Malatya'da 1930'larda kamu hizmeti amacıyla yapılmış ve sayıları fazla olmayan erken dönem yapıları depremi az hasarla atlatmış görünüyor. Kuşkusuz yitirilmiş binlerce canın acısı yanında buna fazla sevinecek halimiz yok. Ancak, yapıların özenle ve kuralına uygun biçimde yapılmış olmasının önemi, can güvenliği konusundan bağımsız değil.
1944 yılında yanan lise binasının yerine yapılan lise binası da (şimdiki Atatürk Ortaokulu) ayakta. Babam ile annemin de öğrenim görmüş oldukları bu lisenin ortaokul bölümünde ben de okumuştum. Ortaokulu bitidiğimizde, lise bir kaysı bahçesi üzerinde yapılan yeni binasına taşınıp Turan Emeksiz Lisesi olunca, onun ilk öğrencileri olmuştuk.
Ortaokul son sınıfı, ana caddenin karşısında yer alan ve o sıralar "ek bina" olarak anılan, 1930'larda Türkocağı binası olarak yapılan, sonradan Halkevi binası olarak kullanılan binada okumuştuk. Binanın her tarafı, bakımsızlıktan dökülüyordu. Bizim okuduğumuz sınıf arkada ve bodrumdaydı, burada bir taşın yerinden çıkması sonucu oluşmuş, bahçenin göründüğü bir delik vardı. Okulun muzip öğrencileri, ders sırasında o delikten bağırıp kaçarlardı. Depremde, o hali hatırlayıp, şimdilerde Atatürk Müzesi olarak kullanılan binanın da yıkılmış olduğu endişesi yaşadım. Yerinde duruyormuş.
Onun karşısındaki, Lise binasına komşu Gazi İlkokulu da, erken cumhuriyet dönemi yapılarından. Malatya'nın en karakteristik yapılarından biriydi. O depremi atlatmış ama hükümet binası epey hasarlı görünüyor. Osmanlı son dönemi yapısı "Teze Cami" daha da kötü durumda. Osmanlı dönemi yapılarından, yakınlarda kubbesi yenilenen Taşhoron Kilisesi de az hasarlıymış. Yine erken dönem yapılarından olan, ortaya çıkışı şehrin tarihinde bir dönüm noktası sayılan, sayısız anılarımızı barındıran gar binası da sağlamlar arasında.
Malatya "tarihi bina" açısından biraz talihsiz sayılabilir. Şehir merkezi 19. yüzyıl başlarında yer değiştirince, yeni şehirde kamu binası fazla yapılmamış, eski şehirdeki (şimdiki Battalgazi) Selçuklu'dan beri gelen kamu binaları ve dini yapılar ise bakımsız kalmış. Bunlara ancak yakın yıllarda el atılabildi. Bir de insan eliyle yıkım var. Bunun tipik örneği de, "üstünde savaş olmayan yer tarihi eser sayılmaz" gerekçesiyle yok edilen taş yapı eski kapalıçarşı olmuştu.
Haber, 04 Mart 2023 20:15
Yorumlar (0)