1946... EFSANE FUTBOLCU LEFTER MALATYA'DA...
Bir Zamanlar Malatya, 22 Mayıs 2020 18:53Yıl 1946... Yer bu günkü Malatya Belediye binasının bulunduğu Sümer Stadının toprak zemini. Diyarbakır karması (Havagücü) ile Malatya karması karşı karşıya. Ama Diyarbakır karmasında genç bir isim var adına önce Defter diyorlar, sonra o futbolcunun Lefter olduğu anlaşılıyor. Askerliğini yaptığı Diyarbakır'da Karmada yer alıyor. Ve Malatya Karmasının tozunu atıyor. O günlerde sahada yer alan Adnan Işık o günü yazmış. Birlikte okuyalım:
Adnan IŞIK’tan bir anı.
Mayıs ayının son haftasına girerken, gazetelerde bir haber: 25 Mayıs 1993 Salı günü, saat 11.00’de, Büyükada’da bir tören yapılacak ve Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı gerçekten kadirşinas bir kararla, Büyükada’daki eski Palamut Sookağı’na, Fenerbahçeli Lefter Sokağı adı verilecek … miş.
Anılan tarihte, Kadıköy’den 8.50 vaapuru ile Ada’ya gidiyorum. Vapurda da, sanki bir zaman tünelinde gibiyim. Mavi deniz ve sakin dalgalar, beni 1 946 yılının sonbaharına götüürüyor.
Orta birde ikinci senemi okuyorum. Diyarbakır Muhteliti-karması Malatya’da. Diyarbakırlılar gelmeden, “Defter” diye birisinin adı geldi. Dedikodu da başladı: “Vula baba, bu Defter adı da ne oluyu?”, “Yazılacak defter mi bu?”
Maç Sümerspor sahasında. Maalatya karmasında Kaleci ibrahim,
• Ayı Nevzat, Kasap Avni, Tuluk Nedim, Gıllı Vahap, Kelgür Memet gibi futbolcuların yanında Hamido, kardeşi ibo (İstanbulspor, BJK'de oynayan İbrahim Fendoğlu), Sarı Osman, Musa, Adanalı Mustafa, Firüzan da var.
Maç başladı. Ve Malatyalılar, “Defter”i tanımaya başladılar. Neyse ki Defter değil, Lefter’miş bu futbollcunun adı. Kısa boylu, esmer, asker traşlı bir delikanlı. Böyle futbolcu dostlar başına mı desem? Topu ayağına aldı mı, bizimkileri duman ediyor, tozumuzu atıyor. Bir defasında topu ayağına aldı, süratle kendi kalesine doğru gidiyor. Bizimkiler (yani Malatyalı futbolcular), kalecimiz hariç, hepsi Lefter’in peşinde, Diyarbakır kalesine doğru koşuyorlar. Biz Malatyalı seyirciler de; “Bu adamda akıl yok’ diyoruz.
‘Vula baba, futbolcu olan topu kendi kalesine götürür mü?’
Aman .. Aman! .. O da ne? .. Lefter topun üstüne bastı, süratle geri döndü, bomboş bizim kaleye doğru gidiyor. On oyuncumuz peşinde ama, tutabilene aşkolsun .. Üçüncü golü de yiyoruz.
Yani Lefter, daha sonraları ‘Verin Lefter’e, yazsın deftere‘ sloganının ilk talimlerini, Malatya’da vizyona çıkarıyor.
Arkasından; görmediğimiz çalımlar, stoplar, şutlar seyrediyoruz. Ve de 4-2 yeniliyoruz. 3 veya 4 golün hepsi de Lefter’den …
Ertesi gün sokakta, kahvede, okullda, çarşıda, pazarda sadece Lefter konuşuluyor.
istanbul’da, Taksim takımında futboloynamış, askerliği nedeniyle Diyarbakır’ daymış .. mış … mış … Malatya, günlerce O’nu konuşşmuştu.
Büyükada’ya çıkınca, doğru törenin yapılacağı yere gittim. Görevliler, tören mahallini düzenlemekle meşşguldüler. Baktım, ‘Lefter Abi’ geliiyor: Kendimi tanıttım. Beni çok sıcak karşıladı. O’na 1946 yılını ve yukarıda yazdıklarımı hatırlattım.
Rahmetli Hamido ve kardeşi ibraahim Fendoğlu’nu iyi hatırlıyor. Malatya’daki maçından, rahmetli Özal’ında kendisine bahsettiğin, söyledi
Ben de, çaput topun peşinde koştuğum ve 14 yaş günlerimde büyük bir hayranlıkla izlediğim, bu gerçekten büyük futbolcu ile bir hatıra fotğrafı çektirdim.
Ayrılırken kucaklaştık, vedalaştık … Bostancı Vapuru’nda dönerken, bu kez de anılar, beni 48′ senesine götürdü. 23 Nisan 1948 Stad, Atiina’nın Panatinaikos Stadı. Sonuç. Türkiye: 3, Yunanistan: 1 … Goller. K. Fikret, Lefter, Şükrü.
Koca stadda bütün Yunanlılar ağlıyordu. Bir seyirci de, maçtansonra kendini Akropol’den atarak intihar etmişti.
iki gün sonra yapılan Atina-istano.J karmaları maçını da 5-2 kazanıyorduk ve Lefter bu maçta da iki gol atıyordu.
Evet, işte böyle bir Lefter’i, bu onurlu gününde bir Malatyalı olarak herhalde yalnız bırakamazdım.
Değil’mi dostlar?
Bir Zamanlar Malatya, 22 Mayıs 2020 18:53
Yorumlar (0)