3 bin 930 lira ile geçinmeye çalışanlar yardım istiyor
Ekonomi, 27 Ekim 2024 03:25Temmuz ayında yapılan zamlardan sonra en düşük dul ve yetim maaşı 3 bin 930 lira 50 kuruş olurken, en yüksek dul ve yetim maaşı ancak 10 bin liraya yükseldi. Aldıkları bu aylıklarla karınlarını bile doyuramayanlar çareyi ek iş yapmakta ya da ailelerinin yanına taşınmakta arıyor. Elazığ’da dul ve yetim aylığı ile yaşam mücadelesi verenler en büyük sorunlarının yüksek kiralar olduğunu ifade etti. Tüm Emekliler Derneği Elazığ Şube Başkanı Mehmet Kayabaş da yetkililere, dul ve yetim maaşlarının düzeltilmesi ve bu insanların konut sorununun çözülmesi çağrısında bulundu.
Serra Taylan / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos
Temmuz ayında yapılan zamlardan sonra en düşük dul ve yetim maaşı 3 bin 930 lira 50 kuruş olurken, en yüksek dul ve yetim maaşı ise 10 bin lira oldu. Türk-İş’in açıkladığı açlık sınırı 19 bin 271 lira iken bu aylıklarla geçinmeye çalışan dul ve yetimler yaşam mücadelesi veriyor. Elazığ’da dul ve yetim maaşlarıyla geçinmek zorunda kalan vatandaşlar, aldıkları aylığın yetmediğini
ve artık yoksullukla değil açlıkla mücadele etmeye çalıştıklarını söyledi. Temmuz ayında yapılan yüzde 24,73’lük zammın yetersiz olduğunu belirten vatandaşlar, yetkililerden dul ve yetim maaşlarında iyileştirme talep etti.
Melahat Bulut
“Sadece karnımızı doyurarak yaşamak mümkün mü?”
Yaşadıkları sorunları 9. Köy’e anlatan, Elazığ’da dul ve yetim maaşı ile geçinmeye çalışan vatandaşlardan Melahat Bulut şöyle konuştu: “Okula giden öğrencim var. Yemek parası veremiyorum. Küçük çocuğa nasıl anlatırsın yemek alamayacağını? Bazen evde ekmek arası peynir koyarak çocuğumu okula gönderiyorum. Okul uzakta. Bunun servisi var, harçlığı var. İster miyim çocuğum başkalarına bakarak iç geçirsin. Ama olmayınca bir lira bile çok kıymetli. Ailemle kalıyorum mecburen. Evim yok. Olsa kirayı verecek durumum yok. Aldığım ücret 3 bin 900 lira. Ailemin yardımı olmasa hiçbir şekilde geçinemem. Devlet büyüklerine sesleniyorum, dul ve yetimler gerçekten çok zor koşullar altındalar. Maaşlarımızı yükseltsinler. Bu şekilde geçim olmuyor. Ben sağlık durumundan dolayı çalışamıyorum. Annem yaşlı, annemin yanında kalıyorum. Bu rakamlarla geçinmek mümkün mü? Sadece karnımızı doyurarak yaşamak mümkün mü? Lokantayı, kafeyi bırakın, pikniğe bile gidemiyorum.”
“Geçim mücadelesinden elde ettiğim tek şey karın tokluğu” diyen Melahat Bulut, mecbur olmadıkça evden çıkmadığını söyledi. Hiçbir sosyal yaşamının olmadığını belirten Bulut derdini şu sözlerle anlattı:
“Bin 900 lira ile nereye gidebilirim sizce? Beslenme konusunda da çok zayıfız. İstediğimiz her şeyi alamıyoruz. Karnım doyuyor mu? Evet ama ailemin yardımıyla. Bırakın lokantayı, kafeyi, pikniğe bile gidemiyoruz. Sosyal yaşantımız sıfır. Hiçbir yere gidemiyoruz. Sürekli evdeyiz. Tip 1 diyabet hastasıyım. İş arıyorum bulamıyorum. Sağlık durumum her işe elvermiyor maalesef. Dert sadece bu kadar da değil. Eczaneye her ay 300-400 lira ödüyorum. Aldığım her ilaçtan fark çıkıyor. Annemin ilaçlarından, benim ilaçlarımdan, sürekli fark ödüyoruz. Bunların da kalkmasını talep ediyorum. Devlet büyüklerimden talebim her şeyden önce aldığım aylığın biraz daha yaşanabilir seviyeye çıkarılması. Dul ve yetim maaşıyla geçinmek zorunda kalan on binlerce kadın var, onların çocukları var. Onların öğrencilerine destek verilmesi, ilaçlarımızdan fark alınmaması, kira desteği yapılması… Bunlar küçük talepler ama bizim hayatımızı devam ettirmemiz için bize can suyu olur.”
Arzu Özdemir
“Bizler en dipteyiz, torbanın en altındayız”
Arzu Özdemir de sorunlarını şöyle dile getirdi; “Biz en diplerdeyiz, torbanın en altındayız. Ben 5 bin 300 lira dul ve yetim maaşı alıyorum. Kızım 3 bin 600 lira alıyor. 3 çocuğum var. Kiraya 5 bin lira veriyorum. Durumumuz çok vahim, geçinemiyoruz. Hiçbir şekilde hiçbir şeyden faydalanamıyoruz. Biz torbanın dibindeyiz. Geçim çok zor, kızımla bir markete gittiğim zaman kızım her şeyi istiyor. Kızım 8 yaşında bir çocuk ama hiçbir istediğini alamıyorum. Bir anne olarak çok üzülüyorum. Devlet büyüklerimizden yardım istiyoruz. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na gittiğimde yardım talebime karşılık verilmiyor. Öncelik Suriyelilerin. Biz hep arka plandayız, hiçbir şekilde bize kimsenin faydası yok.”
Güler Duman
“Hiç değilse devletimiz kira yardımında bulunsun”
Sağlık sorunları nedeniyle çalışamadığını söyleyen Güler Duman da babasından kalma 10 bin lira maaşla geçinmek zorunda olduğunu anlattı. Kirada oturduğunu ve üniversiteye giden üç çocuğunu okutmaya çalıştığını belirten Duman, ek iş yaparak yaşam mücadelesi verdiğini dile getirdi. Duman, “Hiç değilse devletimiz bizlere kira yardımında bulunsun. Şu anda 5 bin lira kira veriyorum. Ev sahibim evini satacağını söylüyor, direnmeye çalışıyorum. Çok iyi biliyorum ki bu evden çıkarsam ortada kalacağım. En ucuz, belki normalde bir insanın yaşayamayacağı evlerin kirası 7-8 bin lira. Ben bir kadınolarak üç kızımla ayakta kalmaya çalışıyorum. Keşke evim olsaydı. Başımızı sokabileceğimiz bir ev en önemli ihtiyacımız. Karnımızı bir şekilde doyururuz” dedi.
“Bu insanlar karınlarını doyuramıyor”
Dul ve yetim maaşları alan vatandaşların bu ülkenin en mağdurları olduğunu söyleyen Tüm Emekliler Derneği (Tüm Emek Der) Elazığ Şube Başkanı Mehmet Kayabaş, devletin kendi vatandaşlarının refahını düşünmesi gerektiğini belirtti. Kadın ve çocukların aldıkları maaşlarla yaşama tutunmalarının zor olduğunu ifade eden Kayabaş, “Dul ve yetim maaşı alan insanların eline ayda 3-4 bin lira geçiyor. 3-4 bin lira alan sakız bile çiğneyemez. Para, çarşıya gidip gelmesine bile yetmez, simit alamaz. Allah yardımcısı olsun, gerçekten çok zor! Devletimizin bu vatandaşlarımıza yardımcı olması lazım. Bizim talebimiz en azından dul ve yetimlerin anne veya kızı maaş alıyorsa 12-13 bin lira olsun. Bu insanlarımız yaşam mücadelesi içindeler. Bırakın geçinmeyi, barınmayı karınlarını bile doyuramayacak haldeler. Yardıma muhtaç haldeler” diye konuştu.
Mehmet Kayabaş
“Emekli, dul ve yetimlerin ev sıkıntısı çözülsün”
Emekli, dul ve yetimlerin konut sıkıntısının da günden güne daha da derinleştiğini belirten Kayabaş, özellikle devlet eli ile dar gelirliler için yaptırılan sosyal konut ve TOKİ konutlarının bu alanda değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Kayabaş sözlerini şöyle noktaladı:
“11 ilimizde depremden dolayı olağanüstü hal durumu var. Devletimizin yapmış olduğu sosyal konut ve TOKİ konutları var. Devlet 2020 depreminde yapılan evleri 600-700 lira taksitle, 3+1’leri ise 800- 900 lira taksitle vatandaşa verdi. Ancak vatandaş bu evlerde oturmuyor. Aylık 10 bin liraya kiraya veriyor. El insaf diyorum. Gerçekten çok kötü bir durum. Devlete yılda 5-6 bin lira ödemiş ama aylık 10 bin lira kira alıyor. Bu büyük bir haksızlık. Bu tarz işleri yapan kişilerin elinden evin alınıp ihtiyacı olan insanlara verilmesi lazım. Emekli, dul ve yetimler o zaman çok rahat ederler. Ben emekliyim ama dul ve yetim maaşı alanlar bizden daha kötü durumda. Allah yardımcıları olsun çok zor durumdalar.“
Haber:9.Köy
Ekonomi, 27 Ekim 2024 03:25
Yorumlar (0)