Gençliğine güvenme, o çağları yaşadım
Ben de bir zamanlar, gönüllerde paşaydım.
Şimdi bak neredeyim, ibret ile seyreyle
Kayık bile yanaşmaz bu eski iskeleye.
Bülbül gibi ötmeyi beceriyor kargalar
Yüzüne güle güle çarpıyor hep dalgalar.
Çevirmedin bahçeni, gelen, giden gül yoldu
Sevdayla seyreden de güzel bağından oldu.
Bu da böyle bir illet; umut vermek el etmek
Uzak şehirleri seziş, mendillere gel etmek.
Fıkralarda kaldı, dala oturup kesmek
Nafile, artık boş, sevdalanıp da esmek.
Kimin eli kim bilir, kimin cebinde turlar
Şiirle yapılıyor, hassas ve derin kurlar.
Bakarsın üst perdeden ötüyor bir akbaba
Bu yanda yel bekliyor, çiftçi elinde yaba.
Uzaktan bir geveze cırcır böceği gibi
Ötüyor hiç durmadan sanki çağın edibi.
Bazen de bir çaylak, katılıyor koroya
Ilık müzik meltemi, dönüşüyor boraya.
Üzülürdüm eskiden, şimdi tınmaz olmuşum
Fırat’ta yüze yüze artık ben yorulmuşum.
Bir ayağım çukurda, zaman eritiyorum
Mezhebi genişlere bakıp da gülüyorum.
Kapılar aralıydı, şimdi tamamen açık
Hemen şakıyıverdi, bizim kıdemli kaçık.
Dumanlı günü hiç sevmez mi ki kurt
Zaten onun için, özlenen bir ana yurt.
Başka vereceğim yok, duam size hediye
Ve sonra teker teker, hepinize methiye.
Safvet* aradım hep, ömrümce ben sevdada
Rüchan* saymadım hiç, kendimi bu dünyada.
Mümted*giden inada, ısrarım da yok artık
Etraf dolmuş, taşıyor çeşit çeşit münafık*.
Ne-Di aldırma boş ver, bu dünya sarhoş
Dediklerin hem acı, he mi de mayhoş.
Necati DİKMEN
*Safvet : Arılık, temizlik
*Rüchan : Üstünkük, yeğlik
*Mümted : Uzayan, sürüp giden
*Münafık : Arabozucu, ikiyüzlü
Not: Bu açıklamam genç arkadaşlar içindir. Ustalar için değildir