İli: Malatya • İlçesi: Merkez • Bulunduğu Yer: Köy : Çamurlu Mahalle : - Mevkii : - • Kategorisi: Dinsel ve Kültürel Yapılar • Tescil Durumu : 12.03.1977/A-359 • Koruma Derecesi : 1. Grup Yapı • Yaptıran : - • Yapım Tarihi : 17. yy. Sonu (1670)
Hosrof Köletavitoğlu ile birlikte Venk pınarı
Araba yolu asfalt ama bozuk, kısım kısım stabilize Sırtı çıkınca tepe üzerinde Venk Şapeli görülüyor. Yokuşu çıkıp Venk' e kadar giden yolun altı üstü yamaçlar bozkır . Seyrekte olsa badem ve alıç ağaçları göze çarpıyor. Köye yaklaşınca yolun üstünde taş duvarla çevrili köyün küçük bir mezarlığı var. Mezarlığın etrafı dut ağaçları ile çevrili. Hosrof beyin mektubunda anlattığı yılan hikayesi ve yılan motifli mezar, hemen yolun kenarında dut ağacının altında. Bu yılanlı taşı yakın zamanda defineciler söküp götürmüşler.
İlkokul ve arka tarafta Vank Şapeli
Köyden emekli işçi Bayram beyle tanıştık. Bayram bey Venk köyünden.50 yaşlarında sakalı ağarmış, orta boylu zayıf , esmer bir adamdı .Usulden köyle ilgili ve kilisenin yanındaki ucube sözde Cercis peygambere ait yatırın işini açtım. Şöyle bir düşündü." Anlatayım dedi." Sonra başladı anlatmaya
" Büyüklerimizin anlattıklarına göre 1915 ‘li yıllardan sonra hükumet Çamurlu 'ya bağlı Venk mezrasını menkulleriyle beraber Dersim bölgesinden Mamsur Aşiretine sattığı söylenmektedir. Dersimden gelenler Mamirek, Alikan, Teşikan, Mamsur .Bu köylere yerleşirler. Bunlardan üçü Sünni Kürt , Mamirek Kürt Alevi- Sünni karışıktır." Biraz nefeslendikten sonra yatırın kapısına doğru bakarak " Köyün büyüklerinden kilisenin yanında böyle bir yatırın olmadığını duymuştuk. 2000'li yıllarda Yeşilyurt'tan gelen bir kadın kilisenin duvarını yanında kaya parçasının üzeri saç ile kaplı derme çatma bu yeri ziyaret ettiğini şifa bulduğunu rüyasında burayı gördüğü için yeniden betondan bir dam yaptırıp mezarı andıran taşın üzerine yeşil bir kumaşla örtmüş. Virane haldeki kiliseyi ziyarete gelen Hristiyanlar, yatıra gelen Müslümanlar inançları doğrultusunda dualarını edip dilek tutup gidiyorlar" dedi
Manastır güneydoğuya doğru Beydağ’ının bağrında yüksek bir tepede kurulmuş. Halk arasında Vank olarak adlandırılır. Eski görkemli günlerinden geriye sadece bir Şapel kalmıştır. Siyah beyaz tarihi fotoğrafta görüldüğü gibi Surp Krikor Lusavoriç Vank yıkılmadan 1915 ‘den önce veremli hastalar için sanatoryum görevi yapmıştır. Zengin bir geçmişin önemli bir anıtı olan görgü şahidi olarak bu manastır pek çok bela geçirmişti. Öksüz sahipsiz korumasız kalan manastır kapı ve pencereleri sökülmüş kala kala bir şapel ayakta dik durabilmiş. . Manastır ahıra kiliseye samanlığa çevrilmiş . Ülkenin içinde olduğu zorlu şartlar, Ermeni kimliği üzerindeki baskılar ve ardından yaşanan zorunlu olarak İstanbul ve yurt dışına göçün etkisiyle belki… Bölgede yaşayan Ermeni Hristiyan nüfusun gitmesiyle yalnızlığı pekişmiş Venk şapelin... Yüzlerce yıl Türklere, Kürtlere, Süryanilere, Ermenilere ev sahipliği yapmış bu coğrafyanın bir tanığı gibi beklediğini söyleyenler haksız mı? ‘Yaşanan bir tarihin Kayısı diyarı Malatya’da geride kalan bir anıtı’ diyenler!
Buraya geldiğinizde , tepeden uzağa , çok uzağa yayılan hayatların hüküm sürdüğü tüm o toprakların uçsuz bucaksız haline şehitlik ediyorsunuz.’ Bir zamanlar ‘ diye başlayan nice hikayeler var ki bu topraklarda, hiçbir kimse tahmin edemez. Ne yaşanan acılar ve hüznün derinliğini kimse anlatamaz.
Venk mahallesi( köyü) eskiden beri bağlar, asmalar, dutluklar, ceviz, kayısı, elma ve badem ağaçları ile donatılmıştır. Kışın karlar eriyip dağı taşı yeşil örtü kapladığında göçmen kuşların neşeli çığırışlarıyla baharın yeniden geldiğini müjdelendiğinde, kardelenlerin, nevruz çiçekleri çıktığında, suyun gözeleri, pınarlar coştuğunda suyu temiz, havası mükemmel, manzarası büyüleyici bir köydür.
Yakın zamana kadar Nevruz’da, Hıdırellez'de, Hristiyanlar dini bayramlarında genellikle Venke giderlermiş. Sabah erkenden kalkılır mahallelerden zengin, fakir Müslüman Türk, Kürt,1915'ten sonra geride kalan buradaki yaşamlarını sürdüren Hristiyan Ermeni, Süryani, aileler vatandaşlar hep birlikte yollara düşerlermiş. Eskiden yayan, at arabaları ile sonraları traktör, kamyona doluşur giderlermiş. Gelenler yüreklerini tabiat anaya açarmış. Doğaya çıkılır, doğaya teşekkür edilir, doğanın kucağında doğayla birlikte eğlenilir. Onlarca kurban kilisenin arka tarafında oyulmuş kayanın önünde kesilir. Niyazlar edilir, lokmalar dağıtılır. Doğanının doğumuna herkes kendi inancında dilinde gülbankler, türküler, dualar okurlarmış. Kurbanlarını keser lokmalarını yerler, piknik yapar eğlenirlermiş. Dağ vadi her yanı mutluluk nidaları çınlatırmış.
Şapelin yaklaşık 1 km. yukarısında köyün ilerisinde dağın yamacında mermer çift oluklu çeşmeden dağlardan gelen kaynak su gürül gürül akmakta. Çeşmenin kürünlerinden geçen su yolun karşısında beyaz dut ağacın altında büyük havuzda toplanıp yaz boyu köyün bağları bahçeleri sulanmaktadır. Şehirden gelenler bu çeşmeden bidonlarına su doldurup götürürler. Ramazanda iftardan önce bu çeşmeden su almak için yüzlerce kişi sırada bekliyormuş.
Malatya ovasının buradan görünümü de son derece etkileyicidir. Malatya – Elazığ yolu, Yıldıztepe ,Pınarbaşı Göleti, Orduzu, Aslantepe höyüğü Eski Malatya, Fırat nehri- Karakaya barajının karşısında Baskil topraklarında Abdulvahap türbesi, Süryanilere ait yaklaşık bin yıllık Mar Ahron Manastır görülmektedir.
Arslantepe ve Eskimalatya başta olmak üzere Malatya genelinde bulunan kültür ve tabiat varlıkları artık Malatya Büyükşehir Belediyesi bünyesinde oluşturulan KUDEB tarafından korunacak.
Malatya’nın Büyükşehir statüsüne kavuşmasıyla birlikte kapanan İl Özel İdaresi bünyesindeki kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu (KUDEB), Malatya Büyükşehir Belediyesi bünyesinde tekrar kuruldu.Okulun arkasındaki Venk şapelin Restorasyon çalışmaları o dönem KUDEB tarafından yapılmıştır.
Kültür Bakanlığı ve KUDEB Venk-Surp Kirkor Lusavoriç Vankı Şapelinde yapılan çalışmalar bütçe yetersizliği nedeniyle ağır aksak ilerliyor.
Restorasyon sonrası görüntü
Yeni yapılan Şapelin " tretuvar" binanın eteğini dolaşan dar kaldırım da kardan buzdan etkilenmiş parçalanmış… Çatı kısmı da ucuz mermerlerden örtülmüş . Akan kar suları duvara sızmakta. Demir kapı ile kapatılmış. Kilisenin anahtarı nerede ? diye sorunca bizimle sohbet eden Bayram bey,“ Muhtar Kilisenin anahtarının İl Kültür Müdürlüğünde olduğunu söyledi” Köylüler Restorasyonu yapan şirketin işi yarıda bırakıp kaçtığını söylüyorlar. Kilise kapsının da mimarisine uygun estetik bir kapının yeniden yapılması. Şapelin etrafı taş istinat duvarları ile çevrildikten sonra aydınlatılması ve güvenlik açısında kamerayla kontrol edilmesi . Çevre düzenlenmesinde çardaklı oturma alanları, ağaçlandırılma , su ve temizlik tuvalet ihtiyaçlarının karşılanması için kapalı bir mekanında yapılması gerekmektedir.
Şapelin kapısının yanına yakın tarihte Cercis Peygamber adına ucube bir 'yatır odası' yapılmış .Burasının aşamasında oradan kaldırılacağı, resmi açıklamalarda bildirilmesine rağmen kaldırılmamıştı. Bu iğreti yapının, şapelin ana kapısının onarımına engel olduğu fotoğrafta görülüyor.. Bu yer izbe bir şekilde, duvarda gelişi güzel ziyaretçiler tarafından yazılmış yazılar dikkat çekmektedir.
1. Dünya emperyalist devletlerin paylaşım savaşında 105 yıl önce acı çeken, savaş yüzünden yerinden edilenlere karşı birbirimize sorumluluğumuz var. Bunun acısını en derinden birlikte yaşıyoruz. Acılar herkesin içinde yaşanıyor… Ermenilerle, Süryanilerle Türkler arasındaki bağların kopmasının kader olmadığını, yüzlerce yıl bir arada yaşamış olan bu iki kadim halkın, tarihten ders alarak Türkiye Cumhuriyeti devletimiz tarafından yapılan bu tarihi eserlerin restorasyonları barışçı bir gelecek inşa edebilmelerinin yolunu açacaktır.
Venk Şapelinin restorasyonu tamamen bittiğinde şehrimizin kültürel değerlerine önemli bir katkı sağlayacaktır. Kent belleğinin yeniden canlanmasına katkı sağlayacak en anlamlı projelerden biridir. Venk Şapeli de bağrında birçok acıyı , sevinci taşıyor. Birazda bu yüzden, daha fazla sahiplenmeyi restorasyonla Venk Şapelinin taşları yıllardır uyuduğu yerden kalkmış. İnanç turizmine açılmasını cemaatinin gelmesini hak etmiyor mu?
Güneşin son ışığı Kilisenin, kapatılan ilkokulun penceresinden içeri süzülürken Venkt'en ayrıldık. Camiden okunan akşam ezanı yirmi haneli köyün semalarında yankılanıyordu...
*****
Malatyalı Ermeni kökenli Fransa'da yaşayan Hosrof İlözer Vank'taki Çocukluk anılarını el yazısı ile yazıp bana iletti. mektuptan alıntı yaparak paylaşıyorum.
Fransa'dan selamlar, sana yazdığım Malatya ve Venk hatıramdan bir parça gönderiyorum. İki de resim Venk'te çekilmiş rahmetli muhtar ile resmi yazmış olduğumuz Carnet de Voyage adli 116 sayfalık kitaptan aldım benimle yolculuk yapan dedesi Malatyalı olan kendisi bir kelime Türkçe bilmeyen arkadaşla yazık resimli olarak.
Hosrof İlözerin el yazısı ile Venk hatıraları( Fransa)
*****
SURP KRİKOR LUSAVORİÇ VANKI (Aziz Krikor Lusavoriç (Aydınlatıcı)
Manastırı – “Venk” Manastır ve Kilisesi) Tarihçesi
"Malatya’daki Ermeni manastırlarının en eskisi olarak kabul edilen ve yerel dini liderin yazın yaşadığı bu manastırın, Beydağ’ının doğusunda, “Guluçkar” diye adlandırılan kayalıklar üzerine ve 4. Yüzyılda inşa edilmiş olduğundan bahsedilmektedir. Söylendiğine göre Aziz Krikor Lusavoriç, Roma’dan dönerken Malatya’ya uğrar ve “Kozluk”un üstlerinde otağını kurmuş olan şehrin prensini ziyaret etmek ister. Prensin ruhani konuğunu kabulü esnasında Aziz Krikor burayı göstererek, “Burası kilise yapmaya çok uygun bir yerdir” der. Prens bu sözü aklında tutar, konuğu gittikten bir zaman sonra öldüğünü duyduğunda ise, onun adını verdiği bu Krikor Lusavoriç Manastırını yaptırtır. Tam olarak tespit edilemeyen bir tarihten 13. Yüz yılın sonuna dek Süryanilerin elinde kaldığı kabul edilen manastır, 13. Yüz yılın başında Ermenilerce yeniden inşa edilmiştir. Günümüze ulaşan kilise de bu dönemden kalmadır. 20. Yüz yılın başında da işlevini sürdüren Surp Kirkor Lusavoriç Manastırı günümüzde tamamen yıkılmış olup, ancak kilisesi yılın belli günlerinde, genelde Malatyalı Ermeniler ve Süryaniler tarafından ama toplumun tüm kesimlerince ziyaret edilmektedir.
Kilisenin kapısının üzerindeki kitabeden, 15. yüzyılda, şehrin o zamanki ruhani önderi Piskopos Simeon tarafından bir onarımdan geçirildiğini (1439) anlayabiliyoruz. Kitabede şunlar yazılıdır:
“Surp Krikor ‘un kapısı, Episkopos Simeon tarafından, 1439 Mart’ının 20’sinde, Ailesinin anısına yapıldı.”
Küçük bir tepenin üstüne inşa edilen manastırdan, günümüze yalnızca kilisesi ulaşmıştır, tepenin eteklerinde de çeşitli yapılarının temelleri görülür. Bodrum ve üst katın her birinde 8-10 kagir odası vardır. Manastıra ek olarak Patrik Mağakya Ormanyan (1896-1908) zamanında bir de yetimhane eklenmiştir. Şapeli (şimdiki kilise), manastır dış duvarlarının merkezinde, kemerli ve sade bir yapı olarak inşa edilmiştir. Kilise; dikdörtgen, bazilika planlı bir yapıdır Kesme ve moloz taştan yapılmıştır Kilisenin taşıyıcı unsurları taştan olup, üzeri çift meyilli bir çatı ile örtülmüştür 10.30 x 6.60 metre büyüklüğünde bir alanı kaplamaktadır. Tonoz kubbelidir. Kilisenin kapısının önünde, manastır ruhanilerinden birkaçının mezarları sıralanmıştır.
Manastır hakkında eldeki bazı bilgiler; yüksek konumlu, göz alıcı ve büyüleyici bir manzarası ile temiz ve sağaltıcı bir havası; iç avlusunda, suyu berrak, soğuk ve tatlı olan çok güzel bir çeşmesi vardır. Kozluk denilen yerden doğup çağlayarak akan berrak ve soğuk su, künklerle manastırın içine getirilmiştir. Bu çeşmeyi, eski Kudüs ruhanilerinden, daha sonra Malatya ruhani önderi olan Piskopos İsahag Sahakyan bu manastırdaki önderliği döneminde (1889-1991) ailesinin anısına yaptırmıştır. Manastırın ana kilisesi küçük ve sade bir yapıdır. Oldukça güzel döşenmiş bir önderlik konutu, manastır mensupları ve ziyaretçilerin kaldığı otuza yakın basit yapılı odası vardır. Piskopos İsahag Sahakyan ayrıca ulaşım kolaylığı sağlamak için eski yolu bırakıp, yeni bir araba yolu yaptırdı. Bu yol sayesinde de gerek hayvan sırtında, gerek arabayla rahat ulaşım imkanı sağlanmış oldu. Peder Kevork Arslanyan da, kendi önderlik döneminde üst katta yeni birkaç oda ve balkonlu görkemli önderlik konutunu inşa ettirmiştir.
Kayalıkların üzerinde olanca güzelliğiyle yer alan manastır; yöreden ya da gurbetten gelmiş niyetlilerin Tanrı’dan niyaz etmek, ibadet, hava değişimi ve eğlenmek için haftalarca kaldıkları bir yerdir. Manastırın işleri ve yönetimi, ruhani önderliğin denetlediği özel bir manastır bekçisi tarafından yerine getirilir. Manastır, yürüyerek iki saatte kat edilebilecek bir sınır çizgisi içinde yer alan; 400-500 dönümü verimli tarım alanı, gerisi genişçe bir ormanlık ve üzüm bağları olmaya müsait bor alanlardan oluşan, büyük bir toprağa sahiptir. Bunlar, üzerinde tarım yapılmak üzere şahıslara kiraya verilirler. Manastırın dışındaki Kozluk denilen küçük derenin kıyıları, söğüt ağaçlarıyla kuşatılmış ve çevresinde ceviz ağaçlarıyla dolu bir de koruluğu olan, çok güzel bir sayfiye yeridir. Malatya’dan manastıra giden yolun üzerindeki “İn Deresi Vadisi”nde, içinde pınarı olan bir mağara bulunur. Yerli halk, mağaranın üzerindeki köprüyü Maze Gamurç (Saç Köprü ya da Maze Köprüsü) olarak adlandırır. Daha aşağıda, yöre halkınca, bir duvarında Aziz Krikor Lusavoriç’in dinsel ritüel kıyafetlerini giymiş şekilde, oyma bir resminin de bulunduğu ve burada saklandığı rivayet olunan bir mağara daha vardır. Aslen Malatyalı olup, burada öğretmenlik ve daha sonra da bir inceleme gezisi yapmış olan Prof. Mıgırdiç Vorperyan, Malatya Ermeni manastırlarını anlattığı satırlarında bu oyma resmin var olduğu saptamasını yapar, ancak elde inandırıcı bir belge olmadığından, bunun Lusavoriç’e ait bir resim olduğu konusunda kesin bir dil kullanmamıştır.
Başpiskopos Kevork Aslanyan (Kevork Melidinetsi = Malatyalı Kevork), manastırın ayrıntılı tasvirlerini verdiği satırlarında şöyle der: “Halk buraya VANK (Manastır, sonraları “Venk” olarak adlandırılmış) derdi. İn Deresi’nin doğusunda uzanan sıradağın alçak bir tepesi üzerinde kurulmuştur. Eski şaşalı döneminin nişanesi olarak şapeli ve yanında da halk tarafından kabul salonu olarak inşa edilmiş olan iki katlı bir bina ayakta kalmıştır.”
Ancak manastır hakkında yazanlardan hiçbiri, manastırın çevresinde bulunan ve bazı hastalıkları tedavi edici etkileri olan pınarlardan pek bahsetmemişlerdir. Bu konuda Başpiskopos Aslanyan; “Manastırımız” başlıklı makalesinde, manastırın hemen dışında, iri yapraklı bitkilerle kısmen gizlenmiş, büyük bir taşın altından çıkan berrak ve soğuk suyu olan bir pınar hakkında şöyle yazar: “LUSAVORÇATS ÇUR” (Lusavoriçlerin Suyu) olarak adlandırılan bu suyun içinde, sonucunda çoğu şifa bulup rahatlayan dalak ve titreme (muhtemelen sara) hastalarına banyo yaptırılırdı. Bunun biraz üzerinde, bahçenin sağ tarafındaysa, şemsiye vazifesi gören büyük söğütlerin altında parıldayan “VARİ GOLI” (Aşağı Göl) bulunurdu... “VARİ GOL”ün biraz yukarı çaprazında da, yine yeşillikler arasında ve söğütlerin gölgesinde her zaman serin bir ortamı olan “KELEG PUNARI” (Kelek Pınarı) yer alırdı. Biraz daha yukarıda manastırın güneyinde ise “VERİ GOL” (Yukarı Göl) vardı…
Buranın Hıristiyanlar nezdindeki ilgi ve itibarı, halen kilise kısmı ayakta olan külliyenin, Ermeni milletine Hıristiyanlığı kabul ettiren Kirkor Lusavoriç’e izafe edilmesindendir. *
CERCİS PEYGAMBER TÜRBESİ MASALI
"Kilisenin Süryaniler tarafından 13. yüzyılda Aziz Sarkis (Saint Georges) anısına yapılmış olduğu inanışı ve yoğun ziyaret edilmesi, bazı din istismarcıları tarafından kullanılmış ve Müslümanlarca ve Hristiyanlarca peygamber olarak kabul edilen Aziz Sarkis (Saint Georges) için Venk kilisesinin dış duvarına bitişik olarak bir mezar kondurulmuştur.
Kilisenin önünde Cercis Peygamber'in mezarının bulunduğuna inanıldığı için, kilisenin giriş kapısının yan tarafındaki mezar taşının çevresi 2001 yılında önce taşlarla örülmüş, üstü de sacdan bir kubbeyle kapatılarak türbeye dönüştürülmüş. 2005-2006 tarihlerinde bunun yerine betondan 2 metre yüksekliğinde kâgir, kapısız, türbe gibi küçük bir bina yapılmış, içine de yeşil bir kumaşla örtülmüş bir mezar taşı konmuş ve burası bir türbeye dönüştürülmüş, (bu mezar taşının eskiden duvara dayalı olarak durduğu da söyleniyor) Sac kubbe ise tepeden aşağılara yuvarlanmış.
Ortada Aziz Krikor Lusavoriç ile Aziz Sarkis veya Cercis Peygamber arasında bir karışıklık olduğu kesindir. Ermeni kayıtları; Aziz Krikor Lusavoriç’in bugünkü Erzincan Esense (Keşiş veya Sebuh) dağında bir mağarada inzivaya çekildiği, burada yalnız vefat ettiği ve çobanlar tarafından bulunduktan sonra tam belli olmayan bir yere defnedildiğinden bahseder.
Ayrıca araştırmacı İbrahim Olcaytu 2000 yılında yayınladığı Folklor Araştırmaları kitabında “Malatya, Diyarbakır’a komşu bir ildir. Bu bölge de Hz. Cercis’den etkilenmiştir. Malatya’ya 5 km. Beydağ’ının göğsündeki bir kilise bu gün Müslümanlarca da çokça ziyaret edilmektedir. Burada Cercis peygamberin kabri olduğu söylenirse de gözükür de böyle bir şey yoktur. Halk kurbanlar keser, çocuklarına Cercis ismi koyar” yazmaktadır. "
VENK KİLİSESİ RESTORASYONU:
Malatya İl merkezinden 5 km doğudaki Çamurlu Köyü 258 parsel üzerindeki “Venk Kilisesi” yapısı ve arsası hazineye ait olup, arsa büyüklüğü 1540 m2.dir. Manastırın içi ve çevresi yıllar boyu definecilerce kazılarak delik deşik edilmiş ve bugüne bir kilise harabesi ve manastıra ait küçük bir bina kalıntısı kalmıştı. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından son yıllarda yapılan Venk Kilisesi restorasyonu küçük birkaç dokunuş dışında hemen hemen tamamlanmıştır.
Venk Kilisesi duvarına bitişik yapılan bu iğreti yapı gerçekte bir peygamberin veya bir başka ruhaninin mezar yeri değildir. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin yapacağı bir çalışma akabinde bu gerçekliği olmayan şekilde Bu türbemsi yapı mutlaka ortadan kaldırılmalı ve Venk Kilisesi özgün konumuna kavuşturulmalıdır.
Venk Kilisesi Malatya’nın dış eteğinde olup insan olarak yoğun olmayan bir yerde bulunduğu için bir anıt yapı olarak restorasyonu yapıldıktan sonra Van Akdamar Kilisesi için uygulandığı üzere turizm amaçlı kullanılmalı ve yılın belli günlerinde ibadete açılmalıdır. "
Malatya Surp Krikor Lusavariç - Venk -
Ermeni Kilisesi Kitabesi
Şinvetsav Turıs Surp Krikori
Tseramp Simeovn Yebisgobosi:
İ Tvin hy: BTSI ( 888 = 1439 )Mardi
Hişadagin Tsev Dznoği
yazmaktadır.
Kaynak:
1-*Malatya Ermenileri Kitabı / Arşag Alboyacıyan
2-**MalatyaHAYDer Hosrof Köletavitoğlu'nun Venk kilisesi ile fotoğraf ve göndermiş olduğu bilgilerden alıntı yaptım..
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
IŞIKLAR SÖNMESİN
08 Ocak 2024 20:35
Ali Kapısı Derneği Abdal Musa Birlik Lokması
20 Aralık 2023 20:35
Sazlılar Derneğinde Abdal Musa Lokması
07 Aralık 2023 20:35
Zeynel Abidin Vakfında Abdal Musa Lokması
03 Aralık 2023 20:35
Seyituşağı Köyünde Abdal Musa Birlik Lokması
16 Kasım 2023 20:35
MALATYADA REKLAM TABELACILIĞI
03 Kasım 2023 20:35
Endüstri mirası tescili Tuğla Bacası restorasyonu bekliyor
28 Ekim 2023 20:35
GÜNDÜZBEY- PINARBAŞI KAPTAJ GEZİSİ
17 Ekim 2023 20:35
KABAH ABDAL TÜRBESİ ve GÜRGÜR DEDE TÜRBESİ
10 Ekim 2023 20:35
ELEMENDİK PINARI
02 Ekim 2023 20:35
HEKİMHAN'DA 'TORLAKÇILAR' EKMEKLERİNİ ATEŞ VE KÜLDEN ÇIKARIYOR
09 Eylul 2023 20:35
HEKİMHAN KÖYLÜKÖYÜNDE SARIÇAM ORMANI
29 Ağustos 2023 20:35
BATTALGAZİ'DE ASIRLIK KARA DUT
22 Ağustos 2023 20:35
Zeynel Abidin'de Aşure Lokma Etkinliği
18 Ağustos 2023 20:35
Hekimhan'da Dört Yüz Yılık Ceviz Ağacı
05 Ağustos 2023 20:35
VEFA KONAĞI, DEPREMZEDELERE MESKEN OLDU!
03 Ağustos 2023 20:35
TARİHİ ESERLERE SAYGI
31 Temmuz 2023 20:35
AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNDE SİNEMA ANILARI
28 Temmuz 2023 20:35
Profesyonel Fotoğrafçı HÜSEYİN KOÇ Son Yolculuğuna Uğurlandı
09 Temmuz 2023 20:35
BİR BOZKIR KÖYÜ GEBELİ / ARAPGİR
09 Temmuz 2023 20:35
Karapınar'da ŞAH -I MERDAN Ziyareti
09 Temmuz 2023 20:35
DOĞANYOL'UN YENİDEN DOĞUŞU
15 Haziran 2023 20:35
GELİNCİK TEPE
07 Haziran 2023 20:35
AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜ 6 ŞUBAT DEPREMİNİN ARDINDAN
27 Mayıs 2023 20:35
ÂŞIK VEYSEL... Sivrialan köyüne yolculuk...
16 Mayıs 2023 20:35
MEMLEKETİM YIKIK VİRANE OLDU
19 Mart 2023 20:35
MALATYA'DA SITMA SAVAŞ VE BABAMIN ANILARI
13 Ocak 2023 20:35
MALATYA SÜMERBANK FABRİKASI İŞÇİSİNİN RÜYASI
28 Kasım 2022 20:35
AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNÜN ' GARİP' MEZARLIĞINA SAHİP ÇIKILDI
25 Kasım 2022 20:35
ENGÜZEKLİLER CEM EVİNDE ABDAL MUSA - BİRLİK CEMİ
08 Kasım 2022 20:35
ADINI YİTİREN OKUL...Akçadağ Köy Enstitüsü
13 Ekim 2022 20:35
Hekimhan Ballıkaya (Mezirme) Mahallesi
22 Eylul 2022 20:35
HEKİMHAN-GİRMANA 1. KÜLTÜR ŞENLİĞİ
01 Eylul 2022 20:35
RUS PAZARI / BİT PAZARI
20 Ağustos 2022 20:35
MALATYA ÜÇ HORAN KİLİSESİNDE İKİNCİ AYİN
14 Ağustos 2022 20:35
Kiliseden Kültür Merkezine
28 Temmuz 2022 20:35
Aspuzu Bağları: Karadut Ağacı
11 Temmuz 2022 20:35
TEMMUZ SICAĞINDA İKİ KARA GÜN
04 Temmuz 2022 20:35
Fetiye Uzun Hasan Cami
30 Haziran 2022 20:35
Vefalı Malatyalıların Doğanşehir Gezisi
29 Haziran 2022 20:35
Malatya'da Venk Şapeli
29 Haziran 2022 20:35
CHP KÖY ENSTİTÜLERİ MASASI VE PROJELERİ
21 Haziran 2022 20:35
MALATYA'DA UMUMİ TUVALETLER SORUNU
20 Haziran 2022 20:35
SEYYİD AZİZ DEDE(Ape Aziz) ANMA ETKİNLİĞİ
15 Haziran 2022 20:35
MAVİ DEĞİRMEN / Seferihisar - İzmir
15 Haziran 2022 20:35
Bir Gezi Anısı
06 Haziran 2022 20:35
ASPUZU BAĞLARI
06 Haziran 2022 20:35
Hüseyin Doğan Dede 39.Ölüm Yıl Dönümünde Anıldı
25 Mayıs 2022 20:35
MALATYA DEMİRYOLU MENFEZİNİN HAZİN SONU
13 Mayıs 2022 20:35
MELİTA
10 Mayıs 2022 20:35
YAZAR ÖZGÜR SİNAN'LA ÇANAKKALE'DE KEYİFLİ BİR RÖPORTAJ
07 Mayıs 2022 20:35
KARAGÜL
30 Nisan 2022 20:35
TARİHİN İZİNDE... Mezar Taşlarından Yapılan Demir Yolu Menfezi
30 Nisan 2022 20:35
NE BAHARLARIMIZ GEÇTİ ÖMÜRDEN
11 Nisan 2022 20:35
MALATYA'DA KAYISI AĞAÇLARI ÇİÇEK AÇTI
04 Nisan 2022 20:35
AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNÜN SAHİPSİZ MEZARLIĞI
01 Nisan 2022 20:35
Akçadağ Köy Enstitüsü 1947 mezunu Öğretmen MUAZZEZ YILMAZ
17 Mart 2022 20:35
ELAZIĞ/ KEBAN- DENİZLİ KÖYÜ KERVANSARAYI
25 Şubat 2022 20:35
Balıkesir'de Tahtakuşlar Köyü
14 Şubat 2022 20:35
GÜLE GÜLE BİLGE İNSAN, İSMAİL KAYGUSUZ...
04 Şubat 2022 20:35
Lütfi Özgünaydın: 'Bir zamanlar Kemaliye'
30 Ocak 2022 20:35
Malatyalı Yazar Necati Güngör beyi İstanbul'da ziyaret
25 Ocak 2022 20:35
KÖY ENSTİTÜLERİNDE KÜTÜPHANELER
24 Ocak 2022 20:35
AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNDE SİNEMA ANILARI
24 Ocak 2022 20:35
Gazateci Hrant Dink katledildiği yerde anıldı.
24 Ocak 2022 20:35
Geçmişin İzinde DAMASCUS Sergisi
13 Aralık 2021 20:35
DEMİRYOLU KÜÇÜK İSTASYONLARI
03 Aralık 2021 20:35
MALATYADA YENİ FiDANCILAR SİTESİ HAZIR
22 Kasım 2021 20:35
Malatya'da Vanlı Hoca: Şeyh Hacı Hamid Hamd-î Vânî El- Malatî (1873 1955)
22 Kasım 2021 20:35
Malatya'da Venk Manastır ve Kilisesi
16 Kasım 2021 20:35
ARGUVAN YOLLARINDA
15 Eylul 2021 20:35
HEKİMHANLI SADIK BABA
15 Eylul 2021 20:35
Malatya ERHAÇ Askeri Hava üssü Adı Nereden Geliyor
15 Eylul 2021 20:35
HEKİMHANLI ÂŞIK ESİRİ BABA
08 Eylul 2021 20:35
SÜRYANİ KADİM MOR BARSAUM MANASTIRI / DİLBER KALESİ
24 Ağustos 2021 20:35
ASLANTEPE HÖYÜĞÜ'NÜN UNESCO YOLCULUĞU... Temmuz 31, 2021
03 Ağustos 2021 20:35
Malatya'ya kuşbakışı bakanları şaşırtan dairesel tarlalar
27 Temmuz 2021 20:35
Aşağıbağlar Suflâ Cami (1850) Yeşilyurt/Malatya
26 Temmuz 2021 20:35
MALATYA'DA ROMA ODA MEZARLARI... YİNE TOKİ
26 Temmuz 2021 20:35
Okulun Atatürk Anıtına Saygısızlık
08 Temmuz 2021 20:35
MALATYA CASA ŞEHİTLİĞİNİN KÜNYELİ MAHZUN AĞAÇLARI
08 Temmuz 2021 20:35
ŞEKER FABRİKASININ ALKOL ÜNİTESİ KADERİNE TERK EDİLDİ
05 Temmuz 2021 20:35
AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜ YERLEŞKESİNDEN HÜZÜNLÜ KARELER
28 Haziran 2021 20:35
BİN YILLIK SELÇUKLU KIRK KARDEŞLER MEZARLIĞI İÇLER ACISI HALDE
28 Haziran 2021 20:35
Ulu Camii Sit Alanına 30 yıl önce yapılan okul binası yıkıldı
07 Haziran 2021 20:35
Battalgazi Çolakoğlu Köyü
24 Mayıs 2021 20:35
Malatyada sebze fidelerini dikme, dönemi başladı
04 Mayıs 2021 20:35
Hurda Depolarının Şehir Dışına Çıkarılması
04 Mayıs 2021 20:35
Malatya'da İlkbahar
14 Nisan 2021 20:35
YOLUM DÜŞTÜ HACI BEKTAŞ'A
05 Nisan 2021 20:35
SANCAKTAR ABDULVAHAP GAZİ TÜRBESİ
18 Mart 2021 20:35
TOPKAPI SARAYI ve CELLAT ÇEŞMESİ
07 Mart 2021 20:35
KARACA AHMET SULTAN TÜRBESİ
07 Mart 2021 20:35
AYASOFYA'YA YOLCULUK.
27 Şubat 2021 20:35
MALATYA ÇINARLI CAMİİ / SURP ASDVADZADZİN Kilisesi
21 Şubat 2021 20:35
ŞAHKULU SULTAN DERGÂHI
07 Şubat 2021 20:35
ZEYNEP- KAMİL HASTANESİ ÖLÜMSÜZ BİR AŞK HİKAYESİ
01 Şubat 2021 20:35
MALATYALI İSMAİL AĞA CAMİİ. HAMAMI, ÇEŞMESİ
30 Ocak 2021 20:35
Koca Vaiz Baba Türbesi
30 Ocak 2021 20:35
TÜRBE VE TABUTDA ÖRTÜ (PÛŞÎDE) KÜLTÜRÜ
28 Aralık 2020 20:35
ŞEYH BEDREDDİN'İN MEZARINI YAPIN
25 Aralık 2020 20:35
UMUMİ TUVALETLER
09 Aralık 2020 20:35
HEKİMHAN, TARİHİ SURP PIRGİÇ KİLİSESİ
03 Aralık 2020 20:35
HEKİMHAN'IN TARİHİ MEZARLIKLARI ve YENİ MEZARLIĞIN HİKAYESİ
29 Kasım 2020 20:35
Hekimhan Hükümet Binası Yangını
26 Kasım 2020 20:35
ARAPGİR'İN KAHVERENGİ YOL LEVHALARI
19 Kasım 2020 20:35
İÇİNDE MEZARLIĞI OLAN OKUL
12 Kasım 2020 20:35
HEKİMHAN DİPSİZ GÖL (SÜLÜK GÖLÜ)
04 Kasım 2020 20:35
Malatya'dan Hatay'a Hafta Sonu Gezisi
28 Ekim 2020 20:35
MALATYA'DA İLYAS TENEKELİ KÖŞK MİNARELİ CAMİ
22 Ekim 2020 20:35
HEKİMHAN CEVİZiNİN HİKAYESİ
16 Ekim 2020 20:35
MALATYA SURP YERRORTUTYUN (Taşhoran ) Kilisenin Yeni Kubbesi.
14 Ekim 2020 20:35
Yüce dağ başında bir garip mezar
11 Ekim 2020 20:35
Hekimhan'ın Tarihi Çeşmeleri Kaderine mi Terk Edildi?
07 Ekim 2020 20:35
Kapatılan Köy okulları kaderine mi terk edildi?
06 Ekim 2020 20:35
DİLEYİCİ ROMANI-Fatma Çağlayan
16 Eylul 2020 20:35
12 EYLÜL KARANLIĞINDA KAYBOLAN BİR NESİL
13 Eylul 2020 20:35
SULTANSUYU HARASINA HİPODROM NEDEN YAPILMIYOR?
25 Temmuz 2020 20:35
MALATYA'DAN ERZİNCAN-BAŞBAĞLAR KÖYÜNE YOLCULUK...
23 Haziran 2020 20:35
Hekimhan-Güzelyurt Ilıca Tıpka Ocağı
19 Haziran 2020 20:35
HEKİMHAN - YAĞCA GEYİK ve DAĞ KEÇİSİ ÜRETİM MERKEZİ
16 Haziran 2020 20:35
FUGACI ABBAS USTA (Abbas Soğukpınar)
15 Haziran 2020 20:35
MALATYA KAYISI ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
22 Mayıs 2020 20:35
Aziz Mor Ahron Kadim Süryani Manastırı (M.S 329)
17 Mayıs 2020 20:35
MALATYA SÜMER İLKOKULU BİNASI YIKILIYOR
11 Mayıs 2020 20:35
IŞIKLAR SÖNMESİN
23 Nisan 2020 20:35
370 YAŞINDA KIZILCIK AĞACI
19 Mart 2020 20:35
MEZAR TAŞLARINDAN YAPILAN DEMİRYOLU KÖPRÜSÜ
18 Mart 2020 20:35