Ali Ekber Pekşen

ÇOK ŞEYE YETİŞMEK LAZIMDI!

11 Şubat 2025 13:18

Çok şeye yetişmek lazımdı. Çok şey ile anlatılan; bazen tanımlı bir iş, bazen ulaşılması gereken yer ya da birileri için bir şey yapmak olur. Bazen de nedeni bilinmeyen ve dahi nedeni sorgulanma gereği duyulmayan, sonucunu tahmin edebilmenin imkansız olduğu yükümlülükler üstlenmek. Anlam ve önemi bilinmeyen anma, kutlama, yas günlerine katılmak. Ne için bu uygunlukta kutlanması, anılması gerektiği bilmeyen zamanların ve faaliyetlerin bileşeni olmak.

Buradaki çok kavramıyla anlatılanın ölçü birimi de söz konusu değil. Herhangi metrik sitemle anlatılan değil. Onluk, ikilik, beşlik veya herhangi bir başka sayı sistemi ile de tanımlanmaz. Matematik ve fizik kurallarıyla açıklanmaz, mantıklı hiçbir gerekçeye dayandırılmaz.

İnsan kişiliğinin oluşması ve temellerinin atılmasında; bebeklik ve ilk çocukluk dönemlerinin çok önemli bir yerinin olduğu konusunda tüm bilim çevreleri hemfikirdir. İlk çocukluk dönemiyle başlayıp, ergenlik ve gençlik evrelerinde, eğitim sistemi aracılığıyla ve eğitim sisteminin farklı bileşenleriyle bu temeller sağlamlaştırılır. Yetişkinlik çağında hayatı belirleyen ilişkiler bütününün parametreleri, bu dönemlerde bileşeni, tarafı olunan tüm yaşanmışlıkların ürünüdür. Bir bakıma, kişinin insanlaşma süreci olarak adlandırılabilecek faaliyetler bütünüyle ortaya çıkan durum.

İnsan hayatının en verimli ve anlamlı şekilde yaşanması gereken yılları olan ilk çocukluk, ergenlik ve gençlik dönemlerinde yaşanacakların belirleyenleri, aile ve içinde yaşanılan sosyal çevre, devletin belirlediği ve sınırlarını çizdiği eğitim sitemi ve diğer tüm bileşenlerdir. Aile, sosyal çevre ve devlet aygıtı, insan hayatının nasıl olması gerektiği konusunda mutabıktır. Aralarında zımni bir sözleşme varmış gibi katı tutumlar alırlar. Bir nevi muhafazakarlıklarıyla ön plana çıkarlar. Bu kurumların kuralları vardır ve bu kurallara bağlılık esastır. Bunların çoğu tartışmaya açık değildir. 

Bu kurumların sınırlayanları, genellikle ve çoğunlukla muhafazakarlıklarının ürünüdür. Gelenek-göreneklerin vazgeçilmezliklerini, inanç sisteminin ve devletin kutsallıklarının mecburiyetlerini yetişmekte olan her çocuk dikkate almak zorundadır. Vazgeçilmez ve mutlak bilinmesi ve uyulması gerekenler; semboller, heykeller, tapınaklar, marşlar gibi kutsal atfedilen kavramlarla kazınır çocukların hafızalarına. Nedeni, niçini, anlamı ve önemi bilenmeyen bu tür faaliyetlerin koşuşturmasıyla geçen, kutsallığı nedeniyle sorgulanmadan tabi olunan bu hayatları yaşayan insanlardan mürekkep bir toplumda, esenlikler içinde yaşamak, nafile bir beklenti olsa gerek.

İlk çocukluk, ergenlik ve gençlik dönemlerinde geleceği belirleyen en önemli kurum, devletin kontrolünde olan eğitim sistemidir. Eğitim sistemi, okullarda yürütülen örgün eğitim faaliyetleriyle, bireyin gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Örgün eğitime başlama yaşına gelen her çocuğun ilk tanıştığı kurumlar. Okullar; fiziki yerleşimi ve işlevleriyle, aile ve sosyal çevrede başlayan sınırların, devlet aracılığıyla belirlendiği sistematik yapılardır. 

Okullar çoğunlukla ve genellikle; insanın boyunu aşacak yükseklikte,  metal korunak ya da engellerle güvenliği artırılan, beton veya taş duvarlarla çevrili ve demir sürgülü kapılarla girilen bahçelerin içerisine yerleştirilen ve çoğu gri renkli beton yapılar ve bu yapılardaki işleyişi belirleyen kurallar bütünüdür. Eğitim ve öğretim faaliyetlerine katılmak üzere bahçesi girildiği andan itibaren günlük hayatla taban tabana zıt uygulamaların hayat bulduğu mekanlar.

İnsana arkasından bunca koşturan şey neydi acaba?  Bunca koşuşturmaya değer miydi? diye sorgulamadan arkasından yetişmeye çalışılan şeyler. Bilinmezler yığını bir tümülüs gibi. Hazine arayıcılara iş düşüren tümülüs misali. Belkilerle insan muhayyilesinde yaratılan bilinmezleri arama. 

Çoğunlukla ilk çocukluk döneminin en heyecanla ve coşkuyla yaşanacak yıllarını; vatan, millet aşkı, inancın kutsallığıyla kuşatan laf kalabalıkları. Anlam ve önemini idrak edecek olgunluğa ulaşmadan, o baskıyla biçimlenen hayatlar.

Oysa; zamanın ve mesafenin etkilemediği aralıkları katederek yapılan yolculuğu; niçin konulduğunu dahi anlamadığımız bariyer gibi gereksiz kurallar olmadan, kutsallarla sınırları çizilmeyen şekilde sürdürmek hayatı daha anlamlı kılar ve kişi yaşadıklarını da sahiplenir.

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

AZ GELİŞMİŞLİK SARMALI
02 Şubat 2025 13:18

BURUK SEVİNÇ (Mehmet Emin Turgut)
02 Kasım 2024 13:18

TOTALİTARİZM ÇIKMAZ SOKAKTIR
14 Ekim 2024 13:18

TOTALİTARİZM ÇIKMAZ SOKAKTIR
07 Ekim 2024 13:18

BABAMIN ÖLDÜĞÜ YAŞTAYIM
19 Eylul 2024 13:18

TOTALİTARİZMİN NORMALİNDEN KUTULMALIYIZ
09 Eylul 2024 13:18

İNSAN, MERAK ve ÖĞRENME
29 Temmuz 2024 13:18

POPÜLİST YÖNETİM – VASATLAR CENNETİ
25 Haziran 2024 13:18

KIRMIZI PERÇEMLİ
19 Haziran 2024 13:18

EĞİTİM SİSTEMİNİN HAZİRAN SENDROMU
30 Mayıs 2024 13:18

DEVLETİN EĞİTİM FELSEFESİ ve YATILI OKULLAR
29 Nisan 2024 13:18

EĞİTİM YÖNETİMİ ve BAŞARIDA ÖĞRETMEN ROLÜ
27 Nisan 2024 13:18

EĞİTİM SİSTEMİNDEN BEKLENTİLER
15 Nisan 2024 13:18

MÜESSES NİZAMIN KORUYUCUSU EĞİTİM SİSTEMİ
23 Mart 2024 13:18

EĞİTİM SİSTEMİNİN TARİHİ AÇMAZLARI ve MÜFREDATLAR
20 Mart 2024 13:18

EĞİTİM SİSTEMİNİN TARİHİ AÇMAZLARI ve MÜFREDATLAR
08 Mart 2024 13:18

KADIN HAKLARI
03 Mart 2024 13:18

ALIŞKANLIK, UNUTMA, HATIRLAMA
12 Şubat 2024 13:18

TÜRKİYE ZOR GÜNLER YAŞAMAKTA
01 Şubat 2024 13:18

POPÜLİZM ve OTORİTER YÖNETİMLER
08 Ocak 2024 13:18

EĞİTİM SİSTEMİ SORUNSALI
25 Aralık 2023 13:18

EĞİTİM AYKIRI RENKLERİ GÖREBİLMEKTİR
04 Aralık 2023 13:18

EĞİTİM AYKIRI İNSANLAR YETİŞTİRMELİ
09 Kasım 2023 13:18

OKULLAR ve NİTELİKLİ EĞİTİM
12 Eylul 2023 13:18

BİR ÖLÜM VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
25 Temmuz 2023 13:18

HERKESLEŞME
03 Temmuz 2023 13:18

RUHUMA DOKUNAN FİLMLER
02 Haziran 2023 13:18

SIRADANLAŞMA
02 Haziran 2023 13:18

BİREYİN EĞİTİMİ VE 'KENDİSİ' OLMASI
27 Şubat 2023 13:18

Tüm Yazılar