Anayasamızın eşitlikle ilgili 10.maddesine 2010 yılında yapılan değişiklikle “engelliler” kelimesi eklenerek engellilere pozitif ayrımcılık yapılması hedeflenmişti.
Anayasada yapılan değişikliğin üzerinden 10 yıllık bir süre geçmesine rağmen gerçek hayatta bunu ne kamu kurum ve kuruluşu, ne özel kuruluş ne de şahısların uyguladığını görmedim.
Eşit bir yaşam hakkı tanınmasını, pozitif ayrımcılık yapılmasını bir tarafa bırakın var olan yasal haklarımız dahi tek tek elimizden alınmaya başlandı.
Yasal haklarımız haksız bir şekilde ellerimizden alınırken var olan ve sözde engelli haklarını savunmak amacıyla kurulmuş bulunan federasyon ile konfederasyon yöneticilerimiz ise nedense bir araya gelerek ortak hareket etmekten halen kaçınıyorlar.
Neden bir araya gelmiyorlar, neden kaçınıyorlar anlamış değilim.
Bunlar kaçındıkça, seyirci kaldıkça haklarımızı gasp edenlerin ekmeklerine yağ sürdüklerini unutuyorlar.
İşte son aylarda art arda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına alan ve binlerce insanın ölümüne neden olan COVİD-19 Pandemisini gerekçe göstererek elimizden alınan haklarımızdan bir kaçı şunlar:
İlk önce Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) tarafından pandemi nedeniyle 28 Mart 2020 tarihinde “tüm vatandaşlar için” seferleri durdurmuştu.
Aradan iki aylık bir süre geçtikten sonra Yüksek Hızlı Tren (YHT) ve ana hat yolcu tren seferleri, 28 Mayıs 2020 tarihinde “tüm vatandaşlar için” yeniden başlatılırken hiçbir yasal gerekçe olmadan engellilere tanınmış olan ücretsiz seyahat etme hakkı askıya alınarak gasp edilmişti.
Türkiye genelinde engelliler tarafından gösterilen tepkilerin artması üzerine 20 Temmuz günü TCDD tarafından yapılan bir açıklama ile kısıtlamanın ortadan kaldırıldığı ifade edilmişti.
Ancak geçtiğimiz 7 Eylül 2020 günü HDP İstanbul Milletvekili olan ve kendiside tekerlekli sandalye kullanan engelli Musa Piroğlu sosyal medya hesabında paylaştığı bir videoda devletin salgını engelli haklarını yok etmenin aracı gibi kullandığını belirterek, “Bugün bilet almaya geldiğimde kota olduğu, bu kotanın dolduğu, bu nedenle bilet alamayacağımı, bilet alacaksam da paramı ödemem gerektiği söylendi. Üstelik benim parayla bilet aldığım vagon tekerlekli sandalyeyle girilen vagon ve tekerlekli sandalyeli bölümleri boş. Yani engelli vagonunda engelli bir birey olarak engelli koltuğunu kullanmak için bir para ödemek zorundayım. Ulaştırma Bakanlığı, bakanlığa bağlı hızlı tren müdürlüğü engellilere yönelik hak gaspına, yasa gaspına, yasal kazanılmış hakların uygulanmasına engel olmaya devam ediyor. Devlet, devletin kurumları engellilere engel olmaktan vazgeçmelidir.” dedi.
Alınmaya ve gasp edilmeye çalışılan diğer bir yasal hak ise toplu taşıma araçlarından ücretsiz (ki ücretleri devlet tarafından ödenmektedir) faydalanma hakkındadır.
Bu konuda Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği (TÖHOB) Yönetim Kurulu tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan bir açıklamada Ocak 2021'den itibaren ücretsiz taşımaya son vereceklerini duyurdular. Yapılan açıklamada “Belediyelerin zarar ettikleri ve özel sektöre devrettikleri toplu taşıma mutlaka kanuni bir altyapıya kavuşturulmalı ve ücretsiz taşıma konusunda önerilerimiz dikkate alınmalıdır. Şehit ailelerimiz, gazilerimiz ve güvenlik güçlerimiz hariç, Ocak 2021'den itibaren gelir desteğini talep etmeyerek ve cezai müeyyideleri kabul ederek ücretsiz taşımaya Türkiye genelinde mecburen son verilecektir. Çünkü işleticilerimizin ticari hayatlarına devam edebilmeleri için başka seçenek kalmamıştır.” dediler.
Son olarak, 26 Nisan 2020 tarihinde yapılması gereken 2020 Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı (EKPSS), tüm dünyayı etkisi altına alan COVİD-19 pandemi salgınının 2020 Mart ayında ülkemizde de ortaya çıkması nedeniyle önce 20 Eylül tarihine daha sonrasında ise 11 Ekim 2020 ertelenmişti.
Bu ertelemelerle yetinmeyen Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) yine engellilere yapacağını yaptı ve binlerce engellinin hayal kırıklığı yaşamasına neden oldu.
8 Eylül 2020 günü yaptığı yeni bir duyuruda ise “Başkanlığımızca 11 Ekim 2020 tarihinde yapılacağı duyurulan 2020 Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavının (EKPSS) uygulanma tarihi, Sağlık Bakanlığı “COVID-19 Bilimsel Danışma Kurulu”nun sınavın ilerleyen bir tarihte yapılması önerisi doğrultusunda ÖSYM Yönetim Kurulunca yeniden belirlenerek adaylara ve kamuoyuna duyurulacaktır. Sınav için ek başvuru tarihi ile kuraya katılacak adayların başvuru yapacağı tarihler de sınav tarihine göre yeniden düzenlenerek duyurulacaktır. Adaylara ve kamuoyuna önemle duyurulur.” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan Liseye Geçiş Sınavı (LGS), ÖSYM tarafından yapılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), Dikey Geçiş Sınavı (DGS), Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES), Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) gibi sınavlarda herhangi bir erteleme yapmayan ÖSYM, engellilerle ilgili olan EKPSS söz konusu olduğunda ise erteleme üzerine erteleme yapıyor.
ÖSYM tarafından diğer sınavlarda herhangi bir ertelemeler yapılmazken sadece engellilerle ilgili ertelemelerin yapılması Anayasanın eşitlikle ilgili maddesine aykırı bir durumdur. Yapılan açıklamalarda dahi ertelemeyi ne ÖSYM ne de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı üstlenmeyerek topu COVID-19 Bilimsel Danışma Kurulu”nun üzerine atıyorlar. Başta bakanlık olmak üzere ÖSYM yetkililerine soruyorum, COVID-19 pandemisi birçok toplantılar ile açılış törenlerine katılım sağlayan yüz binlerce insanları, onlarca sınavlara giren öğrencileri etkilemezken sadece engellilerin EKPSS sınavını mı etkiliyor? Yapılan YKS, DGS, KPSS, ALES gibi diğer sınavlara da engelliler girmedi mi? O sınavlarda herhangi bir tehlikeli durum yok muydu?
Sözün özü olarak, şimdi bu anlattıklarımdan sonra engellilerle ilgili federasyonlarımız ile konfederasyonlarımızın bir araya gelerek bu sorunlara karşı ortak bir tavır koyarak mücadele mi edecekler, yoksa haklarımızın ellerimizden alınmasını oturup seyredecekler mi? Herkes gibi ben de bunun sonucunu merak ediyorum?