ALTIN
 3.043,36
DOLAR
 35,4900
STERLİN
43,1978
EURO
 36,2820

alatya, depremlerin hemen sonrasında kriz yönetmedeki süratini depremin yıktığı ve hasar bıraktığı yapıları ortadan kaldırmak ve yeniden inşa etmek konusunda kazanamamıştır. Yaşam alanlarının tahrip oranı bakımından Hatay’dan sonra ikinci sırada olan bir şehir; inşa konusunda çeşitli ölçütlere göre Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Adıyaman’dan sonra beşinci olmuştur. Hatta ihtiyaç duyulan konut ile gerçekleşme oranı bakımından sekizinci sırada yer almaktadır.

Bunların ana gerekçesi ne olabilir?

Bu soruya verilecek cevaplar tartışmalı bir durumu anlatmaktadır. Bir bakıma herkes kendi baktığı pencereden yorum yapmayı tercih edecektir. Bir grup yapılaşmanın niceliğine bakarak çok başarılı vurgulaması yapacaktır. Bir başka grup bazı çalışmaları yeterli, bazılarını yetersiz gördüğünü beyan edecektir. Başka bir grup hiçbir şey yapılmadığını öne sürecektir. Bu ihtimaller başka başka bakış açılarına göre artış da kaydedebilecektir. Ancak ana görüş üçe ayrılmaktadır. Bu görüşler yapılan çalışmaya olumlu bakanlar, olumsuz bakanlar ve bağdaştırıcı bir biçimde yaklaşım sergileyenler şeklinde sıralanabilir.

Her görüşün dikkate alınması gereken birtakım doğru yönleri elbette olacaktır. Bundan ötürü bir şey yapılmamıştır diyenlere katılırsak vefasızlık örneği sergilemiş oluruz. Her şey tam olarak yapılmıştır dersek ilimize ve insanımıza haksızlık yapmış oluruz. O halde hüküm olarak güzel şeyler yapılmıştır ancak Malatya’nın yaşadığı yıkım düzeyinin zamanında ortadan kaldırılmasına yetecek ölçüde çalışma olmamıştır demek durumunda olacağız.

Bu hali bizim için anlaşılabilir kılan faktörler mevcuttur. Bu faktörler: Yıkımın çok geniş bir alanda hakim olması, devletin bu kadar büyük bir yıkımın çabucak üstesinden gelebilecek bir bütçeye sahip olamaması, her yerde aynı anda yapılan yıkım ve yapımların işgücü açığı ortaya çıkarması, ekonominin enflasyon baskısı altında olması, kamuda ortaya çıkan yetki karmaşasının deprem bölgesinde kararları uygulamada zorluk yaratması gibi nedenler olarak sıralanabilir.

Malatya’nın mevcut halini bizim için anlaşılmaz kılan faktörler de mevcuttur. Bu faktörler de şu şekilde sırlanabilir: Malatya’ya ayrılan hibe bütçesinin sadece iki ilçesi yıkılmış Gaziantep’in bile 22 Milyon Euro gerisinde olması, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay’da inşa süreci sona doğru yaklaşırken, Malatya’da hala yıkılması gereken binaların bekleniyor olması, Çarşı projelerinin Hatay ve Kahramanmaraş’ta daha az katlı ve yollarının daha geniş olmasına karşılık Malatya’da daha çok katlı-daha dar yapılı bölmelere ve sokaklara sahip olması, belediyelerin üzerine düşen ruhsat vermek ve yerinde dönüşümü hızlandırmak vizyonlarının olmaması gibi örnekler verilebilir.

İkinci yılına yaklaşan depremlerin sonrasında Malatya’nın yukarıdaki hususların dışında bir ayrıcalıklı yönü de şanssızlık olarak kayda geçmiştir. O da artçı depremlerin en çok sayıda ve en yüksek düzeylerde diğer şehirlere göre daha fazla Malatya’da gerçekleşmiş olmasıdır. Bu durum Malatya’nın gündeminden depremin hiç çıkmamasını ve kaybedilmiş olan nüfusun geri dönüşünün diğer ağır hasarlı şehirlerin çok gerisinde kalmasını temin etmiştir.

Bu gerçeklikler ışığında, Malatya’nın kısa sürede toparlanabilip normal şehirler arasına girmesi mümkün değildir. Çünkü, deprem, Türkiye’de çok geniş alanda egemen olmuştur. Malatya’da da Türkiye’deki olgunun bir izdüşümü yaşanmıştır. Şehrin kuzeyinde çok az etkilenme var iken, güneyinde ise adeta taş üstünde taş kalmamıştır. İlk planda evsiz kalanların sayısının 500 ile 600 bin arasında olduğu görülmüştür. Söz konusu depremler döneminde en ağır koşullu mevsim koşullarını yaşayan iki yerden biri Malatya olmuştur. Malatya ve Elbistan arama ve kurtarma çalışmalarının günlerce -15 ile -20 arasında gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bundan ötürü de evsizlerin hepsine çadır temini sorun olduğu için ilk planda şehrin idarecileri nüfusu dışarı çıkarmak konusunda çok hızlı davranmıştır. Bu durum, insanları soğuktan kurtarmak veya imkanlar hazır olana kadar organize olmak için doğru olabilir ama giden nüfusun gittiği yerden geri dönmemelerinin ana gerekçesi olmuştur.

Zaten şehrin toplumsal ve kültürel yapısından ötürü ilk planda insanların toplu çadırkentlere de yerleşmediğini söyleyebiliriz. İlk günlerde insanlar ya kendi bahçe evlerine çok sayıda akrabasıyla geçmiştir, ya da il dışındaki akrabalarına gitmişlerdir. Çadırda kalmayı tercih edenler de kendi özel alanlarına inşa etmeyi tercih etmiştir. Konteynerkentlerdeki durum çadırkentlerden farklı olmuştur. Konteynerkentlerin daha güvenlikli, yardımlar içeren ve daha fazla evi andıran yapısı oraların benimsenmesinde etkili olmuştur.

Rezerv alan uygulaması her şeyini kaybetmiş insanların evlerini kendi başlarına inşa etmesi mevcut ekonomik koşullarda olamayacağı olgusundan dolayı belki de Malatyalılar için en geçerli inşa süreci olacaktır. Ancak bu inşa sürecinin mülkiyet hakkını göz ardı eden boyutları bu meselenin tartışmalı yönüdür. Özellikle kat, cephe özellikleri ve metrekare bakımından mülkü sağlam olanların mülklerinin yerine yapılan yapılarda sorunlar bulunmaktadır. Bu hususların çözülmesi durumunda, rezerv alan uygulamasının yerinde dönüşümden daha hızlı bir şekilde şehrin inşa ve ihyasını temin edeceği aşikârdır. Rezerv alan uygulamasının aksayan yönlerinin kamuoyu nezdinde istişareler yapılarak yeniden yapılandırılması anlamlı olacaktır.

Çoğunluğun yerinde dönüşümü istediği bölgelerde de hibe ve kredi olarak devletin verdiği kaynağın günün ekonomik koşullarına uygun hale dönüştürülmesi şart görünmektedir Yapılacak yeni düzenlemelerle bu tercihle inşa ve ihya süreci 100-200 sayılarından 10 bin sayılarına doğru gelişim gösterecektir.

Malatya’da vatandaş yaralı, vatandaş masum, vatandaş perişan. Ortalama Anadolu Şehri nüfusu kadar birey ilinden ve evinden uzakta durmaktadır. Bir o kadar insan da soğukta ve sıcakta yaşanılması mucize olan konteynerkentlerde yaşamaktadır. Herhalde bu durum Malatya’mızda her zaman tercihsel olarak gizlenmiş gibi görünmektedir. Hangi gerekçe ile şehrimizin önderleri bizde sorun yok, siz başka yerlere bakın ifadesini kullanmışlardır bu bilinmemektedir. Bu durumun faturasını deprem sonrasındaki bakışı büyük oranda etkilemiştir.

Bugün için Malatya’ya yapılacak şeylerden önemli olan bazı başlıkları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

  • Konteynerkentlerde kontrol dışı sahiplenme yapanların önlenmesi,
  • Rezerv alan uygulamasını vatandaşın malını küçülten ya da cadde üstünde mülkü olanların arka sokaklara ya da üst katlara gönderilmemesi,
  • Çarşı projesinin alt yapı ile ilgili sorunlarının ivedilikle çözülmesi,
  • İkizce’nin ulaştırma ve altyapı sorunlarının, önemli tedarik ihtiyacı gerektiren kuruluşlarının teşkil edilmesi,
  • Çamurlu TOKİ Konutlarının sorunlarının çözülüp teslimatının yapılması,
  • Orduzu Kaldırım Mahallesi!ndeki TOKİ Konutlarının yakınındaki çöp tesisinin bölgeden uzaklaştırılması ve konutların kanalizasyon deşarjının Turgut Özal Tabiat Parkı’na yönlendirilmesinin engellenmesi,
  • Şehir Merkezinin tamamında betonlarla önü kesilen dip suyunun sulama amaçlı olarak ovaya drenaj sistemiyle yönlendirilmesi,
  • İnşa edilen yerlerin kamunun bilgisinden uzak tutulmasından vazgeçilmesi. Özellikle inşaat ilerleme sürecinin basına ve kamuoyuna şeffaf bir biçimde aktarılması önemli olacaktır.
  • İnşa süreci devam eden yerlerde hak sahiplerinin mülkiyetinin durumunu bilmesi temin edilmelidir. Yani durumun gizlenmesi ileride çıkacak anlaşmazlıkların önünü kesemeyecektir.
  • Okullardan inşası başlamamış olanların ya kamu kaynağı ya da işadamlarına yaptırılacak şekilde hızlandırılması,
  • Şehrin demografik yapısının özünü koruması konusunda hassas davranılması. Malatyalılık kimliğinin korunması konusunda daha hassas davranılması.
  • Kaybedilen nitelikli ve niteliksiz işgücünün karşılanması için yeni teşvik tedbirlerinin alınması,
  • Kira yardımının sadece Malatya’da ve ağır hasarlı diğer dört ilde oturulması koşuluyla verilmesi,
  • Sokak aydınlatmalarının yeniden eskisi kadar güzel hale dönüştürülmesi,
  • Sağlık sisteminde ortaya çıkan personel açığının giderilmesi,
  • Deprem sonrası gidemeyen ya da sonradan şehre çabuk dönen yaşlı, engelli, kimsesiz ve yoksul kesimin maddi olarak korunması ve konut ediniminde öncelikler temin edilmesi,
  • Şehrin yıkım sürecinde ve sonrasında yaygınlaşan haşarelerin yok edilmesi için daha erkenden tedbirler alınması,
  • Şehrin yeşil dokusunun yok edilmeden yıkım işlerinin yapılması,
  • Belediyelerin deprem sonrası hantallaşmış yapısının ortadan kaldırılması. Özellikle temizlik konusunda yetersizlikleri had safhada bulunmaktadır.
  • Mahallelerde kaldırılmayan enkazların bir an önce kaldırılması. Özellikle bu enkazların üstüne çeşitli mahallelerde çöpler biriktirilmiş olması Malatya’ya yakışmıyor. Özellikle de belediyelerin diğer belediyenin üzerine attığı temizlemenin re’sen Valilik emriyle yaptırılması.
  • İnşa süreci uzun süren bölgelerde geçici asfaltlama, yama ve tamir işlemlerinin yapılması,
  • Atıkların düzenli depolanması ve şehirden uzaklaştırılması konusunda daha hassas davranılması. Bu durumun hava, su ve çevredeki düğer alanlarda kirlilik yarattığı görülmektedir.
  • Her konuda aksamalar ve işlemlerin doğruluğu denetlenmelidir. Denetim eksikliğinin hissedildiği konularda etkin ve fiili denetlemelerin yapılması.

Sonuç olarak Malatya’nın sorunlarının giderilmesi ve eskisinden daha güzel görünüme kavuşması hayalimizdir. Bu hayalimizin kıvamında gerçekleşmesi için hepimizin görevlerini tam yapması yerinde bir yaklaşım olacaktır. Malatya her şekilde Malatya Malatya bulunmaz eşin şekilde anılacak bir şehirdir.

Prof. Dr. Mustafa TALAS

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.