ALTIN
 3.043,36
DOLAR
 35,4900
STERLİN
43,1978
EURO
 36,2820

Son yıllarda özlem duyduğumuz, bizi biz yapan değerlerdir, komşuluk.

Atalarımız komşuluğun, komşunun değerini öğretmek için boşuna dememişler; ‘’ev alma komşu al’’

veya ‘’Altın kapının gümüş kapıya işi düşer’’ diye.

Günümüzde yüksek bloklarla kaplı sokaklarda, mahallelerde fiziken daha yakınız ama duygu olarak da

bir o kadar uzağız. Selamlaşmayı, birbirimize gülümsemeyi unuttuk. Aynı mahalle de hatta bir

apartmanın aynı çatısı altında dahi birbirimizi tanımadan, hatta görüşmeden sözde ‘’komşuluk’’

yapıyoruz.

Eskiden komşulara pişirdiğimiz yemeğin kokusu gitti diye yemek gönderilirdi, komşunun kızı, gelini,

hatta tavuğu bile emanet görülür korur kollanılırdı. Komşu hakkı, komşu payı diye evin erzağından

bölünür paylaşılırdı. Gündüz kapı kilitlenmez , uzak bir yere gidilince de komşuya anahtar bırakılırdı.

Çocuklarımız, birbirimizin evinde büyür, oyun aralarında komşunun hazırladığı ekmek arası dürüm

atıştırılırdı.

Bağ, bahçe, kapı, him komşulukları olurdu. Malına mülküne senden önce onlar sahip çıkarlardı. Başın

darda kalınca bankandı, sırdaşın, akıldaşın, danışmanındı. Öyle ki komşu; akrabadan da öte saygı ve

sevgi görürdü. Aileden biri olurdu.

Ne oldu o komşulara, komşuluklara. Zor günde yanımızda, iyi günde arkamızda olurlardı.

Düğünümüzü de cenazemizi de birlikte yaptığımız can komşularımız. Neredeler, nerelere gittiler.

Çat kapı evine giriverdiğimiz, bir çimdik tuz, bir atımlık çay için minnetsizce kapısına vardığımız can

komşularımız nerede?

Bizi biz yapan değerlerimizi nerede unuttuk, hangi köşede kaybettik. Büyükşehirlerde insanlığımızla

beraber kaybolup gittik sanırım.

Yıllardır bu üzüntüyü, eksikliği günbegün daha çok yaşarken, yazları köyde yaşamaya başlayınca

umutlandım. Çok şükür bu güzel duygular, bu değerli miras köyümüzde yaşıyor ve

yaşatılıyor. Balaban’a taşındığım ilk günden bu güne kadar sağolsun varolsunlar, komşularım bana

hep bu değerlerle yaklaştılar. O güzel insanlardan şu cümleleri duymak bir ömre bedel açıkçası;

-yapacağım bir şey var mı Nermin abla?

-senin işin var akşama yemekle uğraşma bize buyur!

-dur abla, gelip ben yardım ederim.

- çay koydum gel içelim.

-ekmek pişirdim gel, yemek hazır gel, soba yanıyor üşümeyin gel….

Meğer komşuluk ölmemiş, meğer hala yaşatan iyi kalpli güler yüzlü insanlarımız, hemşerilerimiz

varmış. Biz büyükşehirlerde yaşayanlar öldürmüşüz, yok etmişiz geleneklerimizi, insanlığımızı.

Alemlere rahmet olarak gelen sevgili peygamberimiz ‘’komşusu açken yatıp uyuyan bizden değildir’’

demişken bizler, bir sıcak gülümsemeyi esirgemeyelim, bu değerleri, bu manevi mirası, bu hoşgörüyü,

bu değerleri yaşatalım.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.