"İnsan hayatında, üç önemli geçiş dönemi vardır: Doğum, evlenme ve ölüm. Bugeçiş dönemiyle ilgili inanç ve uygulamalar, insan yaşamında son derece önemli bir yere sahiptir. Anadolu’nun birçok yöresinde olduğu gibi Malatya’da çeşitli inanış ve uygulamalar mevcuttur.
Doğumda uygulanan pratikler, hayatın normale dönmesi, çocuğun daha
sağlıklı olması, kötü ruhlardan korunması; "
Tıpkı Ocağı, Malatya'nın ilçelerinden Hekimhan’ın 1320 rakımlı beldesi Güzelyurt'un yedi mahellesinden biri olan Faraşlı mahallesinde ki, Ilıca ( Tıpkı Ocağı) kaynak suyudur. Burası, çocuğu olmayan ya da sürekli düşük yapan, koynunda görüp kucağına alamayan kadınların şifa aradıkları bir yerdir.
Doğup yaşamayan çocuklara "Tıpkı" oldu, tuttu derler .Hekimhan'ın Güzelyurt beldesindeki Tıpkı/Tıpka ocağına bu gaye ile gidilir
Bir zamanlar Ilıca Tıpkı ocağına yakın bir yerde oturan Göğ Hüsne denen bibi buraya gelen kadınlar karşılar yapılacak ritüelleri uygularmış.
Suyun gözesinde bir taşın üstüne düşük yapan kadın oturur. Gözünü ayırmadan suyun gözesine bakar. Bu esnada Göğ Hüsne elinde bakır tasla suyun gözesinden elindeki tası defalarca doldurur boşaltır . Ziyarete gelen kadının adını söyleyerek "Ayşe'nin tıpkısı isen gel" diye arda arda çağırır. Mırıldanarak dualar okur. Su böceği çıkınca kadına "ağ çıktı" der. Kadında sessizce bebeğinin düşük olmaması için dualar okur .Kadın trans halde iken, Göğ Hüsne buz gibi su doldurduğu tası kadının başına ansızın döker. Başına su dökülen kadın birden irkilir. Kendine gelir. Sonra sudan avuç avuç içer . Elini yüzünü yıkar. Suyun kenarında oturarak piknik yaparlar.
Tıpkı ocağına gelen kadınlar yanlarında getirdikleri şişelere, su küplerine suları doldururlar. Çocuk oluncaya kadar evlerinde saklarlar. Çocuk olunca bebeği yıkarken bu suyuda çocuğun kafasından dökerler.
Dileği kabul olanlar bebeği ile gelip adak kurbanı keserler . Lokma pişirirler bazende adak payı olarak dağıtırlar.
Hüsne Bibi'yede ziyarete gelenler gönüllerinde ne koparsa verirler..
***
Ilıca Tıpkı ocağı gözdesinden çıkan su mahellenin içme suyu olduğu kadar bağları, bostanları, ağaçları sulanmakta. Suyun geçtiği yerler cennet gibi görülmektedir.
15 Haziran 2020 tarihinde İğdeler çiçek açmıştı. Tıpkı ocağına yaptığım gezide. Gördüklerim karşısında hayrete düştüm bir o kadar da üzüldüm. Su gözesinin olduğu yerde. Kadınlar yün yıkıyordu, hayvanlar gözenin kanalında su içiyor. Baz insanlarda suyun gözesine eğilmiş su bidonlarını dolduruyordu. Su kendisine verilen görevi fazlası ile yapıyor . Ama sudan yaralanan insanlar suya gereken saygıyı göstermiyor.
Önceden Hekimhan, Güzelyurt Belediyesine ait olan Ilıca suyu, Büyükşehir Belediyesi yasasıyla 2014 yılından beri Maski'ye bağlanmış.
Ilıca'nın etrafında ki alanlar bağlar bahçeler özel mülkiyete ait. Hazineye ait bir ufak parça olduğunu öğrendim.
Suyun şu an kullanımı Güzelyurt Sulama Kooperatifi tarafından yapılmaktadır.
"Hekimhan , Güzelyurt Faraşlı- İsmailli Cumhuriyet Mahallesi Tarımsal Sulama Projesi DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından finansa edilmiştir. Proje yapım yılı 2014" büyükçe bir tabelasının arkasında,
Ilıca'nın bitişiğine yapılmış bir metruk bina dikkatimi çekti.Fotoğraflarda görüldüğü gibi pislik içinde bu yer. Bu bina içindeki odaların pencere hizasına kadar yosunlaşmış su dolu. Kurbağaların yaşam alanı olmuş, pet şişeler herşey atılmış.
Hekimhan Kaymakamlığı, Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi, işbirliği içinde bu güzelim doğa harikası yere sahip çıkarak etrafının temizlenmesi bir peyzaj mimarisinin yapacığı plan dahilde bir mesire yeri yapılması ile bu kötü görünümünden kurtulacak. Turizme doğa harikası bir yer daha kazandırılacaktır..