Çoklu çapraz nakillerin Profesörü Yılmaz: Karaciğer bir derya deniz
Sağlık, 02 Şubat 2025 21:45Bu yıl 50. yılını kutlamaya hazırlanan İnönü Üniversitesi’nin Karaciğer Nakil Enstitüsü’nde son birkaç yıldır dünya çapında başarılara imza atılıyor. En son geçen eylül ayında gerçekleştirilen yedili çapraz karaciğer nakilleriyle birbirini hiç tanımayan yedi hasta hayata tutundu. Merkezin başında Malatya’nın kendi topraklarından bir isim var: Prof. Sezai Yılmaz. Onunla eski albümleri karıştırıp kendi hikâyesini dinledik; ‘vücudun motoru, bir derya deniz’ dediği ‘karaciğer’i ve yapılan çalışmaları daha yakından öğrendik… Zeynep Bilgehan-Hürriyet Gazetesi
Büyük deprem felaketinin yıktığı kentlerden Malatya’dayız… İkinci yıldönümü yaklaşan 6 Şubat depreminde Malatya’da 1500’den fazla insan hayatını kaybetmişti. O günden bugüne yıkılan binaların enkazları kaldırılmışsa da yeni bina şantiyeleriyle beraber kentin merkezinde can acıtan bir boşluk var. Konteynerler normal bir manzara olmuş. Bu manzaraya sahip yerlerden birindeyse, bizi gururlandıran başarılara imza atılıyor; bu yıl 50. yılını kutlamaya hazırlanan İnönü Üniversitesi’nin Karaciğer Nakil Enstitüsü... Enstitü Müdürü Prof. Sezai Yılmaz ile beraberiz. Önce kısa bir hasta ziyareti yapıyoruz; iki yaşındaki minik Meryem Neva, 60 yaşındaki Mehmet Sinan Bey, 50 yaşında kendisi de genel cerrah olan Ahmet Bey, bebek bekleyen 20 yaşındaki İpek… Bir süre öncesine kadar birbirini hiç tanımayan bu insanlar hayata birbirleri sayesinde tutunmuşlar; ‘karaciğer bağı’yla aile olmuşlar. Bu nasıl olmuş? Burada tam ne yapılıyor? Önce rehberimiz Prof. Dr. Sezai Yılmaz’ı tanıyalım…
Zeynep Bilgehan - Prof. Sezai Yılmaz
Zeynep Bilgehan - Prof. Sezai Yılmaz
KÖY ENSTİTÜLÜ BABANIN OĞLU
Hikâyesi 1962 yılında Malatya’nın Arguvan ilçesindeki Karahöyük Köyü’nde başlıyor. Yılmaz, Köy Enstitüsü mezunu öğretmen bir babanın üç çocuğundan ikincisi olarak dünyaya geliyor. Çocukluğu Malatya’da geçiyor. Yılmaz, “Tam bir Malatya çocuğuyum” diye anlatıyor: “Gazi İlkokulu, Atatürk Ortaokulu ve Atatürk Gazi Lisesi’nde okudum. İki katlı evlerde, yeşil bir çevre içinde, kadınlı erkekli sosyal aktivitelerle Malatya tam bir Cumhuriyet kentiydi. İsmet Paşa’dan gelen bir devlet kültürü var denirdi. Babam biz çocukken bütün aileyi yatağa oturtup romanlar okurdu. Ben de sadece okumaya ve çalışmaya meraklı, başarılı olmaya istekli bir öğrenciydim.”
SENE 1972 - İlkokul yılları
İNSAN İYİLEŞTİRMEYİ SEVDİM
Çalışkan öğrencilerin o dönem hedefi ya tıp ya inşaat mühendisliği. Yılmaz, çocukluğunda sık hastalanıyor, sık gördüğü doktorlardan etkilenip tercihini tıptan yana kullanıyor. 1979 yılında Diyarbakır Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne giriyor. Karışık yılları kendini sadece derslerine adayarak geçiriyor. Okul birincisi olarak 1985 yılında mezun oluyor. İnsanı, yapısal olarak öğrenmeyi seviyor. Ondan daha çok sevdiği şeyse insanların iyileştiğini görmek. Bu sebeple ihtisasını genel cerrahide yapıyor: “Örneğin kişinin safra kesesi iltihaplanmış, midesi delinmiş... Dikiyorsun, ameliyat ediyorsun ve ayaklanıp gittiğini görebiliyorsun.”
VÜCUDUN MOTORU
“Karaciğer bir derya denizdir! Vücudun motorudur; bütün enerjiyi sağlar, vitaminler üretir, şeker hastalığını kontrol eder. Yürümemize, hareket etmemize imkân verir. Ameliyatları zorludur çünkü çok damar vardır. Sökmesi zordur. Yediklerimizle çok kolay değişime uğrar. Karaciğer hastalarında vücuttaki proteinler oluşmaz ve kaslar erir. Kişiler o kadar dermansız olur ki tarağını çıkarıp saçlarını bile tarayamaz. Günümüzde en büyük sorun şişmanlık kaynaklı karaciğer yağlanması. Ne kadar kilo alırsanız o kadar yağlanmaya meyilli karaciğere sahipsiniz.”
ÖNEMLİ OLAN İSTEMEK
İlk TUS sınavında başarısız oluyor ama yılmıyor. Askerlikten sonra ilk tercihi Ankara Numune Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nü kazanıyor. Buradaki beş yılın sonunda gastroenteroloji cerrahisi üzerine uzmanlaşıyor. Burada kimler var? Yemek borusundan başlayarak mide, bağırsaklar, karaciğer, safra, pankreas ve dalak… Sezai Hoca: “Ameliyatlar yaptıkça keyifli hale geldi. El becerim hiç iyi değildi ama gördüm ki önemli olan istemek. Herkeste temel bir el becerisi var. Yaptıkça gelişiyor. Ben bugün saç teli kalınlığındaki ipliklerle damarları birbirine dikiyorum!”
SENE 1983 - Diyarbakır
‘GENÇLER ÖLÜYOR HİCAP DUYUYORUM’
Başasistan olarak Sağlık Bakanlığı’nın bursunu kazanıp Amerika’da karaciğer nakli konusunda eğitim almak üzere hazırlanırken… Şimdi hocanın hikâyesine bir ara verip dünyadaki gelişmelere bakalım. Yılmaz’ın üzerinde çalışmak istediği karaciğerle ilgili tıbbi gelişmeler yavaş ilerliyordu. İlk nakil 1963 yılında Denver’da yapılmış ama başarılı olmamış ve büyük travma yaratmıştı. Sene 1980’ler olduğunda çalışmalar yeniden ivme kazanmıştı. Denver’daki ilk nakli yapan Thomas Starzl, Pittsburgh’u bu işin başkenti yapmıştı. Dünyada bunlar olurken ‘alandaş’ı gastroenterolog Prof. Fatih Hilmioğlu bir karaciğer nakil merkezini Malatya’daki İnönü Üniversitesi’nde kurmak için çalışmalara başlıyor ve genç başasistan Yılmaz’a bir teklifte bulunuyor: “Karaciğer nakline erişim sağlayamadığından gencecik insanların öldüğünü görüyorum ve bundan hicap duyuyorum. Amerika’ya gitme, Malatya’ya gel. Beraber burada bir merkez kuralım. Seni sonra Amerika’ya biz yollarız.”
SENE 1999 - Dünyanın ilk karaciğer naklini yapan Thomas Starzl ile Pittsburgh’da
AMELİYATTA SANAT MÜZİĞİ DİNLİYORUM
“Türk halk müziğinin meşhur olduğu Arguvanlıyım. Ameliyathanede Cumhuriyet dönemi bestekârları Münir Nurettin Selçuk, Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar dinliyorum.”
‘BU AMELİYATI MALATYA’DA YAPABİLİRİZ’
Sezai Hoca, “Karaciğer cerrahisi dünyada da çok iyi bilinmiyordu. Türkiye’de hareket vardı ama ivme yoktu. Sadri Alışık’ın hasta olup karaciğer nakli için Amerika’ya gitmesiyle dikkatleri üzerine çekti” diye anlatıyor. Teklifi kabul edip 1998 senesinde memleketine dönüyor. İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nde Prof. Hilmioğlu ile çalışmalara başlıyorlar. Yılmaz, 1998’de Amerika’ya gidip iki yıl kalıyor: “Kadavradan karaciğer çıkarma ve nakil ameliyatlarına girdim. Orada oturmuş bir sistem vardı. Bizim 40-50 yıl önümüzdelerdi ama gözüm kesti; ‘Bu ameliyatı yapabiliriz’ dedim.”
ATATÜRK 10 YIL DAHA YAŞARDI
Atatürk de karaciğer rahatsızlığından mustaripti. Genç yaşta ölüm sebebi kayıtlara ‘siroz’ olarak geçti. Sezai Hoca, bu konu üzerine de çok araştırmalar yaptığını söylüyor: “Kabullenilmiş bazı bilgiler var. Hastalığı kesin siroz ama bu siroz neye bağlıydı? Çok iyi muayene edilmiyor, iyi tanı konulmuyor. Şimdi olsaydı Atatürk en az 10 yıl daha yaşardı.”
CANLI VERİCİ DAHA ÇOK
Döndükten sonra altyapıyı oluşturup 2002 yılında 20 saatlik bir operasyonla Malatya’daki ilk karaciğer naklini gerçekleştiriyorlar. Devamı: “Her yıl üç, dört karaciğer nakli yapıyorduk ama organları bağışlanmış kadavra bulmak çok zor. Buna mukabil akrabalık ilişkilerimiz kuvvetli olduğundan canlı vericiler yaygın. Avrupa’da bunun tam tersidir; kadavradan organ bağışı çoktur ama aile ilişkileri zayıf olduğundan canlı verici bulmak zordur. 2005’te Malatya’da canlı vericili karaciğer naklini başlattık. 2007’de 54, 2008’de 153 karaciğer nakli yaptık.”
NOBELLİ EKİPLE ÇALIŞIYORUZ
Sezai Hoca: “Avrupa Karaciğer Nakli Kayıt Sistemi’ne göre 2008’den beri Avrupa’da ve Türkiye’de en fazla karaciğer nakli yapan merkeziz. 2019’da Yale Üniversitesi’nden Prof. Şükrü Emre’nin teşvikiyle aynı anda beşli canlı vericili karaciğer nakli yaptık. Amerika’dan Prof. Dr. Tayfun Sönmez ve Prof. Dr. Utku Ünver bize ulaştı ve uyumsuz vericileri eşleştiren bir uygulama geliştirdiklerini söyledi. Kendileri 2012 yılında bu çalışmayla Nobel alan ekibin içindelerdi.”
Hekim-hâkim aşkı... Hoca, 26 yıldır Hâkim Nazan Hanım ile evli…
ÇAPRAZ OPERASYONLAR
Bu program birbirini hiç tanımayan hastaların ‘karaciğer ailesi’ olmasına imkân veriyordu… Yılmaz: “Düşünün ki karaciğeriniz hasta. Aile üyenizin karaciğerinin sizinkiyle uyumlu olma olasılığı üçte bir, ama size uymayan başkasına uyabiliyor. Bu programla hastaları, vericileri ve aranan karaciğer özelliklerini eşleştirebiliyoruz. İlk çapraz ameliyatı 2022’de yaptık. Onu üçlü, dörtlü, beşli, altılı ve en son yedili çapraz nakiller izledi. İki yılda yüzde 45 daha fazla hastaya karaciğer nakil şansı sunabildik.”
HAYVANDAN İNSANA ORGAN NAKLİ...
Sezai Hoca ‘beyin göçü’nün parçası olmamış. Neden? Yanıtı: “Buranın 2011 yılında enstitüye ve karaciğer nakli hastanesine dönüşmesi Cevdet Yılmaz’ın bakanlık döneminde oldu. Onayı verirken bana, ‘Söz ver buradan ayrılmayacaksın’ dedi. Böyle bir fiziki yapıyı başka yerde bulmam zor. Yetiştirdiğim ekibi de başka yerde bulamam.” Bugüne kadar enstitüde dört bin karaciğer nakli gerçekleştirilmiş. Sırada ne var? Hoca: “Malatya karaciğer naklinde bir marka oldu. Sağlık Bakanlığı da organ nakli konusunda çok iyi bir yapılanma içinde. 21. yüzyılda tıptaki en büyük gelişme organ nakli alanında. Önümüzdeki yenilik ‘xenotransplantasyon’ yani başka türden insana karaciğer nakli. Dünyada genetiği değiştirilmiş hayvanlardan insana karaciğer nakli yapılacaksa bunu Malatya’da başaracak altyapımız ve deneyimimiz var. Hayvanseverler kızıyor ama şu an başka çare yok. Yapay organların gelişmesi 50 yıl oldukça zor.”
SENE 2024 - Cevdet Yılmaz ile
Kaynak:hürriyet.com.tr
Sağlık, 02 Şubat 2025 21:45
Yorumlar (0)