Özel Haber: Remziye KÖKBURİ
Elazığ FIRAT Gazetesi
Türk Jeolog, Deprem Bilimci, Sedimantoloji ile Deniz Jeolojisi Uzmanı ve Akademisyen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünde Öğretim Üyesi olan hemşehrimiz Prof. Dr. Naci Görür, yıllar önce Elazığ depremi için uyarılarda bulunmuştu. Daha sonra ise art arda yaşanan depremler hususunda da önemli açıklamalarda bulunarak ülkemizin bir deprem ülkesi olduğunu ve her an bir deprem ile karşı karşıya kalabileceğimizi aktaran Prof. Dr. Görür Elazığlı hemşehrilerine seslendi.
Prof. Dr. Görür; “Elazığ fay hatlarına yakın bir konumda ve oluşabilecek depremi hissedecektir. Komşudaki depremler Elazığ’ı etkileyecek. Eğer ağır hasarlı ve hasarlı evler varsa elbette kötü sonuç doğuracak. Fakat Elazığ’da eğer tüm çürük yapılar temizlenirse o zaman komşu depremlerin etkisi Elazığ’da sarsıntı olarak hissedilecek. Vatandaş istemediği süreçte deprem hiçbir şey yapmaz kendimize biz sahip çıkmalıyız. Canlarımızı riske atmamak için tehlikeyi ortadan kaldırmak gerekir. Evi sağlam olan Bingöl’de olacak depremden korkmasın bu Elazığ’da afet meydana getirmez. Deprem bilinci ile herkes eğitilmeli. Korkuyla deprem engellenmez tedbirle engellenir. Elazığ’ın ciddi bir mikro bölgeleme çalışması yok. Mikro bölgeleme çalışması yapılıp Elazığ’daki zeminin bütün özellikleri ortaya konulur. Yer altı jeolojisi, fay sistemleri Elazığ’ın tabanına girecek olan deprem dalgalarının hızı, ivmesi, şiddeti sarsıntı gücü daha deprem gelmeden önce tespit edilir ve verilere göre yapılaşma sağlanır. Elazığ’da bu hususlar yapılırsa yıkım olmaz. Şu anda bölgemizde Erzincan-Bingöl (Karlıova) arası Yedisu Fayı, Karlıova- Bingöl arası Göynük Fayı, Adıyaman’dan Hakkâri’ye kadar olan bindirme kuşağında belli bir hareket olursa şaşırtmasın. Bingöl Yedisu depremi 7 şiddetinde deprem üretebilir. Elazığ deprem endişesini atmak istiyorsa yapılacak şey; Elazığ’ı bilim ve teknolojinin ışığı altında bilinçlendirmektir. Elazığ ve çevresinde deprem bitmez” dedi.
Başta Elazığ olmak üzere birçok deprem konusunda bilim ışığında uyarılarda bulunan hemşehrimiz Prof. Dr. Naci Görür, Elazığlı hemşehrilerine seslenerek; “Korkarak depremin varlığından kaçamayız. Korkmak yakışmaz. Bilim ile hareket ederek uzmanlara kulak verin. Depremin etkilerini hep birlikte en aza indirerek felâketleri önleyelim. Ülkemizde artık kayıp vermek istemiyorsak gerekli tedbirleri almalıyız” ifadelerini aktararak gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. İşte Prof. Dr. Görür’ün açıklamaları…
“Elazığ’da eğer tüm çürük yapılar temizlenirse o zaman
komşu depremlerin etkisi elazığ’da sarsıntı olarak hissedilir”
Yıllar önce Elazığ depremi için de uyarılarda bulunduğunu söyleyen hemşehrimiz Prof. Dr. Görür Elazığ fay hatlarına yakın bir konumda ve oluşabilecek depremi hissedecektir. Komşudaki depremler Elazığ’ı etkileyecek. Eğer ağır hasarlı ve hasarlı evler varsa elbette kötü sonuç doğuracak. Fakat Elazığ’da eğer tüm çürük yapılar temizlenirse o zaman komşu depremlerinin etkisi Elazığ’da sarsıntı olarak hissedilir. Elazığlıların yapacağı şey şehrin tüm hasarlı yapılarını ortadan kaldırmak olsun. Deprem dirençli yapılar yapılmalı. Her depremde yıkılacak korkusuyla yaşanılmamalı. Deprem ciddi bir konu Türkiye’nin en önemli konusu deprem gerçeği. Vatandaş istemediği süreçte deprem hiçbir şey yapmaz kendimize biz sahip çıkmalıyız. Canlarımızı riske atmamak için tehlikeyi ortadan kaldırmak gerekir. Evi sağlam olan Bingöl’de olacak depremden korkmasın. Bu Elazığ’da afet meydana getirmez. Deprem bilinci ile herkes eğitilmeli. Korkuyla deprem engellenmez tedbirle engellenir” ifadelerini aktardı.
“Korku hiçbir şeyi değiştirmez sağlam yapılar hayat kurtarır”
Geleceğimiz için huzur içinde korkusuzca yaşamak için yapılar sağlama alınması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Görür; “Deprem dirençli yerleşim yeri haline getirmek için bilinçli bireyler olmalıyız. Elazığ canlı faylarla çevrili bir şehir. Elazığ’ın Güneyinde; Doğu Anadolu Fayı, Kuzeyinde; Ovacık Fayı, Kuzeybatısında; Malatya Fayı, Kuzey Doğusunda ise Kuzey Anadolu Fayı var. Elazığ, çevresi faylarla çevrili fakat kilometrelerce mesafede bir şehir. Dolayısıyla bu faylarda olabilecek depremler Elazığ’ı etkiler ama şehir deprem dirençli oluşturulursa depremlerde etkilenir ama afet meydana getirmez. Elazığ’da önce ciddi bir şekilde mikro bölgeleme çalışması yapılması gerekiyor. Elazığ’ın ciddi bir mikro bölgeleme çalışması yok. Mikro bölgeleme çalışması yapılıp Elazığ’daki zeminin bütün özellikleri ortaya konulur. Yer altı jeolojisi, fay sistemleri Elazığ’ın tabanına girecek olan deprem dalgalarının hızı, ivmesi, şiddeti sarsıntı gücü daha deprem gelmeden önce tespit edilir ve verilere göre yapılaşma sağlanır. Elazığ’da bu hususlar yapılırsa yıkım olmaz. Korku hiçbir şeyi değiştirmez sağlam yapılar hayat kurtarır” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Görür, 6 madde sıraladı
1- Yerleşim alanları tamamen o bölgeye özel mikro bilgilendirme verileri ışığında yapılanacak. Uygun olmayan yere çivi bile çakılamayacak. Deprem bölgelerinde yönetim özel bilgi ve birikim ister.
2- Halk bilinçli olacak. Eğer halk denetleyici olmazsa bu şekilde yıkıcı etkileri çok görürüz.
3- Yol, Altyapı, viyadük, kanalizasyon, içme suyu şebekesi gibi unsurlarda eksiklikler tespit edilip güçlendirilmeli.
4- Yapı stoku; yeni konutlar yeni nüfus demek. Seçilen rezerv bölgelere yeni konutlar yerine geçici prefabrik konutlar yapılmalı.
5- Ekosistem ve çevre. 6 Şubat depremleri sonrası ortaya çıkan yaklaşık yüz milyon ton göçük malzemesi içinde her türlü zehirli madde var. Bu maddeler yağmurla suya, toprağa, havaya ve gıda döngüsü ile soframıza geliyor. Moloz dökme işlemleri uluslararası yöntemlere uygun biçimde yapılmalı. Rastgele bir yerlere dökülmemeli. Aksi halde bugün depremde 50 bin kişi öldüyse 30 yıl sonra 150 bin kişi ölür.
6. Ekonomi; Depremde yıkım yaşayan bölgenin esnafı ‘Anadolu Kaplanı’ olarak nitelendirilirdi. Her şeylerini kaybettiler. Dolaylı olarak bunun bedelini tüm Türkiye ödüyor. Bir de beklenen deprem sonrası Marmara’yı düşünün. Tüm Türkiye kitlenir.
“Elazığ’ın ciddi bir mikro bölgeleme çalışması yok”
Sözlerine devam eden Prof. Dr. Görür; “Ülkemiz deprem ülkesi bunu kabul edelim ve harekete geçelim. Elazığ depreminde seneler öncesinde uyarıda bulunmuştum. Şimdi yine söylüyorum tedbir alınmalı. Elazığ’da deprem korkusunu atmanın tek yolu Elazığ’ı bilim ve teknolojisin ışığı altında deprem dirençli bir yerleşim yeri haline getirmek. Bilim ışığı altında söylenen gerçeklere kulak verin depremin yıkıcı etkisini en aza indirmek için gereken önlemleri almalıyız. Elazığ’ın ciddi bir mikro bölgeleme çalışması yok. Mikro Bölgeleme Çalışmasının yapılması çok dikkate alınmalı. Mikro Bölgeleme Çalışması ile Elazığ’ın yer altının jeolojisinden tutun da deprem dalgalarının geliş yönü nereden geleceği ne etki bırakacağı ne kadar şiddetle geleceği hangi yer depremin büyüklüğünü arttırır Elazığ’ın hangi bölgesinde deprem dalgaları yüksek nerede düşük olur bütün bunların hepsinin ortaya konulması sadece Mikro Bölgeleme Çalışması ile mümkündür. Elazığ deprem endişesini atmak istiyorsa yapılacak şey; Elazığ’ı bilim ve teknolojisin ışığı altında bilinçlendirmektir. Elazığ ve çevresinde deprem bitmez. 13 milyon süreden beri bu depremler meydana geliyor. Milyonlarca sene de bu depremler devam edecektir. Tek çaremiz deprem dirençli yapılar” diyerek sözlerini noktaladı.