ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

Malatya’da yılların öğretmeniydi.

12 Eylül öncesinin hızlı ülkücüleri arasında adı geçerdi.

Sağ-Sol olaylarının artış gösterdiği günler de ön saflarda göze batardı.

12 Eylül Darbesinin ardından yargılandı sonra da kendi halinde, siyasal olayları derinlemesine yorumlar ve değerlendirirdi.

Ülkücü olduğunu ve davasından asla vazgeçmediğini de belirtirdi.

12 Eylül Darbesini de kendi bakış açısıyla değerlendirirdi.

Yıllar sonra tekrar karşılaştık, yazdığım bir yazıdan dolayı bir hayli etkilendiğini ve yaşadığı bir olayı anlattı:

-“Evdeyim bizim genç evladımız baktım bir şarkı mırıldanıyor.

-Bu gelen Veli Ağbaba, Ver elini Malatya…

Önce önemsemedim, sonra baktım bizim ülkücü geleceğimiz Evladımız, Veli Ağbaba’nın peşinde, resimler çektiriyor, Otobüsünü alkışlıyor, şaşırdım kaldım.

Sonunda dayanamadım bak oğlum biz ülkücü bir gelenekten geliyoruz, senin Veli Ağbaba merakın nereden geliyor dedim. 1980 Öncesinde bizim dava gördüğümüz olayları anlattım, kavgalarımızı, siyasal olayları, hapis yattığımız günleri, çektiğimiz çileleri tek tek anlattım.

Oğlum beni dinliyor ama bana tuhaf gelen hareketlerle, ara da bir kafasını olamaz gibisinden sallayarak, 1980 öncesinde yaşadığımız olaylara bir anlam veremiyordu. Hele hele Vurmalara, kırmalara, siyasal olayları dinledikçe bana peki neden bunları yaşadınız der gibi bakışlarıyla bir şeyler anlatmak istiyordu.

Sonra dayanamadı, söylediğine de pişman oldu ama “Baba siz bu kadar düşüncesiz olamazsınız. Niye vurma kırma yerine niye konuşmadınız. İnsan insana niye vursun ki, bir cana nasıl zarar verebilirsiniz. Bak biz arkadaşlarımızla tartışıyoruz, onları dinliyorum, çok şeyi onlardan öğreniyorum, düşünüyoruz doğruda bir araya geliyoruz…” diye bana bir de ders vermez mi?

Düşüncesiz kelimesi kafama takıldı. Sabaha kadar bunu düşündüm. Bu kelimenin anlamını biliyordum.

Yılları geri döndürmek çok zordu ama ben dava gördüğüm geçen yıllarda yaşadıklarımızı oğluma dahi anlatamıyordum. Gerçekten de bizler neden kavga ettirildik, 70 Kuşağını neden heba ederek harcadılar.”

Sonra ne oldu? Dedim.

“Ön yargıları kırdık, sonra ben de Veli Ağbaba’yı takip etmeye başladım. Rozetimi çıkardım ben Malatya İttifakının adayıyım demesinden çok etkilendim. Malatya milliyetçisiyim demesi ve de deprem süresince Malatya’da yaptıkları beni de oğlumun peşinden sürükledi.”

İşte bir Veli Ağbaba hikayesi… Dostumuz çok etkilenmişti, anlatırken gözleri yaşarıyordu.

***

Bir başka hikaye de daha ilginçti.

Malatya’da ve diğer illerde bürokrat olarak görev yapıyordu. Solcu, devrimci denildiği içinde sık sık sürgüne gönderilirdi. Tayinleri dolayısıyla çok sayıda il’i gezmek zorunda kalmıştı.

Oda hikayesini anlattı:

“Gençliğimiz de eve gelmeyen genç sizin değildir” sözü hep aklımdadır. Genç delikanlı oğlum eve geç gelmeye başladı, nerede diye soruyorum annesine arkadaşıyla birlikte cevabını alıyorum. Eve geç saatlerde gelmeler sıklaşınca bakayım bizim delikanlıya dedim.

Bir genç delikanlı ile uzun sohbetler yaptığını Cafe de gördüm. Bazı arkadaşları da vardı. Mutlu ve şen bir şekilde konuşuyorlardı. Olumsuz bir durum görmedim. Sonra bir gün oğlumun konuştuğu genci bir zamanların hızlı sağcıları ülkücüleri arasında bildiğim bir beyle yürürken gördüm. Nasıl olur diye düşündüm. Bizim delikanlı da iyi bir devrimci olduğunu söylerdi. Devrimci ve ülkücünün çocukları bir arada sıkı arkadaşlıklarına tanık oldum. Sonra bu iki arkadaşın tartışmalara hatta küçük kavgalara birlikte girip birbirlerine arka çıktıklarını öğrendim

Annesine anlattım, bir hayli şaşırdı. Çıkarılan tayinleri hatırladı, olamaz dedi. Sonra ikimiz de bir konuda birleştik. Oğlumuz o ülkücü ailenin evine kadar gidip konuşuyorsa tehlikeli bir durum yoktur dedik. Sonra bir gün arkadaşının babasına selam söylemesini istedim. Şaşırdı tanıyor musun dedi. Evet ona benim oğlum olduğunu söyle tanır dedim.

Bizler bizim oğlumuzu sorgularken, kime gidiyor geliyor diye düşünürken Ülkücü baba da bizim oğlumuzu araştırmışlar, benim oğlum olduğumu öğrenince de ortak karara varmışlar. Beyefendi eşine aynen “Hanım o adam dürüst bir bürokrattı, devrimciydi, solcuydu, çok da tayinini çıkardılar ama onun hiç kimseye bir kuruş zararı olmamıştır. Oğlumuz iyi bir arkadaş ve dost seçmiş” diye de değerlendirmede bulunmuşlar.

İşte bir zamanların Malatya’sındaki ülkücü ve devrimcilerin çocukları Veli Ağbaba’yı desteklemek için bir araya gelmişler. Babalar ve anneleri de peşlerinde… 45 yıl öncesinde yaşadıklarını değerlendirmeye devam ediyorlar. Dostluklar bile başlamış, karşılıklı ziyaretlerde bulunmuşlar.

İşte “Bu gelen Veli Ağbaba, Ver Elini Malatya” sloganı etrafında birleşen gençlerin böyle hikayeleri var. Birleştiren ve kaynaştıran bir siyasetçimiz var artık.

****

Veli Ağbaba seçimi kaybetti ama hiç üzülmedi. Ama gençler çok üzülmüştü, mesajlara cevap vermek için çalışıyordu. Ağbaba en çok da gençlerin hayalini gerçekleştiremediğine üzülmüştü. Gençler çok çalışmışlardı, CHP adayına oy verdirmek için aile bireylerini yakın takibe almışlardı.

-Gönülleri kazandık dedi. Binlerce genç dostum var artık. Çalışmaya devam.

İftar yemeklerini vermeye devam etti. Sonra gençlerle bir araya gelmeliyiz diyerek bir iftar yemeği verdi. Fazla gelen olmaz diye düşünüldü, kaybeden bir adayı kim görmek isterdi ki diye tahminler de bulunuldu. Bin 500 kişilik bir iftar hazırlığı yapıldı.

Ancak Malatya’nın genç filizleri adeta aktı Nikah Sarayına. Tüm salonları, kapalı alanları gençlere açıldı, oturacak yer kalmadı. Oldukları yere, sahneye çömeldi gençler. Veli Ağbaba’da oturdu yanlarına. Salonda 3 binden fazla genç vardı. Yemekler paylaşıldı, kalabalık daha da arttı.

Müthiş bir manzara. Bir siyasetçiye gösterilen desteğin tavan yaptığı gurur tablosu.

Yok öyle bir güzellik. Kaybeden Veli Ağbaba, gençlerin gönüllerini kazanmış.

“Gençler sizlerden özür diliyorum” dedi duygusallaşarak ve gözleri yaşararak:

Ben sizleri kazandım, Bundan sonra da hep birlikte yürüyeceğiz. 19 Mayıs’ta büyük bir gençlik Konseri düzenleyelim mi? Diye sordu tüm gençlere “Evet” yanıtı salonda yankılandı.

Hangi Sanatçıyı istiyorsunuz diye sordu?

-Gençler Halük Levent ve Duman isimlerini tercih ettiler.

Gençlerin sevgisini kazanan Veli Ağbaba artık bundan böyle siyasetin değişmez markası olmuştur.

Arkasına Malatya gençlerini, çocuklarını ve kadınlarını alan Ağbaba’nın bileğini bükmek artık çok zor.

Sanırım bir 5 yıl kadar daha “Bu Gelen Veli Ağbaba” şarkısını dinleyeceğiz.

Malatya’nın Gençleri Veli Ağbaba ile yürümeye devam ediyor.

Arkasında çocuklar ve kadınlar da var…

Malatya siyasetine renk getiren, coşku veren, Malatya’yı sahiplenen gençlerin kadim dostu Veli Ağbaba’yı bizlerde tebrik edip başarılar diliyoruz…

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.