Prof.Dr. Tatlı: Madencilik yoksa Medeniyet Olmaz
Gündem, 28 Temmuz 2024 13:49Arguvan 16. Uluslararası Türkü Festivali kapsamında düzenlenen ‘Madencilik ve İklim Krizlerinin Bölgemize Etkileri’ konulu panelde konuşan Prof. Dr. Hasan Tatlı, madencilikten vazgeçilemeyeceğini belirterek "Madenciliğe karşı olamayız, peki bilgisayara da karşı mısısnız, ondan vazgeçenbiliyormusunuz. Bilgisayar'da bir maden. Çevreye, ekosisteme en az zarar veren bir şekilde madencilik yapalım. Madenciliğe karşı olmak medeniyete karşı çıkmak demektir. Madencilik yoksa medeniyet olmaz" dedi.
Malatya’nın Arguvan ilçesinde düzenlenen 16. Uluslararası Arguvan Türkü ‘Madencilik ve İklim Krizlerinin Bölgemize Etkileri’ konulu panel düzenlendi. Turnam İlgezdi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panele Arguvan Belediye Başkanı Ersoy Eren, Prof.Dr. Battal Çıplak, Prof.Dr. Halil Düzova, Arguvan ve Köyleri Vakfı Başkanı Abidin İnan, Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Güner, CHP Kadın Kolları Başkanı Nezahat Aydın, Arguvan Köy dernekleri başkanları ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Süleyman Kılıç’ın Moderatörlüğünu yaptığı panelde Prof. Dr. Cemalettin Küçük ve Prof. Dr. Hasan Tatlı iklim değişikliği ve madenlerin zararı üzerine konuşmalar yaptılar.
Tatlı: Madencilik yapılmazsa medeniyet olmaz
Çanakkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hasan Tatlı, küresel ısınmanın dünyayı etkilediğini, İklim değişikliği nedeniyle eriyen ve hızla kaybolan buzul örneklerini sundu. Prof.Dr. Tatlı, kar yağışının azaldığını kuraklığın arttığını söyledi. Buzulların erimesiyle suların yükseldiğini bu nedenle bazı ülkelerin kaybolacağını, belirtti. İstanbul’da son yıllarda hortum olaylarının görüldüğüne dikkat çeken Tatlı, bunun iklim değişikliği sonucu olduğunu ifade ederek "İklimle mücadelenin bir bedeli var. Kar yağışı azalıyor. İklim değişikliğine uygun alt yapı da yok. Türkiye ısınıyor. Sera gazı salımlarini azaltalım. Uyum sağlayalım. Tarım sulama sistemini değiştirin. 110 m.den şu çıkartmak çok tehlikedir. Risk analizi yapın. Hastalıklar yaşayacaksınız, çocuklarda zeka geriliği yaşanıyor. Bunlara hazırlıklı olun. 1 kg mısır yetiştirmek için 350 litre su harcanıyor. Hem kuraklık hemde seller yaşayacağız. Malatya her konuda savunmasız" diye konuştu.
Prof.Dr. Tatlı, şöyle devam etti:
“Arguvan'da baktım Çevreciler döviz açmışlar burada, biraz oraya bakmalarını öneririm. Çevre demek insanla birliktedir. Çevre tek değildir. Paylaşabildiğimiz ekosistemdir. Şimdi baraj gerekiyor. Dedim ya kurak dönemlerimiz çok. Ama bize su lazım, elbette ihtiyacımız var ama tabi bizim burada kastettiğimiz sürdürülebilir çevre politikası. Çevreye zarar vermeyen bir proje yoktur. İnsan doğarken zarar verir. Doğan bir bebeğin kaç bin litre su harcadığını biliyor musunuz? Yani ne kadar karbon verdiğini, 9 ayda? Hesaplarsanız zarar o kadar büyük ki ama insan doğumundan vazgeçebiliyor muyuz? Hayır, efendim madenler kötü. Peki bilgisayardan vazgeçiyor musunuz, hayır. Bu da maden ürünü. E ben maden ürünlerini istiyorum ama madene karşıyım. Peki, ne yapabiliriz anlaşalım. Çevreye, ekosisteme en az zarar veren bir şekilde madencilik yapalım. Madenciliğe karşı olmak medeniyete karşı çıkmak demektir. Madencilik yoksa medeniyet olmaz. Şu oturduğunuz koltuklarda maden ürünü. Bu mikrofonda maden ürünü. Projeksiyonda maden ürünü. Maden olmazsa medeniyet olmaz. Çevreye en az zarar veren, zararsız diye bir şey olmaz, dedim ya doğum bile zararlı.”
TÜRKİYE, MADEN ŞANTİYESİNE DOĞRU YOL ALIYOR
‘Madencilik ve İklim Krizlerinin Bölgemize Etkileri’ konulu konferans veren Prof. Dr. Cemalettin Küçük ise Türkiye’de sayıları hızla artan maden ihalelerine dikkat çekti. Prof. Dr. Küçük, bugün Arguvan’da da çok sayıda ihaleler yapılıdığını söyledi.
Prof.Dr. Küçük “Malatya'da yapılan ihaleler var, kimsenin haberi var mı? 500 küsur yerde 1 ay içerisinde Türkiye’de maden ihalesi yapılıyor. Bunlara maden diyemeyiz. Ama onlar açısından bunlar maden. Değerini sayıyor. Niçin, biliyor musun, çünkü maden denilen element ya da mineral ya da aradığınız herhangi materyal ne ise onun ne kadar, nerede, ne miktarda olduğunun önemi yok. Ona işletme için kim izin veriyor? Türkiye veriyor. Akademik unvanlı kişileri topladılar 1999 yılında bir rapor hazırladılar. TÜBİTAK'a birde rapor sundular, senaryolar hazırladılar. Bize yenilenebilir enerji dayatılmaya başladı. Dijital sistemler önerilmektedir. Nadir elementler değer kazanması gerekiyor. Kullandığınız telefonda sömüren bir sisteme karşı durmalıyız. Bir ayda 500 yerde maden ihalesi yapılıyor.Yaylalarda madencilik aramaları var. Erzincan İliç de 2012 de bir belgesel var. Fırat in siyanürle imtihanı. İliç de büyük bir yıkım yaşandı. Daha büyük yıkım yaşanacak dedik yaşandı.”
Gündem, 28 Temmuz 2024 13:49
Yorumlar (0)