Edebiyat ölmedi, yaşıyor. Vınnık Cegeti’nde gezerken gördüm. Çıkmaz sokak olsa da, bizim sokağın, bizim dünyanın kaybolmaya yüz tutmuş bir köşesinden sesleniyor bize… Duyun sesimizi diye feryat ediyor. Yitik değerlerimizi, bizim geleneğimizi, bizim örfümüzü, bizim çocukluğumuzu bize hatırlatıyor.
Modernizmin, çılgın teknolojinin, yapay zekânın, baş döndürücü sosyal medyanın çıkmaz sokağından bizim kendi “çıkmaz sokağımıza yani cegetimize” çağırıyor bizi… Bizim ceget… Bizim oyunlarımıza, bizim o musmutlu olduğumuz küçük dünyamıza, ama bize ait, bizi bizim eğittiğimiz, bizi biz yapan, henüz biz bizken, biz bize diz dize yaşadığımız kendi cegetimize çağırıyor.
Edebiyat da dergi de ölmedi. Yaşıyor.
Komadayız. Küresel dünyanın herkesi tek düze, tek parça yaptığı, yerel adına ne varsa silip süpürdüğü, bütün farklılıkları yok edip kendisine benzettiği bir çağdayız. Yani yoğun bakımdayız. Dibe vurduk. Bize ait olmayan hayatları yaşıyoruz. Bir sel geldi, küresel bir sel, alıp götürdü bizi… Bizi biz yapan değerlerimizi söküp sürükledi, derin okyanusların içine bıraktı.
Kaybolduk.
Varız ama yaşamıyoruz.
Bize dayatılan, bize ait olmayan hayatın figüranları rolündeyiz.
Toprağımız aşındı, heyelan var. Köklerimiz kurudu, meyve vermiyoruz. Vahaydık çöl olduk. Çoğaldık ama birbirimize yabancılaştık. Tüketiyoruz ama beslenmiyoruz. Büyüyoruz ama zayıflıyoruz.
Çünkü edebiyat yok, yani edep yok. Edepli insanlar vardı eskiden, hayatları edebiyat, edebiyatları hayattı…
Ve bir ses bu gidişata isyan etti.
Durun ey kabalalıklar, Fe-eyne teżhebûn... (Nereye bu gidiş?) dedi. Sizi ateşe sürükleyen Batının çürümüş kokuşmuş çıkmaz sokaklarında kayboldunuz. Hâlbuki eskiden “biz” vardık. Bizim “ceget” lerimiz vardı. Bizim çıkmaz sokaklarımız en azından “bizim”di. Bizim “ceget”lerimiz başkalarının otobanlarından iyidir.
Evet, edebiyat ölmedi, yaşıyor. Cegetimizde bir çocuk doğdu. Adı “Vınnık Cegeti”…
Azerbaycan Nahcivan Devlet Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi yeğenim Yusuf Berkan Demir’in yönetimindeki “Vınnık Cegeti” isimli edebiyat, “Sadece Edebiyat” dergisi ilk sayısı ile edebiyat dünyasına adım attı. Yeni doğan bu edebiyat çocuğunun uzun ömürlü olmasını diliyoruz.
Yeğenim Yusuf’u gönülden tebrik ediyor, Vınnık Cegeti’ne hayat veren bizim cegetin çocuklarını muhabbetle kucaklıyorum.