70-75 YIL ÖNCE...
Biz çocukken doğa henüz tam anlamıyla kirlenmemişti; tarım ilaçları ve suni gübreler henüz icat edilmemişti.
Çobanlık yaparken, YANIMIZDA TAŞIDIĞIMIZ SU KABAĞINDAKİ VEYA TOPRAK TESTİDEKİ SUYUMUZ BİTERSE, kırsal kesimlerde nerede su bulsak, hayvanlarımızla birlikte tüketirdik. O zamanlar mikrop konusunda bilgimiz yoktu. Sudaki kaba maddeleri süzmek için gömleklerimizin eteğini ağzımızın önüne koyar, sözüm ona suyu süzerek içerdik.
Gölet dediğimiz durgun sularda sivrisinekler çoğalırdı. Geceleri toprak damlara serilen yataklarımızda bizi ısırır, kanımızı emer ve sıtma hastalığını bulaştırırlardı. Günlerce ateşler içinde kıvranırdık. Neyse ki, kinin adlı ilaç çıkınca bu durumdan kurtulduk. Kinin o zamanlar toz halindeydi ve çok acıydı. Bu nedenle göz kararı bir miktar sigara kağıdına sarılır, burnumuz sıkılarak ağzımıza konulur, üzerine bakır tastan su içirilirdi çünkü bardak yoktu.
1950’lerden sonra sıtma ile mücadele kapsamında durgun sular kurutuldu ve her taraf DDT adlı bir ilaçla ilaçlandı.
(DDT, sinek ve böceklerin kontrolünde kullanılan güçlü bir kimyasal ilaçtır. Ancak, doğada uzun süre kalıcı olması ve biyolojik birikime yol açması nedeniyle çevre ve insan sağlığına zararlı olduğu anlaşıldı ve kullanımı birçok ülkede yasaklandı.)
Artık tüfek icat olmuş, mertlik bozulmuştu. Tarım ilaçları ve suni gübrelerle doğa adeta zehirlendi.
Artık kırsal kesimlerde güvenle su içmek zorlaştı. Şehirlerde ise içme suları çeşitli şekillerde ilaçlanıyor. Damacanalara veya pet şişelere doldurulan suların kaynaktan çıktıktan sonra açık alanda güneş altında ne kadar süre bekletildiğini bilmiyoruz.
(Pet şişeler, güneşe veya sıcaklığa maruz kaldığında kimyasal maddeler salabilir. Bu maddeler, insan sağlığına zararlı olabilecek kimyasallar içerir. Pet şişelerdeki su, uzun süre bekletildiğinde hem tadını hem de sağlıklı içile bilirliğini kaybedebilir.)
Evlerimize ve mutfaklarımıza koyduğumuz su arıtma sistemlerinin de bazı zararları vardır. HADİ FİLTRE ÜCRETLERİNİİ SİNEYE ÇEKTİK DİYELİM. Sağlıklı suya kavuştuk mu? CIK!
(Örneğin, suyu aşırı derecede saflaştıran cihazlar, sudaki faydalı mineralleri de yok ederek sağlığımıza olumsuz etkilerde bulunabilir. Ayrıca, düzenli bakımı yapılmayan cihazlar bakteri üremesine yol açabilir.)
HADİ İÇECEK SUYUNU ARITTINIZ DİYELİM, KAP KACAĞINIZI, SEBZELERİNİZİ HANGİ SU İLE YIKIYORSUNUZ, BANYO HADİ NEYSE YÜZÜNÜZÜ GÖZÜNÜZÜ HANGİ SU İLE YIKAYIP DİŞLERİNİZİ HANGİ SU İLE FIRÇALIYORSUNUZ?
Kısacası, çocukluk dönemimizde arklardan, derelerden, göllerden içtiğimiz sular kadar doğal ve sağlıklı içecek su bulmak artık oldukça zorlaştı.