâyesini Cumhuriyet Kitap için yazdım, bugün çıkacaktı. Ancak, yayın yönetmenimizin verdiği bilgiye göre, korona virüsü gazeteleri de ekonomik açıdan vurunca, sayfa kısıtlaması nedeniyle on beş gün sonraya kalmış. O zaman ayrıca paylaşacağım.)
Yazar: Tahir Abacı