Hep dert yanmışızdır…
Malatya’yı yönetecek iyi yöneticiler seçemiyoruz diye…
Hepimiz yakınmışızdır…
Konuşan, sorunları gündeme getiren Oda Başkanlarını göreve getiremiyoruz diye…
Siyasetçilerimizden dert yanarız…
Sanki onları başkaları seçmiş gibi günah keçisi ilan ederiz.
Siyasi partilere tepkilerimizi iletiriz.
Seçimden seçime ortalarda görünmeyerek ilinin veya ilçesinin sorununa eğilmemelerini eleştiririz…
Konuşacak yetkili ararız.
Aman bana bulaşma zaman konuşma zamanı değildir cevaplarını alırız.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş Merkezli depremler Malatya’yı yıktı geçti.
15. Ayı geride bırakıyoruz hala belirsizlik sürüyor, sorulara cevap bulunamıyor.
Sadece Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın yükselen sesini ve tepkilerini duyuyoruz.
Bakın depremin ardından 16. Aya giriyoruz.
Hala Ne olacak sorusuna cevap arıyoruz…
Oysa depremin ardından İtfaiyede toplanan Malatya Afet Koordinasyon Merkezinde, muhalefet parti Milletvekilleri, hatta ilçe Belediye Başkanları çağrılmadan kararlar alınıyordu.
-“Sayın Bakanım biz yerinde dönüşüm istiyoruz…”
Kimdi bunlar, şehircilikten anlamayan Belediye Başkanları, her şeyi bilirmiş havasındaki siyasetçiler, dükkanımda dükkanım diyen oda başkanları, esnaflar ve siyasetçilerdi.
Bu toplantıda Bakanlık görevlileri konut yapılacak rezerv alanların gösterilmesi halinde konutların ihale edileceğini anlatarak ısrarla konut alanı isterken, Malatya’nın yöneticileri “Yerinde dönüşüm” şarkısını söylemeye devam ettiler.
Gelinciktepesi, Çamurlu ve İkizce bölgesinde gösterilen alanlara yapılan konutlar nerede ise bitme noktasına geldi. Altyapıdan sorumlu bilmem ne kadar başarılı diye yalakalar tarafından övgüler dizilen MASKİ, hemen arkasında yapılan deprem konutlarının alt yapısını yapmak işinin kendisine ait olduğunu bilerek alt yapıyı kaderine bırakmadı mı?
O günlerde de yazmıştım…
Nedir bu yerinde dönüşüm diye…
Şehir merkezinin altı su kaynıyor…. Zemin çok kötü… Burayla uğraşmak yerinde kalıcı konutların yapımına ağırlık verelim diye… Bilim adamları da bunu söylüyordu. Eski Başkan A.Münir Erkal Ankara’dan yol gösterdi; bir planlama ekibi kurun ve şehrin 50 yıllık ilerisini planlayın diye bağıra bağıra konuştu.
Tınmadılar bile… Plan nedir, proje nedir, 50 yıl ilerisini öngörmek nedir diye duymadılar, bildiklerini okudular.
Valilerimiz bunun için ilk hamleleri yaptılar, ancak siyasetçiler “dükkanım da dükkanım” diyen şahsi çıkarlarını düşünenlerin önüne düşerek bu hamleleri boşa çıkarttılar.
Gösterilen rezerv alanlarda yapılan deprem konutları hızla tamamlanıyor…
Yerinde dönüşüm yapan beylerimizin Şehir merkezinde ise ne olduğunu kimse bilmiyor. Akpınar’dan Emeksiz devamına kadar olan bölgede eski Han tipi işyerleri, çarşılar ve ofislerden bahsediliyor.
Önceleri 2 kat olarak planlanan bu çarşıların kat yüksekliklerinin 4 veya 5 kata çıktığı görülüyor.
Hele hele Malatya için hayati önem taşıyan, olmazsa olmazımız olan, eskiden böyle bir adı da olmayan bir de Kuyumcular Çarşımız olacak. Meğer Malatya’da Kuyumcular Çarşısı varmış da bizim haberimiz yokmuş. Cumhuriyet çarşısının adını Kuyumcular çarşısı yapmışlar, dükkanıma dükkan projesi de böylece gerçek olmuş!..
Bakırcılar Çarşısı mı dersiniz, Kayısı Satış Çarşısı mı dersiniz, Ayakkabıcılar dan tutunda, demirciler, hurdacılar bile düşünülmüş.
Yerinde dönüşümle Malatya çarşılara boğuluyor…
Malatya’dan 300 bin kişi göçmüş, yatırımcılar çoktan gitmiş, 200 bin kişi baraka tabiri yerlerde yaşıyor, Malatya’da yerinde dönüşüm türküsü çalınmaya devam ediyor.
Bugün yaşananları dün Afet Koordinasyon merkezinde karar alanlar hazırladılar.
Diğer şehirlerde ise kent yöneticileri önce rezerv alanlarda konut yapılması için yer tahsis ettiler ve buna ağırlık verdiler. Bu gün yüksek sayıda konut teslim etmeye başlamışlarsa, bunun sebebi de rezerv alanlarda yapılan konutların tamamlanmasıdır.
Malatya ise hala yerinde dönüşüm safsatasıyla uğraşıp duruyor.
Bu arada göç hala devam ediyor.
Geleceğin Malatya’sını hayal edenlerin umutları giderek kırılıyor.
16 Aydır konteynırda yaşayan ailelerin perişanlığı devam ederken, dükkan peşinde koşanların dediği oluyor.
Ne olacak bu memleketin hali…
Diye de dertlenmeye devam ediyoruz…