ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

HÜSEYİN CAHİT FIRAT

FLAŞ FLAŞ FLAŞ...

Spreyi sık 5 saniyede kanaman dursun...

Tamponu yapıştır kanaman anında dursun...

Mayın patlamasında, bacak kopmasında, trafik kazalarında, büyük kanamalarda tamponu yapıştır 30 saniye içinde kanama dursun...

Üstelik yaranın üzerindeki mikropları da temizleyen mucize bir buluş...

Mutlaka, ABD’nin falanca üniversitesinin bir haberi diye düşündünüz değil mi?

Yanıldınız... Tamamen Türk yapımı ve Türk Malı...

......

Van şehri o gün çok güzel bir sünnet düğününe sahne oluyordu.

Sünnet çocuğunun adı Hakan’dı. Her erkek çocuğu gibi sünnet olup erkekliğe ilk adımını atmak üzereydi.

Ailesi ve yakınları sevinç içerisindeydi. Kolay mı bir tek oğulları sünnet olacaktı. Ama kader ağlarını örmüştü. Sünnet başlamış fakat çok geçmeden bir terslik olduğu farkedilmişti. Kanaması bir türlü kesilmiyordu Hakan’ın. Van Yüzüncü Yıl Tıp Fakültesi Hematoloji bölümüne götürüldü fakat kan durdurulamadı. Her türlü tedavi denendi, sonunda teşhis koyuldu, Hakan hemofili hastasıydı.

Binlerce lira tutan ilaçlar kullanıldı ama sonuç alınamadı. Tam 15 gün boyunca Hakan kanadı, kanadı. Hakan annesine “Anne ben ölecek miyim?” diye sorarken, neredeyse umut kesilmişken, Hacettepe Tıp Fakültesi'nde çalışmaları yapılan bir ilacı duyduklarını hatırladı doktorlar. İrtibat kuruldu, durum anlatıldı. Hematoloji bölümünden Şerafettin Kirazlı geldi. “Sorun değil” “Kolay, hallederiz” diyerek cebinden bir tampon çıkarıp şaşkın ve umut dolu bakışlar altında Hakan'ın kanamalı bölgesine koydu. 3 sn. sonra kan durmuştu. Hakan'ın annesi birden ok gibi fırlayıp hocanın bacaklarına sarıldı. “Allah senden razı olsun Oğlumu kurtardın!”...

Yukarıda anlattığım olay, bir kurgu değil tamamı yaşanmış bir gerçek. Bu olayın iki kahramanı vardır. Birincisi kanamayı durduran mucize sıvı Ankaferd, ikinci ve bu olayın gizli kahramanı mucize ilacın mucidi hemşehrimiz Hüseyin Cahit Fırat’dır.

Yapılmamış işlere ve ilklere imza atmayı seven hemşehrimiz Hüseyin Cahit Fırat, Türkiye’de ilk sivil havacılık müsaadesini alan ve ilaçlama uçağı alarak havadan ilaçlamayı ilk yapan bir müteşebbis. Yine bir ilki yapan, Hidrojenle çalışan ve çevreye hiç zarar vermeyen otomobilleri kendi şirketi bünyesinde hala kullanan biri...

Tamamen bitkisel içerikli, kendinden steril ve antibakteriyel olan Ankaferd, etki mekanizmasıyla dünyada bir ilkti ve muadili de bulunmuyordu. Dünyayı ayağa kaldıran Ankaferd yüzyılın buluşu olarak nitelendirildi.

“Ankaferd” in tanıtımı sırasında bu muhteşem icada bakışın hiç iyi olmadığını ve kendine inanmayanların, sen güneşi tersten doğdurmaya çalışıyorsun diye eleştirdikleri H. Cahit Fırat yılmadan makaleler hazırlayıp, ilacın patentini aldı. Hemşehrimiz, patent sürecinde Sağlık bakanlığı’nın kendine çok yardımcı olduğunu, işleri çabuklaştırdığını belirterek bakanlığın hakkını teslim ediyor.

Dış ülkelerin patent için teklif ettiği rakamları söylesem inanamazsınız diyen, ABD’nin biz rakam vermiyoruz, sen istediğin rakamı yaz diyerek açık çek verdiği, milliyetçi duyguları yüksek bir kişilik olan hemşehrimiz bu tekliflerin hiçbirini kabul etmemiş (Yabancı ülke temsilcilerinin randevu taleplerini kibarlıktan kabul ettiğini belirtiyor) ve Türkiye’de bir ilk olan patenti kendimize ait olan, her şeyiyle bizim olan bir ilacın patenti alınmıştır. Hacettepe Üniversitesi Hematoloji Bölümü'nde yapılan testlerden sonra ilk Türk patentli ilaç olarak tarihe geçti.

Hüseyin Cahit Fırat, dedesinin şifalı bitkilere karşı merakından dolayı kendisinin de ilgi duyduğu bitkilerle uzun yıllar haşır neşir olmuş ve büyük paralar harcayarak, 30 yılı aşkın yoğun çalışmaları sonucunda trafik kazalarında ve askeri çatışmalarda can kaybını büyük oranda azaltan “Ankaferd” isimli ilacın mucidi olma başarısını yakalamıştır.

Malatya’lılar olarak gurur duyduğumuz 1952 yılında Malatya’da Arapgir’de doğan Hüseyin Cahit Fırat, Malatya’dan üniversite tahsili için ayrılıp İstanbul’a gitmiş, İktisat Fakültesini bitirdikten sonra ve bir otomotiv firmasında çalışmaya başlamıştır.

Türkiye sevdalısı olan hemşehrimize pek çok yabancı ülkeden, Almanya'dan, Fransa'dan, Hollanda'dan, İsviçre'den, ilaç ruhsatını kendi ülkelerinde almaları için inanılmaz teklifler gelmiş ama Hüseyin Cahit Bey hiçbirini kabul etmemiştir.

Çünkü hayalinde hep “Türkiye'nin yurt dışına ihraç edecek stratejik bir ürünü olsun” düşüncesi ağır basmıştır.

Ud, bağlama çalan ve güzel bir sese sahip olan ve özellikle Arguvan havalarını çok güzel okuyan Fırat, acı veren bir hastalığa yakalanarak sesini kaybetti...

Kanser hastalığı için ilaç arayışına giren Hüseyin Cahit Fırat, hastane enfeksiyonlarını yok edici ve bağırsak ve kolon kanserli hücrelerinin çoğalmasını önleyici ilaçların bulunduğu müjdesini verdi.

Dünya ve Türkiye basınında 43.000 kez haberi yapılan, İsveç ve daha birçok Avrupa ülkesinde ansiklopedilere giren, 346 makalesi dünyanın önemli tıp dergilerinde yayınlanan tüm dünyanın ilgisinin üzerinde olduğu, dünya beyfendisi hemşehrimiz Hüseyin Cahit Fırat’a sağlıklı bir yaşam diliyorum...

Yine bir değerimizi andık sizlere de hatırlattık...

Selam olsun Türkiye’nin adını dünyaya duyuran Malatya’mın güzel insanlarına…

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.