Rektör Karabulut, Turgut Özal Üniversitesini anlattı
Röportajlar, 23 Ekim 2020 10:59"Biz tarlada da hasatta yaparız, hasta da tedavi ederiz, laboratuvarda çalışma da yaparız. Bilim yapacağız, akademik çalışma gerçekleştireceğiz ama insanlığın yaşamı içinde toprağa yeşertmek zorundayız, toprağı işlemek zorundayız. Bizler profesör, doçent, bilim adamı olabiliriz, üretime her konuda destek vermemiz gerektiğini asla unutmadık, unutmayacağız. Topraktan elimizi çekemeyiz diyen; kayısı çekirdeği üzerine yaptığı bilimsel çalışmalarla Yılın En İyi Akademik Girişimciliğe Katkı Sunan Kadın Ödülüne layık görülen Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay KARABULUT, Flaş Haber İmtiyaz sahibi Malatya Gazeteciler Cemiyeti Yöneticisi Remzi HAYTAnın sorularını yanıtladı.
Remzi HAYTA: Hocam, uzun zaman sonra söyleyişi yapma imkanımız oldu bize zaman ayırdığını için öncelikle teşekkür ederiz. Turgut Özal üniversitemizin geldiği son noktayı konuşmak istiyoruz. Halihazırda kaç fakülte, kaç meslek yüksek okulu, kaç öğretim üyesi ve öğrenci ile eğitim-öğretim hayatınıza devam ediyorsunuz?
Rektör Prof. Dr. Aysun BAY KARABULUT: Öncelikle Malatya Turgut Özal Üniversitesi’ni Malatya’ya kazandıran ve Malatyalıların gönülden sevdiği 8. Cumhurbaşkanımız Merhum Turgut Özal’ın ismini ölümsüzleştiren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkürlerimi, şükranlarımı sunuyorum. Her anımızda yanımızda olan destekleri ile üniversitemizin kısa sürede büyük hedeflere yürümesinde emeği olan YÖK Başkanımız Sayın Prof. Dr. Yekta Saraç’a teşekkürlerimi sunuyorum.
Yine üniversiteye sahiplenen ve her alanda desteğini sürdüren Malatyalı hemşehrilerime, milletvekillerimize, büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarımıza ayrıca teşekkür ediyorum. Üniversitemiz aktif olarak eğitim yapılan, 1 fakülte, yani ziraat Fakültesi ile birlikte ilçelerimizde faaliyette olan 8 meslek yüksekokulu ile Eylül 2018’de yükseköğretim faaliyetlerine başlamıştı.
Kuruluş kanunumuzda yer alan Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi ile Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi ile kuruluşu 16 Haziran 2020’de gerçekleşen Tıp Fakültemizi birinci yılımızda yaptığımız çalışmalar sonucunda eğitim ve akademik anlamda faaliyete geçirdik. Bu 4 fakültemiz ilk öğrencilerini aldılar. Şuanda 5 fakültemiz bağlı olan 16 bölüm ile birlikte aktif. Kuruluşu Mart 2020’de gerçekleşen Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’da 1 programına bu yıl ilk öğrencilerini aldı. Sağlık Bilimleri Fakültemizin de önümüzdeki dönem açılması için alt yapı çalışmaları devam ediyor. Böylece 6 fakültemiz, 9 Meslek Yüksekokulumuz, yine Mart 2020’de kurulan Yabancı Diller Yüksekokulu ve kuruluş kanunumuzdaki Sivil Havacılık Yüksekokulu ile birlikte 2 yüksekokulumuz bulunuyor.
Şuanda 260 akademik kadro ve 5 bin 200 öğrenci kadromuzla eğitim ve akademik çalışmamızı sürdürüyoruz.
Remzi HAYTA: Sayın Hocam, elbette her fakülte ve bölüm önemlidir ancak Tıp Fakültesinin kurulmasına onay verilmesi sizin için çok daha önemliydi aslında Malatya için çok önemliydi o yüzden Tıp Fakültesini ayrıca konuşmak istiyorum. Tıp Fakültesi neden bu kadar önemliydi? Tıp Fakültesi bünyesinde şu anda kaç öğretim üyesi ve öğrenci bulunmakta? Öğretim üyesine ihtiyacınız var mı? Tıp Fakültesinin kadro sorunu var mı?
Rektör Prof. Dr. Aysun BAY KARABULUT: Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın takdirleri ile kuruluşu 16 Haziran 2020 tarihinde gerçekleşen Tıp Fakültemiz, ilk yılında eğitim, uygulama ve araştırma faaliyetlerine sorunsuz ve kesintisiz bir eğitim süreci ile başladı. Tıp Fakültemiz, 2020-2021 eğitim yılına hem 82 öğrencisi ile hem de Temel Tıp Bilimlerinde 10, Cerrahi Tıp Bilimlerinde 14 ve Dâhili Tıp Bilimlerinde ise 20 olmak üzere 44 akademisyen kadrosu ile başlamış oldu. Kadro sorunumuz olmadı. Alt yapımız hazırdı. Sağlık Bakanlığı ile yapılan protokol ile Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Sağlık Bakanlığı Malatya Turgut Özal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne dönüştürülmüştür.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın takdirleri ile, YÖK Başkanımız Sayın Prof. Dr. Yekta Saraç’ın destekleri ve Sağlık Bakanımız Sayın Dr. Fahrettin Koca’nın katkılarıyla 3 aylık sürede Tıp Fakültemiz ülkemize, bölgemize ve Malatyalılara hizmet verir duruma gelmiştir. Desteği, katkısı olan herkese şükranlarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum.
Remzi HAYTA: Sizin büyük çabanızla Sağlık Bakanlığına bağlı olan Eğitim ve Araştırma Hastanesiyle bir iş birliğiniz oldu. Sağlık Bakanlığı ile nasıl bir protokol imzaladınız, Eğitim ve Araştırma Hastanesi tıpkı Turgut Özal Tıp Merkezi gibi mi olacak, nasıl bir süreç bizleri bekliyor?
Rektör Prof. Dr. Aysun BAY KARABULUT: Estağfurullah. Bilim, emek ve özverinin kaliteye dönüştürüldüğü bir vizyonla ülkemize, bölgemize ve Malatya’ya hem sağlık hizmetleri konusunda yeni bir sayfa açmanın çabasında, hem de tıp eğitiminde bilimsel araştırmalarda ve sağlık hizmeti sunumunda öncü, sağlık politikalarında belirleyici, sürekli gelişen, uluslararası kabul edilebilir yeni standartlar belirleyebilme hedefinde olacağız. Yine; var olanı değil, olmayanı, ihtiyaç duyulanı, eksik olanı halkımıza hizmet olarak getirme gayret ve hedefinde olacağız. İkinci bir tıp fakültesi ile sağlık söktürende Malatya için önemli bir değişim ve dönüşüm dönemi başlıyor. Turgut Özal Tıp Merkezi kardeş kuruluşumuzdur, Malatya’mızın bir markasıdır.
Remzi HAYTA: Hocam, Malatya’da ikinci devlet üniversitesinin kurulmasına onay çıkana kadar tüm kesimler birleşti ancak sonrasında beklediğiniz desteği bulabildiniz mi? Sonuç itibariyle tabiri caizse Turgut Özal Üniversitesi henüz bir bebek ve desteğe ihtiyacı var. Malatya milletvekilleri, yerel yöneticiler, yerel basın, sivil toplum kuruluşları her birimizin üzerine düşen sorumluluklar var diye düşünüyorum. Şehirden beklediğiniz desteği bulabiliyor musunuz?
Rektör Prof. Dr. Aysun BAY KARABULUT: Milletvekillerimizden, hem kamu kurumları, hem de yerel kurumlarımızdan her türlü destek ve katkıyı görüyoruz. Sivil toplum kuruluşları gerekken noktada destek sağlıyorlar. Malatyalı hemşehrilerim üniversiteye göz bebekleri gibi bakıyor. İki yılık bir üniversiteyiz. Kuruluş çalışmalarımız devam ediyor. Malatyalılar, her zaman üniversitelerinin yanında. İş adamlarımız, esnaflarımız ne zaman destek istesek, yanı başımızda oluyorlar. Tıp Fakültemizin 82 öğrencisi var ve öğrencilerim 26 ilden geldiler. Ama bunun 20 öğrencisi Malatyalı. Bu üniversiteye sahip çıkmaktır. Hemşehrilerime teşekkür ediyorum. Her zaman üniversiteye gelebilirler, biz duvarları olmayan yeni nesil üniversiteyiz.
Remzi HAYTA: Hocam son olarak sizlere 2 soru yönetmek istiyorum. Benim çok önemsediğim iki konu bunlar. Birincisi Malatya yemek kültürü olarak çok zengin bir şehir ancak bu alanda hak ettiği ilgiyi görmüş değil. Kale Turizm ve Otel İşletmeciliği Meslek Yüksekokulu Bünyesinde Aşçılık Programınız mevcut, bu konuda siz neler yapabilirsiniz?
Rektör Prof. Dr. Aysun BAY KARABULUT: Aşçılık bölümü yeni açıldı ve bu yıl ikinci öğrencilerini aldı. Alt yapısı tamamlandı. Üniversitelerin bir amacı da bulundukları bölgenin ekonomik, kültürel ve sosyal hayatına artı değer ve katkı sunmaktır. Projelerimizle, akademik çalışmalarımızla, bilimsel etkinliklerimizle sadece Malatya’nın yemek kültürüne değil, diğer ihtiyaç duyulan alanlarına da hizmet ve katkı sunacağız. Özellikle yemek kültürü konusunda etkili ve kalıcı bazı çalışmalarımız için hazırlık yapılıyor. Covid-19 süreci nedeniyle çalışmalar ister istemez beklemeye alındı ama ekip perde arkasında durmayıp çalışmalarını sürdürdü ve sürdürüyorlar. Çok zengin bir mutfağı olan Malatya’nın yemek kültürünün tanıtımı için gereken katkıyı sunacağız.
Remzi HAYTA: Pandemi süreci bize şunu net olarak öğretti ne kadar kendi ayakları üzerinde durabiliyorsan o kadar güçlü bir devletsin. Ziraat Fakülteniz öncülüğünde Malatya tarımı için neler yapılabilir?
Rektör Prof. Dr. Aysun BAY KARABULUT: Bilimin üretime dönüşmesi gerektiğine inanıyorum. Üniversite yerleşkeleri kentsel yeşil alanların içinde küçük kent modelleridir, yerleşkeler beton yığını değildir. Yerleşkeler sadece fakülte binalarının olduğu kapalı devre yaşam alanları da değildir.Üniversite Yerleşkeleri sadece sosyal ve kültürel mekan olarak değil, üretim noktası da olmalıdır. Battalgazi Yerleşkesinde Ziraat Fakültemizin uygulama bahçelerinde 20’yi aşkın meyve yetiştirilmektedir. Sadece iki yaşında olan örnek kayısı bahçesinde yaklaşık 600 adet kayısı ağacı bulunuyor. Bu yıl yerleşkemizde uygulama alanında 40 ton buğday hasadı elde edildi. Yerleşkemizde aynen büyüklerimizi geçmişte yaptığı gibi kazanda buğday kaynatıp, 6 çeşit bulgur çeşidi ürettik. Biz tarlada da hasatta yaparız, hastanede hasta da tedavi ederiz, laboratuvarda çalışmada yaparız.
Bilim yapacağız, akademik çalışma gerçekleştireceğiz, ama insanlığın yaşamı içinde toprağa yeşertmek zorundayız, toprağı işlemek zorundayız. Bizler profesör, doçent, bilim adamı olabiliriz, üretime her konuda destek vermemiz gerektiğini asla unutmadık, unutmayacağız. Topraktan elimizi çekemeyiz. Ziraat Fakültemiz ve kadrosu Malatyalıların bu konuda beklentilerine her zaman cevap verecek durumdadır.
Uzun yıllardan beri kenevir ekim izni verilen sayılı illerden birisi Malatya’dır. Ancak bugüne kadar bu konuda her hangi bir girişimde bulunulmamıştır. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak, endüstriyel kenevir ekimi ve bilimsel projeler için çalışmalarımızı başlattık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına bilimsel destek vermek için ilk kenevir ekimimizi gerçekleştirdik.
Yine Battalgazi Yerleşkemizde Malatya yöresi için verimi yüksek badem yetiştiriliyor. Çiftçilerimiz bademi alternatif ürün olarak düşündüklerinde bu konuda da destek ve katkı alabilirler.
Remzi HAYTA: Kayısı konusunu sürekli gündemde tutuyorsunuz. Bu başarınız ödüllendirildi. Bu konuda da görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Rektör Prof. Dr. Aysun BAY KARABULUT: Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak 2 yıl içinde kayısı için 5 ayrı bilimsel çalışma da bulunduk. 29 Aralık 2018 tarihinde Kuru Kayısı Üretimi ve Pazarlanmasında Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı düzenledik ve raporunu kamuoyu ile paylaştık. 6-10 Temmuz 2019 tarihleri arasında 17. Uluslararası Kayısı Islahı ve Yetiştiriciliği Sempozyumuna ev sahipliği yaptık. 30 Nisan 2020 tarihinde Ziraat Fakültesi Öğretim Üyeleri Kayısıda Çiçek Monilyası konusunda e-çalıştay yaptık ve raporunu kamuoyuna açıkladık. 12 Mayıs 2020 tarihinde Covıd-19 Sürecinde Kuru Kayısı ve Tarım Sektörü konulu e-panel düzenledik ve sonucunu kamuoyu ile paylaştık ve son olarak Tarım ve Ormancılık Bakanlığı’nın Bitki Listesine kayısı çekirdeğinin pozitif ürün olarak alınması konusunda Ocak 2019’dan itibaren yürütülen başvuru 7 Ağustos’ta olumlu sonuçlandı ve kayısı çekirdeği listeye alındı.
Kayısı ve Kayısı Ürünleri Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde Ocak 2020’de Kayısı Çekirdeği Prebiyotik Kayısı Ekstresi Üretim Tesisini kurmuştuk. Patenti ve bilimsel çalışması şahsıma ait olan Kayısır markası ile kayısı çekirdeği bitkisel ektresi üniversite bünyesinde seri üretime başlıyor. Aynı tesis te Kayısı Çekirdeği Kahvesi, Kayısı Çekirdeği Yağı Üretimi de yapılıyor.Benim kayısıya bakış açım her zaman tamamen bilimsel oldu. Ekonomize Dergisince 13. Geleneksel Yılın En’leri ödül töreninde şahsıma kayısı çekirdeği üzerinde yaptığım bilimsel çalışmalar ve elde edilen ürünler nedeniyle Yılın En İyi Akademik Girişimciliğe Katkı Sunan Kadın Ödülü verildi. Özellikle kayısı konusunda yaptığım çalışmalar nedeniyle böyle bir ödüle layık görülmem ayrıca beni onurlandırdı.
MALATYA FLAŞ HABER-ÖZEL
Röportajlar, 23 Ekim 2020 10:59
Yorumlar (0)