Kadim Malatya'da evler avlu içinde olduğu için, o avluların bir köşesinde mutlaka tavuk kümesi de bulunurdu.
Kümesi olan evlerin, hiç kuşkusuz bahçesi de var demekti.
Evin kalabalığına, ev sahiplerinin varlığına göre tavuk sayısı belirlenirdi.
Evde tavuk asarmak (beslemek, yetiştirmek, bakmak) az çok bilgi ve deneyim gerektiren bir işti. Evin en yaşlısı, genellikle böyükanalar bu işin uzmanı sayılırdı.
Kümes hayvanlarının alışkanlıklarını, bakımını bilirdi onlar.
Her gün pindeki (kümesteki) yumurta alınacaksa, hayvanı aldatma yoluna gidilirdi. Pine (kümese) yumurtaya benzer taşlar konurdu mesela. Tavuk o taşı yumurta sandığı için gidip onun yanına yumurtlardı. Daha sonra yumurta alınır, ama taş orda kalırdı. Tavuk yine oraya giderdi.
O taşa pingel denirdi.
Pingel koymadığınız zaman, hayvancık gidip başka bir yere yumurta bırakır; o da genellikle gözden ırak yerler oyurdu.
Pingel, tavuğun, hep aynı yere yumurtlamasını sağlardı.
Bu dediğim, çok eski zamanlarda, yani bizim çocukluğumuzdaydı.