Alişan Hayırlı

Basak Köyü’nde bir aşk hikâyesi…

21 Haziran 2024 23:27

Basak Köyü’nde bir aşk hikâyesi…

Basak Köyü’nde bir aşk hikâyesi…

Yine sıradan bir fotoğraf… “Eşeksırtında hanımını götüren fedakâr eş” temalı az mı fotoğraf çekilmiştir. Bu fotoğrafı diğer benzerlerinden ayıran fark nedir acaba? Bunu ancak fotoğrafı çeken kişi görebilir. Çünkü bu fotoğrafı çeken kişi (yani ben) çekmekle yetinmemiş, bu yaşlı köylü çiftle mutlaka sohbet etmiş, dertlerini dinlemiş, ikramını kabul etmiştir.

Peki, nedir bu fotoğrafın hikâyesi? Sizi fazla merakta bırakmadan anlatayım.

Erkek kahramanımız Basak Köyü’nde “Çavuş” lakaplı İsmail Arayıcı… 81 yaşında, üstelik dizlerinden rahatsız… Bahçesi ile evi arasındaki mesafe tam 2,5 kilometre… Üstelik tırpan da omuzunda… Üstelik yokuş… Üstelik öğlen sıcağında… Üstelik 5-6 saat tırpanla ot biçmiş…

Sen bu halde kalkacaksın, hanımı Fatma teyzeyi eşeğin sırtına koyacaksın, kendin de yaya olarak yola düşeceksin. Bu nasıl bir sevgi, bu nasıl bir aşk, bu nasıl bir saygı… Ve bu nasıl bir fedakârlık?

Basak köyündeki antika eşyalarla süslü evin fotoğrafını çekerken, bir baktım aşağı yoldan tıpış tıpış geliyorlar. Aman Allahım, dedim, işte yakaladım, işte aradığım fotoğraf! Birden cep telefonunun kamerasını sola çevirdim. Ve herkesin gıpta ile helal olsun, diyerek seyredeceği görüntüleri işte bu şekilde kayda aldım.

Ya tepki gösterirlerse, ya bana kızarlarsa?

Kızmak mı?

“Köyümüze hoş geldin, yabancısın galiba, öğlen arası acıkmış ya da susamışsındır, gel bize gidelim, seni misafir edelim, Allah ne verdiyse yiyip içelim” demez mi Çavuş İsmail dayı… Leyla ile Mecnun gibi giderlerken, arkalarından öyle bakakaldım… Gıptayla, sevinçle… İçim bir hoş oldu… Yok, hayır, dünyada hâlâ iyi insanlar var, temiz aşk hâlâ yaşıyor, sevgi çiçekleri hâlâ açıyor, güzellik hâlâ dünyayı terk etmemiş, insanlık hâlâ ölmemiş… Sevda, tutku, muhabbet hâlâ hüküm sürüyor şu kirlenmiş dünyada, dedim…

Şöyle düşündüm, sanat bu galiba dedim, kimisi sevginin şiirini, romanını yazar, fotoğrafını çeker, resmini yapar, müziğini besteler, heykelini inşa eder, filmini çevirir, kimisi de bu sevgiyi yaşar ve yaşatır.

Selam olsun altın kalpli, hassas ve ince ruhlu, içi sevgi dolu kahramanımız Çavuş İsmail Dayı’ya… Selam olsun Basak köyünün sakinlerine!

İsmail Dayı ve Fatma Teyze böyle mutlu, ben de bu mutluluğu belgelediğim için böyle mutluyum.

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

İstanbul’da kalender bir esnaf: Pala Dayı
30 Ağustos 2024 23:27

Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur: 40 yıl sonra gelen tarihi buluşma
15 Temmuz 2024 23:27

Bir tarihi konak, bir tarihi adam
29 Nisan 2024 23:27

Hamido neden şehit edildi?
21 Nisan 2024 23:27

Nerede o annemin yaptığı bilikler!
12 Şubat 2024 23:27

Bana eski şehrimi verin, yenisi sizin olsun
26 Ocak 2024 23:27

Var mı itirazı olan?
07 Ocak 2024 23:27

Sandıktan çıkan bir fotoğraf
27 Aralık 2023 23:27

Sancımız hafif mi, orta mı, ağır mı?
17 Aralık 2023 23:27

Hasta oldum
13 Aralık 2023 23:27

Bir yangının külünü yeniden yakmayın!
09 Ağustos 2023 23:27

Verçenik Yaylası Kaçkar Dağlarında bir Malatyalı
06 Ağustos 2023 23:27

Şavşat Karagöl ve Tuğra Otel
02 Haziran 2023 23:27

Bilmezdik
13 Nisan 2023 23:27

Altaylar’dan Banazı’ya halı ve kilim sanatımız
03 Şubat 2023 23:27

Tüm Yazılar