Necati Dikmen
[email protected]
ÖZLEDİĞİM YILLAR, GÖZÜMDE TÜTENLER... K I Ş L I K O D U N Y A R D I R M A K
04 Ekim 2021 17:47Sizlerle eski zaman dilimlerine uzanalım istiyorum.,eminim okuduğunuzda çocukluğunuzu bulacaksınız. Tabi bu sözüm kırkbeş yaş üzerindekiler için geçerli, genç kuşakların bir kısmı bilmeyebilir ama anneleri, babaları, ağabeyleri mutlaka hatırlayacaklardır. Onların da gözlerinde tütüyordur buram buram o günler... Her ne kadar teknolojinin getirdiği rahatlıkları yaşıyor olsalar da, yine o eski günlere özlem duyduklarını sanıyorum. Çünkü ben çok özlüyorum çocukluğumu... arkadaşlarımı... o zaman ki Malatya’yı ...ganereyi (sebze pazarı)... yoğurt pazarını... şire pazarını... arasayı (buğday pazarı)... Çatlağı, Çınarı, Horatayı....Kerim dayı'yı, dondurmacı Abdo’yu saymakla bitmez ki ...
50 yıl önce ki Malatyalılar kışa nasıl hazırlanırlar, kışı nasıl karşılarlardı.?.. yaşadığımca ve bildiğimce bunlara temas edeceğim ve bu satırdan itibaren anlatımlarımda MALATYA şivesini ve deyimlerini kullanmak ihtiyacını duyacağım bölümler olacaktır, genç arkadaşlarım lütfen yadırgamasınlar!..
Bütün aileler kış hazırlığına yaz ortalarında başlarlardı .Karşılanma hazırlığı ve telaşı
en fazla kış mevsim içindi, diğer mevsimlerin gelişinin külfeti hiçbir vakit kışın ki kadar olmazdı.
Bu hazırlıklardan , unutmadılarımı sayacak olursam;
Zemheriden evvel bitmesi gereken işler (Devlik görmek): Pendir basılacak, turşu, tevek, samut basılacak, nişe vurulacak, basdığ, kesmece, bekmez yapılacak, erişde, şare dökülecek, degirmana galhılacak, sucuğh, gavurma gıkırdağ yapılacak, kışlık yağ eridilip küpe gonacak, kef yapılacak, kızılcık ve erik pelverdesi yapılacak, domates eşgisi, erik eşgisi hazirlenecek, anuğ, pirpirim gurudulacak, külah (patlıcan, isot kurusu) yapılacak...Halı, kilim, cecim, battaniye yıkanacak, döşşek ve yorganların yünleri yıkanacak, kurutulup, çarpılacak-kabartılacak, köpünecek.Tahta silinecek, üstü dam olan evlerin damı sıvanacak, loğlanacak, sivikler, çortunlar uvarılacak...evde çağa varsa öllük
alınacak. Gap –gacağ ( kepçe, kevgir, kemis, tas, sahan, lenger, leğen, teşt, terpoş, tava,tencere, guşgana, gazan, gazzik, sini, gulplu tas, gulahlı tava, inek tası, sitil, külek, sefer tası, çatal, kaşık ne varsa bakır olarak hepsi galaylanacak, bıçaklar, satırlar bileyilenecek.
Gelelim reçel ve şerbetlere; başta gül olmak üzere, ayva, kavun, vişne, kızılcığın reçelleri ve hatta şerbetleri yapılacak...
Daha bitmedi; kışlık odun alınıp, yarılacak, hemen hemen her evde inek beslendiği için saman, fig, at için arpa ve yonca, tavuklara gilgil, yem alınacak, kışlık sabun alınıp kurutulacak, kışın tüketilecek kadar gazyağı, şeker, çay, kahve, tuz, un, yumurta toptan alınacak ve bozulmaması için uygun kaplara yerleştirilecek keza kışlık soğanı, patatesi, sarımsağı söylememe gerek yok tahmin edersiniz.
Sigara içenlerin tütünleri kıvamında kurutulup, orta boy bir küpün dibine bir dalak bal bırakılır, üzerine tütün hafif bastırılarak konur, onun üzerine de bir kokulu kış armudu kapatılıp dinlenmeye bırakılırdı...hey gidi günler hey!.. ne güzel, ne temiz ve saf günlerdi..Arısdağa asılan kış elmalarını, ayvaları, armutları, üzümleri unuttuğumu sanmayın , nasıl unuturum ki ?
Daha sayayım mı ? İnşallah ben saydıkça gençler, annelerinin ne çok işlerin üstesinden geldiklerini takdir eder ve kıymetlerini bilirler.
Bugün odun yarmaktan bahsetmek istiyorum kısaca.
Herkesin odun aldığı belli insanlar vardı. Memnun olacaklar ki daha önce aldıkları kişiyi tercih ederlerdi, Cüce Tahir gibi...Genelde meşe odunu tercih edilirdi,. her ailenin de bir odun yarıcısı (kesici) vardı. Mesela bizim kışlık odunlarımızı Ağa Dayı (Palu’lu) yarardı.
Odunlar evlerin bahçesinde veya avlusunda kırılırdı. Bahçe veya avlusu olmayan hanelerin odunları kapılarının önlerinde halledilirdi. Ama genelde evler bahçeli veya avlulu idiler. Odun yarıcıların çoğu, Palu’dan gelip Malatya'ya yerleşmiş, güçlü, kuvvetli, edepli, dost ve samimi insanlardı, eşleri de evlere gündelikçi olarak gider nafakalarını temin ederlerdi.
Alınterleri her odun parçasından bir kristal damla gibi yansırdı gözlerinize. Genelde iki kişi olurlar, akşama kadar 2 ton odunu yararlardı. Odun yarmak, belki gençler bilmez, ağaç gövdelerini sobaya girecek büyüklükte kesmek, parçalamak demektir. Oturur, zevkle bu zor çalışmayı izlerdim. Zor diyorum çünkü ağacın budak yerlerini kesmek çok zahmetli olurdu. Özel demirler vardı, büyük çivi gibi...onlarla parçalamaya çalışırlardı ve başarıyla yapılan iki, üç saatlik bir çalışmadan sonra terlerini boyunlarındaki çevreleriyle silip, bağdaş kurup bir sigara molası verirlerdi. O zevkle içilen sigarayı takiben kalan kütüklerin paylaşımını yaparlar ve yeniden işe koyulurlardı. Ben bu arada sağa sola sıçrayan odun parçalarını (Gamga- Gındığh) takip eder, peşinden koşar, ziyan olmasın diye hemen alır, getirir diğerlerinin yanına koyardım. Odun kırılırken, baltanın odunla karşılaştığında çıkan sesle, odun kıran Ağa Dayı’nın kendine güç enjekte ettiğini düşündüğüm IHHH.. ! IHHH.. ! sesi bir düet gibi, notaya gelmez bir melodiyi yansıtırdı, ben de ayaklarımı yere vurarak bu tempoya yetişmeye çalışırdım. İkindiye doğru odunun dörtte üçü biterdi ve yemek molası verilirdi. Allah ne verdiyse, annemin hazırladığı yemekleri siniyle önlerine getirirdim. Sulu bir yemeğin yanında bulgur pilavı, yanında ya ayran ya erik pelverdesi....Yemekten sonra yine bir Klüp sigarası tüttürürlerdi keyifle. Sonra yeniden odun yarma faslı devam eder ve hava kararmadan kalan odunlar da yakılacak boyutta kesilir ve bitirilirdi. En büyük zevkim odunları saklanacağı yerde düzletmekti.
Nedense, oduncuların içeri taşıdıkları odunları tek tek, boylarına göre bir duvar örercesine dizmekten büyük zevk alırdım. Ayrıca gamgalar da belli bir yere toplanır, en ufak odun parçası bile ziyan edilmez değerlendirilirdi. Bu gamga ve gındığhlar sobayı tutuştururken çok işe yararlardı, bu yüzden odun kadar önemliydiler.
Odun yaranlar balta hakkı olan kütüklere baltalarını saplayıp, alınteri olan kazançlarını da alarak helalleştikten sonra bir daha ki seferde görüşmek üzere yollanırlardı.
Sevgiyle ve sağlıkla kalın.
Ganereyi soruyu benim gardaşım.
Ölem ölem!...
Var şimdi yerinde bi süper market.
Geçenlerde girdim içine bi yol ,
Gıllanın başında bi eksiketek.
Pirpirimi sordum var mıdır diye.
Bir kilo da pirçekli isdeyecekdim.
Yüzüme bahtılar ne diyim diye,
Samudu sormadan döndüm geriye.
Necati DİKMEN
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ARGUVAN KÖYLERİNDE AYLI GECELER
08 Kasım 2024 17:47
ÇOCUKLUĞUMDA DİNLEDİKLERİM.
06 Kasım 2024 17:47
MALATYA DA KİŞİLİĞİMİ VE DURUŞUMU ETKİLEYEN YAŞANMIŞLIKLAR
18 Ekim 2024 17:47
BU GÜNLÜK MALATYA TURU
26 Eylul 2024 17:47
DEGİRMANA GALĞHMAĞH ( Değirmene Kalkmak )
15 Eylul 2024 17:47
9 EYLÜL TARİHİNİN ÖNEMİ
10 Eylul 2024 17:47
ÇOCUKLUĞUMDA 23 NİSAN
22 Nisan 2024 17:47
AHVÂL
03 Mart 2024 17:47
DADA’DAN MEKTUP
21 Eylul 2023 17:47
ANNEMDEN DİNLEDİĞİM YÜZ YILLIK MANİLER
06 Haziran 2023 17:47
ÖĞRETMENLERİME TAŞLAMA DÖRTLÜKLER
02 Haziran 2023 17:47
BU MİLLETİN OKUMUŞ KADINLARA İHTİYACI VAR
27 Mayıs 2023 17:47
Asıl Azmaz
08 Nisan 2023 17:47
Ben de Malatyalıyım Gardaş, Haydin Malatya’da Acığ Dolanağ (6)
31 Ocak 2023 17:47
Ben de Malatyalıyım Gardaş (5)
17 Aralık 2022 17:47
Bende Malatyalıyım Gardaş (4)
06 Aralık 2022 17:47
Bende Malatyalıyım Gardaş (3)
28 Kasım 2022 17:47
A T A M B A Ğ I Ş L A B İ Z İ !..
10 Kasım 2022 17:47
BENDE MALATYALIYIM GARDAŞ (2)
06 Kasım 2022 17:47
BEN DE MALATYA’LIYIM GARDAŞ
29 Ekim 2022 17:47
BEN DE MALATYALIYIM GARDAŞ ŞİİR'İNDEN
30 Eylul 2022 17:47
PINARBAŞI
27 Eylul 2022 17:47
SİVAS KONGRESİNDE ALINAN KARARLAR
04 Eylul 2022 17:47
ÇAL EMMOĞLU ÇAL
27 Ağustos 2022 17:47
LOZANI KARIŞTIRANLARA !..
24 Temmuz 2022 17:47
ÇOCUKLUĞUMDA 23 NİSAN (*)
23 Nisan 2022 17:47
23 NİSAN 1920 TARİHİNDE NE OLDU? HATIRLAYALIM
23 Nisan 2022 17:47
İKİ MALATYALI ĞATUNUN SOHBETİ
23 Şubat 2022 17:47
OLAĞAN ÜSTÜ DEĞERLİ TARİHİ BİR BELGE...
09 Kasım 2021 17:47
NERMİKANLI ÇERÇİ MEHMET GÜLER
15 Ekim 2021 17:47
***EKMEK YAĞLA FATTEY BİBİ! ***
11 Ekim 2021 17:47
MUHTEŞEM SÜLEYMAN'IN SÜPER İMAMI
06 Ekim 2021 17:47
Hayat kurtaran ebelerimiz
30 Eylul 2021 17:47
ÖZLEDİĞİM YILLAR GÖZÜMDE TÜTENLER: BURĞUR GAYNATMA
24 Temmuz 2021 17:47
NOT ET BULUNSUN!..
27 Mayıs 2021 17:47
BEN HAMAL HAMO'NUN KIZIYIM AMCA
02 Mayıs 2021 17:47
'BU MİLLETİN OKUMUŞ KADINLARA İHTİYACI VAR'
07 Mart 2021 17:47
MİNİK HİKÂYE
22 Şubat 2021 17:47
İSMET İNÖNÜ
25 Aralık 2020 17:47
ŞEHİT ASTEĞMEN KUBİLAY KİMDİR?
23 Aralık 2020 17:47
SINIF ARKADAŞLARIM İÇİN OKUDUĞUM TAŞLAMA DÖRTLÜKLER.
08 Aralık 2020 17:47
BEN DE MALATYALIYIM GARDAŞ
13 Kasım 2020 17:47
6 EKİM İSTANBUL'UN KURTULUŞU
06 Ekim 2020 17:47
DEGİRMANA GALĞHMAĞH (Değirmene Kalkmak)
30 Eylul 2020 17:47
MALATYA TÜRKÜLERİ SAHİPSİZ Mİ?
18 Eylul 2020 17:47
BEN DE MALATYALIYIM GARDAŞ (32)
14 Eylul 2020 17:47
ÖZLEDİĞİM YILLAR, GÖZÜMDE TÜTENLER: BULGUR KAYNATMA
23 Ağustos 2020 17:47
AHVAL
25 Haziran 2020 17:47
MALATYA DA KİŞİLİĞİMİ VE DURUŞUMU ETKİLEYEN YAŞANMIŞLIKLAR
23 Mayıs 2020 17:47
NE GÖRDÜMSE SİZDEN GÖRDÜM İNSANLAR.
06 Nisan 2020 17:47
EKMEK YAĞLA FATTEY BİBİ
26 Mart 2020 17:47
1915 ÇANAKKALE SAVAŞI (ARŞIVIM) UYAKOĞLU ÖMER
16 Mart 2020 17:47
GÜN BİTTİ
24 Şubat 2020 17:47
BEN DE MALATYALIYIM GARDAŞ.. 1
03 Şubat 2020 17:47