ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

Dini bayramlarda özellikle de Ramazan Bayramında yapılan hayır ve yardımlar mümkün olduğu kadar gizli tutulurdu. Zaten dinimizin de emri bu yöndedir.

Bu cümleden olarak çocukluğuma dönecek olursam ramazanın ortalarında ya da en geç son haftası Sümerbanka gidilir mevsim kış ise bir top pazen eğer bayram yaza denk gelmiş ise bir top basma alınırdı. Alınan bu basma ve de pazen benim de yardımımla annem tarafından beşer metrelik parçalar halinde kesilip katlanır üst üste konulurdu. Daha sonra ayrılan parçalar o devirde poşet olmadığından gazete kağıdın dan yapılmış kese kağıdı torbalara yerleştirilirdi. Devamında benim ikinci görevim başlardı.

Bu görevi önemser ve büyük bir ciddiyetle rahmetli annemin tembihleri doğrultusun da yerine getirme çabasına girerdim. Daha doğrusu gizli bir iş yapmanın heyecanına bürünmemin nedeni rahmetli annemin verdiği liste ve talimatlardı.

-Bu kağıtta yazılı evlere teker teker uğrayacaksın, bayramlarını kutlayıp selamımı ileteceksin.

-Hava kararırken sessizce kapıları çalıp kimseye belli etmeden gizlice vereceksin. ( sanki esrar dağıtıyorum ) 

-Evde olmayanları yarın bir daha gidip yoklayacaksın.

Listede isimleri yazılı olan teyzeleri Malatya o zamanlar küçük olduğu için çoğunu ben de tanırdım. Aileler de yardım edeceği ihtiyacı olanları bilirdi zaten

Görevimi yerine getirdikten sonra sevinçle eve dönerdim.

Beş metre kumaştan bir elbise çıktığını annem artan bir parça kumaştan kendine de elbise diktiğinde öğrendim.

Rahmetli annem mekânı cennet olsun, o kumaş götürdüğüm teyzelerin bazılarının elbiselerini de dikerdi terzi parası vermesinler diye.

Gelelim beni etkileyen çocuk dünyamda çözmeye çalıştığım konuya;

Bir gün elbiselik kumaş götürdüğüm teyzelerden biri bize geldi, kapıyı ben açtım.

-Annen ev de mi çağam?

-Evet evde

-Buyur teyze otur deyip avluda bulunan köşkleri gösterip üst kata anneme haber vermeye çıktım.

Annem kapının çalınmasını duymuş olacak ki geleni avluya bakan pencereden bakarak görmüş kim olduğunu tanımıştı, o sırada çarşafını soyunan teyze avludaki çeşmede elini yüzünü yıkıyordu demek ki yaz sıcağında terlemiş serinlemeye yönelmişti. Annem bana havlu verdi aşağıya teyzeye yetiştirdim. Sonra kolonya döktüm.

Annem aşağıya inince hoş beş muhabbet başladı. Bense hayretle annemle gelen teyzenin aynı basmadan dikilmiş elbiselerine bakıyor, annemin üzerinde ki empirme kumaştan olan elbiseyi neden değiştirdiğini çözmeye çalışıyordum.

İleri ki yıllarda giysinin değeri ile öncelik ve yücelik olmayacağını öğrendim.

Necati DİKMEN

( Hasanmandallıoğlu)

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.