O güzelim köyleri gidin görün nasıl bitirdiğimizi ...
Malatya kenti, çok geniş bir ovanın kuzeyiyle, kuzeybatı ve kuzeydoğusunu çevreleyen sıradağları eteklerin kurulmuş. Fırat nehri ve üzerine kurulan Karakaya barajı var. Dağlardan inen sayısız akarsuyun Derme suyu, Horata, Babıktuda kaynaklar, Pınarbaşı ve Tohma ırmağı'nın sayesinde zengin su kaynakları ile bölgenin çukurovasıdır . Eski Malatya , Yeşilyurt ve köyleri( Mahalleleri) bahçeleriyle, tarlalarıyla yemyeşil bir görüntü sergiliyor. Burada yetişen kayısılar, armutlar, şeftaliler, üzümler, sebzeler karpuzlar, kavunlar, domates, biber, patlıcan vb. bölgenin en beğenilen ürünleridir . Baraj gölünde modern kafes balıkçılığı yapılmaktadır
Battalgazi İlçesi; Malatya İlinin Kuzey Doğusunda, yer almaktadır. Doğusu: Elazığ İli (Bugünkü Karakaya Baraj Gölü) sahili vardır.Deniz seviyesinden yüksekliği 900 metredir. Yer şekilleri bakımından Güneydoğu Torosların devamı olan Beydağlarının çevrelediği Malatya Ovasının kuzeyinde yer almaktadır. İlçe tarımsal sahaların çok olduğu geniş bir ova üzerine kurulmuştur. İlk yerleşim yeri surlar içerisinde olup, çoğunluğunu eski yapılar oluşturmaktadır. Dağınık bir yerleşmeye sahip olan İlçenin evleri tipik köy evi niteliğindedir. Evlerin çoğunluğunun bahçe içerisinde yapılmıştır.
Malatya merkez ve Battalgazi ( Eski Malatya) ilçesi son yıllarda diğer şehirlerden, özellikle Adıyaman ve Şanlıurfa’dan büyük ölçüde göç olmakta ve çevre illerden gelen vatandaşlar “yarıcılık usulü” ile yerleşmektedirler.
Malatya ile Battalgazi( Eski Malatya), Çolakoğlu Mahallesi, arası mesafe 17 km.dir. Çolakoğlu mahallesi İlçeye 5 km.dir.
*****
Sıcak bir Malatya sabahında güneş ışıklarını yeryüzü için yolluyordu…13 Mayıs 2021 Ramazan Bayramının arife günü. Battalgazi / eski Malatya'dan Yarımcahan'a doğru tepeden arabamla inerken yolun sağında ve solunda, incir, dut ve kayısı ağaçları içtimaa çekilmiş askerler gibi yanyana dizilmişlerdi. Meyve bahçeleri arasında insan emeği ile meydana getirilmiş yeşil denizde yol aldım. Bahçelerin içinde tek katlı evler yeşillikler içinde .Etrafı meyve-sebzelerle dolu olan tarlalar vardı. İnsanlar yavaş yavaş işlerine koyulmaya başlamıştı. Arabanın camını açtım . düşük vitesle gidiyorum. İğdeler çiçek açmış. Arabanın içi iğde kokusu doldu.
Az sonra Karakaş köyünü gördüm. Yolun kenarındaki İncir ağacının altında arabayı bıraktım. Kafamı havaya kaldırdığımda gökyüzünde tek bir tane bile bulut olmadığını gördüm.
Bu köy; yemyeşil olmasının yanı sıra çok temiz bir havaya sahipti... Güneş yeni doğuyordu. Sabah serinliğinde temiz havayı ciğerlerime doğru çektim. Horozların sesleri geliyordu...
Bahçe kapısından içeri girince çevreye mis koku saçan, insanın ruhuna enerji katan bir güzellik. Pembe rengi ve yoğun kokusu ile karşılaştım. Ramazan Beyin bağ evinde bulunan iki kızı ve eşi ile birlikte üzüm asmasının altında gül bahçesinin karşısında sohbet ettik. Oldukça güzel bir zaman geçirdik. Hele evin öğretmen kızı Pembe ile öğretmenlik sohbeti bir başka güzeldi. Evin üç oğlu bir kızı daha vardı. Hepsi üniversite mezunu. Kimisi doktor, mühendis, sağlık memuru, öğretmen , avukat olmuştu. Doktor olan Malatya Fen lisesinden öğrencimdi . Urfa'dan yıllar önce getirdikleri kokulu reçellik gülleri evin iki kızı anneleri ile birlikte toplayıp bana verdiler...
Benim için toplanan bir torba dolusu reçellik gülü alıp ,gezinin ikici etabı İçin Çolakoğlu köyüne haraket ettim. Arabanın içi artık gül kokmaya başladı...
***
Çolakoğlu mahellesinde oturan gençlik arkadaşım Kredi Yutlar kurumunda yıllarca yöneticilik yapan emekli olan tarihçi araşırmacı -yazar Mustafa Çolakoğlu'na Tlf' ettim. Köyde olduğunu , Caminin önünde beni beklediğini söyledi.
Karakaş köyü ile Çolakoğlu köyü arası 3 km. lik asvalt yolun iki yanı kayısı bahçeleri , Buğday, arpa tarlaları vardı. Nisan yağmuru yeterli yağmadığından buğdaylar, arpaların başakları zayıf görünüyordu... Köyün girişinde yıkık virane halde bulunan eski su değirmenin önünden geçtim. Tel örgü ile çevrilmiş mezarlıktan sonra köyün girişinde yolun solunda bir futbol sahası , köyün çocuk parkı ve onların arkasında bir binanın önünde iki direğin birinde Türk bayrağı, diğerinde sağlık ocağının resmi bayrağı dalgalanıyordu.
Köyün ilkokulu depremde hasar görünce kapatılmış.
Taşımalı Eğitimle okulun öğrencileri Fatih Ortaokulu, Şehit Erdal İlkokuluna gitmektedir. Eskiden köy olan Büyükşehir Belediyesi olunca mahallelere gittiğimde atıl durumda olan köy okullarını gördükçe içim parçalanıyor. Köylerin yeniden aydınlanması adına bu okulların açılması gerekir. Köy okulları kapandıktan sonra köylerde bayrak dalgalanmıyor, andımız okunmuyor. Artık o okul bahçelerinde, sınıflarda Atatürk'ün büstü yok. Öğrenci cıvıltıları duyulmuyor. Ben emekli bir öğretmen olarak bu duruma çok üzülüyorum.
Emperyalist bir propjeyle önce tarımı bitirildi. Hayvancılığı bitiririldi. Fabrikaları kapatıldı. Göç başladı.Köyleri insansızlaştı. Köy okulları birer birer kapandı. En sonunda taşımalı eğitim başladı.Böylelikle eğitim yuvaları atıl duruma düşmüştür. Bu günkü birçok sorunun kökünde köylerin boşalması ,okulların kapalı olması var.. Oysa, köylerin dokusunu bozmadan kentleşmesi gerekir. Kendi iç dinamiklerinden üretimleri gençlerin köyde kalmasını sağlayacaktır.
Arkadaşım Mustafa beni karşılamak için yola çıkmış arabaya doğru geliyordu. Hoş beş sohbetten sonra birlikte köyün camisi e gittik. Artık mihmandarım arkadaşım oldu. Köyün tarihi , gezilecek yerleri birlikte gezmeye başladık.
Osmanlı son dönemi özelliklerini yansıtan Çolakoğlu camii köyün içinde ki evlerle sırt sırta vermiştir.Tarihi caminin bitişiğine 2001 yılında yeni yapılan iki şerefeli minare göğe doğru uzunmaktadır. Şehirdeki camiler gibi apartmanların arasında kaybolmamış. Bana göre yeni yapılan bu minare tarihi küçük köy camisinin mimari özelliğine estetik görünümü olarak uyumlu düşmemiş.
Arkadaşım Mustafa'dan caminin hikayesini dinlerken evin önünde kardeşi Ali İmran'a seslendi. "Caminin anahtarını alda gel" Ali İmran 1990'yıllarda Malatya Vakıf Ortaokulundan öğrencimdi. Anahtarı getirdi .
Ali İmran Çolakoğlu
Mustafa Çolakoğlu köyün adı ile ilgili yaptığı açıklamada" 1842 tarihinde yapılan nüfus sayımında resmiyette Çolakzade köyü diye geçer,daha sonra resmiyete Çolakoğlu diye geçmiştir.Fakat halk arasında köyümüze Çöloğlu çiftliği denir. Çevre köylerde Kürtçe dili ile (Çoloğlu, Çoloğlu, çiftliği, çütlüği çoloğlu ) diye söylenir.
Mustafa Çolakoğlu
Köyün içinde terkedilmiş evlerde var. Kapıları kırık dökük, içleri viran. Kışın 30-40 aile yazın 250-300 aile köye dönüyormuş.
Caminin önünde yolun üzerinde sandalyede oturan iki adam ağızları maskeli fiziki mesafeye uyarak sohbet ediyorlar. Selam verdik ...
-Es-selamın aleyküm
-Ve aleyküm’s-selam ve rahmetullah
öğrencimle caminin içine girdik.
Köyün imamı
Köyün imamı Bingöllü Mehmet Halit Nazır'la tanıştık . İmam medrese mezunu , başında şapka, seyrek siyah sakallı, kısa boylu, zayıfça otuz yaşlarında bir adam. Dört çocuğu olduğunu iki çocuğunun engelli olduğunu, Malatya merkeze Hastahane yakın bir camiye tayin istediği halde müftülüğün yardımcı olmadığını dile getirdi . Cami kapanmasına rağmen depremden dolayı orta hasırlı caminin lojmanda kalmakta... Bayram ve cuma namazlarını caminin avlusunda kıldıklarını söyledi . Minarelerde zaten çıkılmadığından ezan merkezi sistemle okunuyormuş. İmama caminin ahşap işlemeli minberi nerede diye sordum? İmam biraz heyacanlandı. Anlatmaya başladı. "Müftülükten gelen emir caminin içinde ne var ne yok toplayın boşaltın. Muhtarla bir depoya koyun... Bizde halı ve diğer mefruşatı toplayıp Kuran Kursu binasına koyduk. "
Camiin karşısında Kuran Kursuda kapalı terk edilmiş
Ahşap mimberin tarihi değeri olmadığını, sonradan yapıldığını söyledikten sonra. " Ahşap mimberide köylünün parasal yardımıyla bir usta tutup yaptıraracaktık.Muhtar gel birlikte sökelim dedi. Muhtarla birlikte mimberi kazma ile sökerken minber parçalandı. "Minberin parçalarını Caminin odun deposuna koyduklarını söyledi. Birlikte caminin odun deposuna gittik. Minbeden kalan parçanın Fotoğrafını çektim . Müftülük kırılan parçalanan minber hakkında imama soruşturma açmış..
- ÇOLAKOĞLU CAMİSİ
Malatya Vakıflar Bölge Müdürlüğünün Raporunda Malatya, Battalgazi İlçesi; Çolakoğlu Mahallesi, Köyiçi Mevkii'de yer almaktadır . Cami tapuda 625 parsel numarasında kayıtlıdır Caminin mülkiyeti Maliye Hazinesine aittir. Kuzey- Güney istikametinde bir arazi üzerine yerleştirilmiş olan cami,bir avlu içerisinde bulunmaktadır Kuzeyinde son cemaat yeri, kuzey batısında 2001 yılında yapılmış olan iki şerefeli minare, doğusunda lojman ve levhalar ile avlu içerisinde batıda abdest alma yerinden oluşmaktadır.
Minarenin özelliği
Cami kağir olarak inşa edilmiş,.Taş ve kerpiç kullanılmış duvarlar içten ve dıştan beton sıvalıdır. Cami giriş kapısı mihrapta ve son Cemaat yerinde bulunan mihrabiyede düzgün kesme taş kullanılmıştır. Harim ve son cemaat yerinde yer alan ayaklar ile tavanları ahşap olup, zemin ise beton kaplıdır . Üst örtüsü dört yöne meyilli kurma çatı şeklinde olup kiremit kaplıdır.
Cami in Yapım Tarihi harime giriş kapısı üzerinde yer alan kitabesinde yazan H. 1309 M. 1881 yılına tarihlemektedir. Osmanlı zamanından kalma caminin eski Türkçe kabartma sülüs bir yazının, üzeri siyah yağlıboya ile boyanmış kitabesinin çevirisini arkadaşım, Mustafa Cansız TRT Antalya Radyosu'nda Prodüktör
bir daha gözden geçirerek göndermiştir
-Bâreka'llâh esâs oldu bu câmi' dîn İslâm'da
-Ana tevfîk Bârî Mazhar oldu dâr-ı a'lâda
-Beş vakitte da'vet olur mü'minîn bu mescide
-Sâhib-i hemân Hudâdır hâşâ gelen boş gide
-Çolakzâde Derviş Ağa mescidi yapdı tamâm
-Hazreti beyt-i mu'azzam kıbledir Kur'ân imân
Sene 5 Teşrin-i sâni 1307/21 R (Rebî'ü'l-evvel)
1309 (24 Kasım 1891)
*****
Yapı köyün tek camisi olup sonradan yapılan muhdes yapılar ile müdahaleler ile orijinalliği bozulmuştur.
Depremden dolayı duvarlarda çatlaklar, ahşap kısımlarda bozulmalar olduğundan caminin bakım ve onarımı yapılması gerekir.
T.C Kültür ve Turizim Bakanlığı Sivas Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulunun 13. 97. 2018 - 4489 Dosya no: 44 98. 241 kararı ile kültür korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir...
Denklaştörün kilidinin açtım.Belgelemek için Caminin fotoğraflarını çekmeye başladım.
Çolakoğlu cami hakkında duyduklarını bildiklerini anlatmaya devam etti.
Kiitaplık
" Cami Çolakzade Derviş ağa tarafından yapılmıştır.
Köyümüzün camisi 1962 yılında Seydi Ağa’nın vasiyeti üzerine bıraktığı paradan Caminin üstü komple açılmış üsten üç sıra kerpiç yenileri ile değiştirilmiş, direkleri komple değiştirilmiş, ayrıcıda Caminin üstü çatı yapılmıştır. Caminin kerpiç olan lojmanı 1980 den sonra yıkılarak, yerine iki katlı betonarmeden lojman yapılmıştır. Cami’nin bitişiğindeki Hücre 2000’li yılardan sonra betonarme yapılmıştır. Hücre denilen tek gözlü yerin geçmişte köylü erkeklerin üzerinde çok geçmişi vardır kışın orda dini sohbetler yanında, Battalgazi cengi, Aba Müslim cengi, Hz. Ali Cenkleri okunup pür dikkat dinlenirmiş. Hücre denilen yer 1961 yılında okul olarak açılmıştır.
Vakıflar bölge müdürlüğünce yaklaşık beş yıl önce tescili yapılan cami
2020 Ocak ayındaki depremde zarar görmüş olması nedeni ile, yetkililer köyümüzün camisini mühürleyip ibadete kapatmışlardır. Cuma ve Bayram namazlarını caminin avlusunda kılınmaktadır.
Çolakoğlu köylüleri olarak, bir yıldan fazla bir süredir gerekli yerlere resmi olarak müracaat etmemize rağmen hala bir arpa yolu yol alamadığımız için üzgünüm.
Köyün camisi den sonra
arabanın arkasında oturan arkadaşımın rehberliğinde.Yemyeşil bir deryanın içinde İlkbaharın güzel renkleriyle bezenmiş, manzara içinde kayboluyoruz. Virajları dönüyoruz. Toprak yolda gidiyoruz. Eski demiryolu köprüsünü karşımıza çıkınca frene bastım. Kameramı alıp araçtan iniyorum. . Bakaçtan gözümü ayırmadan eski demiryolu köprüsünü kadrajlıyorum. Başlıyorum çekmeye...
- ESKİ DEMİRYOLU KÖPRÜSÜ
Battalgazi eski tren yolu köprüsü
Alıntı: Atilla Özdemir
"Karakaya barajı yapılınca yeni demiryolu güzergahı değişir. Bu köprünün üzerine Çevre köylerin arazilerini sulama ihtiyaçlarını karşılamak için elektrikle çalışan su motopompaları ( Santrafüş) konmuştur.
***
SU DEĞİRMENİ
"Bu su değirmanı çolakzade Devriş Ağa köyün camisini yaptırdığı zaman bu değirmeni yapıp camiye vakf etmiştir 1975 yılına kadar çalışmış suların azalmasıyla devre dışı kalmıştır."
***
HAN-
"Yetiştiğimiz1960 lı yılların başında, horasan harcı ile duvarları örülmüş olup, üstü çökmüş fakat dört duvarı sağlam olan bir hanımız vardı. Büyüklerimizde duyduğumuza göre Seferberlik tarihine kadar Han işlevini görmüş olup seferberlikten sonra kaderine terk edilmiştir, Günümüzde yeri belli olup bir duvarı tahminen 70 santim yüksekliğinde olup, bir köşesi de tahminen 2 M. Yüksekliğinde olup yıkılma anını beklemektedir."
***
HÜSEYİN GAZİ ZİYARETİ ve HAN
Battal Gazi'nin babası Hüseyin Gazi'nin gerçek mezarı bilinmese de, Anadolu'da değişik yerlerde Hüseyin Gazi'nin temsili türbeleri bulunmaktadır. Sivas-Divriği, Ankara, Malatya- Battalgazi ilçesinde bulunan ve Hüseyin Gazi'ye ait olduğu düşünülen mezar ziyaretçilerini ağırlıyor
Tarihi Han'ın hemen yanında
Asırlık dut ağaçlarıiçinde önündeki ziyaretin içinde iki mezar bulunmaktadır.
Çolakoğlu "köylüleri olarak, bu mezarlar kime ait olduğunu bilmiyoruz. Ziyaret’tin batı tarafı ise eski bir mezarlık yeri olduğu bellidir. Köyümüze ait bu ziyaretin eski duvarları tahminen 1990 yılında yıkılıp bu ziyeret gelen Atabey köylüleri tarafından betonarme bir türbe Çolakoğlu muhtarın bilgisi dahilinde yeniden yapılmıştır. Ziyaret’in kapısının yan tarafında bir taşın üstünde eski rakamlarla bir tarih yazılı idi şu anda o yazılı taş ne oldu bilmiyorum. Son zamanlarda ziyarettin kapısının üstüne Hüseyin gazi türbesi tabelası asılmış, bu tabelayı kim astı, neye göre astı bilmiyorum. " dedi....
***
Mustafa bey ile birlikte köyün camisine , Hüseyin Gazi Türbesine ve eski Demiryolu köprüsüne, değirmene gittik .
Yeni demiryolu köprüsü üzerinde hemzemin geçit sorunlarını yerinde dile getirdi...Bu yerler hakkında bilgileri anlattı ben not aldım, fotoğraf çektim.
- FİDANLIKLAR ve SEDİR SERALARI
Atabey'li Sedirci İsmail
Atabey, Kadıçayırı ve çevre köylüleri arazilerinde fidancılık ve sebze sedirciliği yapmaktadır. Bu fidanlar başta kayısıı olmak üzere badem, şeftali, dut, erik, hurma, iğde, armut, elma vb. süs bitkileri yetitirilmektedir. Ürettikleri fidanlar tırlarla yurt dışına ithal edilmekte ve yurtiçinde pazar bulmaktadır...
KÖYÜN SORUNLARI
-Köye yeniden İlkokul yaptırılması
-Köyün Tarihi camisinin resterosyonunun ivedilikle yapılması.
-Ata Ocağı Sanat ve Kültür evi kurulması,(müze, kütüphane, İnternet salonu, kurs odaları, konferans salonu, muhtar odası vb)
-Köye aile hekimi gibi aile ziraat mühendisi, aile Veterinerlerinin olması.
- Köy kooparatifi kurulması
-Demiryolu üzerine hemzemin geçit yada, Demiryolu üzerine karayolu köprüsünün yapılması.
"Karakaya baraj gölü yapılması ile eski Malatya- Elazığ güzergahı üstünde ki tren yolu Harde köprüsü ve yolu su altında kalmıştır.
1985 yılında yeni yapılan demiryolunun yapılması ile Çolakoğlu, Yarımcahan, Kilisik, İmamoğlu, Atabek, Kadıçayırı, Toygar ve Boran köylerini biri birine bağlayan resmî yol tahminen 15 metre aşağı düşürülmesi nedeni ile köy ve arazileri arasında ulaşımda bazı sıkıntılara ve zamana sebep olmuştur. Köylülerin taşıt ve iş makineleri ile karşıya geçmek için en az 5- 6 km gitmek zorunda bırakılmıştır .
1985- 2010 yılına kadar köylü vatandaşlar kendi imkanları ile demiryolu üzerinden karşı köylere tarlalara geçmek için Köylü vatandaşlar kendi imkanları ile
geçit yapmışlar ve yıllarca bu yolu kullanmak mecburiyetinde kalmışlardır.
Feribot iskelesine yakın bir noktada olan ve birçok mahallenin kesişme noktasında bulunan, köylülerin geçit yaptığı yer herhangi bir kazaya sebebiyet vermemesi için geçit tehlikeli olduğu gerekçesiyle çözüm olarak her yıl DDY'ları tarafından ve demiryolu üzerinden geçilmez işaret levhaları koyularak
beton bariyerler yapılarak kapatılmaktadır. Çözüm böyle olmamalıydı!!!
Ancak köylüler de bu bariyerleri iş makineleri ile kaldırmaktadır.
Demiryolu yapılmadan köyler arasında ve arazilerimize rahat gidip geliyorduk. Demiryolunun bariyer koyduğu yerin 200 metre ilerisinde , demiryolu yapılırken kazılarak 15-20 metre derinliğine düşürülen demiryolu üzerine bir karayolu üst geçit köprüsü yapılabilirdi. Yada görüş açısı uygunsa şimdiki bariyer konan yere elektrikli sinyalzasyon yapılabilirdi.
1985 yılında bu güne kadar herzaman iktidar partisini desteklenmesine rağmen, köye gelen bütün siyasi iktidar yetkililer bu yol için köylüye verdikleri sözü bir türlü yerine getirmemişlerdir...
Bu sorunlarımız görsel medyada yer almasına rağmen şimdiye kadar bir çözüm üretilmemiştir. Bir kez daha
Malatya Valiliği, Battalgazi Belediye Başkanlığı , DDY, siyasi iktidarın köylülerin bu sorunlarını çözümü için geçidin betonlarla kapatılmasını anlamsız buluyor ve yetkililerden bu geçide sinyalizasyon sistemi veya köprü kurulmasını talep ediyoruz ." diye Mustafa Çolakoğlu köyün taleplerini bir kez daha dile getirmiş oldu.
Veee… Bu gezimizin de sonuna geldik. Görüşmek üzere, sağlıcakla kal Çolakoğlu köyü.
Bu gezimde
Güzel yerler gördüm, güzel insanlar tanıdım, güzel dostlar edindim!
Fotoğraf, Yazı : Fikri Demirtaş
[email protected]
Fotoğraf Galerisi:
Çolakoğlu Mahallesi (köyü)
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Yazılar