Fikri Demirtaş
[email protected]
Aspuzu Bağları: Karadut Ağacı
11 Temmuz 2022 14:46Aspuzu Bağları: Karadut Ağacı
Aspuzu Bağları: Karadut Ağacı
Aspuzu Bağları. Mitolojik Bir Aşk Hikayesi: Karadut Ağacı
Tüm dostlara kutlu ve mutlu bayramlar...
Bu yazımda Aspuzu bağlarının imara açılışı , bizim bahçede beş ağaç olan Horum ( Urum) Karadutun mitolojik aşk hikayesini, B. Rahmi Eyüpoğlu'nun "Karadut" şiirini paylaşacağım.
Kurban Bayramının birinci günü Malatya Aspuzu bağ köylerinden Bostanbaşı'ndaki( Barguzu) bahçemize gittim. Bütün ağaçlar, güller kardeşçe yaşıyordu. Sarı gül, kırmızı güle sen niye kırmızısın demiyordu. Hiç bir meyve ağacı birbirine bana benzeyeceksin demiyordu. Her canlı anadilinde konuşuyordu. Ağaçlarla bayramlaştım. Meyve ağaçlarının, güllerin renklerin içimi ferahlatan gülümseyişi ...Ruha dolan sıcaklığı...Ve küllenmiş aşk sevdalar ve eşitimin ardından yazdığım " Ağ Gülüm" şiiri TRT Antalya radyo sanatçısı Enver Çatalın bestelediği ve Trt' tarafından kayıt altına alınan " Ağ Gülüm " türküsünü cep tlf' da dinledim.
Bugün ki Malatya şehrinin bulunduğu bölge yaklaşık 100 yıl öncesine kadar Aspuzu Bağları denilen verimli ve sulak arazilerden oluşmaktaydı. Battalgazi’de yaşayan Malatya halkı, yaz ayları geldiğinde tarım yapmak için Aspuzu’da bulunan bağ evlerine göç ederlerdi. Kış ayları geldiğinde ise asıl yaşadıkları yer olan Battalgazi’ye( Eskimalatya) geri dönerlerdi. Bir nevi mevsimlik göç yaşanırdı.
Bugün ise tamamen yok olan Aspuzu Bağlarının verimini, güzelliğini, meyvelerinin lezzetini Evliya Çelebi Seyahatname ’sinde şu şekilde anlatmıştır;
“Aspozan bağlarının su ve havasının hoşluğu, hesapsız meyvesinin bolluğu sebebi ile diğerlerinden üstün tutulan başlıca meyveleri şunlardır. Kırmızı, sarı, müşmüş, beyaz, bey, sulu ve etli adları ile yedi çeşit sulu kayısısı olur ki, bağdan şehre seleler ile güçlükle getirilir. Biraz incinse suyu kalmaz. Her bir kayısı kırk-elli dirhem gelir. Zerdalisinin hesabını Allah bilir. Çokluğundan pestil yapılıp diyar diyar yüklerle taşınır. Seksen türlü sulu armudu sicillerde kayıtlıdır. Göksulu armudu meşhur olup, her biri bir kıyye gelir. Bundan turşu yaparlar. Suyu sanki ishal suyudur. Bolca içine sarhoşluk verir. Kuvvet için çok faydalıdır, güçsüzlere yedirirler. Bey armudu dahi sulu ve lezzetlidir. Hattâ İstanbul’un ayân ve ileri gelenleri, Malatya’dan ılgar ile armut filizleri getirip İstanbul fidanlarına aşılarlar. Malatya armudu pek lezzetli olur.
Malatya’nın yedi türlü elması olur. İzmit şehrinin Misket ve Frenk elmasından daha lezzetli ve suludur. Cenâbı Hak bu Malatya elmalarına bir çeşit renk vermiştir ki alı al, kırmızısı kırmızı ve diğer renkleri de hep Cenâb-ı Hak yapısıdır. Hiçbir renge benzer tarafları yoktur. Hatta bir evde beş on adet elma olsa, tatlı kokusundan insanın dimağı kokulanır. Malatya’nın ileri gelenleri ve kibar kadınları, bu elmalara ağacında iken balmumu ile şiirler yazarlar. Niceleri kağıda uygun beyitleri makas ile oyup üzerine yapıştırırlar. O elmalar ağacında iken havasından tazelik bulup ayın etkisinden renk ve parlaklık kazanarak olgunlaşınca, sözü edilen kağıt ve balmumlarının altından beyaz ve sarı yazı ile öyle güzel beyitler çıkar ki her biri sanki birer sihir eseridir. Bu elmaları kopardıktan sonra vilâyet vilâyet ayân ve büyüklere ve bizzat padişaha hediye götürürler. Bu da buraya ait bir özelliktir.
Maalesef Aspuzu Bağlarının elmalarını, armutlarını, ayvalarını, bulmak artık çok zor fakat yine de hala Malatya topraklarından yetişen meyvelerin lezzeti, Malatya’nın suyu dillere destandır.
Bugün Aspuzu bağ köylerinden Bostanbaşı ( Barguzu) küçük bahçedeyim. Evliya Çelebinin yazdığı gibi Aspuzu bağlarında yetişen ağaçların hepsi sanki burada; kayısı, elma, armut, kızılcık, beyaz dut, kara dut, şeftali, erik, hurma, iğde, muşmula, badem, çeviz ıhlamur' üzümler vb.
Güller, sarmaşıklar, sebzeler küçük beyaz ağaç kulübe , yanında hamak ve ağaça asılı salıncak... Ocakta kurumuş kayısı ağacının odununun yanan çıtırtısı .
Değinlerin ( sincap ) ağaçtan ağaca atlamaları. Sabahları ve akşamlar saka, bülbül, karga kuşların senfonileri . Arklarda akan su 'gözelerde kaynayan , pınarlarda gürül gürül akan sular.Cennetten bir köşe...
1930 yıllarda Malatya Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yapan Arif Nihat Asya Malatya’da bulunduğu dönemde, kentin değişik semtlerini, köy ve kasabalarını tanımış, buraların doğal güzelliklerinden etkilenmiş ve duygularını da dizelere aktarmıştır.
"ÇARMUZU
İkramdı taşan, Orduzu’dan Barguzu’dan.
Kaç kerre gönül nasip aldı Çarmuzu’dan
Her dal ve her el sunardı bir başka yemiş,
Her sofra ziyafeti çebişten, kuzudan…"
TECDE
Yunrun, kıyılardan size gelmiş kadını
-Mademki yazınTecde’de bulmuş tadını-
Dallarda, yemişlerden uzakta yarın
Bir kız doğurursa, Tecde koysun adını.
Pembem, yeşilim, tadım, kokum müjde benim.
Altın yemişiyle dallarım secde benim
Diller der ki, “Malatya’nın gözbebeği”
Yaz kalbine ey yolcu: Adım “Tecde” benim!
Yakın zamanda İmara ranta açılan Aspuzu bağlarında Banazı, Barguzu,Çarmuzu, Orduzu Tecde, Kileyik, Çırmıktı14 katlı beton kafesler yükselmektedir. Malatya'nın oksijen meyve deposu yok artık. Yeşil bitki örtüsü gri beton örtüsü olmuştur. Ranta açanlar yerlerde Millet bahçeleri , parklar sosyal tesisleri ile millet avundurulmakta.
Bilmem o küçük bahçede yetişen meyve ağaçları Millet bahçesinde var mıdır ? Ya salyangoz, köstebekler, yılanlar, kuşlar kurbağalar, değinler doğal tarım alanları yok edildi. Artık Aspuzu bağlarına leylekler yuva yapmıyor.
Mitolojik Bir Hikaye: Karadut Ağacı
Karadut ağacının büyülü bir aşk hikayesine dayandığını söyler Yunan mitolojisi. Ve ekler "Karadut ölümsüz bir aşktır. Babil’den çıkmış ölümsüz bir aşk.Yıllar önce Babil de Thispe ve Pyramus adında birbirlerini çocukluktan beri gizliden seven iki genç vardır. Thispe Babil’in en güzel kızı, Pyramus ise en yakışıklı erkeğidir. Bu iki gencin evleri yan yanadır. Çocukluktan beri yan yana evlerde büyüyen iki aşığın aşkları gün geçtikçe daha da büyür ve körüklenir. Bu iki aşık, aşklarını evlilikle taçlandırmak isterler. Bunun için ailelerine durumu söyleyip artık evlenmek istediklerini, birbirlerini çok sevdiklerini söylerler. Fakat ne yaptılarsa ailelerine birbirlerini ne kadar çok sevdiklerini kabul ettiremezler. Aileleri aralarındaki bu aşka hep karşı çıkmış hatta birbirleriyle konuşmalarını bile yasaklamışlardır. Ama hiçbir engel bu aşkın önüne engel olarak çıkamamış. Bu engellere mutlaka bir çözüm bulmaları gerekir. O sırada evlerinin ortak olan duvarında bir delik keşfederler. Bu keşfedilen deliği genç aşıklardan başkası bilmiyordur. Artık konuşmak için bu deliği kullanmaya karar verirler. Birbirlerine olan sevgilerini, aşklarını bu delikle birbirlerine söylerler. Tek sevinçleri en azından artık birbirlerinin sesini duyabiliyor ve birbirlerini sevdiklerini söylüyor oluşlarıdır. Aylarca bu konuşmalar böyle sürmüştür.
Fakat bir gece Pyramus, bu hasrete dayanamadığı için bir plan yapar. Ve bu planı Thispe'ye anlatır. Plan şu şekildedir; Ninos’un mezarının yanındaki dut ağacının altında buluşmak. O gece geldiğinde Thispe sessizce evden uzaklaşıp mezarın olduğu yere gider. Ve ardından Pyramus ‘u beklemeye başlar. Fakat Pyramus gelmeden ağzı kanlar içinde bir dişi aslan belirir. Thispe aslanı görünce çok korkar ve hemen ordan kaçıp boş bir kayanın içine saklanır. Kayanın içinde aslanın gitmesini bekler. O sırada fark etmediği bir şey gerçekleşir. Fark edemediği şey, kaçtığı sırada pelerinin yere düşürmesidir. Bunu gören aslan, kanlı ağzıyla pelerini ağzına alır ve parçalayıp yere attıktan sonra oradan ayrılır. Aslanın ordan ayrılmasından sonra Pyramus gelir. Yerde kanlar içinde Thispe’nin pelerinini görünce onun öldüğünü düşünür. Onu tehlikeden koruyamadığı için kahrolur. Bunun verdiği üzüntüyle pelerini eline alıp “ Seni ben öldürdüm.” der ve kılıcını çıkarıp dut ağacının olduğu yere gider. “Sen de benim kanımı içeceksin şimdi.” dedikten sonra kılıcını göğüsüne saplar. Ağaçtaki bembeyaz dutlar Pyramus ‘un kanıyla kızıla boyanır. Thispe de o sırada aslanın gittiğini düşünür ve Pyramus’u daha fazla bekletmemek için buluşacakları yere doğru gider. O aşina olduğu beyaz dut ağacının yerinde kara dut ağacı vardır. Bu karadut ağacının altında yatan birini görür ve o kişi sevdiği adam Pyramus’tur. Onu kanlar içerisinde görür görmez bu acıya dayanamaz ve o da kılıcı göğsüne saplayarak kendini öldürür. Tanrılar bu iki aşığa acıdılar ve Pyramus’un kanını meyvesine, Thispe'nin gözyaşlarını yaprağına verdiler. Hepimizin duyduğu karadutla ilgili çok ünlü bir söz vardır; Karadut ağacı meyvesinin lekesi yalnızca yaprağı ile silindiğinde çıkar.
Thisbe’nin göz yaşları Pyramus’un kanını temizler..
Karadutun Faydaları Nelerdir? Ne İşe Yarar?
"Yaygın bir şekilde yüz maskesi ve kozmetik ürünlerin içerisinde kullanılır. İçinde bulunan antioksidanlar serbest radikallerin hareket alanını önlediği için bu tip alanlarda kullanımı tercih edilmektedir. Antibiyotik özelliğinin olması sağlık açısından önemlidir. Cilt sağlığına birçok katkısı olan meyve cildin yaşlanmasını yavaşlatmaktadır. Serbest radikaller cilde zarar verdiği için bu zararın onarılmasını antioksidanlar sağlamaktadır. Kardutun içerisinde bulunan antioksidanların isimleri polifenoller, anthocyanocides olarak ifade edilir. Bu antioksidanlar serbest radikaller ile mücadele etme konusunda etkilidirler. A ve C vitaminin cilt üzerindeki etkileri olumludur. C ve A vitaminin özelliklerinden biri antioksidan şeklinde hareket etmeleridir. Düzenli olarak karadut tüketmek ve bazı aralıklar ile maskesini uygulamak ciltteki hücrelerin yenilenmesini sağlamaktadır. Ayrıca güneş ışınlarını verdiği zararlardan cildi korumaktadır. Yüzde seksen beş oranında lif içerir. Bu özelliğinden kaynaklı olarak cildin sağlıklı görünmesini sağlamaktadır. Cildi esnek bir hale getirerek kırışıklıkların meydana gelmesini engeller. Bahsi geçen özelliklerden dolayı sık sık cilt maskeleri yapılmaktadır."
Çocukların ağzındaki yaralar ve aftlar için kullanılan karadut şurubu, gribal enfeksiyonların arttığı kış günlerinde bademciklerdeki şişliklerin indirilmesinde de kullanılıyor.
KARADUTUM
Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun altında derin bir hikaye yatan şiiri olan Karadut şairin sevdiği kadına olan aşkını anlatır.
Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Agaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın a gülüm
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.
.......
Fotoğraf Galerisi:
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
IŞIKLAR SÖNMESİN
08 Ocak 2024 14:46
Ali Kapısı Derneği Abdal Musa Birlik Lokması
20 Aralık 2023 14:46
Sazlılar Derneğinde Abdal Musa Lokması
07 Aralık 2023 14:46
Zeynel Abidin Vakfında Abdal Musa Lokması
03 Aralık 2023 14:46
Seyituşağı Köyünde Abdal Musa Birlik Lokması
16 Kasım 2023 14:46
MALATYADA REKLAM TABELACILIĞI
03 Kasım 2023 14:46
Endüstri mirası tescili Tuğla Bacası restorasyonu bekliyor
28 Ekim 2023 14:46
GÜNDÜZBEY- PINARBAŞI KAPTAJ GEZİSİ
17 Ekim 2023 14:46
KABAH ABDAL TÜRBESİ ve GÜRGÜR DEDE TÜRBESİ
10 Ekim 2023 14:46
ELEMENDİK PINARI
02 Ekim 2023 14:46
HEKİMHAN'DA 'TORLAKÇILAR' EKMEKLERİNİ ATEŞ VE KÜLDEN ÇIKARIYOR
09 Eylul 2023 14:46
HEKİMHAN KÖYLÜKÖYÜNDE SARIÇAM ORMANI
29 Ağustos 2023 14:46
BATTALGAZİ'DE ASIRLIK KARA DUT
22 Ağustos 2023 14:46
Zeynel Abidin'de Aşure Lokma Etkinliği
18 Ağustos 2023 14:46
Hekimhan'da Dört Yüz Yılık Ceviz Ağacı
05 Ağustos 2023 14:46
VEFA KONAĞI, DEPREMZEDELERE MESKEN OLDU!
03 Ağustos 2023 14:46
TARİHİ ESERLERE SAYGI
31 Temmuz 2023 14:46
AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNDE SİNEMA ANILARI
28 Temmuz 2023 14:46
Profesyonel Fotoğrafçı HÜSEYİN KOÇ Son Yolculuğuna Uğurlandı
09 Temmuz 2023 14:46
BİR BOZKIR KÖYÜ GEBELİ / ARAPGİR
09 Temmuz 2023 14:46
Karapınar'da ŞAH -I MERDAN Ziyareti
09 Temmuz 2023 14:46
DOĞANYOL'UN YENİDEN DOĞUŞU
15 Haziran 2023 14:46
GELİNCİK TEPE
07 Haziran 2023 14:46
AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜ 6 ŞUBAT DEPREMİNİN ARDINDAN
27 Mayıs 2023 14:46
ÂŞIK VEYSEL... Sivrialan köyüne yolculuk...
16 Mayıs 2023 14:46
MEMLEKETİM YIKIK VİRANE OLDU
19 Mart 2023 14:46
MALATYA'DA SITMA SAVAŞ VE BABAMIN ANILARI
13 Ocak 2023 14:46
MALATYA SÜMERBANK FABRİKASI İŞÇİSİNİN RÜYASI
28 Kasım 2022 14:46
AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNÜN ' GARİP' MEZARLIĞINA SAHİP ÇIKILDI
25 Kasım 2022 14:46
ENGÜZEKLİLER CEM EVİNDE ABDAL MUSA - BİRLİK CEMİ
08 Kasım 2022 14:46
ADINI YİTİREN OKUL...Akçadağ Köy Enstitüsü
13 Ekim 2022 14:46
Hekimhan Ballıkaya (Mezirme) Mahallesi
22 Eylul 2022 14:46
HEKİMHAN-GİRMANA 1. KÜLTÜR ŞENLİĞİ
01 Eylul 2022 14:46
RUS PAZARI / BİT PAZARI
20 Ağustos 2022 14:46
MALATYA ÜÇ HORAN KİLİSESİNDE İKİNCİ AYİN
14 Ağustos 2022 14:46
Kiliseden Kültür Merkezine
28 Temmuz 2022 14:46
TEMMUZ SICAĞINDA İKİ KARA GÜN
04 Temmuz 2022 14:46
Fetiye Uzun Hasan Cami
30 Haziran 2022 14:46
Vefalı Malatyalıların Doğanşehir Gezisi
29 Haziran 2022 14:46
Malatya'da Venk Şapeli
29 Haziran 2022 14:46
CHP KÖY ENSTİTÜLERİ MASASI VE PROJELERİ
21 Haziran 2022 14:46
MALATYA'DA UMUMİ TUVALETLER SORUNU
20 Haziran 2022 14:46
SEYYİD AZİZ DEDE(Ape Aziz) ANMA ETKİNLİĞİ
15 Haziran 2022 14:46
MAVİ DEĞİRMEN / Seferihisar - İzmir
15 Haziran 2022 14:46
Bir Gezi Anısı
06 Haziran 2022 14:46
ASPUZU BAĞLARI
06 Haziran 2022 14:46
Hüseyin Doğan Dede 39.Ölüm Yıl Dönümünde Anıldı
25 Mayıs 2022 14:46
MALATYA DEMİRYOLU MENFEZİNİN HAZİN SONU
13 Mayıs 2022 14:46
MELİTA
10 Mayıs 2022 14:46
YAZAR ÖZGÜR SİNAN'LA ÇANAKKALE'DE KEYİFLİ BİR RÖPORTAJ
07 Mayıs 2022 14:46
KARAGÜL
30 Nisan 2022 14:46
TARİHİN İZİNDE... Mezar Taşlarından Yapılan Demir Yolu Menfezi
30 Nisan 2022 14:46
NE BAHARLARIMIZ GEÇTİ ÖMÜRDEN
11 Nisan 2022 14:46
MALATYA'DA KAYISI AĞAÇLARI ÇİÇEK AÇTI
04 Nisan 2022 14:46
AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNÜN SAHİPSİZ MEZARLIĞI
01 Nisan 2022 14:46
Akçadağ Köy Enstitüsü 1947 mezunu Öğretmen MUAZZEZ YILMAZ
17 Mart 2022 14:46
ELAZIĞ/ KEBAN- DENİZLİ KÖYÜ KERVANSARAYI
25 Şubat 2022 14:46
Balıkesir'de Tahtakuşlar Köyü
14 Şubat 2022 14:46
GÜLE GÜLE BİLGE İNSAN, İSMAİL KAYGUSUZ...
04 Şubat 2022 14:46
Lütfi Özgünaydın: 'Bir zamanlar Kemaliye'
30 Ocak 2022 14:46
Malatyalı Yazar Necati Güngör beyi İstanbul'da ziyaret
25 Ocak 2022 14:46
KÖY ENSTİTÜLERİNDE KÜTÜPHANELER
24 Ocak 2022 14:46
AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNDE SİNEMA ANILARI
24 Ocak 2022 14:46
Gazateci Hrant Dink katledildiği yerde anıldı.
24 Ocak 2022 14:46
Geçmişin İzinde DAMASCUS Sergisi
13 Aralık 2021 14:46
DEMİRYOLU KÜÇÜK İSTASYONLARI
03 Aralık 2021 14:46
MALATYADA YENİ FiDANCILAR SİTESİ HAZIR
22 Kasım 2021 14:46
Malatya'da Vanlı Hoca: Şeyh Hacı Hamid Hamd-î Vânî El- Malatî (1873 1955)
22 Kasım 2021 14:46
Malatya'da Venk Manastır ve Kilisesi
16 Kasım 2021 14:46
Malatya'da 'Venk' Manastır ve Kilisesi
25 Eylul 2021 14:46
ARGUVAN YOLLARINDA
15 Eylul 2021 14:46
HEKİMHANLI SADIK BABA
15 Eylul 2021 14:46
Malatya ERHAÇ Askeri Hava üssü Adı Nereden Geliyor
15 Eylul 2021 14:46
HEKİMHANLI ÂŞIK ESİRİ BABA
08 Eylul 2021 14:46
SÜRYANİ KADİM MOR BARSAUM MANASTIRI / DİLBER KALESİ
24 Ağustos 2021 14:46
ASLANTEPE HÖYÜĞÜ'NÜN UNESCO YOLCULUĞU... Temmuz 31, 2021
03 Ağustos 2021 14:46
Malatya'ya kuşbakışı bakanları şaşırtan dairesel tarlalar
27 Temmuz 2021 14:46
Aşağıbağlar Suflâ Cami (1850) Yeşilyurt/Malatya
26 Temmuz 2021 14:46
MALATYA'DA ROMA ODA MEZARLARI... YİNE TOKİ
26 Temmuz 2021 14:46
Okulun Atatürk Anıtına Saygısızlık
08 Temmuz 2021 14:46
MALATYA CASA ŞEHİTLİĞİNİN KÜNYELİ MAHZUN AĞAÇLARI
08 Temmuz 2021 14:46
ŞEKER FABRİKASININ ALKOL ÜNİTESİ KADERİNE TERK EDİLDİ
05 Temmuz 2021 14:46
AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜ YERLEŞKESİNDEN HÜZÜNLÜ KARELER
28 Haziran 2021 14:46
BİN YILLIK SELÇUKLU KIRK KARDEŞLER MEZARLIĞI İÇLER ACISI HALDE
28 Haziran 2021 14:46
Ulu Camii Sit Alanına 30 yıl önce yapılan okul binası yıkıldı
07 Haziran 2021 14:46
Battalgazi Çolakoğlu Köyü
24 Mayıs 2021 14:46
Malatyada sebze fidelerini dikme, dönemi başladı
04 Mayıs 2021 14:46
Hurda Depolarının Şehir Dışına Çıkarılması
04 Mayıs 2021 14:46
Malatya'da İlkbahar
14 Nisan 2021 14:46
YOLUM DÜŞTÜ HACI BEKTAŞ'A
05 Nisan 2021 14:46
SANCAKTAR ABDULVAHAP GAZİ TÜRBESİ
18 Mart 2021 14:46
TOPKAPI SARAYI ve CELLAT ÇEŞMESİ
07 Mart 2021 14:46
KARACA AHMET SULTAN TÜRBESİ
07 Mart 2021 14:46
AYASOFYA'YA YOLCULUK.
27 Şubat 2021 14:46
MALATYA ÇINARLI CAMİİ / SURP ASDVADZADZİN Kilisesi
21 Şubat 2021 14:46
ŞAHKULU SULTAN DERGÂHI
07 Şubat 2021 14:46
ZEYNEP- KAMİL HASTANESİ ÖLÜMSÜZ BİR AŞK HİKAYESİ
01 Şubat 2021 14:46
MALATYALI İSMAİL AĞA CAMİİ. HAMAMI, ÇEŞMESİ
30 Ocak 2021 14:46
Koca Vaiz Baba Türbesi
30 Ocak 2021 14:46
TÜRBE VE TABUTDA ÖRTÜ (PÛŞÎDE) KÜLTÜRÜ
28 Aralık 2020 14:46
ŞEYH BEDREDDİN'İN MEZARINI YAPIN
25 Aralık 2020 14:46
UMUMİ TUVALETLER
09 Aralık 2020 14:46
HEKİMHAN, TARİHİ SURP PIRGİÇ KİLİSESİ
03 Aralık 2020 14:46
HEKİMHAN'IN TARİHİ MEZARLIKLARI ve YENİ MEZARLIĞIN HİKAYESİ
29 Kasım 2020 14:46
Hekimhan Hükümet Binası Yangını
26 Kasım 2020 14:46
ARAPGİR'İN KAHVERENGİ YOL LEVHALARI
19 Kasım 2020 14:46
İÇİNDE MEZARLIĞI OLAN OKUL
12 Kasım 2020 14:46
HEKİMHAN DİPSİZ GÖL (SÜLÜK GÖLÜ)
04 Kasım 2020 14:46
Malatya'dan Hatay'a Hafta Sonu Gezisi
28 Ekim 2020 14:46
MALATYA'DA İLYAS TENEKELİ KÖŞK MİNARELİ CAMİ
22 Ekim 2020 14:46
HEKİMHAN CEVİZiNİN HİKAYESİ
16 Ekim 2020 14:46
MALATYA SURP YERRORTUTYUN (Taşhoran ) Kilisenin Yeni Kubbesi.
14 Ekim 2020 14:46
Yüce dağ başında bir garip mezar
11 Ekim 2020 14:46
Hekimhan'ın Tarihi Çeşmeleri Kaderine mi Terk Edildi?
07 Ekim 2020 14:46
Kapatılan Köy okulları kaderine mi terk edildi?
06 Ekim 2020 14:46
DİLEYİCİ ROMANI-Fatma Çağlayan
16 Eylul 2020 14:46
12 EYLÜL KARANLIĞINDA KAYBOLAN BİR NESİL
13 Eylul 2020 14:46
SULTANSUYU HARASINA HİPODROM NEDEN YAPILMIYOR?
25 Temmuz 2020 14:46
MALATYA'DAN ERZİNCAN-BAŞBAĞLAR KÖYÜNE YOLCULUK...
23 Haziran 2020 14:46
Hekimhan-Güzelyurt Ilıca Tıpka Ocağı
19 Haziran 2020 14:46
HEKİMHAN - YAĞCA GEYİK ve DAĞ KEÇİSİ ÜRETİM MERKEZİ
16 Haziran 2020 14:46
FUGACI ABBAS USTA (Abbas Soğukpınar)
15 Haziran 2020 14:46
MALATYA KAYISI ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
22 Mayıs 2020 14:46
Aziz Mor Ahron Kadim Süryani Manastırı (M.S 329)
17 Mayıs 2020 14:46
MALATYA SÜMER İLKOKULU BİNASI YIKILIYOR
11 Mayıs 2020 14:46
IŞIKLAR SÖNMESİN
23 Nisan 2020 14:46
370 YAŞINDA KIZILCIK AĞACI
19 Mart 2020 14:46
MEZAR TAŞLARINDAN YAPILAN DEMİRYOLU KÖPRÜSÜ
18 Mart 2020 14:46