Aşşağı şeherde, çizgili zıbını ve iri gövdesiyle, Selçuklu eseri Namazgahın karşısında bulunan kayısı, dut, söğüt ağaçlarının gölgesinde yol kenarında beklerdi…
Yaşamı boyunca üstünde çizgili zıbını ve iri gövdesiyle hep ayakta yalın ayakla bekler durumdaki Haceli, konuşmaz kimseye sataşmaz kendi halinde gariban bir veliydi. Gelip geçen şöförler para verirdi. Şöförler ona para vermeden geçerlerse başlarına bir şey geleceğini düşünürler ve para vermeden geçmezlerdi.
Bu nedenledir ki, hiçbir emek ve çaba sarfetmeksizin havadan para kazananlara, "Sen de Haceli şansı var oğlum" demek ya da O kişi için sadece 'Haceli' demek, Malatya'ya özgü bir deyim olmuştu.
Haceli Malatya’da en çok tartışılan velilerimizdendir. Onun dış görüntüsünün kamuflaj olduğu onun gerçek bir evliya olduğunu söyleyen ve inanan çok kişi ve bununla ilgili bir çok hikaye vardır.
Bu hikayelerden biri şöyledir:
Haceli’nin yakın akrabalarından biri Haceli’nin gerçek bir evliya olup olmadığını öğrenmek için yanıp tutuşuyormuş...
Kerametlere bakıldığında evliya, dış görüntüsü, hali ise bir sokak delisi…Acaba gerçek Haceli hangisi? Merak edip dururmuş!
Samimi bir duyguyla Haceli’nin yanına gelmiş hısım, sana Evliya diyorlar, doğru mu?
Beni de aranıza almanız için ne yapmam gerekir?” Diye sormuş...
Haceli akrabasındaki samimiyeti görmüş... Ve ona:
“Ben ne dersem onu yapar mısın?”
“Evet yaparım”
“Söz mü?”
“Söz.”
“Bak caymak yok bu işte”
“Söz ne istersen yapacağım”
“Peki öyleyse…Senden isteğim şunlardır: Birinci olarak git karını boşa…İkinci olarak evini sat, parasıyla altın al…Bir çıkına sar sonra bana getir.”
“Peki tamam.” demiş akrabası...
İçindeki karşı konulmaz aşkla nefsine boyun eğmeden karısını boşar, evini satar, ve bu parayla altın alır. Altını da bir çıkına sarar ve Haceli’nin evine gelir…
Haceli evde yoktur…Fırat kıyısında olduğunu söylerler... Koşarak Bozbulanık akan Fırat kenarına gelir...Fırat ve deli mi, meczup mu, evliya mı olduğunu kestiremediği Haceli…
Haceli’yi görünce edeple selamlar…Karısını boşadığını evi satıp altın yaptığını tüm altınların bu çıkında sarılı olduğunu anlatır.
Haceli...
“O çıkını şu Fırat’a at der.”
Bir an tereddüt geçiren akrabasının aklına verdiği söz gelir…Altını hızla Fırat’a fırlatır…Boz bulanık Fırat bütün mal varlığını yutmuştur...
Haceli ayağa kalkar…
“Benim elimi sıkı tut” der…Acaba ne olacaktır…Kalbi hızlı hızlı çarpmaktadır…
Bir anda havalanırlar…Fıratın üzerinde akıl almaz bir hızla uçmaktadırlar…Dağlık bir bölgeye gelirler…Haceli meczup görüntüsünden çıkmıştır.
Ciddi bir generala benzemektedir…Şoförlere el sallayan onlardan para isteyen Haceli yoktur burada…Mağaranın kapısında başı açık akıl almaz güzellikte bir kız vardır.
Haceli “O kızın yüzüne tükür.” Der…Mağaradan içeri girer…Kız o kadar güzel bir yüze sahiptir ki…Kıyamaz böyle bir yüze tükürmeye…Kızın yüzüne tükürmeden içeri girer…
İçeride kırka yakın insan vardır…İçlerinden biri sohbete başlar…Diğerleri sessiz bir şekilde edeple sohbeti dinlemektelerdir…Sohbet bitince mağaradan çıkıp uçarak kaybolmaya başlarlar…Mağara çıkışında sağlı sollu öncekilerden de güzel iki kız bunları karşılar…
Haceli arkada kalan akrabasına
“Her iki kızın yüzüne tükür.” Der… Eşsiz güzellikteki bu kızların yüzlerine tükürmekten utanır. Bunu yapmaz.
Haceli’nin ellerinden tutar…Fırat’ın üzerinde uçarak….Başladıkları noktaya inerler…
Haceli
“İmtihanı kaybettin” der.
“Neden?”
“Her dediğimizi yapmadın. Kızların yüzüne tükürmedin.”
“Ama çok güzel ve masumlardı…Kıyamadım.”
“O kızlar senin nefsi arzuların, dünya tutkularındı”
“Eşim ve param ne olacak peki.”
“Evine git…Karın evde seni bekliyor”
“Ya altınlarım.”
“Şu ilerideki ağacık kovuğuna git bak.Oraya getirdik.” Der.
Haceli’nin akrabası koşarak işaret edilen ağacın kovuğuna bakar…Altın kesesi oradadır…
Haceli tekrar Eskimalatya sokaklarına gelir…Entari giyen deli bir meczup çevresinde köpekler dolanan bir sırlı adam görselliğiyle yaşamını sürdürür…
####
Kıbrıs Harekatı zamanında Eskimalatya’ya ziyarete gelenlere Haceli şöyle dermiş:
“Boşuna geldiniz…Burada hiç kimse kalmadı…Hepsi Kıbrıs savaşına gittiler.”
...
Eskimalatya’da 63 yaşında ahirete intikal eden ve yaşantısı gibi mütevazı bir mezarlığa defnedilen Haceli’ye (Hacı Ali Çalışkan) bir Fatiha gönderelim...
Bir velimizi daha andık ve de sizlere hatırlattık...
Selam olsun Malatya’mın güzel insanlarına