Prof.Dr. Mustafa Talas
[email protected]

Malatya Kan Ağlıyor? Sesini Gören, Duyan Var Mı?…

10 Mart 2023 13:06

Ülkemiz zor günlerden geçmektedir. Bu zor günler yaşanır, anlatılmaz. Ancak deprem şehirleri daha da zor günler yaşamaktadır. Hele bunlardan biri olan Malatya, iş bilmezlerin sorunlar halloldu gibi basit hesaplar içeren yaklaşımları sebebiyle daha da zor günler geçirmektedir.

Biz Malatyalılar zaten burnumuzdan soluyoruz. O güzelim memleketimiz yaşadığı felaket sebebiyle neredeyse haritadan silinmiş. Yüzbinlerce insan kaybetmiş. İşgücü kaybetmiş. Herkes o diyardan o diyara savrulmuş ve kala kala nüfusun neredeyse yüzde yirmisi Malatya’da kalmış. Onlar da ya köylerinde kalacak yeri olanlar ya da gidecek yeri olmadığı için mecburen kalanlar. Bu bir realitedir. Nüfusun yeniden eski oranına kavuşturulması nasıl mümkün olur doğrusu hiç bilmiyorum.

Bütün bu olgusal gerçekliklerin yanında, Malatya’nın belki de en önemli problemi koordinasyonu sağlayan yetkililerin etkisizliğidir. Maalesef bu gerçeği dile getirmek zorundayız.

Herkim  ya da kimler bürokrasiye Malatya’nın durumu iyidir algısı yaratmışsa, bütün aksaklıklardan sorumlu olan odur. Eğer Malatya, her konu başlığında çok geri kalmışsa, bunun sebebi biz hallederiz deyip, dağıtımlarda da ayrımcılık yapanlardır.

Birisi 130 bin konuttan 90 bin konutun oturulamaz hale gelmesi durumunu hafife alıyorsa, ben daha söylenecek bir söz kalmadığını ifade ederim. Bu rakam sadece merkez için geçerli olan rakam. Eğer köyleri ve ilçeleri de baz alırsak o zaman halimiz ve ahvalimiz daha berbat olur.

Depremin üzerinden bir ay geçmişken Malatya’daki çadır sayısı başka şehirlerdeki konteyner sayısından bile az ise, ben bu durumun bir izahını yapamıyorum. Yapabilen varsa, buyursun yapsın, biz de anlayalım.

Hala insanlar banyo yapmaya bile su bulamıyorsa, suyun zarar gören kısımlarının tamiri neden yapılmamış diye sormak hakkımızdır. Adı Kayısıkent olmazsa Suşehri olacak bir şehirde insanlara alternatif su kaynakları bulunamıyorsa, bu aksamanın nedenini sormak bizim hakkımızdır.

Geri dönülsün deniyor ama oradaki gerçek durumdan haberdar olmadan bu sözler sarf ediliyor. Adam dönsün ama kapalı mekan yok, artçı sarsıntılardan ölüm tehlikesi var. Nasıl dönsün? İşgücü olarak dönsün, barınma problemi çözülmemiş. Ailesiyle birlikte fabrikada mı yatsın? Kayısılarını ilaçlaması gerekir, parayı nereden bulsun da ilaç alsın. Hatta geri dönüş için parayı nereden bulsun da bilet alsın da gelsin. Ahırlar gitmiş, hayvanlarını nerede barındırsın da hayvancılık yapsın. Diyelim ki bir çılgınlık yaptı ve geldi, ilaçlamayı da yaptı. İş bitince nerede kalacak?

Aldığım duyumlara göre bazıları ihtiyaçlarından fazla çadırı alıp bireysel alanına çifter çifter, üçer üçer kurmuş ama bazıları da çadırkentlerin kapısında çadır bekliyor. Bu ayrım neden oluyor? Bazıları vatandaş da diğerleri değil mi? Birisi hem barınmasına, hem deposuna, hem hayvanlarına çadır alabiliyorken, bir başkası sadece kendi ailesine, canlarına neden çadır bulamaz? İşte bu durum koordinasyon sorunundan ortaya çıkabilecek bir olgudur. Sayın koordinatör valilerimize müdahale eden etkililer oluyor mu? Doğrusu merak ediyorum. Bu vatandaş acısı arasında bir de ötelenme yaşamamalı. Bunu yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur.

Resmin büyük tarafında kabul edeceğimiz çok güzel başarılar var. Hatta Malatya dışındaki şehirlerde çok güzel organize olma ayrıcalığı var. Bunlar da realite. Ancak resmin gözardı edilen yerlerinde bu büyük emeği boşa çıkaracak müdahaleler varsa, bunların da görülüp engellenmesi gereklidir. Herkesi memnun edecek atılımları yapan bir üst yönetim, böyle alttan zarar veren anlayışları görmezse, gafil avlanma durumunu yaşayabilir. Bu çürük yumurtaların ayıklanması gereklidir. Aksi halde çok özel bir başarıyı gölgeleyecek insanlar, karşıt cepheye malzeme kazandırmış olur.

Malatya’nın yaşadığı bir şanssızlık da bakanlar ziyaret ettiğinde, onları belli bölgelere götürüp, orada boy boy resimler paylaşanlar, bakanlar gittikten sonra sorun olan bölgelerle ilgilenmez anlayışlı potansiyel güce sahip olmasıdır. Bu şekilde değil de, vatandaşın sorununu çözmek için her zaman teyakkuz halinde olmanız gereklidir dostlar. Sadece resim çektireceğiniz zamanlarda değil.

Bu deprem bizi öyle bir dağıttı ki, kaybettiğimiz sadece sayısını bilmediğimiz canlar değil, aynı zamanda o canlar gibi canlı ve dinamik olan memleketimizdir. Medeniyetimizi kaybettik. Gençliğimizin, çocukluğumuzun anılarını kaybettik. Camilerimizi kaybettik. Kentimizin kimliğini kaybettik. Aldığımız göçü kaybedip, göçü içini boşaltma şeklinde veren bir memleket olduk. Çarşılarımızı kaybettik. Pazarlarımızı kaybettik. Düşünebiliyor musunuz? Kasap Pazarı, Bakırcılar Pazarı, Peynirciler Pazarı; Ayakkabıcılar Pazarı, Şire Pazarı, Ayakkabı Tamircileri Pazarı, Pamuk Pazarı, Mısır Çarşısı artık yok ve bir daha da olmayacak. Çok yoğun bir negatif psikoloji yükleyen olgusal gerçeklikler bunlar. Bizi bu gerçeklerimizle kim yeniden tanıştıracak? Bu kenti dokularıyla beraber tanıyan ve bilen kim? Eğer tanıyan ve bilen olmadan moloza bile müdahale eden biri varsa, o molozun bile hatıralar içerdiğini nereden bilecek bu şahsiyet?

Bütün çocukluğunu yaşamış olduğu her şeyini kaybetmiş insan yaralıdır. Ben de o yaralı insanlardan biriyim. Zülfi yare dokundurduysak, ne olur affedin bizi. Ama koordinasyonu sağlayamayan ister bürokratik olsun ister siyasal olsun hangi yapı varsa, bu yapıları etkisizleştirmek ancak büyüklerimizin becereceği bir şeydir. Biz büyüklerimizden Malatya’yı ara sokakları ile beraber yeniden görmeye davet ediyoruz. Ne olur o güzelim memlekete, bir de bizim gözümüzle bakın. Bakın da bu ağır yıkımda sorumluluğu olanları hala karşımıza çıkıp bir şeyler yapıyormuş edasıyla dolaştırmayın lütfen.

Bizim için gerçek olan tek şey varsa o da ÜLKEMİZ VE ÜLKÜMÜZDÜR. Bu hususları da yine bu eksenle değerlendirir, buna göre tavırlarımızı alırız.

Allah Türk Milleti’ne hem kendisi için, hem kardeşleri için hem de dünya barışı için yardım etsin. Amin.

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Malatya’nın Depremle İlgili Öncelikli Sorunları…
30 Ağustos 2024 13:06

Seçim 2024’e Doğru Malatya…
28 Kasım 2023 13:06

Bizim İşimiz Memleket Meselesi…
01 Kasım 2023 13:06

Paşalar Diyarı Arapgir’in Paşa Tavırlı Başkanı Cömertoğlu’nun Konukseverliğinde Oğuz Boyları Sempozyumu..
10 Ekim 2023 13:06

Malatya’da Hırsızlık Olayları Bel Büküyor!..
06 Eylul 2023 13:06

Çevre Katliamları Bu Kadar Kolay Olmamalı…
02 Ağustos 2023 13:06

Yüzyılın Seçimi İkinci Tura Kaldı…
19 Mayıs 2023 13:06

Kaybedeni Olmayan Seçim: Seçim 2023
16 Mayıs 2023 13:06

Malatya’yı Unutmak Tükenmektir….
06 Mayıs 2023 13:06

Kayısıkentimizi Harapkent Yapanlar... Hayrettin Abacı’yı Hatırlayın!
04 Mart 2023 13:06

Sanal Alemde Çocukların Yaşadığı Problemler…
10 Nisan 2022 13:06

'Arapgir Modeli' Arapgir ve Arapgirliler İle Etkileşim Kurularak Anlaşılabilir
23 Kasım 2021 13:06

Tüm Yazılar