ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

Bugünkü gezi rotam Hekimhan- Yağca Geyik ve Dağ Keçisi üretim Merkezi. Beydağından aşıp Malatya ovasının topraklarında günü selamlayan güneş sarı çarşaf gibi serilmişti.

Sabah serinliğinde Dilek kasabasından geçerken kayısı bahçelerinin kenarlarında sıralanmış dut ağaçlarının altına serilmiş bezlerden dut toplayan kadınlar allı güllü giymişler bir çiçek bahçesi gibi görünüyorlardı. Karakaya Baraj gölü uzantısında olan karayolu ve demiryolu köprüsünü geçtikten sonra tarlalar ekilmiş. Tarlalar alabildiğine yeşil. Malatya’nın en verimli, en mamur Yazılıhan ovasında yol almaktayım.

Yol kenarlarında al bayrağımız gibi dizilmiş gelincik çiçekleri görsel bir şov sunuyordu. Arabayı sağa çekip gelincik fotoğraflarını çektim. Sarsap tünelini geçip dağlara doğru tırmanırken sağ tarafta Boztepe baraj gölünün suları çevredeki köylere kadar yükselmişti. Göl içinde küçük küçük adacıklar oluşmuştu. Bitki örtüsü değişmiş tepeleri meşe ağaçları kaplanmıştı.Malatya- Hekimhan arası 80 km. Hekimhan'a yaklaşık 20 km. kala köy yollarının kavşağında yol tabelasında Yağca yaban hayvanı üretme istasyonu yazıyordu. Meşe ağaçları ormanı arasında tel örgüsü üzerinde "Yaban hayvanı üretme istasyonu Avlanmak yasaktır" tabelasını görünce tel örgü çitini takip ederek asvalt yapılmamış stabilize yoldan yaklaşık bir km sonra varış noktasına ulaştım. Bahçenin çardağında oturanların merkezde görevli veteriner , şoför , bekçi olduğunu öğrendim. Sohbet esnasında

Hekimhanlı Emekli Görsel sanatlar öğretmeni olduğumu
Malatya Sonsöz gazetesinde Araştırma ve inceleme , tanıtım yazıları yazdığımı, Yağca Geyik ve Dağ Keçisi üretim Merkezinin tanıtımını yapmak yaban hayvanların fotoğrafını çekmek için geldiğimi söyledim.

Çardakta çay ikram ettiler. İstasyon hakkında sohbet ettikten sonra görevli bekçi hayvanların olduğu bölgelere girilmesinin yasak olduğunu. Müdürlükten resmi izin almam gerektiğini ama gözetleme kulesine çıkarak fotoğraf çekip, teleskopla araziyi seyredebilirsin dedi.Kuleye çıkarak yeşil deniz gibi meşe ormanı ağaçların arasında hayvanları izledim fotoğraf çektim.
***
Meşe ağacı ile ilgili araştırmalarımda
Meşe ağacı Anadolu insanının yaşamını ve kültürünü en derin etkileyen ağaçlardandır. Adına türkü yakılan meşe ağacı . Meşe ağacı bazı yörelerde halkın koruyup kolladığı, bazen de dilek ağacına dönüştürdüğü, Meşeler de görevli memurlar gibi konukseverdi...

"Antik çağlarda meşe dallarının rüzgârda hışırdamasıyla çıkan ses Baştanrı Zeus’un nefesi olarak algılanır ve Tanrısal bir işaret sayılırmış.

Meşe ağacının meyvesi ise palamuttur. İlkbahar başında çiçek veren, sonbaharda da meyve veren meşe ağacının tohumuna ise pelit denir. Pelit, palamudun içerisinde yer alan ve kestane benzeri bir yemiştir. Meşe ağaçları birçok hayvana da yuva olmaktadır. Kuşlar ve kemirgen hayvanlar bu ağaçları ev olarak kullanmakta, ek olarak kemirgen hayvanları ağaç kabuklarını yemektedir. Meşe ağacı kabukları oldukça besleyicidir ve bu yalnızca hayvanlar için geçerli bir besin değildir.
Meşe ağacının diğer ağaç ve otların yetişmesini engellememesi, onlarla birlikte yaşaması, antik-çağlarda bu ağacın konuksever ve barışçı olduğu şeklinde algılanması sonucunu doğurmuş olabilir. Nitekim Anadolu’da çok nadir ve tehlike altındaki endemik türler meşe ormanlarında
endemik acı çiğdem, inci sümbülü yetişir.

Malatya il müdürlüğünde ayrı bir binada bulunan Malatya Yaban Hayatı Tanıtma Merkezi koronavirüs salgını nedeniyle kapatılmıştı. Daha önceleri bu merkezi gezip içeride bulunan hastalanmış ve telef olmuş yabani hayvanların içi doldurularak sergilendiği
Ölü hayvanları doldurma sanatı (taksidermi)gezerek fotoğraf çekmiştim. Müzelerdeki dioramalar, ziyaretçilere hayvanları doğal yaşam alanlarının yeniden yapılandırılmış halinde görebilme imkanı sunmaktadır.Bu kadar güzel bir müze beklemiyordum; Burada görevli kişi halka açık bu müzenin özellikle okul gezilerinde öğrenciler tarafından beğeni ile izlendiğini söylemiştir.
***
Yeryüzünde ormanlar, meralar ve sulak alanlar gibi yabanıl alanlar yaban hayatının barındığı, beslendiği ve ürediği doğal alanlardır. Bu alanlar yenilenebilir doğal kaynaklarımızı içermektedir. Ancak, bu kaynakların devamlılığı koruma ve kullanım dengesinin kurulması ile mümkün olacaktır. Geçtiğimiz yüzyılda özellikle gelişmiş ülkelerdeki hızlı nüfus artışı tarım alanlarına ve ürünlerine olan talebi arttırmıştır. Yabanıl alanların tarım alanlarına dönüştürülmesi, sanayileşme, tarımın mekanizasyonu, tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanımı ve kontrolsüz avcılık yaban hayatı habitatlarını olumsuz yönde etkilemiştir. Bu nedenlerle yaban hayatı habitatlarında meydana gelen bozulmanın boyutları tehlikeli seviyelere ulaşmış ve birçok bitki ve hayvan popülasyonları kaybolmuş veya nesilleri tehlike altına düşmüştür.

Av ve Yaban Hayatı
Yaban hayatının kendi içerisinde kuralları ve doğal yasaları vardır. Yaban Hayatının devamlılığı, sistem içerisindeki kurallara saygı gösterilmesi ve doğal yasalar çerçevesinde oluşan dengenin korunmasına bağlıdır. Bu ise koruma ve kullanma dengesinin sağlanması ile mümkündür

Türkiye’de av ve yaban hayatı T. C. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğal Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilmektedir.
Av ve yaban hayvanı üretme yeri ve istasyonları ile kurma merkezlerinin kuruluşu yönetim ve denetim hakkında yönetmelikte av ve yaban hayvanlarının doğadaki popülasyonlarını koruyarak devamını sağlamak amacıyla üretme yeri ve istasyonları ile av ve yaban hayvanlarının bakım ve tedavilerinin yapılacağı kurtarma merkezlerinin kuruluşu, yönetimi ve denetimine ilişkin usul ve esasları düzenler.” yazmaktadır.

Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları Türkiye'de 82 adet Yaban Hayatı Geliştirme Sahası bulunmaktadır. 15. Bölge Müdürlüğü’nün ( Malatya )kapsadığı İller: Kahramanmaraş, Malatya, Sivas, Tunceli, Elazığ, Diyarbakır, Batman.

HEKİMHAN - YAĞCA GEYİK ve DAĞ KEÇİSİ ÜRETİM MERKEZİ

Hekimhan'da karasal iklim özellikleri ağır basan bir iklim kuşağındadır.; yazları sıcak ve kurak,kışları soğuk ve kar yağışlı geçer. 2005 yılında 1180 rakımlı 70 hektarlık alana Yağca mevkisinde kurulmuştur. Burada Geyik ve Dağ Keçisi Üretim İstasyonunda memeli yaban hayvanı üretimi yapılmaktadır.
Kuruluş amacı nesli tehlike altında olan tükenmeye yön tutmuş hayvanların bu bölgede tekrar yetiştirilerek, belli bölgelere yerleştirilerek yaban hayatına canlandırma sağlamak, bu üretim istasyonunda barınan hayvanlar hakkında edindiğim bilgilere göre.

15 yıllık geçmişi olan bu kurumda Haziran 2020 tarihi itibariyle İle Yaban hayvanların sayısı
Karaca: 6 baş (3 erkek, 2 dişi, 1 yavru)
Ceylan: 21 baş
Yaban Keçisi: 4 erkek, 3 dişi. 2 yavru. Bugünlerde yeni doğum bekleniyormuş.
Yaban koyunu ?

Önceki yıllarda yaban keçileri üretimi başarılı neticeler alınmış. Hatta av turizmi için dışarıdan gelen avcılar Bakanlıktan yasal avlanma izini alarak avlanma yapmışlar.

Bu istasyonda biyo çeşitliliğin takibi ve yasadışı avcılığın önlenmesi amacıyla foto kapan kurulum çalışmaları yapılmış.
Fotokapanlarla yaban hayatı kontrol edilmektedir.

Hayvanların takibi kontrolü için bir veteriner hekim görev yapmaktadır.

İstasyon tel örgülerle çevirili girilmez uyarı levhaları asılmıştır.24 saat kamerayla izlenmekte.

Bekçiler tur sistemine göre nöbet tutmaktalar. Gözetleme kulesinde dürbün ve teleskopla koruma memurlarca izlenmektedir.

Yağca Üretim İstasyonunda gelen ziyaretçilerin gözetleme kulesinde bulunan teleskop ve dürbünler ile üretim alanındaki hayvanları yakından görme imkanı bulunmaktadır.Üretim tesisine girişlerin ücretsiz İsteyen herkesin buraya gelerek yaban hayatını tanıma fırsatına bulabilir.

Yabani hayvanlar tedavi ediliyor:
Ceylan,dağ keçisi ,karaca üretiminin yanı sıra doğada yaralı olarak bulunan yabani hayvanlar da istasyonda rehabilitasyona giriyor. Çeşitli bölgelerde doğada yaralı olarak bulunan hayvanlar istasyona getirilerek tedavi altına alınıyormuş. Doğal uyumu gerçekleştirdikten sonra tekrar doğaya salınıyormuş..

Hayvanlar doğal bir ortamda yetiştirilmektedir.

Bitki örtüsü; Palamut meşesi, mazı meşesi, yaban armudu, alıç, dağın, ardıç ağacı ve maki bitkiler yetişmektedir. Nisan yağmurlarından sonra ağaçların altında yetişen kuzugöbeği mantarlar ,kır çiçekleri, ağaçlara yuva yapan kuş çeşitleri, sürüngenler ile sakin bir evren oluştur. İstasyonda iklime uygun ağaçlandırma çeşitleri yapılıp yapılamayacağı merak edilen sorular arasındadır.

Yemlemede şu hususlara dikkat ediyorlarmış. yetkili kişi “Yemleme aşırı kar yağışı olduğu zamanlar, aşırı soğuk olduğunda veya doğal bir afet olduğunda yapılmakta.Hayvanlara arpa ezmesi, kuru yonca ve yem bitkisi verilmektedir. Bunların dışında bilinçsiz yemleme yaban hayvanlarının yem bulma becerilerinin kaybolmasına neden olabileceği gibi hazırcılığa alışması nedeniyle doğada yaşamını sürdürmede zorlanırlar. Bilinçsiz sürekli yemlemede Karnı tok olması nedeniyle hareketsiz kalır donma tehlikesi geçirebilir ama yem bulmak için hareket eden yaban hayvanı hem aktif olur hem de yem bulma becerileri körelmez gelişir.” diyerek bilgi edindim.

Hayvanların Su Kaynağı;
Arazide kaynak su ve dere olmadığından , sondaj kuyusu açılmış.. İki farklı yere 3 er beton, bir toprak gölet yapılmıştır. Hayvanlar su ihtiyaçlarını buralardan karışılmaktadır.

2006 yılında Ulusal ve yerel medyada yer alan haberlere göre, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın, salgın hastalık nedeniyle neslinin tükenmesini engellemek için Karaman'daki yaşam alanından Malatya'nın Hekimhan ilçesindeki
Yağca istasyonuna on adet yaban koyunu getirilmiş. Yaban koyunları bölgeye uyum sağlayamadığından telef olduğu yazılmıştır.
Bu istasyonda bir ara geçiçi olarakta kanatlı hayvanlardan sülün de yetiştirilmiş.
***

Ulusal Medyada."Türkiye Yaban Hayatı İlk Yardım Hattı, WWF Türkiye tarafından hizmete açıldığını yazıyordu. Bu hat, haftanın 7 günü ve 24 saat yardıma ihtiyacı olan yaban hayvanlarını korumak amacıyla danışmanlık hizmeti veriyor. Yaralı bir yaban hayvanı gördüğünüzde, 0850 203 09 93 numaralı ihbar hattını arayarak, yardıma ihtiyacı olan yabani bir hayvana nasıl yaklaşmanız ve müdahale etmeniz gerektiği konusunda bilgi sahibi olabilir, bir hayvanın sağlığına kavuşarak doğaya geri dönmesine yardımcı olabilirsiniz.
Yaban hayvanlara zarar veren kişilerin para cezasına çarptırılmaktadır. “Bu suç, ‘Sahibi olmayan hayvanlara karşı işlenen suçlar ‘kabahatler’ kapsamına giriyor. Kara Avcılığı Kanunu’nun 4915 numaralı kararına göre yırtıcı hayvanların tüm yıl avlanılması yasak. İdari para cezası ise yaklaşık 12-13 bin lira’’ olduğu .bilgisi vardı.
***

Dünyanın son on yılda hayvan koruma yasaları açısından önemli ölçüde ilerlediği su götürmez bir gerçek."Doğal yaşamın insanlara sunduğu kaynakların korunması için devlet olarak kurumlarımızın bu konuda yasalara bağlı olarak görevleri var. Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezleri, insan kaynaklı olarak doğada zarar gören yaban hayvanlarına, ikinci bir yaşam şansı tanır. Ancak el- bette ki yaban hayvanlarına karşı önceliğimiz, onlara yaşamlarında ikinci bir şans vermekten ziyade, onları KORUMAK olmalıdır. Çünkü her canlı yaşama hakkına sahiptir. Yaban hayatı bilincinin toplumda geliştirilmesi ve yerleştirilmesi önemli bir konudur. Bu konuda yediden yetmişe toplumda her kesimin eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle yaban hayatına duyarlılık, çocuk yaşta verilecek eğitimler ile şekillendirilmesi gereken bir bilinçlilik halidir. Çocuklarımıza sadece yaban hayatı değil, biyolojik çeşitliliğimiz ve bu çeşitliliğin önemi, nasıl korunacağı, çevreye duyarlılık konuları da öğretilmeli ve hatta ilkokul ders müfredatlarında bu konulara yer verilmelidir.Unutulmamalıdır ki biyolojik çeşitliliğine sahip çıkamayan bir toplum, geleceğine de sahip çıkamaz!"

***
Öğretmen gözü ile Yağca Yaban hayvanlarının üretme istasyonunu için önerilerim.

Gözetleme kulesinin içi ve dışı bekçi binası ve bahçesinin açık hava müzesi olarak da değerlendirilmesi

İstasyonun tarihçesi yazılıp burada yaşayan hayvanların fotoğrafları çekilerek hayvanlarla ilgili bilgiler yazılarak pano halinde duvarlara asılarak sergilenmesi.

Tanıtım kitapçık ve katalogları yapılması. duvarlarda hayvan sevgisini anlatan veciz sözler, şiirler asılması.

Yaban hayvanları kitaplığı oluşturulması.

İstasyonla ilgili kısa tanıtım belgeseli yapılıp. Sergi salonunda ziyaretçilere izletilmesi.

Gözetleme kulesi ve idare binası etrafına Malatya İnönü üniversitesi Güzel sanatlar fakültesi , A.Kadir Eriş Güzel Sanatlar lisesi resim bölümü ile işbirliği yaparak öğrenciler tarafından yaban hayvanları resim, ve heykellerinin yapılması.
T.C.Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar15. Bölge Müdürlüğünün Malatya'daki binasının önündeki Atatürk büstünün etrafı çok güzel peyzaj düzenlemesi yapılmış. Büstün kaidesine Atatürk'ün orman ile ilgili bir vecizesi yazılmamış. Bir vecize yazılırsa eksiklik tamamlanmış olur.

Böylelikle Hekimhan-Yağça'daki gözetleme kulesi ve bekçi binası değerlendirilerek gelen öğrenciler ve ziyaretçilerin de ilgisini çekecektir. Uygulamaya geçirilen bu proje birçok ile Üniversite ve Eğitim kurumunun da araştırma ve ilgi odağı olacaktır.

 

   

   

   

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.