Güder: Battalgazi de köklü sorunlara neşter vurduk
Röportajlar, 04 Ocak 2021 14:38"Millete hizmet makamındayız, herkes haddini ve yerini bilerek uyum içerisinde hareket edersek bu durum hizmet olarak vatandaşlara yansır. İşçilerin hakkına göz diyen % 30 zam yapar mı? Villa projemiz ile Cemal Akın döneminde Beydağının eteklerine yapılan ucube yapıların daha fazla şehrimizi tahrip etmesini engellemiş olacağız. Köklü sorunlara neşter vurduk büyük dönüşümü yakında Battalgazi halkı da görecek." Battalgazi Belediye Başkanı Osman GÜDER, Flaş Haber İmtiyaz Sahibi Remzi HAYTAnın sorularını yanıtladı:
-Remzi HAYTA: Başkanım, göreve geldiğiniz günden beri sadece işine odaklanan, polemiklerden uzak bir yönetim tarzını benimsediğinizi, bir önceki dönemde yarım kalan projelere sahip çıktığınızı görüyoruz ki bu yönetim tarzınızda ilçenizin hızla kalkınmasına vesile oluyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Osman GÜDER: Öncelikle görevi devraldığım Başkanımıza şükranlarımı ifade ediyorum. Bizler bu makamlara millete hizmet için geldik. Millet bize,kişisel kaprislerimizi tatmin etmek için oy vermedi. Nihayetinde hepimiz insanınız hata yapabiliriz mühim olan bu hataları afişe etmek değil bunları örterek yola devam etmek. Bu prensibi kendimize anlayış kıldık. Bugüne kadar Büyükşehir Belediyemiz ile birlikte birçok ortak çalışmaya imza attık. Örneğin Battalgazi ilçesinde yeni 60 km imar yolu açarken sadece belediyemizin gücünden değil büyükşehrimizin de imkanlarından yararlandık. Uyum içerisinde hareket etmenin millete hizmet olarak yansıdığına inananlardan birisiyim. Herkes kendi yeri ve haddini bilerek hareket ettiğinde çok güzel hizmetlerin o bölgelere yansıdığını yaşayarak görenlerden birisiyim bundan sonraki süreçte de bu anlayışımız devam edecek.
Önceki dönem projelerine de dönecek olursak Selahattin Gürkan Başkanımızın bizlerden önce bir takım hizmetleri oldu, tamamladıkları oldu, zaman veya imkan artık ne derseniz diyin yarım kalan işleri oldu biz göreve gelir gelmez bunları tamamladık sadece İspendere Projemiz henüz tamamlanmadı.
Remzi HAYTA: Başkanım, İspendere demişken bu konuyu biraz açmak istiyorum. İspendere’de neler yapılıyor, projeniz hangi aşamada?
Osman GÜDER: Gerek tıp bilimdeki gelişmeler gerekse de Özel İdare döneminde şifalı su kaynağı İspendere İçmelerine yeteri önem verilmemesi nedeniyle eskiden çok fazla insanın istifade ettiği bu alan zamanla cazibeliğini kaybetmişti. Selahattin Başkan göreve geldikten sonra bölgenin kalkınması adına çok güzel bir çalışma başlatmıştı. O dönemde projenin %70’i de tamamlandı.Bizlerde göreve geldikten sonra peyzaj çalışmaları kısmını tamamladık ancak biz şifalı su kaynağından daha fazla yararlanmak istiyoruz. Bu nedenle sadece şifalı suyu içip dolaşım sistemine yarar sağlamasının ötesinde örneğin günümüzde nedeni bilinmeyen ağrıların tedavisi, cilt hatalıkları gibi çok sayıda alternatif tıp tedavi yöntemlerinin uygulandığı bir merkeze dönüştürme niyetindeyiz. Bunun için de bölgede yapılan otelin içerisinde havuzlara gelen suyu ısıtmamız lazım. Şu anda suyun sıcaklığı 25 ile 30 derece arasında. Bu ısıtmayı petrol türevi maddelerde yapmaya kalkışırsak belediye için çok külfetli olacaktı bizlerde yenilenebilir enerji kaynaklarıyla yapabilir miyiz diye araştırmasını yaptık. 2021 yılı içerisinde 3 milyon liralık bir bütçe ayırdık, Güneş Enerji Santrali kuracağız ve buradan elde edilen enerji ile ısıtma sorununu önemli ölçüde aşacağız. Önümüzdeki 4-5 ay içerisinde bölgeye gelen insanların barınabilecekleri alanları ve havuzları devreye almış olmayı planlıyoruz.
Remzi HAYTA: Başkanım, 24 Ocak Elazığ Sivrice depreminde en çok etkilenen ilçelerin başında Battalgazi geliyordu. Kaç bina hasar aldı, Gelincik Tepesine inşa edilen deprem konutları hangi aşamada, neden Gelincik Tepesini tercih ettiniz, bu konudaki eleştirilerle ilgili neler söylemek istersiniz?
Osman GÜDER: Dediğiniz gibi 24 Ocak depreminden en fazla etkilenen yerleşim bölgelerinden birisi de Battalgazi oldu. Malatya’da 20 yıl ve üzeri binaların yani eski yapı diye tabir edeceğimiz evlerin yaklaşık %70’i Battalgazi ilçesinde yer aldığından dolayı depremin ardından 2597 binada ağır hasar, 8 bin civarında da orta ve hafif düzey hasar meydana geldi. Depremin ardından ilk etapta depremden etkilenen vatandaşlarımızın barında ve gıda ihtiyaçlarını karşılamak oldu. Çeşitli kurumların işbirliği içerisinde çalıştığı bu dönemde belediye olarak üzerimize düşen ne varsa yaptık ve o gece açta açıkta hiç kimseyi bırakmadık.
Sonrasında elbette afetleri önleyemeyiz ancak tedbir alabiliriz bu bilinçle depremde evleri hasar alan vatandaşlarımızın yeni konut ihtiyaçlarını gidermek için çalışmalara başladık. Eskiden olduğu gibi gelişigüzel tarım arazilerine, orman arazilerine konut yapılmasına müsaade edemezdik. Yeni konutları öyle bir yere yapmalıydık ki başta zemini depreme dayanıklı olsun, çevreye zararı olmasın, alt merkez olabilme özelliğine sahip olsun. İşte Gelincik tepesi tüm bu şartları taşıyordu ki zaten daha öncesinde de Gelincik Tepesi gündemimizdeydi. Üniversite ile birlikte bir çalışma yaptık, bizlere zeminin kayaç yapısından dolayı çok sağlam olduğu söylendi, tarıma elverişli bir alan değil ve neredeyse yılın her günü hava kirlilik oranı sıfıra yakın. Bu nedenle Gelincik Tepesinde karar kıldık, TOKİ kayaçların elmas derecesine yakın sertliğinden dolayı bu bölgeye konut yapmaya yanaşmasa da Malatya Siyaseti ve Büyükşehrin desteğiyle kabul gördü bu alana 1553 tane 3 etap halinde konut inşa edilecek. İlk etap olan 668 dairenin bitimine kısa süre kaldı bizlerde sık sık ziyaret ediyoruz ancak bu evler tamamlansa dahi kış aylarında insanların taşınmasının zor olmasından dolayı ki zaten bu vatandaşlarımıza kira yardımı da yapılıyor taşınma işleri ertelenebilir.
Battalgazi ilçesinde bir kentsel dönüşüme ihtiyaç var bizler kentsel dönüşüm yerlerini ve alt merkezleri belirlerken, Eski Malatya YİBO bölgesinin de konut yapımına birçok açıdan uygun olduğuna karar verdik, 472 adet konutun inşası da bu alanda devam ediyor.
Gelincik Tepesi ile ilgili eleştiriler ise asla bilimsel temellere dayanmıyor. Bizler tek başımıza karar vermiyoruz, bir yeri alt merkez olarak belirlerken çok sayıda kurumun da görüşüne başvuruyoruz dolayısıyla bu alanlar ortak aklın sonucunda belirlenmiştir. Mera alanı deniliyor ancak asla mera vasfı kalmamış üstelik öyle olsa bile mahalleler arasında kalan bir alan burası yani hayvancılığa müsait değil.
Remzi HAYTA: Başkanım, villa projenizle devam etmek istiyorum. Belediye olarak Beydağ’ına Villa yapacağız deyince bazı kesimlerden eleştiriler yükseldi. Neden böyle bir karar aldınız, gelen eleştirilerden sonra fikriniz değişti mi?
Osman GÜDER: Beydağı’nın etekleri Cemal Akın’ın Belediye Başkanlığı döneminde kentsel dönüşüme maruz kaldı, o dönem hiç kimsenin tasvip etmediği ucube yapılar, şehrimizin iklim değişimine olumsuz manada ciddi etkileri oldu. Kime sorarsanız sorun bu yapıların Malatya’ya yakışmadığını sizlere söyler. Belediye olarak bizim villa yapmayı düşündüğümüz alan ise TOKİ’ye ait. Bu alanları TOKİ konut yapmak için kendi rezervine katmış. Bizim birinci amacımız Beydağı’nın bu tür ucube yapılarla daha fazla tahrip olmaması. O yüzden bu alanı TOKİ’den satın alıp villalar yaparsak hem bina külfetinden kurtaracağız hem de Beydağ’ının yeşil alana dönüşmesini sağlayacağız.
İşin diğer boyuta gelece olursak, biz fakir fukaranın her zaman yanındayız ama dengeleri de gözetmek zorundayız. Bakınız, tüccarların büyük bir kısmı gelirleri Battalgazi sınırları içerisinde elde ediyor ancak konut ihtiyaçlarını farklı bölgelerden karşılıyor. Bir süre sonra bu göçü engelleyemezsek nasıl zaman içerisinde çevreyolu altı ile üstü gibi bir fark oluştuysa Battalgazi için de benzer olumsuzluklar yaşanabilir. Bu insanların da Battalgazi’de ikamet etmelerini sağlayacak alanları oluşturmamız gerekiyor. Biz demiyoruz ki belediye olarak villa konutları biz yapalım, müteahhitlerde yapabilir, oturup konuşuruz.
Remzi HAYTA: Başkanım,Belediye sınırları içerisinde iki üniversiteyi barındıran bu yönüyle şanslı bir ilçesiniz. Üniversiteler ile diyaloglarınız nasıl?
Osman GÜDER: Önceki dönemlerde tıpkı askeri tesisler gibi üniversitelerde şehirden kopuk kendi iç dünyalarına hapsolmuş, akademik çalışmalarla ilgileniyorlardı.Ancak üniversitelerimizin dünya sıralamalarında peki bir başarı elde edemediğini gördük. Şu anda belediye, üniversite ve sivil toplum kuruluşları olarak ortak çalışmalar yapmaya çalışıyoruz ancak yeterli düzeyde değil. Belediye olarak üniversitelerimize fiziki destekler sunuyoruz, bazı projelerimizde ortak hareket ediyoruz ancak benim arzum üniversitelerin daha fazla topluma ve sivil hayata açılması. Örneğin makine mühendisliği bölümünün hocalarının organize sanayi bölgelerinden çıkmaması, bilgi ile tecrübeyi birleştirmeleri lazım.
Gençlik merkezlerimizde eğitim fakültesi öğrencilerinin buralara gelerek kardeşlerine ders vermesini hem bu vesileyle mesleki tecrübelerine katkı sağlamalarını hem de gelecek nesillerimizi yetiştirme projemiz vardı pandemiden dolayı ertelendi. Üniversiteler ile iç içe vatandaşlarımız için birlikte hareket etme çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Remzi HAYTA: Başkanım, 2020 yılında bir taraftan belediyenin gelirleri azalırken diğer taraftan masraflarınız arttı. Kamuoyunda, kısmı çalışma ödeneğinden yararlanmak suretiyle işçilerin haklarını yediğiniz yazıldı çizildi. Kısmı çalışma ödeneğinden yararlanmak suç mu, işçilerin hakkını yediniz mi?
Osman GÜDER: Gelincik Tepesi projemizi eleştirenler nasıl bilimden uzak eleştiri yapıyorsa bu konuda da her iki tarafı dinlemeden konuyu dile getirdiler. Öncelikle, 2020 yılında önce deprem afetine maruz kaldık, akabinde pandemi sürecine girdik, halen de mücadelemiz deva ediyor. Battalgazi ilçesi, 13 ilçenin merkezi konumunda, gündüz nüfusu 500 binlerin üzerine çıkıyor. Böyle bir ilçede pandemiyle mücadele etmek hiç de kolay değil. İnsandan insana bulaşabilen, dolayısıyla hijyenin çok önemli olduğu bir süreçte temizlik personellerimiz bir taraftan açık hava pazarlarını temizlemekle meşgul diğer taraftan otobüs durağı v.s gibi ortak kullanılan alanlarının temizliği, 500 bin insanın kullandığı caddelerin, meydanların hijyeni sağlanmalı. Tabi temizlik personeli olan arkadaşlarımızda doğrudan halkın içerisinde yüksek risk altında çalışan insanlar. İçlerinde pozitif olan da var, karantina da olan da izinli olanda. 400 temizlik personelimizin aynı gün 100 tanesi haftalık iznini kullanabiliyor, bir kısmı hasta bir kısmı da karantina da olunca çok az personelle devasa alanı temizlemek için kısmi çalışma koşullarına uyulmadığı günler olabilir ancak burada önemli olan toplum sağlığı.
Diğer taraftan belediyenin kasasından bir kuruş fazla çıksa da bu para milletin, az çıksa da milletin burası benim şahsi belediyem değil ki kul hakkı yemiş olayım.
Ayrıca Şöyle izah edeyim, ilçe nüfusunun önemli bir kısmı gündelik işlerde çalışıyor yani vatandaş sabah evden çıkıyor akşama kadar çalışıyor ne kadar kazanç elde ettiyse filesini doldurup evine dönüyor. Pandemi sürecinde bu insanlar çalışamadılar. Depremde biraz önce rakamları verdim 2597 yapı ağır hasar aldı evlerinden oldular. Bu süreçte ciddi bir destek de olmadı, belediye olarak kendi yağımızda kavrulmaya çalıştık. 40 bin aileye gıda yardımı yaptık, pandeminin başında maske dağıtımı yaptık, dezenfektan tüketimi oldu tüm bunları kendi imkanlarımızla sağladık.
Kısmı çalışma ödeneğinden de öyle yazıldığı gibi sadece Ak Partili Belediyeler değil hatta en fazla CHP’li Belediyeler yararlanmıştır. Genel olarak Cumhurbaşkanımızın kısmı çalışma ilkesine uyum gösterdik, öyle olmasaydı zaten belediye hastalığın yayılım merkezi olurdu ancak zaman zaman temizlik işçileri arkadaşlarımıza fazla mesai yaptırdığımız oldu burada da toplum sağlığını gözetmek zorundaydık ki hepsinin mali açıdan hakları da ödendi. Bu süreçte 15 gün sigortaları yaptı ancak maaş açısından hiçbir kayıpları olmadı. Emeklilik yaşının her geçen gün arttığını da düşünürsek bu durum da onları fazla etkileyemeyecek.
İşin öteki boyutu, Battalgazi Belediyesi olarak geçtiğimiz günlerde toplu iş sözleşmesini imzaladık ve işçilerimize %30 zam yaptık. İşçilerin hakkını gözetmesek en fazla artışı biz yapar mıydık? İşçilerimiz bizden, biz de onlardan razıyız.
Remzi HAYTA: Başkanım, sosyal belediyecilik anlayışına da çok önemsiyorsunuz. Bu konuda belediye olarak neler yapıyorsunuz?
Osman GÜDER: İlçenizin sosyal dokusunu biliyorsanız sosyal belediyecilik konusunda önemi bir mesafe kat etmiş oluyorsunuz. Uzun yıllardır siyasetin içerisinde yer alan birisi olarak bu anlamda ilçemizin sosyal dokusuna hakimim. Biraz önce dediğim gibi vatandaşlarımızın önemli bir oranı geçimini gündelik işlerle sağlıyor. Pandemi döneminde iş yapamayınca bu durum ister istemez psikolojilerini olumsuz etkiliyor. Kişinin bozulan psikolojisi, önce bireyi sonra haneyi, mahalleyi ve nihayetinde ilçeyi etkiler. Bunu bildiğimiz için tek tek evleri ziyaret ettik, bir ekmeğimiz varsa yarısını sizlerle paylaşacağız, kimseyi açta açıkta bırakmayacağız dedik. Uzun süre okullarından uzak kalan öğrencilerimiz için, onların aileleri için dergiler hazırladık dağıtımını yaptık. Bu süreçte 40 bin ailemize gıda yardımı yaptık ancak bizlerin hayır çarşısını bilmeyen, haberdar olmayan, ya da buralardan faydalanamayan vatandaşlarımızın tespiti için de muhtarlarımızla ve mahalle temsilcilerimizle iletişime geçtik. İnsanlar dar gününde yanlarında olanı da yapılan yardımı da unutmazlar. Ki Yüce Allah’ımızda kim bir Müslüman’ın derdini , sıkıntısını giderirse ben de onun sıkıntılarını gideririm diyor. Bu anlayışla bu zorlu süreçte dayanışma içerisinde elimizden geldiği kadarıyla her haneye ulaşmaya çalıştık.
Cumhurbaşkanımızın çok önemsediği katılımcı belediyecilik anlayışı doğrultusunda esnaflarımızı ziyaret ettik, talep ve sıkıntılarını dinledik, belediye olarak yapabileceklerimizi yaptık. Yardımlaşma, paylaşma, dayanışma konusunda tüm insanlığa örnek olabilecek bir milletiz. Geçtiğimiz günlerde 80’ler dizisini izlerken eve misafir olarak akrabaları geliyor ve balık pişiriyorlar. Hane sahipleri balıklar pişer pişmez bunu şu komşuya ötekini şu komşuya verip geliyorum diyor. Balık pişiren akrabalar eyvah bu balıklar bize yetmeyecek diye düşünürken komşuya giden her tabağın geri farklı yemeklerle dolu olarak geldiğini görüyorlar. Bu anlayış var olduğu sürece her türlü zorluğun üstesinden geleceğimize inanıyorum.
Remzi HAYTA: Başkanım, örnek bir kadın kooperatifi kuruluşunuz var. Kooperatif bünyesinde neler yapılıyor bilmeyenler için biraz burada yapılan çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Osman GÜDER: Tabelanın ötesinde içi dolu, örnek çalışmalara imza atan bir kadın kooperatifimiz var. Bir defa kadın, anne ailenin temelidir. Kadının aile içerisinde önemini bildiğimiz için akşama kadar evinde vakit geçiren bayan kardeşlerimize neler yapabiliriz diye düşündük ve bu minvalde kooperatifimizi kurduk. Arkadaşlarımız kapı kapı dolaşarak hanımlara kooperatifimizi tanıttı, neler yapabileceklerini sordu, doğrudan üye olup olmayacaklarını ya da nasıl destek sunabileceklerini danıştı. Neticesinde projemiz hazırlandı ve Fırat Kalkınma Ajansı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını nezdinden sadece bizim projemiz kabul gördü. Gerçek manada amacın yerine getirildiği ifade edildi. Müfettiş arkadaşlarımız geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğinde çalışma şekli itibariyle bölgenin en işlevsel ve örnek alınması gereken kadın kooperatifi olduğunu beyan ettiler.
Kadın Kooperatifi bünyesinde kadınlarımız evlerde yaptıkları ürünleri satarak küçük de olsa aile bütçesine katkı sağlıyorlar. E Ticaret üzerinden satış yapabilen Malatya’da tek kadın kooperatifiyiz. Civar illere tatlı siparişi yapan hanımlarımız bile var. Ev hanımlarımızın üretime, ticaret hayatına dahil olma ve aile bütçelerine katkı sağlamaları bizler de mutlu ediyor. Onların gözlerinde ki o mutluluğu görünce en isabetli hizmetimizin bu olduğunu düşünüyoruz.
Remzi HAYTA: Başkanım son olarak yeni yıl mesajınızı öğrenebilir miyiz? Neler söylemek istersiniz?
Osman GÜDER: Belediye yönetmek bir ekip işidir, başarı ya da başarısızlığınız ekiplerle ortaya çıkar. Göreve geldiğimizde düzgün işleyen yapıyı koruyarak, yarım kalan projeleri tamamlamak suretiyle kalıcı problemlere neşter vurmak niyetiyle yola çıktık. Gelinen nokta itibariyle kentsel dönüşüme başladık, imar sorununu çözdük, yeni cazibe merkezlerinin temellerini attık.Önümüzdeki yıllarda yapılan hizmetleri Battalgazi halkı bariz şekilde görmüş olacak.
Öte yandan makamdan güç alan değil güç katan kişiler olmalıyız. Aksi taktirde makam elden gittiğinde siz de bitersiniz. Basın için de aynı kural geçerli, geçtiğimiz günlerde Allah Rahmet Eylesin Gazeteci Akif Çelik’i kaybettik hepimiz bir aile yakınımızı kaybetmişçesine üzüldük. Böyle izler bırakmak lazım ardından, iftira ve karalamalarla bir yere varanı ben daha görmedim.
Vatandaşlarımıza yine maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarını hatırlatacağım. Alınan tedbirler sayesinde vaka sayılarında ciddi azalmalar var bu durun bizi rehavete düşürmesin. Temennimiz 2021 yılının ülkemiz için her anlamda güçlendiği bir yıl olması. Herkese sağlıklı, huzurlu ve mutlu yıllar diliyorum.
Röportajlar, 04 Ocak 2021 14:38
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!