Gazeteci Yazar Hayrettin Abacı'yı Rahmetle Anıyoruz
Gündem, 01 Mart 2024 13:49Malatya'nın yetiştirdiği Gazeteci,Yazar Avukat ve Malatya İnönü Üniversitesinin kurucu önderi Hayrettin Abacı'yı vefatının 8. Yıldönümünde rahmetle anıyoruz.
Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Güner, Hayrretin Abacı'nın Gazeteci ve Yazar olarak Malatya basınına örnek olduğunu belirterek "1961 Yılında Malatya'da Üniversite Kurulmalıdır" diyerek gazete çıkaran Üstadımız nasıl bir üniversite olması içinde gerekçeleriniş açıklamıştır. 25 Yıllık bir mücadelenin ardından 1975 yılında İnönü Üniversitesi kurulmuş ise bunun öncüsü rahmetli Hayrettin Abacı'dır. Yazdıkları eserler kadar olduğu kadar, Tecde ve Bostanbaşı bölgesinin imara açılması için dik duruşu ve kararlı adımlarıyla imar rantına karşı çıkmıştır. Kendi bağını ve bahçesini imara açtırmayan ve bu nedenle de Malatya'yı terk eden Abacı'nın ne kadar haklı olduğunu 6 Şubat depremleri açıkça göstermiştir. Malatya'nın yıkılmasına tanık olmak istememiştir" dedi.
Malatya basın tarihine saygın kişiliği ve yazdığı eserlerle geçen rahmetli Hayrettin Abacı'yı vefatının 8. Yıldönümünde rahmetle andıklarını kaydeden MGC Başkanı Vahap Güner, "Malatya basını olarak Hayrettin Abacı, Şemsi Berlli, Bahattin Erdem, Haşim Türkmen, Hamit Fendoğlu, Nevzat Sezer, Erhan Kırçuval, Haydar Karaduman gibi Malatya'da iz bırakan gazetecileri her zaman rahmetle anıyoruz" diye konuştu.
HAYRETTİN ABACI (1929 - 1 Mart 2017)
Sahir ABACI
1953 yılında Malatya Halkevi dönemin iktidarı tarafından kapatılır, tüm varlıkları ile birlikte sahip olduğu kitaplığı da hazineye aktarılır. Bu kitaplardan da yararlanarak Malatya Valiliğince, Şehir Palas binasında bir yer kiralanarak yeni bir kitaplık kurulur. Burası bir yıl kadar açık kalır ancak daha sonra kirası ödenemediği için Valilik kitaplığın kapatılmasına karar verir. Gerisini Hayrettin Abacı'nın anılarından okuyalım.
"O sırada ben "cılız" bir üniversite öğrencisi idim. Kararı öğrenince bir hemşehri olarak karşı çıktım. Kitaplığı yaşatmak için bazı girişimlerde bulundum. Bir dernek kurmak gerekiyordu. O dönemde şehrin ileri gelenlerini, aydınlarını, bu konuda bir araya getirmek için kolları sıvadım. Nerdeyse tümüyle tek tek görüştüm, derneğin tüzüğünü hazırladım. Kurulması için güçlü ve soylu bir savaşa girdim, ancak başaramadım.
O zamanın Malatya Valisi Rauf İnan ve Milli Eğitim Müdürü Bedrettin Aloğan isimli şahıslar, hem mevcut kitaplığın kapatılması için, hem de, kurulmasına çalışılan derneğin kurulmaması için akıl almaz şekilde direndiler. Ve ben de şimdi onların adını buraya kitaplık açan değil, kitaplık kapatan kişiler olarak yazıyorum ve inanın ki, bir tiksinme, iğrenme duygusu içindeyim. Sağlar mı, ölüler mi onu da bilmiyorum. Bunlar direndiler ve dernek kurucusu olacak kişilere, birileri kanalıyla benim hakkımda solcudur falan diye ikazlarda bulundular. Derneğin kurucusu olarak belirlediğim o kodaman, yaşlı başlı adamlar da benim solculuğumdan korktukları için bu çabadan uzaklaştılar. Çoğu, zamanın partilerinin il başkanları, yönetim kurulu üyeleri idiler. İçlerinde anlı şanlı politikacılar, avukatlar, doktorlar vardı. Bunların bazıları daha sonra milletvekili, hatta bakan oldular. Ben bunlara "yahu etmeyin, eylemeyin, işte ben ayrılıyorum, ama siz ne yapın edin, şu derneği kurun kitaplığı yaşatın..." dedimse de hiçbiri oralı olmadı. Ve kitaplık da kapandı. Kitaplığı yaşatamadığım gibi, başka bir yönden de kabak benim başımda patladı. Bu savaş sırasında Valilik ve Milli Eğitim Müdürlüğü makamında oturan kişilerin gözüne o kadar battım ki, bir ilkokulda o tarihte yardımcı öğretmenlik yapan eşimin işine bile son verdiler. Bu olayı, bir gün daha ayrıntılı biçimde yazmak istiyorum, tüm belgeleri özenle sakladım."
Gündem, 01 Mart 2024 13:49
Yorumlar (0)